"Türkiye'nin eli güçlenecek"

"Türkiye'nin eli güçlenecek"

SETA Genel Koordinatörü Duran:- "Ortadoğu'da yeni bir jeopolitiğe gidiyoruz. Trump, Körfez ülkeleriyle ve Mısır gibi bazı otoriter ülkelerle konu bazlı ittifak ilişkisi geliştirecek. Bu ilişkinin İran'dan korkan ülkeler üzerinden yürüyeceği anlaşılıyor. E

ANKARA (AA) - MELTEM BULUR - Uzmanlar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Suudi Arabistan, Bahreyn ve Katar'a yapacağı ziyaretlerin ilişkileri siyasal anlamda daha da güçlendireceği ve Türkiye'yi bölgede krizlere müdahalede daha etkin hale getireceğini belirtti.

Türkiye'nin üretime, Körfez ülkelerinin de yer altı kaynaklarına dayalı ekonomilerinin birbirini tamamlayıcı nitelikte olduğuna dikkati çeken uzmanlar, taraflar arasında ekonomik açıdan gidilecek iş birliklerinin önemini vurguladı.

Siyaset Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Genel Direktörü Prof. Dr. Burhanettin Duran, AA muhabirine yaptığı açıklamada, uluslararası düzenin yeni bir evreye girdiğini ve ABD Başkanı Donald Trump'ın ABD'nin küresel liderlik rolünü değiştirdiğini hatırlattı. ABD'nin bu çerçevede hem dünyanın hegemon gücü olmayı hem de Atlantik ittifakının maliyetini üstünden atmak istediğini belirten Duran, bu yönelişin Avrupa'daki güç dengelerini değiştirmekle kalmayıp Ortadoğu'daki gidişatı da yakından ilgilendireceğini ifade etti.

Trump'ın Ortadoğu'ya "radikallikle mücadele" gözlüğüyle baktığını dile getiren Duran, bu amaçla "terörü finanse eden ülke olarak gördüğü" İran'ı hedef aldığını vurguladı. Duran, "(Eski ABD Başkanı Barack) Obama'nın İran ile yakınlaşma politikasının zıddı olan bir yaklaşım bu. İsrail ve Körfez ülkelerinin kaygılarını dindirecek bir sınırlandırma arayışı. Bütün bunlar bölgemizde ciddi jeopolitik dönüşüm sinyalleri olarak görülmeli." diye konuştu.

ABD Başkanı Trump'ın bölgeye ilk etkisinin İran'a yönelik uygulamalar üzerinde ve Yemen'de olacağının altını çizen Duran, şöyle devam etti:

"Suriye ve Irak meselesiyle belki daha sonra ilgilenecek. Çünkü İran'ı Suriye ve Irak'ta dengeleme çabası biraz zaman alacaktır ama Yemen'de bir başarı hikayesi yazarak, Körfez ülkeleriyle daha etkili bir iş birliği yürütebilir. Daha sonra da bu başarıyı İran'ı diğer ülkelerde sınırlandırma hamlelerine taşımaya çalışacak. Dolayısıyla Ortadoğu'da yeni bir jeopolitiğe gidiyoruz. Trump Körfez ülkeleriyle ve Mısır gibi bazı otoriter ülkelerle konu bazlı ittifak ilişkisi geliştirecek. Bu ilişkinin İran'dan korkan ülkeler üzerinden yürüyeceği anlaşılıyor. Erdoğan'ın gezisi de tam bu bölgesel kırılmaya gidilirken yapılan, hazırlık diplomasisi diyebileceğimiz bir seyahat.

Hem Astana süreci hem de Trump'ın Körfez ülkeleriyle yakınlaşma çabası içine girdiği bir döneme rastlıyor. Yani yeni döneme hazırlık olarak, ikili ilişkileri bu çerçevede pekiştirme gayreti olarak görülmeli. Ekonomik boyutu da elbette var. Türkiye'nin dış yatırım, sermaye akışı açısından da bir iş birliği arayışı söz konusu. Ancak jeopolitik hazırlık boyutu daha önde."

- "Türkiye ve Körfez ilişkileri genel olarak sorunsuz"

SETA Ankara Genel Koordinatör Yardımcısı Prof. Dr. Muhittin Ataman da Türkiye ile Körfez ülkeleri arasında Birleşik Arap Emirlikleri dışında genel olarak en sorunsuz ilişkilerin bulunduğunu söyledi.

Erdoğan'ın ziyaretiyle son 2 yıldır gelişmeye başlayan ilişkilerin hem ekonomik hem siyasal anlamda daha da güçlendirilmesinin söz konusu olacağını ifade eden Ataman, "Bugün bu konjonktür çok daha önemli bir noktada çünkü Türkiye'nin bölgede muhatap alabileceği ülke sayısı fazla değil. Zaten devlet yapısını muhafaza etmeyi başaran Türkiye ve İran dışında sadece Körfez ülkeleri var. Böyle olunca diğer krizlere müdahale etme konusunda da Türkiye'nin elini güçlendirecek bir süreç başlatılabilir." diye konuştu.

Türkiye ve Körfez ülkelerinin, biri üretime, diğeri yer altı kaynaklarına dayalı tamamlayıcı bir ekonomiye sahip olduğunu dile getiren Ataman, şöyle devam etti:

"Bu iki tarafın aslında ekonomik olarak karşılıklı bağımlı olduklarını, birbirlerine mecbur olduklarını gösteriyor. Bu karşılıklı bağımlılığın da bir sebebi batılı ülkelerle olan ilişkilerdir. ABD'de geçen sene bir yasayla Suudi Arabistan'ın ABD'deki mali varlıklarının dondurulması tartışması başladı. Böyle bir dönemde Körfez ülkelerinin sermayelerini Türkiye'ye çevirme ihtimali var. Tüm körfez ülkeleri buna sıcak bakıyor. Ekonomik anlamda Türkiye-Körfez ilişkilerinin önümüzdeki dönemde çok daha iyi gelişme kaydetmesini bekliyoruz."

ABD'de Trump yönetimi ile beraber ilişkilerin daha da gelişeceğine yönelik inancını dile getiren Ataman, Trump'ın Ortadoğu'da en çok ötekileştirdiği ülkenin şu ana kadar İran olduğunu hatırlattı. Tahran yönetiminin, hem Körfez ülkeleri hem de Türkiye açısından son zamanlarda sorunlu bir siyaset izlediğini vurgulayan Ataman, "Bu durumda da Türkiye ile Körfez ülkelerinin eli güçlenecek ama öbür taraftan Trump'ın genel manada İslam karşıtı tutumu konusunda benzer bir hassasiyet yaşayacaklar. Eğer bunlar ötekileştirilecekse birlikte ötekileştirilecekler, eğer reel politiğe dayalı olumlu bir siyaset izlenecekse, bu iki tarafa benzer bir siyaset izleneceğini düşünüyorum. Fakat şu anda hassasiyet durumu devam ediyor." ifadelerini kullandı.

- "Bölge ülkelerinin iş birliği yapması faydalı"

İstanbul Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Uysal ise Obama'nın Ortadoğu'yu büyük bir kaosa ittiğini ve Trump'ın bölgeyi bu kaostan çıkarıp çıkarmayacağının belli olmadığını söyledi.

Mısır'daki darbeden sonra Türkiye'nin Körfez ile ilişkilerinin oldukça olumsuz seyrettiğini hatırlatan Uysal, bu ilişkilerin şimdi Suriye ve Yemen krizleri çerçevesinde tekrar düzeldiğini belirtti. Uysal, "Türkiye ve Katar Suriye'deki barış görüşmelerinde önemli iki ülke. Bu ülkeler arasındaki ilişkiler de gelişiyor." diye konuştu.

Suudi Arabistan'da yeni yönetimin gelmesiyle de bakış açısının biraz değiştiğini vurgulayan Uysal, "Türkiye, Suudi Arabistan, İran, Mısır bölgenin en önemli ülkeleri. Bu ülkelerin iş birliği yapması her açıdan faydalı. Çünkü dışarıdan gelenler krizlere çözüm bulamazlar. Bölge insanlarının çözüm araması ve iş birliği yapması çok önemli. Trump'ın gelmesiyle Amerikan politikası biraz daha değişecek gibi ama ne şekilde değişirse değişsin bölge ülkelerinin iş birliği yapması faydalı." ifadelerini kullandı.

Uysal, dinamik bir dönemden geçildiğine işaret ederek, bu çerçevede yeni gelişmelerin iş birliği halinde tartışılmasının önemini dile getirdi.

Ziyaret sırasında Mısır, Irak, DEAŞ, Suriye ve Körfez ülkelerinin İran'la ilişkileri gibi birçok konunun tartışılacağını anlatan Uysal, bölge ülkelerinin görüşmesinin önemli olduğunu, bu bağlamda iş birliklerinin hem ekonomik hem de siyasi olarak yararlı olacağını düşündüğünü kaydetti.


AA

Kaynak:Haber Kaynağı