Selman S. Akyüz

Selman S. Akyüz

Yeşil ışık göründü

YEŞİL IŞIK GÖRÜNDÜ

 

3 puan alınınca her şey unutuluveriyor. Maç sonrası onlarca insanla konuşuyorum. Bilinçli, futbolu doğru izleyenlerin sayısı galibiyetlerden sonra çok az. Çünkü onlar, takımdaki eksikleri 88. dakikada gol atılınca unutmuyor. Çoğunluğu baz alırsak “sünger çektiren galibiyetler”e bir örnek daha izledik.

 

Konyaspor, Sivasspor karşısında böyle bir galibiyet aldı. “Liderle oynadık” safsatalarını bir kenara bırakmak gerekiyor. Sivasspor sadece iyi oynayan bir takım. Mücadele gücü yüksek, rakibi bunaltan, oyunun tansiyonunu ayarlayabilen bir takım. Büyük bir takım değil. O yüzden şiddetle 3 puana ihtiyaç duyulan bir maçın şu an için Konyaspor açısından hangi takımla olursa olsun bir farkı yoktu. Kazanılması gerekiyordu, zor da olsa kazanıldı. Başka bir açıklaması yok bu maçın. Son dakikalarda tribünde yaşanan heyecan sinirleri gerdi ama gelen gol her şeyi unutturdu.

                                     

Ünal Karaman, ilk kez bir takım çalıştırıyor. Milli Takımı bu anlamda dışarıda tutulmalı. Görüldüğü kadarıyla risk almayı seven, futbolun doğrularını yapmaktan korkmayan bir yapısı var. Korkmayan ama korkutmayı seven de bir anlayışı var. Geldiği hafta Ömer’i sahaya sürmesinden, Fenerbahçe rezaletinin önemli müsebbibleri Özden ve Ömer’e ceza vermesinden, Sivas maçında Erman’ın yerine Gökhan Çakır’ı oyuna almasından bunu anlayabiliyoruz. Kulübe çok zengin değil ama en azından futbolcuya; “Senin kötü futboluna katlanmaktansa sahaya her şeyini koyabilecek bir tecrübesizi alırım. Daha iyi.” mesajını veriyor.

 

Kaleci Oğuzhan galibiyete çok daha fazla sevinmeli. Umarız daha dikkatli olur. Heyecandan topa bakmayı unutuyor. El Saka’nın dikkatinin çekildiği çok belli. Erkan Sekman’ın hala eksikleri var. Ünal Karaman’ın, Da Silva’yı da bir süre yanında oturtması gerekiyor. Yerine genç bir oyuncu oynatma pahasına da olsa.

 

Maçın kahramanı Sedat Ağçay. Batista’nın yokluğunu aratmıyor. O nasıl bir efor. Onu daha kılacak tek şey, takımın kötü halinden etkilenmemesi olurdu.

Bu maçta Neca’yı izleyenler galibiyet olmasa herhalde futboldan soğurlardı.

 

Ve maçın en kötüsü; Erman Özgür.

Kötülerin iyilerden çok olması gelen galibiyetin bir kez daha hatta defalarca düşünülmesi gerektiğini gösteriyor. 60 ve 75. dakikalar arasında takımın düştüğü utanç verici durumu çok gördüğünü ifade eden Ünal Karaman’ın, düşünmeye devam edeceği bilmek de güzel.

 

“Konyalı Ünal”, farkını hissettirmeye başladı. Rakibin üzerine dikine gitmek çok doğru bir tercih gibi gözükmüyor. En azından Veysel ve Washington ikilisini denemeye devam edecekseniz böyle. Ya da riskleri seven Karaman, bu oyun tarzı için “forvet oynasam daha faydalı olurum” diyen Murat Hacıoğlu’nu düşünebilir. Aksi durumda bu oyun anlayışı Erman ve Neca ile başa dert olur.

 

Ünal Karaman, kimsenin yerinin garanti olmadığını hatırlatmaya devam etmeli. Yaptığı doğruların başında bu anlayışı uygulaması geliyor. Hissedilen en önemli fark bu.

 

Bir de tabi, sinirden kıpkırmızı olduktan sonra son dakikalarda gelen galibiyetin taraftarın yüzüne vuran güzel esintisi vardı.

 

Konyaspor beyazındaki karaltılardan kurtuldu. Yeşil ışık iki hafta ileride. Resmi tamamlamak gerek.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar