Salih Sedat Ersöz

Salih Sedat Ersöz

Veyis Ersöz’e vefa (2)

Babam son yıllarda gözlerindeki % 90 görme kaybına ve yazdığını okuyamamasına rağmen, görmeden, el alışkanlığı ile yazılarına 2 yıl kadar devam etmiş, 1 yıl önce de, 70 yıl boyunca elinden düşürmediği kalemini bırakmak zorunda kalmıştır.

İnsanların hayattan veda etmeden, sağlıklarında değerlerinin anlaşılması gerektiğini ortaya koyan ve büyük bir vefa örneği sergileyen Ribat camiasına, Aydınlar Ocağına, Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesine, Akademik Sayfaları hazırlayan Mehmet Ali Uz ağabeyime ve Serdar Ceylan kardeşime şükranlarımı sunuyorum.

Böylesi vefa gösterenler, Hz. Mevlâna’nın şu sözünü uygulamış oluyorlar: “Dostlarını daimavefa ile an. Arayan sen ol,bulan sen. Hatırlayan sen ol,kucaklayan yine sen. Kula vefasıolmayanın Hak’ka vefasıolmaz.” Kula ve Hak’ka vefa gösterenlere selam olsun.

Babamla ilgili son olarak söyleyeceğim şudur ki; Allah bu dünyada beraber ettiği gibi ahiret hayatında cennette de beraber etsin İnşaallah…” 

Daha sonra konuşan Doç. Dr. Halil Ürün ise; “Ben de Allah’tan ahiret âleminde Veyis Ersöz hocamızla beraber olmayı temenni ediyorum” diyerek başladığı konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Ben, Veyis Ersöz hocamızı her güzel şeyi bulabildiğimiz bir kitap olarak nitelendiriyorum. Hayatı çilelerle geçmiş ama, güzelliklerle dopdolu geçmiş ve Allah’a muti bir kul olarak geçmiştir. Kulluğunu kendi kişisel hayatında yaşarken, çevresini de aydınlatmış, etrafına da örnek olmuştur.

Sadece kendi çocuklarına değil, tüm insanlara örnek olmuş. Ömür, Allah’ın bize verdiği büyük bir sermayedir. Allah bu sermayeyi bize verirken, bunu nasıl kullanacağımızın ölçüsünü de vermiştir. Veyis Ersöz bu sermayeyi en iyi kullananlardan olmuştur. 15 Temmuz’u gerçekleştiren ihanet şebekesini gördükten sonra, Veyis Ersöz’ün hakkı ve anlamı daha çok ortaya çıkıyor. Veyis Ersöz 90 yaşında ama,Hak’ka bağlı olması, cesareti, aşkı ve sevdası ile bir çok gence örnek olacak bir delikanlıdır. Veyis Ersöz tarihe, etrafına ışık saçan, nur saçan, güzellik ve dostluk saçan bir insan olarak geçecek, 15 Temmuz’u bu millete yaşatanlar ise tarihe hain olarak geçecektir.

Belediye çalışmalarımız esnasında bizi yıpratmak için aleyhimize yazı yazanların yanında, Veyis Ersöz gibi hakkı ve doğruları yazan yazarlarımız vardı ve bu insanlar bizi yüreklendirirdi. Bilirdik ki, bu insanlar iyi işler yaptığımız zaman bizim yanımızdadır, saparsak da bizi doğrultacaklardır. Bizim, gençliğimize Çanakkale ruhunu yansıtmaya ihtiyacımız var, gençliğimizi milli ve manevi değerlere bağlı olarak yetiştirmeye ihtiyacımız var. İşte gözleri tam görmese de gönül gözüyle gören Veyis Hocamız bu ihtiyacı giderecek bir mektep, bir kitap, bir çınardır. Böyle bir çınara vefa göstererek kazanacak olan bizleriz.”

Son olarak konuşan Abdullah Büyük Hocamız ise konuşmasında şunları söyledi:

“Peygamber Efendimiz, Mekke insanlarını bir meydanda toplar şöyle derdi; Ey insanlar, ben size şu dağın ardında büyük bir düşman var, size saldıracaklar ve hepinizi köle yapacaklar desem bana inanır mısınız? Mekke insanı da şöyle derdi; İnanırız ya Muhammed, çünkü sen hiç yalan söylemezsin. Burada Efendimiz Peygamberlik özelliğini değil de kişilik özelliğini öne koymuştur. Bir anne çocuğunun, bir bey hanımının kişilik testini yapmakla mükelleftir. Artılarını, eksilerini, yanlışlarını, doğrularını ortaya koymak, o insana yapılacak en büyük iyilik, bunu yapmamak ise o insana en büyük haksızlıktır.

Diğer yandan bir insanın güncelleşmesi ancak Kur’an ile mümkündür. Kur’an hep canlıdır, beyinleri canlandırır. Mevlana diyor ki; “Yapraksız kaldın diye gövdeni kestirme, zira bu işin bir de baharı var.” 90 lık çınar ağacımızın meyvelerini devşireceği bir âlem var. 90 lık çınarımız olan Veyis hocamız burada hep ekti. Allah; “biz onların önden gönderdiklerini ve geride bıraktıklarını yazarız” diyor. Önden gönderilenler ibadetlerdir, geride bırakılan ise eserlerdir. Biz, Veyis Ersöz hocamızı; önden gönderdiği amel sahibi, geriye bıraktığı eser sahibi olarak biliyoruz.

Müslüman bir toplumun ortaya koyduğu ortak değeri 4 grup insandır. Bunlar; Peygamberler, Sıddıklar, Şehitler ve Salih kullardır. Bunlar bizim ortak değerlerimizdir. Biz bu ortak değerlerimizle birlik ve beraberliğimizi sağladığımız zaman Ümmeti Muhammed oluruz. Diğer yandan Şehit, kendisini Allah’a adayan kimsedir. Fikirlerini, düşüncelerini, yaşantısını, kişiliğini, varlığını Allah’a adayan kimse nerede ölürse ölsün şehittir.  Biz, Veyis Ersöz hocamızı, 90 yıllık yaşantısının 75 yıllık mücadelesinde bir şehit kategorisinde olduğunu görüyoruz. Çünkü kendisini Allah’a vakfetmiş, Allah’a adamıştır. Yazılarıyla, konferansıyla, kalemiyle, varlığıyla, yaşantısıyla, her şeyiyle kendisini Allah’a hibe etmiştir. Böyle bir insan nerede ölürse ölsün hükmen şehittir. Bu mertebeyi kazanmak ütopik değildir.

Biz, ortak değerlerimizin hakkını hukukunu korumakla mükellefiz. Bir Hadis-i Şerifte; “Yüce Allah, hiç ara vermeden din konusunda fidan insanlar yetiştirir. Bu fidan insanları yeteneğine göre dine hizmet yolunda kullanır” buyurulmaktadır. Bu toplantının en güzel yanı 90 yaşına gelmiş olan bir insanın vermiş olduğu mücadelesini, hizmetini, özelliklerini, hasletini vefat etmeden önce bir örnek olarak takdim etmektir. Veyis Ersöz hocamızın hayatını, La Tahzen ve Galü Selama dönemlerini kendisine rehber edinerek geçen bir hayat olarak biliyoruz. Yani üzülme Allah bizimledir anlayışında Muhsin bir kul olarak kimseyi kırmadan, incitmeden, kimseyle irtibatını kesmeden kulluğunu yürüten bir hayat en güzel hayattır. Veyis hocamızda da bunu görüyoruz.

90 yaşına gelmiş olan bu insan hayatını bütün bu güzelliklerle geçirmiştir. Onu bize, bizi ona bağlayan temel konu İslâm’ın güzellikleri olmuştur. Bu insan, Ribat dergisi yazı işleri müdürü olarak hapse giriyor ve bana şöyle haber gönderiyor. “Aman hocam üzülmesin bu takdiri ilahidir.” Dakikliğinden tutunuz da civanmertliğine varıncaya kadar her şeyiyle örnek bir insan. Mahkemesi Malatya’ya alınınca, avukatsız olarak Malatya’ya kadar gidiyor da, ağzından bir cümle şikâyet çıkmıyor. Bunlar alt yapısı sağlam olan muvahhid Müslümanda aranan ve bulunan özelliklerdir. Geliniz bugün bir karar verelim. Toplumumuzun ortak değerlerini ölmeden evvel gündeme taşıyalım.”

Daha sonra, amcam Seyit Mehmet Ersöz, amcaoğullarım Ömer Lütfi Ersöz ile Fevzullah Ersöz, Mehmet Emin Parlaktürk hocamız, Anuş Gökçe hanımefendi, İhsan Kayseri ağabeyim ve oğlum Veyis Ersöz’de babamla ilgili görüşlerini açıkladılar.

Son olarak kürsüye gelen değerli babacığım Veyis Ersöz ise, 1945 yılında Toprak şiiriyle başladığı yazarlık hayatının, nihayete erdirdiği 2015 yılına kadar kısa bir özetini anlattı. Program, babacığım Veyis Ersöz’e takdirname, Abdullah Büyük, Halil Ürün ve bendenize de katılım belgeleri verilmesi ile son buldu. 

Böyle bir program düzenleyerek vefalarını ortaya koyan, TYB Konya Şube Başkanı M. Ali Köseoğlu kardeşime ve Yönetim Kuruluna tekrar şükranlarımı sunuyorum. Sağlıklı ve mutlu yarınlar efendim.

salih-sedat-2.jpg

Önceki ve Sonraki Yazılar