"Yaşlanmadan önce, yaşlılık dönemine yatırım yapılmalı"

"Yaşlanmadan önce, yaşlılık dönemine yatırım yapılmalı"

Ankara Üniversitesi YAŞAM Müdürü Özmete:- "İllerde nitelikli bakım personeli havuzunun oluşturulması, yaşlının ihtiyaçlarının değerlendirilerek bakım planının yapılması, buna göre hizmet menüsü ve maliyetinin oluşturulması evde bakımı ve destek hizmetleri

ANKARA (AA) - MERVE YILDIZALP - Ankara Üniversitesi Yaşlılık Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (YAŞAM) Müdürü Prof. Dr. Emine Özmete, yaşlılık dönemine yatırım yapılması gerektiğini belirterek, "İllerde nitelikli bakım personeli havuzunun oluşturulması, yaşlının ihtiyaçlarının değerlendirilerek bakım planının yapılması, buna göre hizmet menüsü ve maliyetinin oluşturulması evde bakımı ve destek hizmetlerini kurumsallaştırmak için önemli bir adım olacak." dedi.

YAŞAM Müdürü Özmete, 1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü nedeniyle AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de gün geçtikçe ömrün uzadığını, doğum oranlarının azaldığını ve yaşlı nüfusun arttığını bildirdi.

Özmete, 65 ve daha büyük yaştaki bireylerin oranının toplam nüfus içinde yüzde 8.2, doğuşta beklenen ortalama yaşam süresinin de 78 yıl olduğunu ifade etti.

Türkiye'de 31 Aralık 2015 itibarıyla 60 ve daha büyük yaşta 9 milyon 63 bin 677, 65 ile daha büyük yaşta da 6 milyon 192 bin 962 kişinin yaşadığını anlatan Özmete, şu değerlendirmede bulundu:

"Türkiye'de ileri yaştaki nüfus grubunun sayısı artıyor. Türkiye'de 80 ve daha büyük yaştakilerin sayısı 2013 yılında 1 milyon 261 bin 273 iken, bu sayı 2014 yılında 1 milyon 315 bin 845 ve 2015 yılında 1 milyon 328 bin 924 kişiye yükseldi. Aynı şekilde 90 ve daha büyük yaştakilerin sayısında da artış görüldü. 90 ve daha büyük yaşta olanların sayısı 2012 yılında 89 bin 709 ve 2013 yılında 99 bin 5 kişi iken, bu sayının 2014 yılında 115 bin 277, 2015 yılında ise 127 bin 986 kişiye yükselmesi ileri yaştaki yaşlı nüfus artışı açısından dikkat çekicidir."

- "Yaşlı kadınların büyük çoğunluğunun kişisel geliri yok"

Türkiye'de yaşlıların dörtte birinin bir okul mezunu olmadığına, ileri yaştakilerin dörtte birinin sosyal güvenlik sisteminde yer alacak bir işte çalışmadığına dikkati çeken Özmete, evli olanlarda erkeklerin kadınlara göre daha yaşlı olduğunu söyledi. Bu nedenle erkeklere göre daha genç kadınların yaşlılıkta bakımı sağladığını dile getiren Özmete, şöyle dedi:

"Eşlerini kaybettikten ya da boşandıktan sonra erkekler yeniden evleniyor, kadınlar ise yeniden evlenmeyi tercih etmiyorlar. Böylece yaşlı kadınların çoğu yalnız yaşıyor. Kadınların büyük çoğunluğu ev kadını olup, gelir getiren bir işte çalışmıyorlar. Bu nedenle eşlerine tabi olarak sosyal güvenlik sistemine dahil oluyor ve gelir elde ediyor. Yaşlı kadınların büyük çoğunluğunun kişisel geliri yok."

Prof. Dr. Özmete, kadınların erkeklere göre daha uzun yaşamakla birlikte, bu sürede sağlık durumlarının ise iyi olmadığını ifade etti.

- "Bakım için sıra bekleyen kadınların sayısı erkeklerden yüksek"

Özmete, TÜİK verilerine göre, eşini kaybetmiş yaşlı erkeklerin oranı yüzde 12.9 iken, kadınların oranının yüzde 50.5 olduğunu söyledi.

Tek kişilik hane halklarının yüzde 45.8’ini ilerlemiş yaştakilerin oluşturduğunu aktaran Özmete, tek başına yaşayan yaşlıların yüzde 76.5’inin kadınlar, yüzde 23.5’inin ise erkeklerden oluştuğunu dile getirdi.

Özmete, "Mevcut durumda huzurevinde kalan erkeklerin sayısı kadınlardan fazla iken, hem huzurevi hem de sürekli bakım için başvuru yapmış ve sıra bekleyen kadınların sayısı erkeklerden yüksektir. Burada uzayan ömür ile birlikte kronolojik olarak yaş sayısının artmasına değil, gelen her yaşa sağlık ve değer katmaya odaklanmak önemlidir. Aksi takdirde yaşlı bakım hizmetlerine ve uzun süreli bakıma duyulan ihtiyaç hızla artacak." diye konuştu. "Yaşlanmadan önce yaşlılık dönemine yatırım yapılmalı" dedi.

Türkiye'de yaşlı bakım hizmetlerinin odağında kurumsal olarak huzurevleri yaşlı bakım ve rehabilitasyon merkezleri bulunduğunu ifade eden Özmete, yaşlıların 3-4 kişi kaldıkları yaşlı yaşam evlerinde de hizmet sunulduğunu aktardı.

- "Yaşlıya bakım veren aile üyeleri de düşünülmeli"

Yaşlılıkta görülen hastalıkların artmasıyla bakım ve rehabilitasyon merkezlerine duyulan ihtiyacın da arttığına değinen Özmete, şöyle devam etti:

"Ancak bireylerin yaşamlarını geçirdikleri yerde evlerinde yaşlanmaları ve bakılmaları için evde bakım hizmetlerinin kurumsallaşmasına ihtiyaç vardır. İllerde nitelikli bakım personeli havuzunun oluşturulması, yaşlılar için bu havuzdan personel sağlanması, yaşlının ihtiyaçlarının değerlendirilerek bakım planının yapılması, buna göre hizmet menüsü ve maliyetinin oluşturulması evde bakımı ve destek hizmetlerini kurumsallaştırmak için önemli bir adım olacak. Bu uygulama yurt dışından gelen yabancı bakıcı sayısını azaltacak ve kayıt dışı çalışmanın da önüne geçecek."

Özmete, yaşlı bakımı sürecinde ona bakım veren aile üyelerinin de düşünülmesi gerektiğine işaret ederek, aile üyelerinin yaşam kalitesini iyileştirmek için psikososyal ihtiyaçlarının karşılanması yönünde planlamaların yapılması, evde bakıcı desteğinin sağlanması, dinlenme evlerinin oluşturulmasının önemli olduğunu vurguladı.

- "Yaşlı bakımı turizmi, turizm sektörü için yeni bir alan"

Prof. Dr. Emine Özmete, yaşlı turizminin de yükselen bir konu olduğunun da altını çizdi.

Dünyada 2050 yılına kadar 60 ve daha büyük yaşta 2 milyarın üzerinde uluslararası yaşlı turist olacağını aktaran Özmete, yaşlı nüfusun artmasının turizm sektöründe en önemli pazarı ve büyümeyi oluşturacağını söyledi.

Yaşlı bakımı turizminin, turizm sektörü için yeni bir alan olduğunu aktaran Özmete, "Yaşlı bakımı turizmi açısından meslek elemanı potansiyeli, doğal ve kültürel kaynakları, kaliteli ve uygun maliyetli sağlık turizmi uygulamaları ile ülkemiz gelecek vadetmektedir." dedi.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :