Yıldırım, genel yayın yönetmenleriyle buluştu

Yıldırım, genel yayın yönetmenleriyle buluştu

Başbakan Yıldırım: (2)- "(Suriye'deki gelişmeler) Burada söylemlerle uygulamalar birbirine uymuyor. Orada ne yapmaya çalışırlarsa çalışsınlar, önemli olan Türkiye'ye tehdit nereden gelirse gelsin, ister Suriye'den ister Irak'tan, o tehdidi bertaraf etmek

ANKARA (AA) - Başbakan Binali Yıldırım, Suriye'deki gelişmelerle ilgili, "Burada söylemler ile uygulamalar birbirine uymuyor. Orada ne yapmaya çalışırlarsa çalışsınlar, önemli olan Türkiye'ye tehdit nereden gelirse gelsin, ister Suriye'den ister Irak'tan, o tehdidi bertaraf etmek bizim vazgeçilmez görevimizdir." dedi.

Çankaya Köşkü'nde televizyonların genel yayın yönetmenleriyle bir araya gelen Yıldırım, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

Yıldırım, "Halk oylamasının sonucunun 'evet' çıkması halinde partiler arasında bir birleşme olabilir mi?" yönündeki soruya "Hayır. Herkes işine bakar." yanıtını verdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın AB ile ilgili "Müzakereler için de bir referandum yapma yoluna gidebiliriz ve milletimiz ne karar verirse o karara da uyarız." yönündeki açıklamalarının anımsatılması üzerine Yıldırım, "Şu anda Türkiye kamuoyunda Avrupa Birliğine olan destek dibe vurmuş durumda. Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği şey odur. Mutlaka 16 Nisan'dan sonra Avrupa Birliği ile ilişkiler masaya yatırılacak. Kampanya döneminde yaşadıklarımızı da dikkate alırsak bir değerlendirme ihtiyacı olduğu muhakkak." diye konuştu.

AB ile ilgili referandumun, üyeliğe kabul aşamasında planlanan bir şey olduğunu dile getiren Yıldırım, "Referandum her konuda yapılabilir. Kamuoyunda bir kafa karışıklığı varsa, önemli bir adım atılacaksa referandum yapılabilir. Sadece bununla sınırlı değil başka konularda da belki ihtiyaç olacak. Vatandaşa soracağız. Siyasetin karar veremediği konularda imdada vatandaş yetişiyor." ifadelerini kullandı.

İdam konusunda da halk oylamasına gidilmesinin söz konusu olup olmadığının sorulması üzerine Yıldırım, "İdam konusu da bugünlerde gündeme getiriliyor. Bütün dikkatimizi 16 Nisan'a vermemiz gerektiğini düşünüyorum. İdam da toplumun bir talebidir. Bütün siyasi partilerle bunun değerlendirmesi yapılır, ona göre adım atılır. İdam konusunda CHP 'Varız' diyor ama çok samimi olduğunu düşünmüyorum. Bu süreç geçsin göreceğiz. Eğer CHP de varsa biz de varız. Herkes varsa biz de varız. Mutlak bir mutabakat varsa bizim görevimiz onu yerine getirmek. HDP hariç. HDP'nin ne istediğinin önemi yok. Üç parti bunu konuşur." yanıtını verdi.

- "Avrupa ülkelerinde PKK'nın, FETÖ'nün çok ciddi imtiyazları var"

Bazı Avrupa ülkelerinin 16 Nisan'da yapılacak halk oylamasına çeşitli uygulamalarla müdahil olduğunun hatırlatılması üzerine Yıldırım, şunları söyledi:

"Avrupa Birliğinde bazı ülkeler, seçim yapılan ülkeler bu anayasa değişikliğinin tarafı oldular. Bu asla kabul edebileceğimiz bir şey değil. Bizim neyi değiştirip neyi değiştirmeyeceğimize, nasıl hareket edeceğimize bir başka ülke karar veremez. Hayır kampanyasında bir şekilde yer alıyorlar ve buna taraf oluyorlar. Bu, kabul edilemez bir şey. Bunun da en sert şekilde cevabını veriyoruz. Avrupa'yı toptancı usulle değerlendirmek yanlış olur. Bazı ülkeler daha makul, bazı ülkeler ise maalesef olumsuz bir tutum içerisindeler. Bütün Avrupa bize karşı şeklinde değerlendirmek de hata olur. Toplumun küçük bir kesimi bizim anayasa değişikliğinin aleyhinde aktif kampanya yürütüyor. Irkçı ve milliyetçi söylemlere sahip partilerin öncülüğünde hayır kampanyası yürütülüyor. Bunu bütün Avrupa kamuoyunun fikridir diye kabul edersek burada hata etmiş oluruz."

Yıldırım, halk oylamasının ardından bazı Avrupa ülkeleriyle ilişkilerin normalleşebileceğini dile getirerek, "Normalleşme kısmen olur ama Avrupa'nın geleceğini tehdit eden aşırı milliyetçi söylem, İslam düşmanlığı, Türk düşmanlığı üzerine kurulu bir akım gelişiyor. Bu akım her zaman bir tehdittir, bir tehlikedir, bu Avrupa için de bir tehlikedir. Şu anda Avrupa ülkelerinde PKK'nın, FETÖ'nün ve Türkiye aleyhine faaliyet gösteren yapıların çok ciddi imtiyazları var. Bunlara ses çıkartılmıyor ama Türkiye'nin tezleri dikkate alınmıyor. Bunlar bizim dikkatimizden kaçmıyor. Bunlar ilerideki ilişkilerimizi de belirleyecek önemli gelişmeler." değerlendirmesinde bulundu.

- "Ayın 30'unda ABD Dışişleri Bakanı geliyor. Bakalım ne getiriyor, götürüyor"

ABD ve Rusya'nın Suriye'deki faaliyetlerinin anımsatılıp, son gelişmelerin ne yönde olduğunun sorulmasının ardından Yıldırım, şunları kaydetti:

"Orada çok ani değişiklikler oluyor. Her gün yeni bir gelişme oluyor. Esas itibarıyla olay şu; şimdi Rusya'nın rejimle bir dayanışması, bir mutabakatı var. Rusya bu vesileyle Suriye'deki varlığını artırdı. Dolayısıyla Akdeniz'de üslerinin bulunduğu bölgeyi emniyet altına almak istiyor. Kuzeyde PYD, YPG unsurları var, onlarla birlikte hareket ediyor. Diğer taraftan ABD'nin PYD, YPG ile iş yapması yeni değil. Obama yönetiminden bu tarafa devam eden bir çalışma. Ancak yeni yönetim göreve geldiğinde, 'Bu iş doğru değil. Obama yönetimine bunu anlatamadık. Siz bu yanlıştan dönün. Burada bir iş yapacaksanız Özgür Suriye Ordusu ile bizim Fırat Kalkanı'nda yaptığımız gibi yapabiliriz', bu konuda teklifler gitti, bize henüz net bir geri dönüş olmadı ama sahada bir taraftan faaliyetler yürüyor. Ayın 30'unda ABD Dışişleri Bakanı geliyor. O bakalım ne getiriyor, götürüyor, göreceğiz."

Yıldırım, Rusya Türkiye ile Türkiye'nin de Rusya ile ilişkilerini geliştirme niyetinde olduğunu ifade ederek, "Bizim terörist gördüğümüz grupları alenen destekleyecek ülke hangisi olursa olsun, 'Aman ne olacak' diyecek halimiz yok. Bizim mücadelemiz yıllardan beri belli." dedi.

- "İki ayrı bloku bir araya getirme ve çözüm üretme gayretindeyiz"

Rakka'nın yüzde 95'inin Arap, Münbiç'in sadece yüzde 4'ünün Kürt nüfusa sahip olduğuna dikkati çeken Yıldırım, şöyle devam etti:

"Fırat'ın doğusundan Irak sınırına kadar gidildiğinde nüfus ağırlıklı olarak Arap. Kürt değil. Kürtlerle de bir sorun yok. Sorun, YPG ve PYD. Bunlar PKK'nın uzantıları. PKK ile iç içe geçmiş şeyler. Bunlar burada bir devlet kurmak istiyor. Bu açık. Suriye'yi parçalamak mı yoksa Suriye'nin toprak bütünlüğünü korumak mı istiyorlar? ABD ve Rusya'nın bunu söylemesi lazım. Bu kararı vermeleri lazım. Orada YPG ve PYD'nin faaliyetlerine müsamaha göstermek bizi rahatsız ediyor.

Burada söylemler ile uygulamalar birbirine uymuyor. Orada ne yapmaya çalışırlarsa çalışsınlar, önemli olan Türkiye'ye tehdit nereden gelirse gelsin, ister Suriye'den ister Irak'tan, o tehdidi bertaraf etmek bizim vazgeçilmez görevimizdir. Bir yandan Astana'da ateşkes görüşmeleri başladı. Burada Türkiye, Rusya, İran inisiyatif aldı. Daha sonra bu Birleşmiş Milletlere taşındı. Cenevre'de görüşmeler başladı ama rejim Cenevre görüşmelerini kesintiye uğratmak için her türlü gayreti gösteriyor. Muhalefet buna rağmen yapıcı davranıyor fakat ateşkes ihlallerine bakıyoruz hep rejim tarafından."

Yıldırım, Amerika ve Rusya'nın Suriye konusunda daha fazla yapıcı olması, kalıcı barışa yönelik adımlar atması ve bölgede birbirlerine üstünlük sağlayacak tutumdan uzak durması gerektiğini belirterek, şöyle konuştu:

"Eğer gerçekten barış ve huzur istiyorsak bu işin yolu bu. Biz hem Rusya'ya hem Amerika'ya bunu anlatıyoruz. Suriye'deki bütün etnik gruplar işin parçası olsun, ülkenin sahibi olsun, terör grupları barış sürecine dahil olmasın, Suriye'nin toprak bütünlüğü muhafaza edilsin, küçük küçük devletçiklere bölünmesin. Bölünürse bu iş bugünkünden daha beter olur. Buna izin verilmemesi gerektiğini söylüyoruz. Bir yandan Rusya ile bir yandan koalisyon güçleri ve Amerika ile diyalogumuzu sürdürüyoruz. İki ayrı bloku bir araya getirme ve çözüm üretme gayretindeyiz."

(Sürecek)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :