Yıldırım, genel yayın yönetmenleriyle buluştu

Yıldırım, genel yayın yönetmenleriyle buluştu

Başbakan Yıldırım: (5)- "(İsviçre'de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef gösteren pankart) Kabul edilebilir bir şey değil. Bu, tamamen suçtur. Türkiye, diplomatik yollardan yapılması gerekeni yapmıştır. Zannediyorum onlar da soruşturma başlattılar"- "Sayın Kılı

ANKARA (AA) - Başbakan Binali Yıldırım, İsviçre'de terör örgütleri PKK, DHKP-C ve YPG'nin de aralarında bulunduğu gruplar tarafından düzenlenen "hayır" mitinginde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef alan pankarta ilişkin, "Kabul edilebilir bir şey değil. Bu, tamamen suçtur. Türkiye, diplomatik yollardan yapılması gerekeni yapmıştır. Zannediyorum onlar da soruşturma başlattılar." dedi.

Yıldırım, Çankaya Köşkü'nde bir araya geldiği televizyonların genel yayın yönetmenlerine açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

Anayasa değişikliğine ilişkin 16 Nisan'da bir parti seçimi yapılmayacağını, ülkenin gelecekteki yönetiminin nasıl olacağına dair bir karar alınacağını belirtti.

Vatandaşın olabildiğince doğru bilgilerle donatılması gerektiğini dile getiren Yıldırım, şöyle devam etti:

"Maalesef ana muhalefet partisi, işi tamamen farklı bir yöne taşımış vaziyette. Her konuda, her karşılaştığı gruba uygun olarak büyük bir korku, büyük bir karamsarlık anlatıyor, bu şekilde etkilemeye çalışıyor. Seçmeni etkilemek herkesin hakkı, bizim de görevimiz o ama bunu yaparken etik, dürüst olmak lazım. Doğru olanı söylememiz lazım. Yüzde 100 yanlış olduğuna inandığımız şeyi söylemememiz lazım. 'Minibüsçülerin hatlarının iptal edileceğini' söylüyor vatandaşa, bu doğru bir şey mi? 'Muhtarlıkların kapanacağını' söylüyor, 'Halk oylamasından sonra bütün memurlar sözleşmeli olacak' doğru bir şey mi? Bir anda bütün patronların varlıklarına el konacak, insanların tapuları elinden alınacak.' Bunlar suçtur. Vatandaşı dehşete, korkuya, isyana teşvik etmenin bir başka yoludur bu. Yanlış şeyler bunlar. İktidar alternatifi bir muhalefet partisine yakışacak şeyler değil. Onunla yarışamayız ki biz sorumluluk taşıyoruz. Sırtımızda yumurta küfesi var. O her şeyi söylemekte serbest ama biz her şeyi on sefer ölçerek, biçerek söylemek durumundayız. Çünkü iktidar sorumluluğu bizde."

"Kılıçdaroğlu kaybederse siyasi etik açısından siyaseti bırakmalı mıdır?" sorusu üzerine Yıldırım, "Bırakmayacağını söyledi zaten. Ben karışmam onun işine, ister bıraksın isterse bırakmasın. Orada çok genel başkan var, hepsi fırsat bilip kampanyasını yapıyor." ifadelerini kullandı.

- "Yanlış algılamaları uygulamalarımızla gördüler"

1994'teki yerel seçimlerin ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesinde bir dönüşüm yaşandığını söyleyen Yıldırım, bu dönüşümün yerel yönetimlerde AK Parti ile devam ettiğini hatırlattı.

Yıldırım, "O bakımdan biz AK Parti hareketinin o günlerde Cumhurbaşkanımızla başladığını kabul ediyoruz. O zaman ben İDO Genel Müdürü olarak görev almıştım. Göreve gittiğim ilk günde, genel müdür yardımcısı bir hanım, çok korktuğunu söyledi. 'Bana çarşaf giymemi emredecek misiniz, otobüslerde kadın-erkek ayıracak mısınız' dedi. Kendisine, 'Sen üniversite mezunu musun? Türkiye'de mi yaşıyorsun? İstanbul'da mı yaşıyorsun?' dedim. 'Evet' deyince, 'Böyle soruları bana nasıl sorarsınız?' dedim. Zamanla bunun doğru olmadığını, bu yanlış algıları uygulamalarımızla gördüler." ifadelerini kullandı.

Kendisinin İzmir milletvekili olduğunu belirterek, İzmir'in bu konulardaki hassasiyetine dikkati çeken Yıldırım, "Bugün bile İzmir'de bu yaşam tarzı, kılık kıyafet öyle İzmirlilerin genel kanaati değildir. Marjinal bir orana düşmüştür. Hiçbir zaman yaşam tarzı, konular içinde üst sıralarda yer almıyor. Çünkü geçen 15 yıl ortadadır. Bu anlamda kimsenin rahatsız olacağı bir durum yaşanmamıştır. O yüzden bunu yine birtakım, CHP içinde marjinal gruplar dile getirmeye, gündemde tutmaya çalışıyorlar ama çok fazla rağbet görmüyor." şeklinde konuştu.

- "Yalan dolanla bir taktik uyguluyor"

Başbakan Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine ilişkin maddeleri konuşmadığını, elinde savunacağı güçlü bir tez olmadığını belirtti.

Kılıçdaroğlu'nun, "Kafa karıştırma, her şeyi tartışmaya açma ve gerçeklerin üzerini kapama taktiği" uyguladığını ifade eden Yıldırım, şunları söyledi:

"Bu da onun güvenilirliğini sorguluyor bence. Böyle bir tutum içinde olana, ülke yönetme sorumluluğu verilir mi, verilmez mi? Bu sorunun mutlaka vatandaş tarafından ileride sorulacağını düşünüyorum. 'Yeni düzenlemede bir kişi istediği zaman OHAL ilan edebilecek.' OHAL ilanıyla ilgili maddede mevcut Anayasa'dan farklı bir şey yok. Mevcuttan şöyle bir farkı var, mevcut Anayasa'da OHAL ilan ediyorsunuz, Meclise gönderiyorsunuz. 'Meclis öncelikli olarak görüşür.' diyor. Görüşmezse ne oluyor? Müeyyidesi yok ama burada süre getiriliyor. '3 ay içinde mutlaka görüşülür yoksa geçersiz hale gelir.' şeklinde. Aynı gün Meclise gidiyor, onaylanıyor. OHAL döneminde çıkarılan kanunların da 3 ay içinde onaylanması lazım. Getirilen değişiklik bu. Onaylanmazsa hükümsüz kalıyor, mevcutta öyle bir şey yok. Yani bu getirilen hükümlerde hiçbir değişiklik olmadığı halde işi dönüp dolaştırıp 'tek adam'a bağlamak istiyor. Kendine göre yalan dolanla bir taktik uyguluyor. Bakalım ne kadar başarılı olacak."

- "Türkiye artık engelli koşudan kurtulacak"

Bir gazetecinin, "AK Parti maddeleri izah etme durumunda gibi muhalefet de size 'Böyle yapacaklar, böyle olacak' şeklinde korku temeli üzerinden gidiyor." sözleri üzerine Yıldırım, "Biz de diyoruz ki Sayın Kılıçdaroğlu korku salarak algı oluşturuyor, ümitsizlik pompalıyor, kaos, kargaşa, Türkiye için karamsar bir gelecek tablosu çiziyor. Biz de tersini söylüyoruz." dedi.

Türkiye'nin engelli koşudan, vesayet odaklarının müdahalesinden kurtulacağını, koşar adımlarla gideceğini belirten Yıldırım, "Ekonomisini çok daha fazla büyütecek, demokrasisini daha çok geliştirecek, refah seviyesini artıracak, terörle mücadelesini çok etkin bir şekilde devam ettirecek. Türkiye, bölgesinde küresel olarak daha güçlü hale gelecek. Zaman kayıplarının bu ülkeye maliyet, bedel ödetmesinin önüne geçecek. O kadar çok olumlu tarafı var ki. Olumlu tarafını anlatmaya çalışıyoruz. O da olumsuzluklarını anlatmaya çalışıyor. Kararı millet verecek." değerlendirmesinde bulundu.

- Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef gösteren pankart

İsviçre'de terör örgütleri PKK, DHKP-C ve YPG'nin de aralarında bulunduğu gruplar tarafından düzenlenen "hayır" mitinginde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef alan pankartın hatırlatılması üzerine Yıldırım, "Avrupa yönetimleri buna bilerek göz yumuyorlar. Türkiye ile dolaylı olarak bu 'Hayır' kampanyasına taraf oluyorlar, 'Evet' tarafında da mümkün olan her türlü engellemeyi de yapıyorlar. İsviçre'de olan kabul edilebilir bir şey değil. Bu, tamamen suçtur. Türkiye, diplomatik yollardan yapılması gerekeni yapmıştır. Zannediyorum onlar da soruşturma başlattılar." açıklamasında bulundu.

Başbakan Yıldırım, "Yorgun musunuz, nasıl gidiyor çalışmalarınız? Birkaç gün tatil düşünüyor musunuz?" sorusuna, "İyi gidiyor, biraz yorgunluk var ama bunlar tatlı yorgunluklar. Yorulmadan bir şey olmuyor. Bunlar bizim için tatil aynı zamanda. Memleketin her köşesini nasıl göreceksin?" karşılığını verdi.

- "Amacımız yüksek oranda 'evet' çıkması için gayret göstermek"

Halk oylamasından "Evet" oyunun yüksek oranda çıkmasını nasıl yorumlayacağı sorulan Yıldırım, "Benim için 'evet' oyları 'hayır'dan bir tane fazlaysa tamamdır. Esas olan odur, halk oylamasının mantığı da esası da odur. Hiçkimse bunu 'Meşruiyet vardı, yoktu.' diye iddia edemez. Bir kere bunu peşin koyalım. Böyle olacağı için söylemiyorum ama yavaş yavaş böyle laflar ediyorlar. Kimse yenilen pehlivan güreşe doymazmış hesabı yapmasın, sonuç neyse razı olsun. Bizim amacımız olabildiğince yüksek oranda 'evet' çıkması için gayret göstermek, daha çok vatandaşımıza erişmek, daha çok vatandaşımızı ikna etmek, gönlünü kazanmak, kararının olumlu yönde olmasını sağlamak." dedi.

"Size gelen anketlerde kararsızlar kaç görünüyor?" sorusunu yanıtlayan Yıldırım, "Doğrusunu tam bilmiyorum. Bugünlerde yapıyorlar, kimisi yüzde 10 diyor, kimisi yüzde 8 diyor, kimisi yüzde 13 diyor. Kararını vermiş olup, değiştiren de olabilir yani daha çok süre var. 20 gün az bir süre değil." karşılığını verdi.

Başbakan Yıldırım, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki mitinglere ilişkin soru üzerine, "Bölgenin durumu iyi, Batı'dan farkı yok. Herkes bayrağını almış eline, teröre lanet okuyor. Kılıçdaroğlu biraz da oraları dolaşsa iyi olur. Salonlardan çıkıp da biraz Hakkari'ye gitsin, Şırnak'a gitsin. Oralarda vatandaşın bu mücadelede ne kadar mutlu olduğunu görür de morali düzelir biraz, daha güzel şeyler söylemeye başlar." ifadelerini kullandı.

(Bitti)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :