Yazar Halil Uslu’ya vefâ

Yazar Halil Uslu’ya vefâ

Konya Aydınlar Ocağı, geçtiğimiz ay vefat eden yazar Halil Uslu’ya Anma Toplantısı düzenleyerek vefâ örneği gösterdi. Konuşmacılar, Halil Uslu’nun hizmet eri bir davâ adamı olduğunu dile getirdiler.

Konya Aydınlar Ocağı’nın Salı Sohbetleri’nde bu hafta, geçtiğimiz ay geçirdiği bir kalp krizi sonucunda Hakk’ın rahmetine kavuşan araştırmacı-yazar Halil Uslu yâd edildi.

Konya Halk Kütüphanesi Konferans Salonu’nda, Hafız Halil İbrahim Gürbüz’ün Kur’an tilavetiyle başlayan ve Halil Uslu’nun kısa hayatını anlatan sinevizyon gösteriminin ardından kürsüye gelen Konya Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Dr. Mustafa Güçlü, “Dakik, gayretli, çalışkan ve hizmette zaman mefhumu tanımayan Halil ağabey sevdiğimiz, saydığımız bir şahsiyetti. Aydınlar Ocağı olarak ona vefa borcumuzu ödemek ve kaybetmeye yüz tutan vefa gibi bir değerimize sahip çıkmak adına böyle bir anma programını tertip ettik. Nur içinde yatsın” dedi.

Yazar Halil Uslu’nun eşi, çocukları aile efradı ve çok sayıda katılımcının yer aldığı anma toplantısında, oturum başkanlığını Prof. Dr. Mehmet İpçioğlu’nun yaptığı panelde Ali Kavalı; “Bir Dâva Adamı Olarak Halil Uslu”, Hasan Küçükçopur; “Müjde İnsanı Halil Uslu”, Mehmet Ali Çiftkaya; “Halil Uslu’nun İçtimai Hadiselere Bakışı” ve İbrahim Tekin; “Halil Uslu’nun Eserleri” başlıklı birer konuşma yaptılar. M. Ali Çiftkaya, yazar Halil Uslu için “O bir dâva adamıydı. Her meslekten, her meşrebden ve her siyasi görüşten irtibat kurabilecek engin bir gönüle sahipti. Hürriyetçi ve demokrat bir kimliğe sahipti. Risale-i Nûr Külliyatı’ndan geçmiş milli ve manevi süzgeçten süzülen bir fikir düşüncesine de sahipti. En fazla şikâyet ettiği huşu ise istibdat idi” dedi.

Emekli tarih öğretmeni Ali Kavalı ise, Halil Uslu’nun ebed âlemine gittiğini ve aradan daha bir ay geçmesine rağmen salondakilerle birlikte duyguların hâlâ tazeliğini koruduğunu belirterek “Bir dâvâ adamı olarak onun dâvası; tek kelimeyle özetlemek gerekirse “Lâ ilâhe illallah Muhammeden resulûllah” davası idi. Her gittiği yerde ülkenin birliği ve dirliğini anlatırdı. Bize de çeket, kravat ve traşlı olarak düzgün bir şekilde hayat-ı içtimaiyeye başlamamızı söylerdi. Ölenle ölmez ama hayatın devam ettiğini belirterek hizmet için cenaze sahibinin yükünü omuzlardı. Halil ağabey bir derya idi. Hayatı şiir gibiydi ve biz onu anlatmakla bitiremeyiz ” diye konuştu.

 

AYASOFYA’YI AÇIN ŞEREF SİZİN OLSUN

Yazar Halil Uslu’nun Yeni Asya gazetesi ile Van ve Konya’daki yerel gazetelerde binlerce makalesi, araştırma yazısı ve gezi intibalarının yayımlandığına işaret ederek onun 6 kitabının bulunduğunu ifade eden İbrahim Tekin, Halil Uslu’nun kaleme aldığı Bediüzzaman’ın kardeşi “Abdülmecid Ünlükul” u anlatan kitabı, 1980 öncesi şehir, belde ve köyleri tek tek gezerek şahitlerin konuşmalarını teybe kaydederek yazdığını ifade ederek “Yeni Asya’da tefrika edilen bu yazıyı kitap haline getirmek istediği sırada 12 Eylül İhtilâli’yle birlikte bu yayınlara el konulması onu çok üzmüştü. Bir arkadaşı gezetede çıkan tefrikanın sayılarını getirmesiyle o kitabı ancak tamamlayabilmişti” şeklinde anlattıktan sonra onun Riâle-i Nûr Külliyatı’nda bulunan 1070’i aşkın hadis-i şeriften derlediği “Risale-i Nur’dan 40 Hadis” eserinden 2-3 hadisi naklederek şerh etti.

Son konuşmacı Hasan Küçükçopur ise, Halil Uslu’nun 64 yıllık ömrünü hizmet ve insanları aydınlatmak için ilmek ilmek ördüğünü ifade ederek erken yaşlarda Risale-i Nur’la tanışmasının onu, olgunlaştırarak etrafında topladığı gençleri yönlendirip coşturmasına yettiğini söyledi. 1970’li yıllara ait bir hatırasını da nakleden Küçükçopur, “O dönemin Endonezya Devlet Başkanı Dr. Muhammed Yasir, hac farizası için Mekke’de imiş. Yanındakilere sormuş, Hac ibadeti için Türkiye’den kaç hacının geldiğini. Cevaben 150 bin hacı gelmiş sözünü duyunca; “şükürler olsun Rabbime. Ben Lozan antlaşması görüşmelerinde bulunduğum sırada diplomat idim. Lozan’da Türkiye’de bir tek Müslüman kalmamacasına antlaşmalara imza atılmıştı. 150 bin Türk hacısının gelmesine ben sevinmeyeyim ve şükretmeyeyim de kimler sevinsin” şeklinde hatırayı da nakletti.

Halil Uslu’nun Ayasofya ile ilgili bir makalesini de hatırlatan Küçükçopur, “Halik ağabey o yazısında “Ey yetkililerimiz! Aayasofya’yı ibadete açın şeref sizin olsun!” Biz de diyoruz ki, ey yetkililer! Ayasofya’yı biran evvel açarak o şerefi siz elde edin.”

Toplantısın akabinde dinleyicilere meyve suyu ile hurma ikramında bulunuldu.