2017 Kışının bize öğrettikleri

Seydişehir bu yıl,  hava sıcaklığı bakımından, -27.1°  ile  Türkiye'nin  en  soğuk  üç    bölgesinden   birisi  olduğu,  meteorolojinin resmi  kayıtlarına    geçti.

Zemherinin  sonları,   yaşlıların; “on iki  gün arası”  dediği,  Şubatın  altısına   kadar    devam edecek  olan bir zaman dilimini,  ilçemiz  çok çetin  bir şekilde  yaşadı.

Kar  kalınlığı yer yer 1.50 ila 2.00 metreyi buldu. Yerler  buz   ve  sıcaklık   gündüzleri; -10 ° ila -15° ler de   seyretti. Geceleri   rekor  seviyede   soğuklar yaşandı. 2017  kışı, uzun zamandır yaşanmayan ve bu haliyle hafızalara kazınmış bir kış olarak geçecek tarihe...  

Soğukta ve karda  yaşamayı öğrendik . Elektriksiz,  sobasız,  doğalgazsız,  ışıksız,  arabasız  bir şekilde yaşamayı öğrendik. Kısacası 30 yıl, 40 yıl öncesinde bir çok bölgemizde nasıl yaşanıyorsa o şartlarda yaşamasını öğrendik.

 Sokaklar  çok değişik insan portreleri ile    doldu taştı. Sıkı  sıkıya giyinip sadece gözleri açıkta yürüyen  insanları gördük ama  tanıyamadık  onları. Yolda  yürürken  düşmemeyi, buzda nasıl yürünmesi gerektiğini,  çatıların altından  geçerken hangi tedbirleri almamız icap ettiğini öğrendik.   Su borularının donmaması için nasıl da çaba sarf ettik. Hangi yiyeceklerin vücudumuza daha yararlı, kışın olumsuz şartlarından nasıl korunmamız gerektiğini öğrendik. Yiyeceklerimiz dondurmamak için gayret ettik. Irmakların  kaç  santim kalınlığında donabileceğini öğrendik.....

Kışın  nasıl  araç kullanılacağını,  aracın durma  mesafesinin ne kadar olması gerektiğini, soğuktan çalışmayan araçlarımız için neler yapabileceğimizi, yakıt depolarının donması halinde nasıl davranmamız gerektiğini öğrendik.

Aslında çok zamandır unutmuş olduklarımız da öğrendik... Şükretmeyi, sabretmeyi, katlanmayı, acizliğimizi, hiç bir şeyden memnun olmayışımız da hatırladık bu yıl yaşadığımız çetin kış şartları sebebiyle.

Sosyal  medyanın yaygınlaşması ile  uzaklar yakın    yakınlar uzak  olmaya  başladı. Bu çetin kış şartları sosyal medyada bile çok büyük yankılar buldu. Herkes kışı, kış şartlarını sorguladı, memnun olanların memnun olmayanların arenası oldu sosyal medya.

Başka; bu kış şartları birden  insanların  hayvan  sevgisini  depreştirdi. Herkes   hayvanların  koruyucusu kesiliverdi.  Bu  konu öyle  abartılı    bir hal aldı ki,  haberlerde   dakikalarca    konu ile   alakalı   haberler sunuldu. Bir moda metası oldu sanki hayvanlar...

Şunun  bilin  bilinmesini isterim ki; asla  “hayvanlara   kötü davranılsın, onlara    acımayalım  onlar yok  olsun”   gibi  bir anlam çıkarılmasın. Ben şahsen Salih Ameli; “insanın Rab’ı ile  çevresi ile,  doğa  ile,     canlılar  ile   haşır neşir olması” olarak anlıyorum.

Biz   hayvanlara   ve   doğaya, tüm  canlılara   zulmetmeyelim yeter. Ekolojik  denge  içinde  Rab’bim  zaten hepsini  koruyacaktır.

Bizler  önce  etrafımıza   bakalım. Komşumuzun odunu kömürü  var mı? Unu  ekmeği var mı? şehrimizde   insanlar sokakta  kalmış mı?

Ümmete  bakalım. Çadırda yaşayan insanların derdine  çare  olalım,   insanlığa  bakalım...

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.