"Yabancı dil çocuklara anlam odaklı öğretilmeli"

"Yabancı dil çocuklara anlam odaklı öğretilmeli"

Düzce Üniversitesi'nde görevli akademisyenlerin 6-9 yaş arasındaki çocukların yabancı dil öğrenimine ilişkin yaptığı araştırma, bu eğitimin anlam odaklı verilmesi sonucunu ortaya koydu- DÜ Dr. Öğretim Üyesi Yusuf Şen:- "Yabancı dile anlam odaklı yaklaştığ

DÜZCE (AA) - Düzce Üniversitesi'nde (DÜ) görevli akademisyenler, 6-9 yaş arasındaki çocukların yabancı dil öğrenimine ilişkin yaptıkları araştırmayla bu eğitimin anlam odaklı verilmesi sonucuna ulaştı.

DÜ Hakime Erciyas Yabancı Diller Yüksekokulu Müdürü Dr. Öğretim Üyesi Yusuf Şen ve bazı akademisyenler, yaz döneminde çocukların İngilizce edinimiyle ilgili çalışma yaptı.

Ana dilleri İngilizce olan öğretmenler tarafından verilen eğitimlerde, çocuklardan ilgi duydukları bir konu üzerinde çalışma yapmaları istendi.

Eğitimcilerle çocukların iletişimini takip eden akademisyenler, 6-9 yaş arasındaki çocukların sevdiği işi yaparken verdikleri tepkinin, bu sayede İngilizce konuşmanın ve anlamanın yüksek olduğunu gözlemledi.

- "Öğrencilerin odaklanmalarının yüksek olduğu anda İngilizce ile karşılaşmalarını istedik"

Dr. Öğretim Üyesi Yusuf Şen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 6-9 yaş arasındaki çocuklara yönelik "İngilizce Bilim Kampı" düzenlediklerini söyledi.

Kampta dersleri ağırlıklı olarak İngilizce işlemeye çalıştıklarını dile getiren Şen, "Derslerin yüzde 80'ini ana dili İngilizce olan eğitmenler yürüttü. Eğitmenler, Türkçe de bilmiyordu. Üniversitemizdeki bazı akademisyenlerden de destek aldık. Bilim, sanat ve spor olarak dersleri 3 ana bölümde sınıflandırdık. Derslerde, her hafta teknoloji, uzay, hayvanlar ve bitkiler gibi tema belirledik." diye konuştu.

Öğrencilerin klasik İngilizce eğitimi dışında anlamaya yönelik eğitim aldığını ve bunun sonuçlarının incelendiğini anlatan Şen, şunları kaydetti:

"İngilizce, ders olarak çalışılacak ve yapısı analiz edilen bir ders olarak görülmesin, İngilizce bir iletişim aracı olarak görülsün istedik. Bu aslında kafa yapısı olarak önemli bir değişiklik. Öğrencilerin, ilgi duydukları bir alanda ve odaklanmalarının çok yüksek olduğu bir anda İngilizce ile karşılaşmalarını istedik. Böyle bir anda öğrenci dili gerçekten bir iletişim aracı olarak görüyor. İngilizce tepki vermeye çalışıyor ve duyduğu şeyi anlamak için çaba sarf ediyor. Yüksek motivasyon, yüksek odaklanma olduğunda anlamaya çalışıyor. Böyle anları yaşamak istedik.

Bu düşünce değişikliği dil öğrenmeyi olumlu etkiliyor. Dille ilgili kaygıları da azaltıyor çünkü analiz ederek, yapılarla dili 6-9 yaş arasındakilere öğretmeye çalışmak çok zor bir iş. Dil çok kompleks bir yapıya sahip ama yabancı dile anlam odaklı yaklaştığımızda, çok hızlı ve anlayamadığımız biçimde öğrenciler bu işi hallediyor."

- "Bu düzeyde öğrenilen İngilizce kalıcı oluyor"

Şen, bu mekan ve düzeyde öğrenilen İngilizce'nin kalıcı olduğunu vurgulayarak, "İngilizce'yi ve İngilizce'nin yapılarını, çocuklara analiz ederek öğretmek yerine öğrencilerin ilgi duyduğu alanlar, içeriğin anlaşılmasının sağlanacağı ortam gerek. Yani görsel yardımıyla dilin ve hareketin olduğu ortam oluştuğunda dili anlamak için zengin bir bağlam oluşuyor. Bu bağlam, öğrencilerin kafasında zengin bir tecrübe halinde kolaylaşıyor. Böyle zamanları öğrenciler, dili kullanacakları yerde çok daha kolay hatırlıyorlar." ifadelerini kullandı.

Çocukların ilgi odağının belirlenmesinin doğru olacağına işaret eden Şen, mutlaka ilgi duydukları bir alanda çocukların o dille karşılaşması gerektiğini, o zaman heyecan ve odaklanmanın çok yüksek olduğunu ve o anda öğrencinin dilin anlamına yoğunlaştığını, bunun da anlamayı ve daha sonra hatırlamayı sağladığını anlattı.

Şen, bu sayede zengin bir bağlam olduğuna dikkati çekerek, "Futbolu seven biri orada İngilizce ile karşılaştığında oradaki 'Topu bana ver.' komutu olan 'Pass' kelimesini heyecan içerisinde, hiç düşünmeden kullanabiliyor. Bu, 'İngilizce öğrendim, öğrenmedim' ve dilin yapısından uzak bir şekilde oluyor." dedi.

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :