Ya hırsınız kalbinizi mühürledi ya da cahilliğiniz beyninizi

‘Ali Yalçın, ya öğretmen maaşlarını bilmiyor ya da doların kaç lira olduğunu!’ başlığı ile tetikçilik yapan haber sitesine daha sonra kuyruk olan bazı kalemşorlar da katıldı. Sonrasında ise sosyal medya trol hesaplardan bir süreç…

Söylenebilecek tek şey, ‘Ya hırsınız kalbinizi mühürledi ya da cahilliğiniz beyninizi.’

Eğitim alanında bir think-thank kuruluşu gibi çalışan Eğitim-Bir-Sen, raporları ile araştırmaları ile Türkiye’nin önünü açmaktadır.

Eğitime Bakış 2016: İzleme ve Değerlendirme raporunda da aynı cümle bulunmasına rağmen kalbin veya beynin mühürlenme süreci herhalde 2017’de hitama ermiş olmalı ki, Eğitime Bakış 2016’yı pas geçerek, Eğitime Bakış 2017’yi eleştirmeye çalışmış zavallıcıklar…

Raporumuz okunmuş, bu belli oldu da, sahi Eğitime Bakış 2016 raporunu okudunuz mu! Neyse, merdi kipti şecaat arz ederken sirkatin söylermiş misali, eleştiri getireyim derken cehaletini ve hırsını deşifre etmiş oldular.

Eğitime Bakış 2016: ‘OECD ülkeleri genelinde öğretmenlerin başlangıç maaşlarının ortalaması 31.176 dolardır. Türkiye’de öğretmenlerin başlangıç maaşı, (Satın Alma Gücü Paritesi kullanıldığında) 25.943 dolardır ve OECD ortalaması ile birçok OECD ülkesinin gerisindedir.’  (Eğitime Bakış 2016 İzleme ve Değerlendirme Raporu, sayfa 192, http://www.ebs.org.tr/ebs_files/files/yayinlarimiz/egitim_izleme_raporu.pdf.pdf)

Eğitime Bakış 2017: ‘Türkiye, öğretmenlerin yıllık kazançları açısından OECD ortalamasının altında bulunmaktadır. OECD ülkelerinde yeni başlayan öğretmenlerin ortalama yıllık kazançları satın alma paritesi göz önünde bulundurularak hesaplandığında 32.288 $ seviyesindedir. Türkiye’de ise bu ücret OECD ortalamasının yaklaşık 5.000 $ altında olup 27.285 $’dır.’ (Eğitime Bakış 2017 İzleme ve Değerlendirme Raporu, sayfa 148, http://www.ebs.org.tr/ebs_files/files/EGITIME_BAKIS_IZLEME_VE_DEGERLENDIRME_RAPORU_2017.pdf).

Diğer sendikaların bu ölçüde detaylı çalışmaları olmasa da uluslararası öğretmen maaşlarının karşılaştırılmasına dair raporları mevcut. Google’da basit bir arama yapıldığında istisnasız tüm sendikaların gerek genel başkan düzeyinde gerekse şube başkanı düzeyinde onlarca açıklamasını bulacaksınız. Bir örnek vermek istiyorum: ‘Türkiye Kamu-Sen Ar-Ge Merkezi’nin yaptığı araştırma, Türkiye’de memur maaşlarının OECD ülkelerinin oldukça gerisinde kaldığını ortaya koydu. OECD verilerinden yola çıkılarak gerçekleştirilen araştırmada, OECD’ye göre satın alma gücü paritesi belirlenerek bir katsayı oluşturuldu ve çalışmada yer verilen ülkelerdeki kamu görevlileri sanki aynı ülkede yaşıyorlarmış gibi bir standart elde edilmesi sağlandı. Araştırmada satın alma gücü paritesine göre eşitlendiğinde dahi Türkiye’nin bütün unvanlarda OECD ülkeleri içinde memur maaşlarının en düşük olduğu ülkelerin başında geldiği ortaya çıktı.’ https://www.turksagliksen.org.tr/memur-maaslarinda-oecd-ulkelerinin-20-yil-gerisindeyiz_arsiv_13179.

Eğitim-Sen, Eğitim-İş, Dünya Bankası, OECD raporlarında da benzer raporlamalar vardır. Olması da doğaldır, raporların dili evrenseldir.

Görüldüğü gibi, her üç açıklamada ve benzer açıklamalarda da kritik kavram olarak Satın Alma Gücü Paritesi kullanılmaktadır. Nedir bu satın alma gücü paritesi?

Kalbi hırs hastalığı ile mühürlenmişlere ancak ‘Allah ıslah etsin’ diyebiliyorum. Cahiller için ise anlatmaya çalışmak sorumlu sendikacılığımız gereği…

Ücretler, GSYH gibi verilerin uluslararası karşılaştırmalarında Satın Alma Gücü Paritesi dediğimiz bir değişim oranı kullanılmakta olup bu paritenin içeriği açık öğretim iktisat kitaplarından bile öğrenilebilir. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) kitapçığındaki bilgileri sizlerle paylaşmak istiyorum.

Satın Alma Gücü Paritesi (SGP), ülkeler arasındaki fiyat düzeyi farklılıklarını ortadan kaldırarak, farklı para birimlerinin satın alma gücünü eşitleyen bir değişim oranıdır. Bu oran kullanılarak farklı para birimlerine dönüştürülen harcamalar, satın alınan mal ve hizmet hacmindeki farklılıkları yansıtarak, ülkeler arasında gerçek anlamda karşılaştırılabilir veriler sağlamaktadır. 1950’li yıllarda Avrupa Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (OEEC-OECD’nin ilk hali) çalışmaları, SGP hesaplama zemininde oluşturmuştur. 1960’ların sonunda Birleşmiş Milletler İstatistik Ofisi (UNSO) ve daha sonra 1989’da Avrupa Birliği İstatistik Ofisi (EUROSTAT) ile OECD’nin Uluslararası Karşılaştırma Programı kapsamında SGP kullanılmaya başlanmıştır. (Satın Alma Gücü Paritesi, Sorularla Resmi İstatistikler www.tuik.gov.tr/IcerikGetir.do?istab_id=143).

Bu iktisada giriş bilgisinden sonra birkaç soru sormak istiyorum: Eğitime Bakış 2016 raporunda da aynı veri olmasına rağmen, onu fark etmeyip Eğitime Bakış 2017 raporundaki veriye bu kadar tepki göstermenizin açıklaması nedir? Bu tepkinin nedeni bir talimatlandırma mı?

Diğer sendikaların ve siyasi kimliklerin benzeri açıklamalarına tepki göstermezken, Eğitim-Bir-Sen raporuna niçin tepki gösterdiniz? 15 Temmuz’daki defolu duruşunuz etkili oldu mu?

Bu iki soruya, ‘sahibimizin sesiyiz’ diyorsanız, biz, sizin gibileri 28 Şubatlarda, Ergenekon, Yakamoz, Ayışığı darbe süreçlerinde, Cumhuriyet mitinglerinde, Gezilerde ve son olarak 15 Temmuzlarda tasfiye ettik, yine ederiz.

Ama bir ihtimal daha var. Diyorsanız ki, ‘Hocam valla Satın Alma Gücü Paritesini bilmiyorduk.’

İşte o zaman cahilliğinize vereceğim. Oku da gel, diyeceğim.

Ahir kelam: Herkesin malumu olan bir gerçeğin anlaşılmaması idrak eksikliğine değil, niyet bozukluğuna delalet eder.

Şenol Metin

Eğitim-Bir-Sen Konya 2 No'lu Şube Başkanı

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.