YÖK’ün yeni yardımcı doçentlik uygulaması  ‘AL TAKKE VER KÜLAH’

YÖK’ün yeni yardımcı doçentlik uygulaması ‘AL TAKKE VER KÜLAH’

Yardımcı doçentlik konusunda YÖK tarafından meclise sunulan ‘Doktor öğretim görevliliği’ tasarısının eleştiren Şenol Metin, bu tasarının sadece isim değişikliğinden ibaret olduğunu vurguladı

Yükseköğretim Kurulu'nun (YÖK) yardımcı doçentlere yönelik yaptığı yeni düzenleme akademisyenlerin tepkisine neden oldu. Üniversitelerden ve KYK’lardan sorumlu Eğitim Bir-Sen Konya 2 Nolu Başkanı Şenol Metin, YÖK’ün Yardımcı Doçentlik düzenlemesi için meclise verdiği önerinin sadece isim değişikliğinden ibaret olduğunu söyledi. Meclise sunulan önerinin birçok akademisyen tarafından eleştirildiğini de söyleyen Şenol Metin, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından yardımcı doçentliğin kapsamlı olarak değiştirilmesi talimatı verdiğini de yetkililere hatırlattı.

img_0406.jpg

DEĞİŞEN HİÇBİR ŞEY YOK!

YÖK’ün  Meclise sunduğu çalışmasında, mevcut “Yardımcı Doçentlik” yerine “Doktor Öğretim Görevliliği” kadrosu ihdas edildiğini söyleyen Şenol Metin, yeni önerinin sadece isim değişikliğinden ibaret olduğunu söyleyerek tepki gösterdi. Hiç bir şeyin değişmediğini söyleyen Metin, Bu değişikliğin isim değişikliğinin ötesinde ne tür bir anlam taşıdığı belirsizdir. Dahası, halen üniversitelerde zaten öğretim görevlisi kadrosu var ve dolayısıyla yardımcı doçentlerin doktor öğretim görevlisi yapılması durumunda, bir statü karmaşası olacaktır. Ayrıca,  yardımcı doçentler, bu tür bir değişikliği tenzil-i rütbe olarak değerlendirecektir. Doktor öğretim görevlisi kadrosunun ihdasının üniversitelerde ne gibi rahatlamayı, iyileşmeyi ve gelişmeyi sağlayacağını bir YÖK üyesi anlatabilirse bizde aydınlanmış olacağız” dedi.

yekta_sarac_dha.jpg

CUMHURBAŞKANININ TALİMATI BU DEĞİLDİ

YÖK’te kadrolarında oligarşik bir şekilde vesayet odaklarının yerleştiğini söyleyen Şenol Metin, Yardımcı Doçentlik konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatının bu olmadığını dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın isteğinin maniple edildiğini vurgulayan Metin, “YÖK Bürokrasisi yeni vesayet odakları tesis etmekte, Cumhurbaşkanımızın bu samimi çabaları boşa çıkarmak istemektedir. Nihai aşamada Cumhurbaşkanı ile Akademi arasında bir bariyer sistemi kurulmak istenmektedir. Cumhurbaşkanımız ‘Doçentlik sözlü sınavı kaldırılsın’ dedi; Bürokrasi sözlü sınavı kaldırmak zorunda kaldı. Ancak Doçentlik unvanını, ‘Doçentlik Yeterlilik Belgesi’ gibi ucube bir evraka dönüştürerek yeni bir vesayet odağı inşa etti. Cumhurbaşkanımız ‘Doktoralı bilim insanlarının derse girmelerinin önündeki engeller kaldırılsın’ dedi. Bürokrasi, yeni bir vesayet odağı daha ‘Akademik Kariyer Platformu’ kurdu. Cumhurbaşkanımız; ‘Mevcut öğretim üyelerinin hızlı bir şekilde doçentlik sürecine dahil olmalı’ dedi. Bürokrasi, öğretim üyeliğinin altında bir unvan olan ve doktora zorunluluğu olmayan ‘öğretim görevlisi’ gibi unvan ihdas ederek öğretim üyelerinin haklı tepkisine neden olacak bir süreci başlattı. Dahası alt düzey bir unvana atamayı başarı gibi lanse ederek zekâmızla dalga geçti” şeklinde konuştu.

YÖK’E 5 MADDE ÖNERDİ

YÖK tarafından hazırlanan yeni öneriye birçok akademisyen tarafından tepkiler geldiğini hatırlatan Şenol Metin, YÖK’ün yapması gereken değişikliği 5 maddede sıraladı.

Şenol Metin tarafından içerisinde birçok değişikliği barındıran öneri maddeleri ise şu şekilde;

1. Öznel ve ideolojik değerlendirmelere yol açan doçentlik sözlü sınavının kaldırılmalıdır.

2. Doçentlik, halen olduğu gibi, ÜAK tarafından merkezi olarak verilmeli ve aynı zamanda bir unvan olarak da kullanılabilmelidir.

3. Mevcut yardımcı doçentler için 5-6 yıl gibi bir geçiş süreci öngörülmeli ve bu süre içerisinde yardımcı doçent olarak devam etmek isteyenler mevcut kadrolarında devam edebilmelidir.

4. “araştırma görevlisi kadrosunda doçent” veyahut “yardımcı doçent kadrosunda doçent” gibi, akademik unvana sahip olduğu halde akademik unvanına denk bir kadro alamayan öğretim elemanlarının sorunları için çözüm bulunmalıdır. Bu çerçevede, bir üniversitede çalışan bir yardımcı doçent, araştırma görevlisi doçentlik unvanı aldıktan sonra, başka bir işleme gerek kalmaksızın bulunduğu üniversitede doçent olarak atanabilmelidir.

5. Gerek üniversitelerin gerekse ÜAK’ın oluşturduğu jüri tarafından verilen kararlara karşı hızlı ve etkin çözüm sağlanması için, ÜAK nezdinde kıdemli jüri üyelerinden oluşan itiraz komisyonları kurulmalı; haksızlığa uğradığını düşünen adayların dosyaları ve doçentlik değerlendirme süreçleri, itirazlarını müteakip kıdemli jüriler tarafından hızlı bir şekilde incelenerek karara bağlanmalıdır”

Servet R. Çolak – Memleket