"Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu" araştırması (3)

"Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu" araştırması (3)

İSO Başkanı Bahçıvan:- "İSO 500'ün üretimden satışları 2017 yılında yüzde 33,2 artışla 490 milyar liradan 653 milyar liraya çıkarak yüksek bir büyüme performansı gösterdi"- "2017 yılında üretimden satışlar reel olarak yüzde 19 büyüdü. Satışlardaki artışta

İSTANBUL (AA) - İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, Türkiye'nin 500 büyük sanayi şirketlerinin üretimden net satışlarının 2017'de yüzde 33,2'lik artışla 653 milyar liraya çıktığını söyledi.

Bahçıvan, İSO tarafından hazırlanan "Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu" 2017 yılı araştırmasının sonuçlarını gazetecilerle paylaştı.

Bu yıl "Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Araştırması"nın 50. yılını kutladıklarını anımsatan Bahçıvan, "Bu noktada, bu araştırmamızı 1968 yılında 100 şirketle başlatan, bugüne kadar sürdüren, yaptıkları araştırma ve analizlerle ekonomi dünyamız için gerçekten paha biçilmez bir tarihi bilgi kaynağının ortaya çıkmasında emeği geçenleri anmak isterim." diye konuştu.

Bahçıvan, araştırmanın açıklanma takvimini tarihinde ilk kez mayıs ayına çekmekten gurur duyduklarını aktararak, araştırmanın, sanayinin adeta röntgenini çektiğini ve anatomik yapısının bir yıl içinde nasıl çalıştığını ortaya koyduğunu vurguladı.

Dünyada uzun süredir devam eden ekonomik ve ticaret durgunluğunun 2017 yılında sona erdiğine işaret eden Bahçıvan, 2017'deki genişleme ve ihracat etkisinin, imalat sanayinin performansına da olumlu yansıdığını kaydetti.


- "Ülkenin sıkıntılı ve zor günlerdeki dostu; sanayi"


İSO Yönetim Kurulu Başkanı Bahçıvan, ekonomi ve imalat sanayi için dış pazarların ve dış talebin de çok önemli olduğunu belirterek, "Özellikle vergi indirimleri, teşvikler, İSO olarak fikir ortaklığımızın da olduğu Kredi Garanti Fonu, yine İSO olarak katkıda bulunduğumuz 'nefes kredisi' gibi inovatif finansal uygulamalar da ekonomimizin dinamizmini kaybetmemesini sağladı. Sonrasında da bu büyüme ivmesinin yakalanmasında önemli katkıları oldu." şeklinde konuştu.

Bahçıvan, sanayi sektörünün performansının imalat sanayinin cari fiyatlarla milli gelir içindeki payını da yüzde 17,5'e yükselttiğini aktararak," İmalat sanayinin mili gelir içindeki payı çok uzun yıllar sonra 0,9 puan ile kayda değer bir artış göstermiştir. Bu artışın olacağının ipuçlarını 2017 yılındaki İSO PMI verilerinde de görmüştük. Çünkü endeks, dünya PMI verilerine paralel olarak 55’lere yakın seyri ile son yılların en yüksek düzeylerini gösteriyordu." bilgisini verdi.

Yeniden üretim ekonomisine dönüş bağlamında, imalat sanayi sektörünün GSYH içindeki payını artırma uygulamalarının ilk sonuçlarının 2017 yılında alınmaya başlandığına dikkati çeken Bahçıvan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bugün gelinmiş olan yüzde 17,5’lik oran, son 16 yılın en yüksek seviyesi olması itibarıyla gelecek adına da umut verici. Ekonomimiz içinde, son yıllarda yaşanan çeşitli iç ve dış ekonomik faktörlerin etkisiyle birçok sektör bazı nedenlerle ivme kaybetti. Sanayimiz ise aldığı azıcık nefesle, aldığı küçük bir destekle Türkiye'nin bu hassas yıllarında birçok konuda üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeyi başardı.

İhracat konusunda da istihdam konusunda da vergi yaratma konusunda da ekonominin can simidi olduğunu gösterdi. İşte biz sanayiciler; bunun için 'Üretimi, sanayiyi hiçbir sektörle karşılaştırmamalıyız' diyoruz. Türkiye gibi 80 milyonluk bir nüfusu olan, idealleri olan, heyecanı olan bir ülkenin sıkıntılı ve zor günlerdeki dostunun sanayi olduğunu unutmamalıyız."



- "İSO 500'ün faaliyet karı oranı yüzde 9,6"


Erdal Bahçıvan, İSO 500'ün üretimden satışlarının 2017 yılında yüzde 33,2 artışla 490 milyar liradan 653 milyar liraya çıkarak yüksek bir büyüme performansı gösterdiğini söyledi.

Son üç yıldır İSO 500'ün üretimden satışlarında görülen zayıf büyümenin, 2017 yılında yerini reel büyümeye bıraktığını aktaran Bahçıvan, "2017 yılında üretimden satışlar reel olarak yüzde 19 büyüdü. Satışlardaki artışta iç ve dış talepteki büyümenin yanı sıra ihracat gelirlerinde etkili olan döviz kurlarındaki artış rol oynadı. Gerçekleşen büyüme oranı İSO 500'de son 13 yılın en yüksek büyümesi olarak dikkati çekti." diye konuştu.

Bahçıvan, İSO 500 Büyük'ün ilk 10 şirketinin toplam üretimden satışlar içinden aldığı pay 2016 yılında yüzde 25 iken, 2017 yılında yüzde 26,7'ye yükseldiğini vurgulayarak, "İlk 50'de yer alan kuruluşların toplam üretimden satışlar içinden aldığı pay ise 2016 yılında yüzde 49,2 iken, 2017 yılında yüzde 50,2’ye yükseldi. Üretimden satışlar itibarıyla ikinci ellilik grubun payına baktığımızda 2016 yılında yüzde 13,1 olan payının yüzde 12,9’a gerilediğini görüyoruz. Diğer 50’lik grupların paylarında da geçen seneye göre bir gerileme oldu." bilgisini verdi.

2017 yılında İSO 500'ün faaliyet karı oranının yüzde 9,6 olarak hesaplandığını dile getiren Bahçıvan, "2016 yılında yüzde 9,4 olan orana göre faaliyet karlılığında yine sınırlı bir iyileşme yaşanmıştır. Toplam faaliyet karı mutlak büyüklüğü ise 2016 yılında 52,4 milyar TL iken, 2017 yılında 70,6 milyar TL’ye yükseldi." dedi.


- "Sanayici faaliyetinden kazandığının yarısını finansman gideri olarak ödüyor"


Bahçıvan, finansman giderlerinin 2017 yılında yüzde 21,3 artarak 29 milyar TL'den 35,2 milyar TL’ye yükseldiğini belirterek, "Finansman giderlerinin net satışlara oranı yüzde 5,2’den yüzde 4,8’e gerilese bile görüldüğü gibi sanayici esas faaliyetinden kazandığının yarısını finansman gideri olarak ödemeye devam ediyor." değerlendirmesinde bulundu.

2017 yılında İSO 500'ün FAVÖK mutlak büyüklüğü yüzde 24,4 artarak 94,7 milyar TL’ye yükseldiğini bildiren Bahçıvan, vergi öncesi dönem kar ve zarar toplamının da 2017'de yüzde 40,7 artışla 53,1 milyar TL’ye çıktığını anlattı.

Bahçıvan, 2017'de daha uygun mali koşulları oluşturma başarısını gösteren sanayicilerin finansman cenderesinden hala kurtulamadığını belirterek, "Son yıllardaki en iyi senesinde bile sanayicilerimiz, faaliyet karının yarısını finansman gideri olarak kaybetmeye devam etti. 2016 yılında 52 milyarlık faaliyet karının, 29 milyar liralık kısmını, yani yüzde 55,4’ünü finansman giderine ayırmak zorunda kalan sanayicilerimiz, 2017 yılında da 70 milyar TL’lik faaliyet karının yüzde 49,8’ini, yani 35 milyar TL’sini finansman giderine ayırmak zorunda kaldı." diye konuştu.

Özellikle son yıllarda küresel borçlanma olanaklarının bollaşması ve ucuzlaması ile birlikte Türk özel sektör firmalarının borçlanma eğiliminin daha da kuvvetlendiğini kaydeden Bahçıvan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Döviz kurlarındaki yükselişe, uluslararası finansman maliyetlerindeki artışa ve TL faiz oranlarındaki sıçramaya rağmen borçlanma eğilimi özellikle KGF teminatlı kredi kullanım olanaklarının genişlemesiyle birlikte 2017 yılında da sürdü. Özkaynak finansmanı ise sınırlı kalmaya devam etti. İSO 500'de bu dengenin özkaynaklar aleyhine bozulma eğiliminde olduğunu görüyoruz.

500 Büyük Sanayi Kuruluşu'nda toplam borçların payı 2017 yılında 1 puan daha artarak yüzde 62,9’a yükselirken, öz kaynakların payı ise yüzde 37,1'e geriledi. Gerçi bu kaldıraç oranları, dünya örnekleri ile karşılaştırıldığında 65/35 bandıyla benzer bir kaynak yapısına işaret etse de ülkemizde borçlanma maliyetlerinin yüksekliği sanayicimizin rekabet gücünü diğer ülkelere göre finansman açısından olumsuz etkiliyor."

Bahçıvan, 2017 yılında İSO 500'ün mali borçlarının yüzde 17,1 artış göstererek 243 milyar TL’ye yükseldiğini dile getirerek, "Bu artış geçen yıla göre biraz daha yavaşlamış olsa da reel olarak büyüme eğilimini sürdürdü. 2008 yılından itibaren kısa vadeli mali borçların toplam mali borçlar içindeki payı gerileme eğilimine girdi ve 2008 yılında yüzde 51,5 olan oran 2016 yılında yüzde 37,8’e düştü. Bu dönemde sanayi kuruluşları orta-uzun vadeli mali borçlanma olanaklarını daha iyi kullandı ve böylece kısa vadeli mali borçların payı azalış eğilimi gösterdi." dedi.

Bahçıvan, 2017 yılında ise bu eğilimin tekrar tersine döndüğünü, kısa vadeli mali borçların toplam mali borçlar içindeki payının yüzde 37,8’den yüzde 41,9’a yükseldiğini kaydederek, kısa vadeli mali borç oranının dünya ortalamasının yüzde 25’ler civarında iken, bu tablonun sanayi sektörümüzün finansman yapısındaki negatif ayrışmanın sürdüğünü ortaya koyduğunu ifade etti.


- "İSO 500’ün sağladığı istihdam yüzde 1,7 arttı"


Bahçıvan, İSO 500'ün devreden KDV yükünün bu yıl da devam ettiğini belirterek, şunları kaydetti:

"Sanayicinin üzerindeki devreden KDV yükü bir önceki yıla göre yüzde 20 gibi ciddi bir oranda artarak 7,2 milyar TL’ye çıktı. Finansman konusunda bu kadar sıkıntılı olan, finansal kaynaklara ancak yüksek maliyetlerle ulaşabilen sanayicinin bu kadar önemli bir miktarı sıfır faiz ile devlete borç verdiğini söylemek durumundayız. 2017 yılında İSO 500’de kar eden kuruluş sayısı 392’den 422’ye yükseldi. Faiz, amortisman, vergi öncesi kar ve zarar eden firma sayıları ise 2017 yılında 488’e yükselmiş ve ölçülmeye başladığı son beş yıl içindeki en yüksek sayıya ulaştı."

İSO 500'de Ar-Ge yapan firma sayısı 239’dan 254’e yükseldiğini kaydeden Bahçıvan, "İSO 500’ün Ar-Ge harcamaları yüzde 23,7 artarak 3,5 milyar TL’ye çıkarken, üretimden satışlara oranı yüzde 0,53 olup dünya ortalamasının altında kaldı." dedi.

Bahçıvan, 2017 yılında İSO 500’ün sağladığı istihdamın yüzde 1,7 arttığını dile getirerek, ödenen maaş ve ücretlerdeki artışın da yüzde 14,1 olduğunu ifade etti.

2017 yılında İSO 500'de yabancı sermaye paylı kuruluşların sayısının 8 adet azaldığını ve 115’e indiğini aktaran Bahçıvan, 115 firmanın, İSO 500’ün toplam ihracatının yüzde 48,4’ünü gerçekleştirirken üretimden satışların da yüzde 32’sini oluşturduğunu söyledi.


- "Mevcut konjonktürü yatırımlarla beslememiz gerekiyor"


Bahçıvan, yatırımlarla ilgili umutlarını korumakla beraber gecikildiğini de üzülerek gördüklerini belirterek, "Oysa mevcut konjonktürü çok hızlı bir şekilde yatırımlarla beslememiz gerektiğinin bilincindeyiz." dedi.

2017 yılında ekonomiye büyük bir dinamizm ve büyümeye katkı getiren KGF'nin gelecek günlerde revizyona tabi tutularak nitelikli sanayi yatırımları için ihtiyacı olan yeni bir can suyuna dönüşeceğine inandıklarını dile getiren Bahçıvan, şunları kaydetti:

"Diğer yandan ekonomimiz üretim odaklı bir iklime girmişken, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan öncülüğünde iki ay önce başlatılan büyük yatırım teşvik hamlesi sanayimizi ve üretim ekonomisini destekleyen önemli bir adım oldu. Bu teşvikleri biz sanayiciler için değerli kılan en önemli faktör, hiç kuşkusuz Türkiye’de ilk kez tamamı sanayiye odaklı bir teşvik paketinin açıklanmış olması. Yatırım aşamasında bu projeler bir piramit gibi aşağıya doğru çok önemli istihdam, iş olanakları yaratacak, kendi yan sanayiini oluşturacak ve gelişmelerini sağlayacak. Bu projelerin makine yatırımlarında yerli tedarikin öne çıkarılması, makine ve teçhizat sanayimizin gelişimine de katkı sunacağına inanıyoruz."

Bahçıvan, sanayinin yatırım yapmak, üretmek, istihdam yaratmak, noktasındaki bu motivasyonunun; uygun finansman koşullarıyla desteklendiğinde ekonominin çok daha güçlü bir büyüme ivmesi içine gireceğinden kuşku duymadığını anlattı.

Yeni bir Kalkınma Bankacılığı ve KGF gibi yapısal konular gündeme alındıkça finansal açıdan rahatlayacak olan sanayicilerin nitelikli büyümeyi görmeye devam edeceğini aktaran Bahçıvan, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bugün sizlerle paylaştığımız tablo, biz sanayicilerin ülkemize olan inancının bir göstergesidir. Bu bağlamda her fırsatta dile getirdiğimiz sürdürülebilir, istikrarlı ve kaliteli büyüme için finansal istikrarın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyorum. 2017’deki umut verici büyümenin geleceğe taşınabilmesinde temel belirleyici olan finansal istikrarda bir sorun yaşanmadığı takdirde sanayimizin ülke ekonomisine katkılarının artarak devam edeceğine inanıyoruz."

(Bitti)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :