Salih Sedat Ersöz

Salih Sedat Ersöz

Yorumlara cevaplar

Okuyucuların, yazıların altına yorum yapmaları âdettendir.

Hem de güzel bir âdettir bu…

Zira okuyucunun görüşü yazarın gözünde çok değerlidir.

Okuyucu olmaz ise yazılar bir değer ifade etmez.

Yazıları değerli kılan, okuyucunun olması hem de çok olmasıdır.

Yazarın ve her okuyucunun tamamen aynı görüşte olması beklenemez.

Farklı görüşler olacak ki herkes birbirinden istifade edebilsin.

Bazı yazılara hem fazla hem de çok farklı görüşte yorumlar yapılır.

Hakaret olmadığı sürece bu yorumların her birinin büyük değeri vardır bizim gözümüzde…

2 hafta önce yazmış olduğum, “Türkiye, ABD ve İsrail’e öyle bir tokat attı ki…” başlıklı yazıma da farklı yorumlar yapılmış.  

Bugünkü yazımda bu yorumları değerlendirmeye çalışacağım ki yorumlarınıza verdiğim değer belli olsun.

O yazı, ABD’nin Kudüs konusunda aldığı karara karşı, Türkiye’nin gerek İslâm İşbirliği Teşkilâtı gerekse BM nezdinde yaptığı girişimleri ve bunların sonucu olarak ABD ve İsrail’e tarihlerinde görmedikleri şekilde büyük bir tokat atıldığını konu eden bir yazı idi.

Yazıma Ahmet Hadi şöyle bir yorumla katılmış:

“Sanırsınız İsrail Kudüs’ü terk etti. ABD kararından geri adım attı. BM dahil bu mizansenin hedefi sizlerin/bizlerin gazını almak. Anlaşılan o ki sizinkini almışlar. Liderimiz İsrail'e ve ABD'ye gereken dersi verdi havasındasınız. Bu arada lideriniz de Büyük Ortadoğu Projesi eşbaşkanı. Birileri fena halde gülüyor halimize ABD'den.”

Konyali apdi rumuzlu bir zatı muhterem de yorumunda şöyle buyurmuş:

“Salih bey. beni güldürdün. Mevlamda seni güldürsün. Gerçekten yukarıda yazdığın tokat olayına kendin inanıyor musun? İnanıyorsan şayet, dostum vakit geçirmeden kendini bir doktora göster emi sana abi nasihatı.”

Gonyalı rumuzlu bir okuyucum da yorumunda şu görüşlere yer vermiş:

“Tamam hadi ülkedeki bütün ABD üslerini kapatın. İsrail ile yapılan tüm askeri, ticari anlaşmaları iptal edin. Hayal dünyasında yaşıyorsunuz.”

Öncelikle, okuyucularımızın yorumlarında isimlerini neden gizlediklerini bir türlü anlamıyorum.

Bu yorumlar, isimleri gizli olsa da hakaret içermediği için önem verdiğim, muhatap kabul ederek cevap verdiğim yorumlardır. Öncelikle kendilerine teşekkür ediyorum.

Her üç yorumda aynı minval üzere yazılmış. Tek kalemden çıkmış gibi.

Onun için vereceğim cevap hepsini kapsayacaktır.

Yazım, birilerinin gülmesini sağlayan komedi türünden bir yazı değil, aksine gerçekleri ifade eden bir yazı idi.

Şayet o yazıya birileri gülmüşse ya anlamamış olduğundan ya şaşkınlığından veya aymazlığındandır.

ABD’nin bütün tehditlerine rağmen 128 dünya ülkesi, “para ile onurumuzu satmayız” diyerek, BM Genel Kurulunda ABD ve İsrail’in aleyhinde oy kullanmış ise bu ABD’ye ve İsrail’e vurulan büyük bir tokat değil de nedir?

ABD bu duruma gülüyor ve ciddiye almıyorsa neden bütün ülkeleri tek tek arayarak tehdit etmiştir?

Ayrıca, şu ana kadar bir araya gelmeyi bile beceremeyen İslâm Ülkeleri’nden 48 ini İstanbul’da toplayarak İİT’dan, “Kudüs İsrail’in değil, Filistin’in başkentidir” ve “ABD, Kudüs meselesinde İsrail’den taraf olduğu için, İsrail-Filistin barış görüşmelerindeki arabulucu rolünü kaybetmiştir” kararlarının çıkmasını sağlamak, ABD ve İsrail’e kafa tutmak değil midir?

Yazımdaki şu cümlelerin ya okunmadığını ya da anlaşılmadığını zannediyorum:

“Peki bu sonuçlardan sonra ABD ve İsrail duracak mı?

ABD, kararından geri adım atacak, İsrail, ‘Arz-ı Mev’ud’ hayalinden vazgeçecek mi?

Asla vazgeçmeyecekler, asla geri adım atmayacaklar.

Ancak şunu anlamış olmalılar ki işleri hiç de kolay olmayacak.

Bu uğurda attıkları her adımda, Büyük Türkiye’nin öncülüğünde bütün dünyanın karşılarında olacağını kavramış olmalılar.”

 

Şayet bunlar okunsa veya anlaşılsa idi yorumda,  “Sanırsınız İsrail Kudüs’ü terk etti. ABD kararından geri adım attı” cümleleri kurulmazdı.

Bu sonuç gaz almak falan değil, buz gibi onlar için büyük bir mağlubiyet, Türkiye için büyük bir galibiyettir.

Bu da ilk adımdır. Bundan sonra Türkiye’nin atacağı adımlar vardır ki ABD ve İsrail mevcut şoku üzerlerinden atmadan yeni şoklar yaşayacaklardır. 

“Tamam hadi ülkedeki bütün ABD üslerini kapatın. İsrail ile yapılan tüm askeri, ticari anlaşmaları iptal edin. Hayal dünyasında yaşıyorsunuz” diyen kardeşim, sen kendin hayal dünyasında yaşadığının farkında değilsin.

Uluslararası ilişkilerde işler öyle senin dediğin gibi yürümüyor.

100 yıldır ABD uşaklığı yapılan bir ülke de sen bir anda ABD ile, İsrail ile bütün ilişkilerin kesilmesini bekleyemezsin.

Ama işte uluslararası arenada ve BM nezdinde öyle bir tokat atılmasına vesile olursun ki nereden geldiğini bilemezler.

Şimdi ABD’nin karizması çizilmiştir. Bundan sonra dünya ülkeleri nezdinde ABD’nin sözlerinin fazla bir geçerliliği olmayacaktır. Bu durum, dünyaya ayar vermeye çalışan ABD için ciddi bir sarsıntıdır.

Yazımdaki, Şimdi ABD, bu yenilginin intikamını almak isteyecektir” cümleme de tekrar dikkatinizi çekmek isterim ki hemen arkasından İran’da karışıklıklar başlatmış ama sonuç alamamıştır.

Şu anda ABD’nin en büyük düşmanı Türkiye ve İran’dır. Zira gerek İİT’ da gerekse BM’de o kararların çıkması için en büyük gayreti gösteren 2 ülke Türkiye ve İran olmuştur.

Ama hiçbir şeye güçleri yetmeyecek, attıkları her adım akim kalacaktır İnşaallah.

Recep Tayyip Erdoğan sadece siyasi bir lider değil, aynı zamanda TC’nin Cumhurbaşkanıdır. Onun için bütün TC vatandaşlarının lideridir. Zira TC’yi temsil etme yetkisi ve hakkı vardır.

Son olarak şunu da belirteyim, merhum Erbakan hocam sağ olsaydı bu sonuçlardan sonra inanıyorum ki Tayyip Erdoğan’ın alnından öperdi.

Zira Erbakan hocam, ömrü boyunca ABD, İsrail ve Siyonizm ile mücadele etmiştir. Bu mücadeleyi şimdi de her ortamda hatta BM’de ABD yetkililerinin yüzlerine karşı, “dünya beşten büyüktür” diye haykıran Recep Tayyip Erdoğan yürütmektedir.

Siz gülmeye devam ederken, Türkiye, Erbakan hocamın istediği doğrultuda Büyük Türkiye olma yolunda hızla ilerlemektedir.  Sağlıklı ve mutlu yarınlar efendim.  

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar