Yeni yıla merhaba!

Yeni yılın ilk yazısını yazıyorum… Bu günkü tarihe göre 70 yıl önce 31 Aralık 1944 de saatler 24’ü, takvim 1945’i gösterdiği gün, 21. yaşımı bitirip 22’ye girmenin mutluluğunu yaşıyordum..

Merhum Mazhar Babalık’ın çıkarttığı Babalık Gazetesi ile Ziya Çalık’ın baş yazarlığını yaptığı Ekekon Gazetesinde haber muhabiri olarak o günlerin imkanlarında koşuşturduğum o günlerdeki idrak edilen Yılbaşı Eğlencelerinden mukayeseli örnekler vererek yazımı hazırlamış bulunuyorum.

Atatürk’ün vefatından sonra, Hitler Almanyası Avrupa’yı kasıp kavuruyor. Fıransa’nın güvendiği ‘MAJİNO’ hattı Alman orduları karşısında üç günde düştü. Gözü dönmüş olan HİTLER, irili ufaklı devletleri çiğneyerek Yunanistan’ı üç günde işgal etti. Edirne’ye dayandı. Gözü Orta Doğu petrollerinde. İsmet İnönü Cumhur Başkanı, Mareşal Fevzi Çakmak Genel Kurmay Başkanı. Ordu ayakta dimdik. Rahmetli Salih Omurtak Paşa emir bekliyor. İçimde babamın intikamı var üç günde işini bitiririm diyor. Mehmetcik Trakya Feyzi Çakmak hattında müstahkem mevkide eli tetikte… Gözü dönmüş Hitler’e “DUR” dedi Mehmetçik.

Gözü korkmuş olan Hitler geldiği gibi Rusya kanadına çekti gitti. Savaş o tarafta devam ede dursun vatandaş ekmeği karne ile alıp yiyor, ekonomi nazik noktada. Tren odun ateşi ile çalışıyor devamlı asker sevkiyatı var. Oğullarını uğurlamaya gelen anneler, düşmana şecaat dersi verircesine ayni ağızla “OĞLUM, diyor. EMDİRDİĞİMİZ SÜTÜ SONRA HELAL ETMEYİZ. BU BAYRAK DALGALANACAK, EZANLARIMIZ OKUNACAKTIR” diyen anneleri benim gözlerim görmüş ve kulaklarım duymuştur.

Büyük tehlike atlatılmıştır. Türkiye Savaşa girmemiştir lakin etkilenmiştir… O yıllarda KONYA Köy görünümündedir. Motorize sistem henüz yok. Ulaşım Dabanvay ile hayvan sırtında, at araba eşliğinde hayat devam ediyor. Toprak dam evler, bir iki katlı konaklar, Stabilize yollar, her ev bahçesinde yetiştirdiği sebze vesaire ile geçinip gidiyor. Dere Meram çayı üzerine kurulmuş olan santıraldan üretilen elektrik akşam saatlerinde münavebe ile şehre veriliyor. İmkanatı olan kimseler abone olmuşlar ise kullanabiliyorlar. Yani mahallede on evden ancak iki veya üç evde elektrik var. Yılbaşı gibi sayılı günlerde veya düğünlerde eğlence GIRAMOFON denilen bir çalgı aleti ile yapılıyor iken 1945 yıllarına doğru elektriğin yaygınlaşması ile İstanbul’da ilk RADYO istasyonunun hizmet vermeye başladığını görüyoruz. İlk zamanlarda radyo her evde yok idi fakat evinde radyosu olanların misafiri hiç eksik olmuyordu. Misafiri eksik olmayan ailelerden birisi de biz idik.

Yakın komşularımızdan ve yanlarında teklifsiz girip çıkan çocuklarının arzularına uyularak 1944 yılını 1945’e bağlayan o gece bizim Kalecik Mahallesi Karahafız Sokak’taki evimizde yapılmıştır. Ancak o günün akşamına doğru Konya’da hiç görülmedik şiddette kar yağmaya başladı. Sabaha kadar devam eden kar yetmiş santimi bulduğundan çok sıkıntılar çekilmesine rağmen Sarraflar ve Attarlar Çarşısı’nın bütün saçaklarının çöktüğü gün, o telaşenin arasında misafirlerimiz ümeci (imece) usulü evlerinde yaptıkları kırıntı ve yiyecekleri ile bize geldiler. Radyo programları izlendi. Yenildi içildi. Delikanlıların kaçırmadığı Tombala partisinden sanra çocuk yaştaki kızların hazırladığı yarışma çak hoştu. Anne annelerinden öğrendikleri şiirlerden birinci gelen şiiri bu gün veriyorum. Arkası haftaya.

ÜŞÜDÜM ÜŞÜDÜM

DAĞDAN ARMUT DEŞİRDİM.

ARMUDUMU YEMİŞLER

BANA İBO DEMİŞLER

BEN İBODAN GÜZELİM,

İNCİLİ BONCUK ÇİZERİM.

DEVEMİZ GATAR GATAR

AL GÖMLEK SUYA BATAR

AL GÖMLEK BENİM OLSA

İPEKDEN DONUM OLSA,

ALİ GARDAŞIM OLSA

PEYGAMBER DE BABAM.

Devamı haftaya

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.