Valiler Toplantısı

Valiler Toplantısı

Cumhurbaşkanı Erdoğan: (2)- "Güney sınırımız boyunca oluşturulmaya çalışılan terör koridorunun amacının DEAŞ'la mücadele olduğunu kim iddia edebilir? Var mı böyle bir şey? Yalan. Terör koridoru, sadece Türkiye'yi kuşatmaya yöneliktir. Kimse bizi aldatması

ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Güney sınırımız boyunca oluşturulmaya çalışılan terör koridorunun amacının DEAŞ'la mücadele olduğunu kim iddia edebilir? Var mı böyle bir şey? Yalan. Terör koridoru, sadece Türkiye'yi kuşatmaya yöneliktir. Kimse bizi aldatmasın." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Valiler Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin asırlık bir hesaplaşmayla karşı karşıya olduğunu belirterek, Gezi olaylarında duvarlara yazılan "Zulüm 1453'te başladı" diye yazıldığını anımsattı. Erdoğan, "'Zulüm 1453'te başladı' diye yazılması, İstanbul'un Anadolu yakasında Kadıköy'de asla tesadüf değildir. 1453'ü zulüm olarak görenler, olsa olsa ancak Bizans'ın çocukları olur. Bu milletin evladı olmaz." diye konuştu.

Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bölücü terör örgütünün, çukur eylemleri üzerinden özerklik hevesine girmesi boşuna değildir. FETÖ'cü katillerin 17-25 Aralık teşebbüsüyle başlattıkları ihanetlerini, en son 15 Temmuz'da 250 vatandaşımızın kanını dökerek devam ettirmeleri de bu kurgunun bir parçasıdır.

Kimi Avrupa ülkelerinin önceden gizli saklı şekilde himaye ettikleri teröristlere artık alenen sahip çıkmaları da aynı hedefe yöneliktir. Güney sınırımız boyunca oluşturulmaya çalışılan terör koridorunun amacının DEAŞ'la mücadele olduğunu kim iddia edebilir? Var mı böyle bir şey? Yalan. Terör koridoru, sadece Türkiye'yi kuşatmaya yöneliktir. Kimse bizi aldatmasın. Ve rejim, PKK'ya oradan 'yanınızdayız' diyor, Barzani'ye 'yanınızdayız' diyor. Dün Barzani ile çatışan rejim, şimdi 'yanınızdayız' diyor. PYD ile çatışanlar veya Barzani ile çatışan PYD şimdi 'beraberiz' diyor. Onlar, birbirinin dostudur, bizim dostumuz olamaz. Bu gerçeği bileceğiz, ona göre adımlarımızı atacağız. Suriye'yi dünyanın en büyük silah pazarına çevirenler, eli kanlı katilleri en modern silahlarla donatanlar, tüm bunları herhalde demokrasi aşkına yapmıyorlar. Bunların demokrasiyle filan alakası yok, kesinlikle yok."

- "(SIG Sauer) diye bir silahı, polis teşkilatımız kullanmayacaktır"

"Paramızla satın alamadığımız silahların terör örgütlerine bila-bedel verilmesinin makul, mantıklı, tutarlı izahı olabilir mi?" diye soran Erdoğan, "Bundan sonra Sayın Bakan da burada söylüyorum, 'SIG Sauer' diye bir silahı, bizim polis teşkilatımız kullanmayacaktır, kullanmamalı. Artık biz kendi ülkemizin silahlarını kullanmak suretiyle bu adımları atacağız. Biz artık bu tabancaları veya bunun daha uzun mesafelisini ülkemizde yapıyoruz ve bundan dolayı da kendi silahlarımızı kullanmak suretiyle polis teşkilatımızı daha diri, daha sağlam ayakta tutacağız. Çünkü onlardan almaya devam ettiğimiz sürece bize tembellik geliyor. Gerek yok." ifadelerini kullandı.

Erdoğan, Türkiye'nin, kendi ürettiği silahlarla bunu yapacağının altını çizerek, "Bin 500 tane silah verecek. Verdiği cevap ne? 'Kongreden geçmedi.' Şuna bak. Buna ihtiyacımız yok ve bu noktada kararlı adımlarımızı atacağız." dedi.

Yaşananların hiçbirinin tesadüfi olmadığına dikkati çeken Erdoğan, bunların planlı, programlı bir şekilde aşama aşama hayata geçirildiğini bildirdi. Erdoğan, "Bu kirli planın hedefi, Türk milletine diz çöktürme planlarıdır. Burada mesele, şahıslar veya partiler değildir. Burada hedef, ülkemizdir, tüm Türkiye'dir." dedi.

Erdoğan, şunları söyledi:

"Bu saldıraların muhatabı, güçlü, müreffeh ve bağımsız bir Türkiye idealine inanan herkestir. Altını çizerek ifade etmek isterim ki şayet biri, ülkemizin son bir kaç yıldır yaşadığı açık ve örtülü operasyonları önemsizleştirmeye çalışıyorsa o kişi bilinçli bir manipülatördür. Ülkemize diz çöktürmek için alınan kararlardan kendi hükümetini sorumlu tutan kişi aklını, hırslarının emrine vermiş bir zavallıdır. Şayet bu tarz hezeyanlar, bir ülkenin ana muhalefet partisinin genel başkanından çıkıyorsa artık bu zatı kusura bakmayın, yerli ve milli göremeyeceğim gibi bu ülkenin hassasiyetlerine kulak veren birisi olarak da görmem mümkün değildir. Kuşkusuz zor günler aynı zamanda, eleme, elenme ve ayrışma günleridir.

Bugünler, milletimizin hakiki dostlarıyla sahtelerini, vatanperverlerle uşakları ayırma zamanlarıdır. Daha önce olduğu gibi bu süreçte de milletimiz kendini gerçekten sevenleri, ülkesine gerçekten değer verenleri görme fırsatı buluyor. Ülkesinin yanında yer almak varken, birilerinin emir eri gibi hazır ola geçenlere hakettikleri ders, milletimiz tarafından sandıkta verilecektir."

- "Bu coğrafyada birilerinin ihsanıyla ya da lütfuyla bulunmuyoruz"

ABD ile yaşanan vize sorununa ilişkin de Erdoğan, "Şimdi birtakım hesaplar yapıyorlar şu vize olaylarıyla ilgili, 'ülkemizin kaybı 50 milyar falan' diye. Neye göre bu hesabı yaptılar, anlamak da mümkün değil." dedi. Erdoğan, Türkiye'nin zaten Amerika ile ticaret hacminin son dönemlerde 15-16 milyar dolara düştüğünü belirterek, "Onu da bir tarafa koy. Bu da onlardan savunma sanayine yönelik aldıklarımızın ağırlığını ifade eder. Bizim verdiklerimiz zaten çok çok cüzi bir şey." diye konuştu.

Kavgaya girildiğinde atılan yumruğun sayısının sayılmayacağını söyleyen Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Böyle bir şey olduğu zaman da bu sayı sayılmaz. Kalkacak, bize karşı böyle bir tavrı takınacaklar, ondan sonra da 'burada şu kadar kaşıp varmış, bu kadar kayıp varmış.' Birisi de çıkmış konuşuyor, 'öğrenciler Amerika'ya gidemiyor' diye. Aynı şey onun için de geçerli, gidemeyebilir. Mesele burada millidir, mesele burada yerlidir, mesele burada vatandır, gerisi teferruattır.

Şunu unutmayın, yolu doğru olanın yükü de ağır olur. Allah, hiç kimseye kaldıramayacağı yükü yüklemez. Türkiye, 2 bin 200 yılı aşan devlet geleneğiyle bu sıkıntıların üstesinden gelecek birikime sahiptir. Bin yıldır vatanımız olan bu coğrafyada birilerinin ihsanıyla ya da lütfuyla bulunmuyoruz. Ana muhalefetin başındaki adamın geçmişine baktığın zaman, zaten bunlar Amerika'daki liderlerin, afedersin lider poposunu tırabzana dayıyor, o da karşısında el pençe divan duruyor. Bu dönemler geride kaldı, böyle bir Türkiye yok artık. Her yerde karşımızdaki neyse, biz de oyuz. Öyle el pençe duran bir Türkiye yok. Bunu herkes görecek, bilicek, buna göre konuşacak.

Eğer siz şahsiyetinizden taviz verir hale geldiğiniz zaman, sizin sırtınızda daha çok boza pişirirler. Dik duruş, bizim için önemli. Her bir karışı şehitlerimizin mübarek kanlarıyla sulanan bu topraklar, bedeli canla kanla ödenerek vatan kılınmıştır. Türkiye Cumhuriyeti nevzuhur bir devlet değildir."

(Sürecek)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :