"Umudumuz, HIV'i yakın gelecekte tamamen tedavi etmek"

"Umudumuz, HIV'i yakın gelecekte tamamen tedavi etmek"

HIVEND Başkanı Prof. Dr. Tabak:- "Yakın gelecekte kür sağlayıcı, kısa süreli tedavilerle hastalık tamamen ortadan kaldırılabilecektir. Mevcut ilaçların yanına daha değişik tedavi yöntemleri konulacaktır ve virüs temizlenecektir. Tüm hastalarımızın ve bizi

İSTANBUL (AA) - HIV Enfeksiyon Derneği (HIVEND) Başkanı Prof. Dr. Fehmi Tabak, yakın gelecekte kür sağlayıcı, kısa süreli tedavilerle HIV'in tamamen ortadan kaldırılabileceğini, mevcut ilaçların yanına daha değişik tedavi yöntemleri konulacağını ve virüsün temizlenebileceğini belirterek, "Eminim ki 10 yıla varmadan hastalığı tamamen tedavi edebileceğimiz bir noktaya geleceğiz, umudumuz budur." dedi.

Biyofarma şirketi GSK Türkiye tarafından İnsan Bağışıklığı Yetmezlik Virüsü'ne (HIV) dikkati çekmek amacıyla düzenlenen "Kendin İçin 1 Ara'lık" kampanyası tanıtıldı.

Tanıtım toplantısına, HIV/AIDS Tedavi ve Araştırma Merkezi (HATAM) Başkanı Prof. Dr. Serhat Ünal, Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği (EKMUD) Başkanı Prof. Dr. Hürrem Bodur, HIV Enfeksiyon Derneği (HIVEND) Başkanı Prof. Dr. Fehmi Tabak ve Ege Üniversitesi HIV/AIDS Araştırma ve Uygulama Merkezi (EGEHAUM) Müdürü Prof. Dr. Deniz Gökengin katıldı.

Tabak, toplantıda yaptığı konuşmada, HIV'in viral bir durum olduğunu aktararak, hastalığın, Hepatit B, Hepatit C, diyabet gibi kronik bir durum olduğunu dile getirdi.

Hastalığın tedavisinin mümkün olduğuna ve bu sayede bulaşmanın engellenebildiğine dikkati çeken Tabak, bu konuya ilişkin önemli çalışmalar yürütüldüğünü ifade ederek, şu değerlendirmede bulundu:

"Bu hastaların tedavisine erken başlanmasının, tedavi edilmesinin bir diğer nedeni, yakın gelecekte kür sağlayıcı, kısa süreli tedavilerle hastalık tamamen ortadan kaldırılabilecektir. Mevcut ilaçların yanına daha değişik tedavi yöntemleri konulacaktır ve virüs temizlenecektir. Tüm hastalarımızın ve bizim beklentimiz budur. Mevcut tedaviler hastalarımızı kür sağlayıcı yöntemlere ulaştıracak bir köprü vazifesi görecektir. Eminim ki 10 yıla varmadan hastalığı tamamen tedavi edebileceğimiz bir noktaya geleceğiz, umudumuz budur."

- "Bilinç seviyesi hala yetersiz"

HATAM Başkanı Ünal da dünyada HIV ile yaşayan 36,7 milyon kişi bulunduğunu, bunların 1,8 milyonunun ise çocuk olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:

"2015 itibarıyla 1,1 milyon kişinin bu virüs sebebiyle hayatını kaybettiği görülüyor. Bugüne kadar ise tüm dünyada 35 milyon kişi bu virüs sebebiyle hayatını kaybetti. Bu çarpıcı rakamlar HIV'in nasıl büyük bir sağlık sorunu olduğunu gözler önüne seriyor. Türkiye'ye döndüğümüzde ise 12 bin 541 HIV vakasının olduğunu ve bu vakaların her yıl arttığını görüyoruz. Yapılacak her farkındalık çalışmasının hayati önem taşıdığı HIV'e ilişkin, bilinç seviyesinin hala yetersiz olduğunu görüyoruz. Bu kampanyanın, HIV pozitif birey veya birey yakını olsun olmasın, toplumun her kesimine ulaşarak, güçlü bir farkındalık yaratacağını umuyoruz."

- "Dünyada hastaların yarıya yakını hastalığının farkında değil"

EKMUD Başkanı Bodur ise hastalığın bulaşmasına bakıldığında anneden bebeğe geçiş ve kan ürünlerinin transfüzyonunun artık çok önemli bir yer teşkil etmediğini belirterek, "HIV pozitif annelerin doğum, doğum sırası ve öncesinde mutlaka yakın takipte olması gerekiyor. Ama esas bugün dünyada en önemli bulaş yollarından iki tanesi, korunmasız cinsel ilişki ve damar içi madde kullanımı." dedi.

Bodur, dünyada hastaların yarıya yakının hastalığının farkında olmadığını, her geçen gün başvuruların sayısında çok ciddi artışlar olduğunu bununla birlikte insanlarda farkındalık anlamında biraz daha bilinç oluştuğunu anlatarak, riskli davranışı veya şüphesi olanların mutlaka test yaptırması gerektiğini söyledi.

"Korunmadan bahsedeceksek, bu insanların fark edilmesi, kendileri ve etrafları için koruyucu tedbirler alması konusunda eğitilmeleri lazım. Bunların bulaş kaynağı olmaktan çıkarılması lazım." diyen Bodur, dünyada hastaların yarısının tedaviye erişemediğini belirtti.

Bodur, Türkiye'de tedaviye erişim noktasında bir sorun bulunmadığına işaret ederek, "Dünya Sağlık Örgütü'nün '2030'da artık HIV'i kontrol altına alırız, bunu kesinlikle sınırlamış oluruz' gibi bir hedefi var. Bizim de ülke olarak Dünya Sağlık Örgütü'nün koyduğu hedeflere kendimizi adapte etmemiz lazım, eksik olduğumuz alanlarda bir an önce kendimizi tamamlayarak, projeleri yürütmemiz gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.

- "Tanıdan sonraki aşamalarda aslında Türkiye'de çok başarılıyız"

EGEHAUM Müdürü Gökengin, bu alanda yapılacak bir farkındalık kampanyasının son derece önemli olduğuna işaret ederek, HIV ile yaşayan kişilerin sağlıklı, kaliteli ve uzun yaşamasının mümkün olduğunu aktardı.

Gökengin, geçen yıl yapılan bir çalışmada, tedaviye erken başlanmasıyla alınan sonuçların o denli iyi olduğunun görüldüğünü ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Dünyadaki en başta gelen sorunlardan biri, hem Avrupa'da hem Türkiye'de, olguların yarıya yakını hastalığın ileri evresinde tanı alıyor. Bu nedenle tanı açısından biraz çalışmamız gerekiyor. Tanı aldıktan sonraki aşamalarda aslında Türkiye'de çok başarılıyız. Hastayı sağlık sistemi içine dahil etme, sistemin içinde tutma, genel yükü sıfırlama, tedaviye ulaşma konusunda tüm merkezler çok başarılı. Ama tanı açısından kötü durumda olduğumuzu söyleyebilirim. Aslında her yıl Türkiye'de 7-8 milyon adet test yapılıyor. Bu hiç de fena bir rakam değil. Ancak sorunumuz, sürekli genel toplumu tarıyoruz. HIV edinme riskinin yüksek olduğunu düşündüğümüz toplumları taramıyoruz. O toplumların kim olduğunu da aslında Türkiye için net bilmiyoruz. Tahminlerimiz var ama bu konuda yapılmış geniş çaplı çalışmalarımız yok. Bizim asıl bu toplumları tarayacak hizmetler sunmamız gerekiyor."

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :