"Tutsilere karşı yapılan soykırım planlıydı"

"Tutsilere karşı yapılan soykırım planlıydı"

Ruanda'nın Ankara Büyükelçisi Williams Nkurunziza: - "Tutsilere karşı yapılan soykırım için on yıllarca hazırlık yapıldı. Soykırım çok net bir şekilde planlandı. Kolonyalistlerin izlediği politikaların yarattığı ayrıştırıcı dil, toplumu böldü. 1930'larda

İSTANBUL (AA) - Ruanda'nın Ankara Büyükelçisi Williams Nkurunziza, 1994'te Tutsilere karşı yapılan soykırıma ilişkin, "Tutsilere karşı yapılan soykırım için on yıllarca hazırlık yapıldı. Soykırım çok net şekilde planlandı." dedi.

Ruanda'nın Ankara Büyükelçiliği tarafından Ruanda'da 6 Nisan 1994'te Tutsilere karşı işlenen soykırımın 25. yılı nedeniyle bir otelde anma programı düzenlendi. Program kapsamında, soykırımı anlatan fotoğraf sergisi izlenime sunuldu.

Ruanda'nın milli marşının okunması ve saygı duruşunda bulunulmasıyla başlayan etkinlikte, soykırımı anlatan belgesel gösterimi yapıldı.

Nkurunziza, anmada yaptığı konuşmada, Tutsilere karşı düzenlenen soykırımın aniden gelişen bir olay olmadığını ve tarihsel arka planının bulunduğuna dikkati çekti.

Soykırım ideolojisinin "ayrıştırma" ve "ayrımcılık"tan beslendiğini dile getiren Nkurunziza, "Soykırım kesinlikle rastgele gelişen bir katliam değildi. Tutsilere karşı yapılan soykırım için on yıllarca hazırlık yapıldı. Soykırım çok net bir şekilde planlandı. Kolonyalistlerin izlediği bir grubu diğerinden üstün tutma politikasının yarattığı ayrıştırıcı dil toplumu böldü. 1930'larda ve 1950'lerde yaşananlar büyük bir soykırımın habercisiydi. 1994'te yaşanan soykırımda 1 milyondan fazla Tutsi, profesyonel silahlar ve satırlarla öldürüldü. Nedeni; izlenen bu kötü politikalardı." diye konuştu.

- "25 yılda güçlü bir toplum ve devlet yarattık"

Büyükelçi Nkurunziza, soykırımın ardından ülkedeki tüm kurumların ve sosyal yapının çöktüğünü fakat bundan büyük tecrübeler edindiklerini söyledi.

Ruanda Devlet Başkanı Paul Kagame'nin ülkeyi askeri olarak kurtardıktan sonra izlediği politikalarla yeniden ayağa kaldırdığını anlatan Nkurunziza, şöyle devam etti:

"Soykırımdan sonra Ruanda'nın bir daha ayağa kalkamayacağını düşünenler oldu. Ama Ruandalılar, birlik ve kardeşlik düşüncesiyle nefret duygularından uzak bir şekilde hareket ederek, 25 yılda güçlü bir toplum ve devlet yarattı. Soykırımı unutmayarak ama birlik düşüncesiyle en güçlü devletlerden biri olduk. Soykırımın ardından geçen 25 yılda çok iyi çalıştık. Yaşanan tecrübeleri toplumumuza aktardık ve birlik düşüncesiyle hareket ettik. Soykırımı unutmuyoruz ama geleceğe bakıyoruz ve geçmişimizin acı tecrübelerini nefret duygularıyla büyütmüyoruz. Bir toplumu bu kadar kısa bir süre içinde yeniden kurduk. Eğitim sistemini ve ekonomisini yeniden inşa ettik. Soykırımdan kurtulmayı başaranlar ülkelerinin yeniden güçlenmesi için büyük emek sarf etti. Soykırımda çocuklarını kaybeden anneler, babalar acılarını içlerine atarak ülkelerinin ayağa kalkması ve yaşananların tekrar etmemesi için büyük emek verdi."

Tutsilere karşı yapılan soykırımın ülkeyi paramparça ettiğini ve kalplerini yıprattığını aktaran Nkurunziza, "Aynı zamanda insanlığın en iyi taraflarını da ortaya çıkardı. Bizi daha güçlü, daha dikkatli hale getirdi. Ortak noktalarımız üzerinde duruyor ve bizi biz yapacak pozitif değerler üzerinde birleşiyoruz." ifadelerini kullandı.

- "Soykırımı unutturmamak için atılan adımlar kalıcı duruma ulaşmıştır"

İstanbul Aydın Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonomi ve Finans Bölüm Başkanı ve Afrika Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Sedat Aybar da konuşmasında, Ruanda'da yaşanan soykırımın, "dünya tarihindeki en büyük katliamlardan biri" olarak hafızaya yerleştiğinin altını çizdi.

Aybar, soykırımın toplum içinde yarattığı etkilere değinerek, "Soykırımda ölenler olduğu gibi kurtulanlar da oldu. Geride kalanlar yaşadıkları travmalarla mücadele ediyor. 7 milyonluk bir nüfusa sahip ülkenin 1 milyondan fazlasının bu soykırımda hayatını kaybetmesinin yarattığı ciddi ruhsal travmalar bulunuyor. Kurtulanların önemli bir kısmı da bir anne, baba ya da çocuk olarak yaşadığı korkunç tecrübelere rağmen hayata tutundu." diye konuştu.

Soykırımın etkileri kadar önemli bir diğer konunun soykırıma hazırlık süreci olduğunu belirten Aybar, "Binlerce ton silah ve satır bu süreçte ülkeye sokuldu, dağıtıldı ve vahşeti gerçekleştirecekler eğitildi. Satırlarla insanlar düşmanı olarak gördükleri kişilerin gözlerinin içine bakarak, dökülen kanlarının kokusunu duyarak öldürdüler. 1994'te bunların olması anlaşılır gibi değil. Katliamın nasıl vahşi düşüncelerle hazırlandığının ve nefretin bir göstergesi de bu." değerlendirmesini yaptı.

Aybar, soykırımın köklerinin Batılı sömürgecilerin idaresine kadar izlenebileceğini vurgulayarak şunları kaydetti:

"Bugün sanki bu vahşet tüm insanlığın gözleri önünde olmamış gibi soykırımı inkar eden birtakım şüphe tacirleri, yeni alternatif söylemler geliştirme girişimindeler. Bu yüzden yeni nesillerin ilgi ve bilgisinin canlı tutulması gerekiyor. Tüm dünyada bunun için yapılan anmalar, bu açıdan önemli. Türkiye'de bu soykırımı unutturmamak, öğrenmek ve öğretmek için atılan adımlar kalıcı bir duruma ulaşmıştır."

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :