"Türkiye'nin Dijital Ekonomiye Dönüşümü Raporu"

"Türkiye'nin Dijital Ekonomiye Dönüşümü Raporu"

TÜBİSAD Yönetim Kurulu Başkanı Karaca:- "Türkiye'nin bilgi ve iletişim teknolojilerinde üretici olarak sergilediği performansın kullanıcı olarak sergilediği performansın gerisinde kalması sonucunda bu ürünlerde ithalatçı konumdayız"- "Diğer tüm faktörleri

İSTANBUL (AA) - Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Kübra Erman Karaca, "Türkiye'nin bilgi ve iletişim teknolojilerinde üretici olarak sergilediği performansın kullanıcı olarak sergilediği performansın gerisinde kalması sonucunda bu ürünlerde ithalatçı konumdayız." dedi.

TÜBİSAD tarafından hazırlanan "Türkiye'nin Dijital Ekonomiye Dönüşümü Raporu" Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü'nün katılımıyla düzenlenen tanıtım toplantısında açıklandı.

Toplantının açılışında konuşan TÜBİSAD Yönetim Kurulu Başkanı Karaca, TÜBİSAD'ın 2016 rakamlarına göre 94,3 milyar TL olarak hesaplanan Türkiye bilgi ve iletişim teknolojileri (BİT) sektör hacminin 2023 yılında 160 milyar dolara ulaşmasının hedeflendiğini belirterek, "2016 yılı büyüme hızı yüzde 14,4, son 5 yıllık büyüme ortalaması ise yüzde 15 oldu. Diğer tüm faktörleri dışarıda bırakacak olursak 2023 hedefine ulaşmak için 2016’da kaydedilen büyümenin yaklaşık 2 katı hızda bir yıllık ortalama büyüme hızını yakalamalıyız." diye konuştu.

Bu durumda ancak gerekli önlemlerin alınması ve çalışmaların yapılması ile yaklaşık yüzde 25'lik bir büyüme başarıldığında, BİT sektörünün yaklaşık 3 yıl gibi bir zaman zarfında kendini katlayacağını aktaran Karaca, bu hedef doğrultusunda sektörlerde elde edilmiş başarıların izlenmesi, bunların sürdürülebilmesi ve etkilerinin artırılması için gerekli eylem planlarının hayata geçirilmesinin de BİT sektöründeki büyümenin başarıya ulaşması için getirilen yeni önerilerin gerçekleştirilmesi kadar önem taşıdığını anlattı.


- "BİT ticaretinde Türkiye pazar payını kaybetti"


Karaca, söz konusu raporun, BİT sektörünün Türkiye ekonomisindeki yerini ve önemini belirleyerek, son yıllardaki evrimini incelemek, dünyada ve Türkiye’de süregelmekte olan dijital dönüşümün Türkiye ekonomisinin önüne koyduğu fırsat ve tehditleri belirleyerek dijital dönüşüm trendini yakalayacak politika önerileri sunmayı amaçladığını söyledi.

Türkiye'de bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanımı artarken, üretim kapasitesinin düşük kaldığını dile getiren Karaca, şunları kaydetti:

"Türkiye'nin bilgi ve iletişim teknolojilerinde üretici olarak sergilediği performansın kullanıcı olarak sergilediği performansın gerisinde kalması sonucunda bu ürünlerde ithalatçı konumdayız. BİT ürünlerindeki küresel ticarette gelişmekte olan ülkelerin rekabet güçlerinin daha hızla arttığı görülmektedir. Çalışmada kullanılan sabit pazar payı analizine (CSM) göre, BİT ticaretinde Çin ve Hindistan, pazar payını ve rekabet gücünü artırabilmişken Türkiye'nin yanı sıra AB ülkeleri ile Brezilya ve Singapur, pazar payını ve rekabet güçlerini kaybetmişlerdir."


- "Dijital değişimin yönetimi, devletin en üst seviyede sahiplenmesi ile mümkün"


Karaca, dijital ekonomi stratejilerini ve politikalarını yönlendiren bir yönetişim modeli ve yapılanmasının zorunluluğuna değinerek, "Bu yapı sadece bir topluluğu değil tüm toplumu, sadece bir sektörü değil tüm sektörleri, sadece bir kamu kurumunu değil tüm kamu kurumlarını kapsayıcı ve denetleyici sorumlulukta olmalıdır." dedi.

Dijital değişimin yönetimi, koordinasyonu ve etkinliğinin devletin en üst seviyede ve rolde bu konuyu sahiplenmesi ile ilgili mevzuat ve kanunlarla desteklenmesiyle mümkün olacağını belirten Karaca, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye'nin teknolojik değişimlere ne ölçüde ayak uydurabileceği, her şeyden önce bilişim sektörünün mevcut ve gelecekteki kapasitesi ile ilgilidir. Ar-Ge ve inovasyon kapasitesi, altyapının gelişmişliği ve sektörün gelişimi için gerekli olan becerilerin sağlanması sektörün geleceğini ve söz konusu teknolojik eğilimlere ne ölçüde ayak uydurabileceğini belirleyecektir.

Türkiye'nin teknolojik dönüşüme ayak uydurabilmesinin bir başka koşulu da iş dünyasında dönüşümün sağlanmasıdır. BİT dışındaki diğer sektörlerin teknolojik devrimi yakalayabilmesi, yeni iş modellerine uyum sağlaması, uluslararası iş bölümünde sadece kullanıcı değil, ürün ve hizmet sağlayıcı olarak konumlanması ve belli ürün ve hizmetlerde uzmanlaşabilmesi, dönüşümün diğer parametreleridir."

Karaca, TÜBİSAD olarak acil eyleme geçmesi gereken politikaları, "BİT sektörünün büyümesine ve dijitalleşmeye dönük öneriler", "Bireylerin dijital ekonomiye uyumunu artırmaya dönük öneriler", "Özel sektörün dijital dönüşümünü artırmaya dönük öneriler" ve "Kamu sektörünün düzenleyici ve pazarı geliştirici rolüne dönük öneriler" olarak sıraladı.


- "Türkiye'nin Dijital Ekonomiye Dönüşümü Raporu"


TÜBİSAD Danışma Kurulu üyeleri tarafından açıklanan "Türkiye'nin Dijital Ekonomiye Dönüşümü Raporu"na göre, global finansal krizle geçen bir dönemden sonra sektörün gelişimini gösteren değişkenlere bakıldığında, BİT sektöründe genel görünümün olumlu ve tekrar hızlı büyüme adına hareketlendiğini söylemek mümkün.

OECD ülkeleri için özel sektör Ar-Ge harcamalarının GSYH içindeki payı yüzde 1,6 ve bunun yüzde 33'ü bilişim sektörü tarafından gerçekleştiriliyor.

Finlandiya, İsrail ve Güney Kore için bilişim sektörünün Ar-Ge harcamasının toplam GSYH içindeki payı yüzde 1,2-1,8 olurken, Türkiye için bu değer yüzde 0,1'de kalıyor.

2015 yılında Patent İşbirliği Anlaşması çerçevesinde dünya genelinde gerçekleşen yaklaşık 1,8 milyon adet patent başvurusu içerisinde BİT sektörüne ait patent sayısı 2010 yılına göre iki kat artarak 150 başvuru ile sınırlı kaldı.

Girişimlerde bilgi ve iletişim teknolojilerinin yeni kullanım alanlarından birini bulut bilişim oluşturuyor. Bulut bilişim teknolojisinin bilişimi hizmete dönüştürmesi, girişimlerin sermaye harcamalarını faaliyet harcamalarına dönüştürmesine olanak sağlıyor.

Girişimlerin yoğunlukla yatırım yaptıkları bulut bilişim teknolojileri arasında finans/muhasebe yazılımları ve CRM yazılımları gibi daha gelişmiş bilişim hizmetleri olduğu gibi e-mail, ofis yazılım uygulamaları ve dosya saklama uygulamaları gibi daha az içerikli bilişim uygulamalarının kullanımı da yaygın durumda bulunuyor.

2016 yılında Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin büyük bir çoğunluğunda bulut bilişim kullanan girişimlerin oranı yüzde 40’ın üzerinde yer alıyor.

Bulut bilişim kullanan girişimlerin oranı bu ülkeler arasında farklılıklar gösterirken, bu oranın en yüksek olduğu ülke Finlandiya (yüzde 57), Türkiye ise yüzde 10 değeri ile karşılaştırılan 29 ülke arasında bulut bilişim kullanan girişimlerin oranı sıralamasında en kötü 6’ncı ülke olarak yer alıyor.

Bu oran büyük girişimlerde yüzde 20’ye yükselirken, orta ölçekli girişimlerde yüzde 14 ve mikro ölçekli girişimlerde yüzde 9’a geriledi. ​


AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :