Yorgunuz Dostlarım

Yapraklar yerlerde, Sonbahar falan demiştik hani; ayak bastığımızda duyduğumuz hışırtılara…

Eylül’de gitti Ekim’de… Kasım mı kaldı? Sene bitti… 2017’ye dair hiçbir şey kalmadı.

Dün gibi oysa olan bitenler… Yürüdüğümüz yollar, dinlediğimiz şarkılar… Görüştüğümüz konuştuğumuz, küsüştüğümüz barıştığımız insanlar… Her şey yakın tarih gibi ama değil de, dokunsak uzanacakmışız gibi ama hayır…

Gelip geçtiler. İşte gidiyorlar.

Kış gelmiş artık. Ve biz bütün ilkleri tüketmişiz. En iyi yaptığımız şeyi yapıp; tüketmişiz.

İlk kar yağmış mesela… 

Rüzgârları da tüketmişiz… Hani o kulaklarımıza şarkı söyleyen rüzgârlar gitmiş. Yerlerini soğuklara bırakmışlar. Buz gibi esiyorlar içimize. İlk yağmurlar da alıp başlarını gitmişler… Şimdi yağanlar acımasız… Islatmaktan beter eden cinsten…

İlk güzel romanlar okunmuş, ilk izlenen filmler mazi olmuş. Bitip gitmiş işte.

Sözün özü, insanoğlu eskitmiş, tüketmiş… Elde avuçta ne mevsimler kalmış, ne baharlar, ne başka bir şey… Nostalji olmuş neyimiz varsa…

Geriye üç noktalar kalmış, kullandığı kişiyi yoran.

Diyor ki eş, dost, tanıdık: Şu konuyu yaz, buna değin, şunu eleştir, bunu öv, berikini yer. İnsanların nelerden şikâyetçi olduğunu görünce kendi kendime şu soruyu sordum; “Yorulmadınız mı?”

El cevap; Yoruldum.

Anlamsız şeyleri dert edinenlerden yoruldum mesela, hiçbir şeyi beğenmeyenlerden ve her şeyi eleştirenlerden… Şarkı söylediğini sanıp gürültü yapanlardan, şiir okuduğunu söyleyip uğultu çıkaranlardan yoruldum. En çok da söylediklerimizin manasız kalışını görmekten yoruldum.

Hataların üstlerinin örtülüp aynılarının misliyle yinelenmesinden, olmaması gereken ne varsa olmasından, hatta bir de yanlışların savunulmasından yoruldum. Duyulmasını istediğimiz sessizliklerin öylece kalıp gitmesinden, anlaşılamamaktan, anlatamamaktan, anlayamamaktan yoruldum…

Söyleyeceklerimi tutmaktan, anlaşılabilmek için biraz daha beklemekten yoruldum.

Siz yorulmadınız mı? Çocukların ölmesinden, savaşların sürmesinden, dünyadaki açlıktan, kıtlıklardan ve hastalıklardan…

Veya yorulmadınız mı, dönüp dolaşıp aynı yere varmaktan? Kendinizi tekrar etmekten yorulmadınız mı? Kızgınlıklarınızı saklamaktan, öfkenizi biriktirmekten yorulmadınız mı? Yorulmadınız mı yalanlardan? Yorulmadınız mı riyakârlardan, aldatan ve aldananlardan?

Dün verilen sözlerin unutulmasından, bugün her şeyin en başa sarmasından, dünyanın keşmekeşinden, bunca kötülüğün içinde insan olmaya çalışmaktan yorulduk. Bizi hiç anlamak, bilmek gibi çabaları olmayanlara, bir kelam edelim diye uğraşırken boşa kürek çekmekten yorulduk. Hiçbir olumsuzluğu görmeyip iyimsercilik oynayanlardan ve dünyanın sonu gelmişçesine sürekli isyan edenlerden yorulduk.

Velhasıl; yorgunuz dostlar.

Hani var ya böyle de bir şarkı… Hiçbirimizin o eski halinden eser kalmadı şimdi…

Yorgunuz dostlarım… Yorgunuz… Yorgun!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.