3. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi

3. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi

İsveç'te "Yılın Kahramanı" ödülünü alan Fatma İpek Alcı:- "Kadınlar ve erkekleri topladım, 'biz gece bekçiliği yapalım' dedim. Erkeklerle karışık önce bekçilik yaptık. Daha sonra kadınlardan oluşan derneği açmaya karar verdim, 'erkekler bundan sonra kadın

Kadın ve Demokrasi Derneği'nin (KADEM) Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile birlikte düzenlediği 3. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi, "Ailenin Güçlendirilmesi" ana teması ile İstanbul'da yapıldı. Oturumlarda, ailenin güçlendirilmesi yönünde değişik alanlardaki gelişmeler, başarılı örnekler ve sorunlar ve çözüm önerileri tartışıldı.

Zirvede üç farklı ülkeden aile ve iş hayatını başarılı şekilde yürüterek öne çıkmış kadınların hayat deneyimlerini aktaracakları KADEM Talks oturumu da yapıldı.

Suriyeli Maysaa Abu Hassen, 2017 yılında İsveçli Kahramanlar Yarışması'nda "Yılın Kahramanı" ödülünü alan Fatma İpek Alcı ve yazar Leyla İpekçi katılımcılara deneyimlerini aktardı.

AA muhabirine konuşan 7 çocuk annesi 15 torunu olan 64 yaşındaki Alcı, İsveç'te bir yarışmada "Yol Gösterici" dalında "Yılın Kahramanı" ödülü aldığını belirterek, Konya'nın Kulu ilçesinden 31 sene önce İsveç'e çocuklarıyla geldiğini anlattı.

Stockholm'ün Fittja Mahallesi'nde yaşadığını ve bölgenin asayiş ve güvenlik açısından sorunlu bir yer olduğunu ifade eden Alcı, 2013'te Türkiye'den gelen kadınları toplayarak bir güvenlik derneği kurduğunu söyledi.

Fatma İpek Alcı, şöyle devam etti:

"Fittja çok karıştı. Türk derneklerine bomba konuluyor, kapının önünde silahlar patlıyor. Kadınların çantası çalınıyor ve güvenlik açısından kadınlar yollarda yürümez hale gelmişti. Kadınlar ve erkekleri topladım, 'biz gece bekçiliği yapalım' dedim. Erkeklerle karışık önce bekçilik yaptık. Daha sonra kadınlardan oluşan derneği açmaya karar verdim, 'erkekler bundan sonra kadınlara emir veremeyecek' dedim. İsveç hükümetine başvuruda bulundum. Bana özel güvenlik diploması verdi. Daha sonra derneğe üye kadınlarla Fittja Mahallesi'nde gece yürüyüşüne çıkarak, mahallenin güvenliğini sağlamaya çalıştık. Geceleri mahallede olay çıkartan, dükkanların camını kıran gençlere engel olduk. Bu girişim, belediye ve polis teşkilatında beğenildi. Mahallemizde huzur, güvenlik sağlandı. Suç oranı azaldı. İsveç'in müzesinde de "ilk güvenlik görevlisi Türk kadını" olarak fotoğrafım asıldı."

Okumak isteyen ama okuldan atılmış, tekrar okumak isteyen çocukları kurtarıp hayata tutunmalarını sağlamak istediğini belirten Alcı, "En büyük hayalim onlar için Fittja'da okul açtırmak." dedi.

- "Şiddet mağduru yoksullar oluyor"

Zirve kapsamında paralel oturumlar gerçekleştirilirken "Çatışmaların ve Yoksulluğun Aile Üzerindeki Etkisi" konulu oturumu Eski Ürdün Sosyal Kalkınma Bakanı Reem Abu Hassan yönetti.

Hassan, Ürdün'de birçok stratejileri olduğunu belirterek, "Hükümetler olarak yoksulluğu, şiddeti ve sosyal sorunları çözmemiz gerekiyor. Yoksullar birçok şeyden mahrum bırakılıyor. Eziliyorlar ve suçlanıyorlar. Genelde şiddet mağduru yoksullar oluyor. Uzun vadeli değil kısa vadeli çözümler üreterek bu konuları çözmeliyiz." diye konuştu.

İlahiyatçı Sabiha Husic de savaştan sonra Bosna'da sivil toplum hareketinin başladığını anlatarak, şunları kaydetti:

"Medica Zenitsa adında bir örgütü temsil ediyorum. Amacımız savaş travmalarını gidermek. Öncelikle kadın ve çocuklar için güvenli evler sağladık, psikolojik danışmanlık hizmetlerine başladık. Binlerce kadın aile fertlerini kaybetmişti. Ailelerini geçindirmek zorundaydılar. Bu nedenle meslek kurslarına başladık. Aile içi şiddet için bir telefon hattı açtık. Sağ kalanlar sorunlarla baş etmek için ailelerin yardımıyla tedavi edildi. İyi bir işbirliği kurduk devlet organlarıyla. Güçlü kadın, güçlü aile, güçlü devlet istiyorsak kadınların sesini yükseltmeliyiz. Bosnalı kadınlar bu sürece çok destek oldu. Dünyanın her yerinde dehşet verici tecrübelerini anlattılar. Suçlular, cinsel saldırı ve savaşta tecavüz suçundan ceza aldı."

Dünya Aile Örgütü Başkanı Dr. Deisi Kusztra Weber ise geleceği ancak ailelerin refahı olursa inşa edebileceklerini ifade ederek, "Biz ailelerin savunucularıyız. Önemli olan kimseyi bırakmamak. Hiçbir aileyi de geride bırakmayacağız. Bu 2030 programının gündemidir. Adalet, ortaklık gibi konular bizim için çok önemli. Yoksulluğun olmaması için ailelerin refahı sağlanmalıdır. Bunun için eğitim açığını ve açlığı gidermeliyiz. Sağlık sorunlarını ortadan kaldırmalıyız. " değerlendirmesini yaptı.

- "Temel yapı taşı toplumda ailedir"

Eski Filistin Adalet Bakanı Dr. Ali Khashan da kadın hakları olmadan insan haklarının düşünülemeyeceğini vurgulayarak, "Temel yapı taşı toplumda ailedir. Ama uygulamaya baktığımızda bunun teoride kaldığını, insan hakları beyanının da sözde kaldığını görüyoruz." dedi.

Filistinlilerin 1948 yılından itibaren göçe zorlandığını anımsatan Khashan, şöyle konuştu:

"Dünyada 5 milyon Filistinli mülteci aile var. BM'ye göre Filistinli göçmenlerin statüsü farklıdır. Bulunduğumuz toprakların Yahudilere kalması isteniyor. Amerika da desteğini devam ettiriyor. Mültecilerin en büyük sorunları da çifte standarttır. Avrupa, Suriyeli mülteciler için verdiği sözleri yerine getirmemektedir. Çifte standardı her yerde görüyoruz. Filistinliler öldürülüyor, saldırı altındalar. İnsan haklarını konuşmak mesele değil, bunları fiiliyata geçirmek gerekiyor."

"Modern Dünyada Aileyi Bekleyen Tehditler ve Fırsatlar", "Medyanın Aile Dinamikleri Üzerindeki Etkisi: İlişkilerin Dijitalleşmesi", "Daha İyi Bir İş-Aile Dengesine Doğru" başlıklı oturumların da gerçekleştirildiği zirve, açıklanan sonuç bildirgesiyle sona erdi.

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :