5. İstanbul Finans Zirvesi

5. İstanbul Finans Zirvesi

Başbakan Yardımcısı Babacan soruları yanıtladı: (2)

İSTANBUL (AA) - Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Tek bir banka ile alakalı konularda BDDK yetkilidir, kurallar içerisinde gerektiği zaman gerekli adımı gözünü kırpmadan atar" dedi.

Babacan, Anadolu Ajansının üst üste ikinci defa global iletişim ortağı olduğu 5. İstanbul Finans Zirvesi'nde gündemdeki konulara ilişkin soruları yanıtladı.

Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch'in Türk bankalarının fazla borçlandığına ilişkin değerlendirmeleri ve Bank Asya'ya ilişkin sorular üzerine Babacan, Basel kriterlerine göre sektör için belirlenen sermaye yeterlilik rasyosunun yüzde 8 olduğunu ifade etti.  

Türkiye'de ise kriz öncesinde bu oranın yüzde 12 olarak uygulanmaya başlandığına işaret eden Babacan, oranın son dönemlerde yüzde 15-16 civarında seyrettiğini, bunun dünya standartlarına göre çok yüksek olduğunu söyledi.  

Ali Babacan, banka bazında takip ve denetleme görevini BDDK'nın yürüttüğünü belirterek, şunları kaydetti:

"BDDK, Bankacılık Kanunu'na göre hareket eder. Kanundaki maddeler de çok açıktır. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da BDDK, kurallar içerisinde, banka banka ne gerekiyorsa kuşkusuz yapacaktır. Herhangi bir banka ile ilgili hangi adımın atılıp, hangi adımın atılmayacağı kararı da BDDK'nın bağımsızca vereceği bir karardır. Bankacılıkla ilgili bazen, kaynağı belirsiz bilgiler ortalıkta dolaşabilir. Bunların önemli bir kısmı da kasıtlıdır. Bunu Gezi olaylarında da yaşadık. Bugünlerde de yalan yanlış bir sürü bilgi ortalığa saçılabilir. Bankacılıkla ilgili bütün bilgileri yetkili kişi ve kurumlardan almak gerekir. BDDK da herhangi bir banka ile alakalı bir şey söyleyecekse bunu ya Başkan çıkar söyler ya da web sitesinde bir duyuru olarak söyler. Dolayısıyla bu sektörle ilgili söylentiler, şunlar, bunlar dikkate alınmaması gereken hususlardır."

Sektörün yurt dışından sağladığı kredilerin önemine işaret eden Babacan, bu konudaki risklerin minimal düzeyde olduğunu dile getirdi. 

Geçen sene yüzde 8 olan cari açığın bu sene yüzde 6 veya biraz altında beklendiğini anımsatan Babacan, "Bu ne demek? Milli gelirimizin yüzde 2'si kadar daha az finansmana ihtiyacımız olacak demek. Dolayısıyla bankalarımızın da yurt dışından finansman ihtiyacı yüzde 8'lik cari açığa göre daha düşük olacak. Bütün bunlar tartışılır ama hiç kimse merak etmesin ki biz bunları zaten bu kuruluşlardan aylar, yıllar önce görüyoruz ve gerekli adımları da gerektiği zaman atıyoruz. Ama tek bir banka ile alakalı konularda BDDK yetkilidir, kurallar içerisinde gerektiği zaman gerekli adımı gözünü kırpmadan atar" dedi.  

- Kredi kartına taksit sınırlandırması

Tüketici kredilerine ilişkin düzenlemeler ve kredi kartına taksit sınırlaması ile ilgili bir soru üzerine Babacan, tüketici kredileri veya borçlanıp harcama açısından gelinen noktanın arzu ettikleri bir nokta olduğunu söyledi. 

Başbakan Yardımcısı Babacan, arzu edilen bir noktaya gelmişken bunun yeniden farklı bir noktaya gitmesini istemediklerini dile getirerek, buna karşın sektör bazlı bazı küçük rötuşlar yapılabileceğini kaydetti. 

Örneğin kuyumculuk sektöründe 4 taksit uygulanması konusunda ilgili tüm kurumlar arasında ortak bir görüş oluştuğunu anlatan Babacan, "Böyle çok küçük düzenlemeler olabilir ama onun dışında çok geniş çaplı gevşetme yönünde bir tedbir asla gündemimizde değil. O zaman ne olur? Bir sene öncesine döneriz. Bir sene öncesinin problemlerini tekrar önümüzde buluruz. Dolayısıyla doğru bir iş yaptıysak doğruda ısrar etmek mutlaka önemli olacaktır" diye konuştu. 

- "Kredi derecelendirme kuruluşları Türkiye'yi daha iyi anlamalı"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kredi derecelendirme kuruluşlarına ilişkin sözlerinin hatırlatılması üzerine Babacan, söz konusu kuruluşların son krizde ciddi ölçüde kredibilite kaybına uğradıklarını dile getirdi.

Yatırımcıların kredi derecelendirme kuruluşlarının verdikleri nota eskisi kadar itibar etmediklerine dikkati çeken Babacan, buna karşın bazı fonların kendi iç işleyişleri gereği yatırım yapacakları ülkeyi seçerken kredi notunu dikkate aldıklarını belirtti.

Anılan kuruluşların Türkiye'yi objektif bir şekilde değerlendirmeleri ve ülkenin ekonomik ve siyasi gerçeklerini daha yakından izlemeleri gerektiğini anlatan Babacan, şöyle devam etti:

"Çoğu zaman bu kuruluşlar yılda birkaç defa yaptıkları Türkiye ziyaretlerinde 2-3 kişilik ekiple Türkiye'nin nabzını tutmaya çalışıyorlar. Öte yandan Türkiye'ye milyarlarca dolar yatırım yapan çok sayıda yatırımcı var. Büyük çapta yatırım yapanların çoğunun zaten kendi değerlendirme ekipleri var. Kredi derecelendirme kuruluşunun 2-3 kişilik ekibi belki çalışma yapıyor ama diğerleri 10 kişi araziye geliyorlar, yüzlerce kişiyle görüşüyorlar. Ülkeyi derinlemesine kavrıyorlar. Ondan sonra yatırım kararlarını veriyorlar. Dolayısıyla bizim bu kuruluşlardan beklentimiz ülkeyi daha iyi anlamaları, daha geniş ekiplerle ve daha derinlemesine analizlerle Türkiye'nin gerçeklerini öğrenip  kredi notlarını vermeleri ve ona göre yatırımcılara bu bilgileri ulaştırmaları."

Birçok yatırımcıdan, söz konusu kuruluşlardan Türkiye'nin hak ettiği kredi notunu alamadığını duyduğunu aktaran Babacan, fiilen yapılan yatırımların bunu gösterdiğini söyledi. 

- Tarım ürünleriyle ilgili komite 

Gıda enflasyonunu kontrol altına alacak bir şeyler yapılıp yapılmayacağının sorulması üzerine Babacan, geçen hafta pazartesi gerçekleştirilen Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplantısında, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşarının başkanlığında tarım ürünleri ile ilgili bir komite kurulması kararı aldıklarını söyledi.

Babacan, komitede ilgili diğer bakanlıkların müsteşarları ve kurum yetkililerinin de bulunacağını ifade ederek, komitenin tarım ürünleri piyasasını yakından izleyeceğini belirtti.

Komitenin çok yakında Başbakanlık Genelgesi ile resmen kurulacağını bildiren Babacan, tarım ürünlerinin özel bir izlenmeye ihtiyaç duyulduğuna işaret etti. 

(Bitti)

Kaynak:Haber Kaynağı