ÜLK İnşaat İstanbul’da yapılanmaya başladı

ÜLK İnşaat İstanbul’da yapılanmaya başladı

Konya’da inşaat sektörüne 1998 yılında başladıklarını belirten ÜLK İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Ülker, “Türkiye’deki inşaat sektöründeki gelişim endeksi bizi İstanbul’da yatırım yapmaya teşvik etti” dedi.

Konya’da inşaat sektörüne 1998 yılında başlayan ÜLK İnşaat ilk projeleri kurmaya başladığında Türkiye’yi derinden etkileyen 1999 Marmara Depremi meydana geldi.  Depremden dolayı çok katlı inşaat yapma projelerimizi iptal eden ÜLK İnşaat, daha az katlı yapılara yatırım yapmaya başladı. İlk projesini otogara yakın bir bölgede 43 villadan oluşan siteyle başlayan firma Konya için örnek projeyi inşaatı olarak gösterildi. Hayal edilen projeye ulaştıktan sonra 2001 krizinin meydana gelmesi, firmanın 2 yıl sahalardan uzak kalmasına neden oldu. Daha sonraki süreçte 2007 yılında Kuzey Irak’ta Ülker Hazır Beton Şirketi olarak faaliyet göstermeye başlanmasının ardından, şartlar kurumsal olmadığı için Kuzey Irak’ta yatırım işlerimizi iptal etme kararı alındı.  

İSTANBUL’DAKİ DEV YATIRIMLAR

Yaklaşık 2 yıldır da İstanbul’da inşaat sektörüne girdiklerini anlatan ÜLK İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Ülker, “Şu anda iki küçük, iki tanede büyük projelerimiz var. Bunlardan biri Sultangazi’de, bir diğeri Gaziosmanpaşa’da bulunuyor. Gaziosmanpaşa’daki projemiz 350 daire 104 dükkândan oluşuyor. Bir diğeri Halkalı tarafında 7 ayrı adada çalışmalarımız devam ediyor. Gaziosmanpaşa’daki projenin değeri 100 milyon lira değerinde. Halkalıdaki projemizin bütçesi 1 milyar lira çıvarında bir proje olacak. Firmamızın en büyük amaçlarından biri insanlar için üreten, hizmet vermeyi amaçlayan ve en az yüz yıl öncesi hesaplanarak yapılan projelerdir. Kurulduğumuzdan bu güne kadar yaptığımızın ekonomik katkısı 100 milyon çıvarında bir yatırım yaptık” şeklinde konuştu.

“İSTANBUL’DÜNYAYA AÇILAN KAPI”

İstanbul’daki projelerini anlatan, Ülker, “ Konya’daki rekabet ortamında pasta payının çok bölünmesi ve Türkiye’deki inşaat sektöründeki gelişimin endeksin Konya’da tam anlamıyla yaşanamaması bizi İstanbul’da yatırım yapmaya teşvik etti. Konya’daki finans gücü, tüketim gücü belli olduğu için buradaki alan dar olmuş oluyor. İstanbul’da böyle bir durumdan söz edemeyiz. Orada yaklaşık 20 milyon insan yaşıyor. Sınırlanırız genişliyor ve her bütçeye göre proje yapabiliyorsunuz. Bundan başka bir başka önemli konu ise, İstanbul’dan kendinizi dünyaya tanıtma imkânları oluşuyor. İstanbul’a yatırımlarımız başladığından bu yana Cezayir’den, Irak’tan ihale teklifleri geliyor. Oralara inşaat yapılacaksa bunu Konya’nın içinden bir firma seçmeleri çok zor oluyor. İstanbul’da kendinizi gösterdiğiniz zaman başka ülkelerle de anlaşmalar yapma imkânınız oluyor. İstanbul’daki rekabet anlayışı Konya’daki anlayıştan çok daha farklı. Orada bir model oluşturuyorsunuz ve müşterileri portföylerinizi belirliyorsunuz. Konya’da böyle bir plan yapma olanağı bulunmuyor. Konya’da yaptığınız yapıları kendiniz yapmanız gerekiyor, fakat İstanbul’daki yaptığınız projeleri pazarlamacılar aracılığıyla yapılıyor. Bunun gibi birçok avantajları İstanbul’da yakalıyoruz. Bunun yanında orada rekabet ortamı kaliteyi getiriyor” ifadelerine yer verdi.  

İNŞAAT SEKTÖRÜ, TÜRKİYE İÇİN BÜYÜME ŞANŞI”

İnşaat sektörünün önemini anlatan Ülker, sözlerine şu şekilde devam etti. “ Konya’yla alakalı gelişim ele alacak olursak Konya’nın önünü açacak hedefleri oluşturamıyoruz. Türkiye başka ülkelerle rekabet yarışına girecekse ekonomik anlamda inşaat sektörü Türkiye için biçilmiş bir kaftandır. Türkiye, ağır sanayi oluşumunu yakalayamadı, tarımsal gelişme yıllarını kaçırdı, teknoloji üretme yarışına giremedi. Güneş enerjisine geç kalmamakla birlikte daha da gelişmemiz lazım. Şu an tam zamanında inşaat sektörünü yakalamış bulunuyor. Türkiye’nin dünya üzerinde inşaat alanında sözü geçmeye başladı. Türkiye inşaat sektöründe çok daha ileri gelişmeye doğru gitmeli. Madenlerimizi inşaat sektörü için kullanmalıyız. Yapı malzemelerimizi kendimiz üretmeliyiz ve kalite seviyesi bakımından dünyada ilk sıralarda olmalı. İnşaat sektörü olarak hızlı bir şekilde endüstrileşmeye geçmeliyiz. İnşaat yapılarımızla ihracatımız en iyi şekilde olduğu zaman endüstrileşmiş oluruz. Bu Türkiye için büyük bir fırsat, bunu en iyi şekilde değerlendirmeliyiz” Yapı fuarlarıyla ilgili konuşan Ülker, “ yapı fuarlarını artırmalıyız çünkü bu sektördeki endüstrileştiğimizi gösteriyor” dedi. 

“BELEDİYE BAŞKANLIĞINA 2 DÖNEM ZORUNLULUĞU GETİRİLMELİ”

Türkiye’deki bir çok sistemin içinde düzenlenecek kanunlar olduğunu bildiren Ülker, “Bizim ülkemizde 2 dönemden fazla belediye başkanlığı yapılmamalı. Ben şahsen Ak Parti Konya il kurucu üyelerindenim. Tayyip Erdoğan’ın söylemlerinden bir tanesi de Türkiye’de hiçbir kimse yarı resmi kurumlarda 2 dönemden fazla başkanlık yapmaması yönündeydi. Bu kurala anayasa mahkemesi izin vermedi, şahısların seçme seçilme hakkını ellerinden alamayız dedi. 2 dönem seçilen bir belediye başkanı, ilk dönemde projelerini hazırlar ikinci dönemde de hayata geçirir. Şehir belirli bir proje üzerine kurulur ve her gelen buna göre kararlar almak zorunda olur. Şu an geldiğimiz noktada bazı belediye başkanlarının hizmetten çok seçilme odaklı olduğu için sürekli olarak bir proje yıkıp yeni proje yapma derdinde. Belediye başkanlığını kaybetmeme derdi oluşmuş durumda. Bizim belediyecik görüşlerimiz de biraz dar alanda işliyor” dedi. Chicago eyaletinin örnek veren Ülker, “Chicago 1833 yılında kurulan şehirdir. Buradaki yaşayan halkın şehri tahrip etmesi üzerine yeniden yapılanmak için şehirdeki tüm kuruluşlar belediye meçlisine projeler sunmuştur. Herkesin projeleri değerlendirilerek ortak kararlar alınarak şehir bugünkü yapısının iskeletini oluşturmuştur. Şehircilik bakımından dünyanın örnek şehirlerindendir. Amerika’daki birçok belediye başkanları Chicago’yu inceleyerek, kendi şehirlerindeki eksikleri buradan öğrenerek yapmıştır. Sanayi alanları oluşturmuş, konut alanları daha yaşanabilir yerler seçilmiş,  parklar tamamen insanların hoş vakit geçirmesi için planlanmış. Şu anda şehrin imar yapısını değiştirmek istense bile Washington Senatör Meçlisi’nden onay çıkması lazım ve bu neredeyse imkânsız. 1885 yılında ilk gökdelenin bu şehirde yapılması ile de şehir kalıcı hale gelmiştir” ifadelerini kulandı.  Ahmet Ünver – Memleket