"Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu" araştırması

"Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu" araştırması

İSO Yönetim Kurulu Başkanı Bahçıvan:- "Mevcut yoğun banka kaynaklı bir finansmanla bu maliyetleri artık daha aşağı düşürmek ve sanayimizin daha güçlü yatırımlar yapması kolay gözükmüyor. Bunun mutlak surette farklı ve ezber bozacak yöntemlerle desteklenme

İSTANBUL (AA) - İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, mevcut yoğun banka kaynaklı bir finansmanla maliyetleri daha aşağı düşürmenin ve sanayinin daha güçlü yatırımlar yapmasının kolay olmadığını belirterek, "Bunun mutlak surette farklı ve ezber bozacak yöntemlerle desteklenmeye ihtiyacı var." dedi.

Bahçıvan, İSO'nun hazırladığı "Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu" 2016 yılı araştırmasının sonuçlarını açıkladığı toplantıda gazetecilerin sorularını yanıtladı.

İlk 500 şirketin dış borcuna ilişkin soru üzerine Bahçıvan, İSO 500 verileri içerisinde borçlanmanın detayının yer almadığını ancak döviz kurundaki dalgalanmaların bol olduğu dönemde finansman giderlerinin önceki yıla göre 10 puan daha düşmesinin, dış borç yükü de olsa sanayicinin kendini koruma yöntemlerini ve farklı sigorta enstrümanlarını hayatına sokma yeteneğini ortaya koyduğunu söyledi.

Türkiye'nin toplam dış borçlarındaki reel sektör payının çok fazla düşmediğinin gözlendiğini aktaran Bahçıvan, İSO 500'ün de ülkenin önemli bir aynası olmasından dolayı bu oranın üç aşağı beş yukarı bu tablo boyutunda olduğunun çıkarılabileceğini kaydetti.


- "Kıdem tazminatı mevcut haliyle işverenden ziyade çalışan için problem"


Erdal Bahçıvan, kıdem tazminatına ilişkin soru üzerine, mevcut haliyle kıdem tazminatının her zaman işverenden daha ziyade çalışan için problem olduğunu söyledi.

Bugün Türkiye'de çalışanlar içinde kıdem tazminatı alabilenlerin en iyimser ihtimalle yüzde 10'un altında olduğunu belirten Bahçıvan, şöyle devam etti:

"Bu sürdürülebilir bir tablo değil. O nedenle işverenden ziyade çalışanlar açısından mutlak surette değiştirilmesi gereken bir gerçekle karşı karşıyayız. Farklı nedenlerle çalışanlarımız ne yazık ki hayatlarının en gerekli dönemlerinde bu haktan mahrum kalıyor. Bu konuda mutlak surette bir iyileştirmenin yapılmasının ve sosyal hakkın belki de hayattaki en önemli değeri olan belli bir zaman birikiminden sonra böyle bir fona sağlıklı şekilde ulaşılmasının düzeltilmesi konusunda düşüncemizi savunmaya devam edeceğiz. İSO olarak, bugünkü mevcut halin, gerek çalışanlar gerek Türkiye ekonomisinin bir fon biriktirmesine engel olması açısından sağlıklı bir yöntem olmadığını savunuyoruz.

Burada maliyet konusundaki tartışmalarda ortak noktanın bulunması önemli. Ama bunların hiçbiri yüzde 10'un altındaki çalışan hak edişiyle karşılaştırıldığında savunulacak bir gerçek değil. Ümidimiz o ki inşallah bir an evvel bu konu üzerinde çalışanlar ve işverenler arasındaki ortak uzlaşma noktasında bir gelişme sağlanır ve çalışma hayatında uzun süredir neticeye ulaşamamış kangren olmuş bu konu, bu dönem reformist bir adım ve kararla amacına ulaşır. Ama ben artık gecikmenin mutlak surette Türkiye çalışma hayatının aleyhine olduğunu düşünüyorum."

Bahçıvan, "Yabancı sermaye paylı kuruluşların İSO 500'deki sayısının 2009'dan bu yana düştüğü görülüyor. Yabancılar neden Türkiye'de üretim yapmaktan yavaş yavaş vazgeçiyorlar?" şeklindeki soru üzerine, bunun sadece İSO 500'ün içindeki yabancı sayısına bakarak nitelendirmenin sağlıklı olmayacağını söyledi.

İkinci 500'e ya da KOBİ boyutundaki şirketlere giren yabancılar olduğunu belirten Bahçıvan, "Ama ilk 500'deki böyle bir gerçeği de göz ardı edemeyiz. Eğer hakikaten geçen 4-5 yılda bu yabancı sermaye Türkiye'de var idiyse ve bu şirketlerin bir kısmı ortadan kaybolduysa veya yerli ortağa döndürüldüyse bunun detayları mutlaka Türkiye gibi kalıcı ve nitelikli yabancı sermayeyi çekmek isteyen bir ülke için önemlidir. Buna kayıtsız kalamayız." yorumunu yaptı.


- "Mevcut faiz yüküyle sanayi güçlü büyümeyi devam ettiremez"


İSO Yönetim Kurulu Başkanı Bahçıvan, sanayi yatırımlarına ilişkin soru üzerine, finansman kalitesi ve çözümünün Türk sanayisinin önünde reforme edilmesi gereken en önemli konu olduğunu vurguladı.

Mevcut faiz yüküyle sanayinin güçlü ve sürdürülebilir büyümeyi devam ettirmesinin çok kolay olmadığına işaret eden Bahçıvan, son dönemde finansman konusundaki birtakım reformist adımları takdirle karşıladıklarını ifade etti. Bunların başında Kredi Garanti Fonu'nun (KGF) geldiğini belirten Bahçıvan, şunları kaydetti:

"KGF gibi bir müessesenin güçlü bir şekilde Türk reel sektörünün hizmetine sunulması özellikle 2017 yılındaki 2016'dan gelen finansman yüklerinin hafifletilmesi ve banka başta olmak üzere finansman kesimi ile reel sektör arasındaki stresin azaltılması noktasında oldukça önemli bir rol oynadı. Ama bu tek başına belli bir dönem için yeterli olabilecek bir konu. Bize göre Türkiye'de katma değeri yüksek ve nitelik artırıcı yeni sanayi yatırımlarının oluşmasında mutlak surette sanayi yatırımlarına özgü bir kalkınma bankasının kurulması gerçeği bu konuda en önemli çözüm adreslerinin başında geliyor.

Yeni yatırımların mevcut öz kaynak ve dış borç sarmalında çok daha sürdürülebilmesi veya ucuz bir finansman maliyetiyle sürdürülmesi çok kolay değil. Hükümetimizin de bu konuda bir çözüm arayışı içinde olduğunu gözlüyoruz. Uzun zamandan beri beklediğimiz bu kalkınma bankasının kısa dönemde tamamen TL fonlama maliyetiyle, ucuz finansman kaynağı modeliyle sanayicimizin hizmetine sunulması ve Türkiye'nin arzu ettiği reformist sanayi yatırımları konusunda önemli destek verilmesi açısından bir fırsat olacaktır.”

Finansmanda sadece banka kaynaklarının ötesinde sermaye piyasasının diğer unsurlarının da devreye alınması gerçeğine değinen Bahçıvan, başta özel sektör tahvili ve borsada kaynak oluşturma gibi farklı sermaye piyasası yöntemlerinin Türk sanayicisi açısından mutlaka kullanılması gerektiğini söyledi.

Bu konuda teşvik edici birtakım çalışmaların yapısal reform boyutlu adımlarla desteklenerek sanayi ve reel sektörün gündemine getirilmesi noktasında gelecek günlerde yeni müjdeli haberler beklediklerini dile getiren Bahçıvan, "Şu bir gerçek; mevcut yoğun banka kaynaklı bir finansmanla bu maliyetleri artık daha aşağı düşürmek ve sanayimizin daha güçlü yatırımlar yapması kolay gözükmüyor. Bunun mutlak surette farklı ve ezber bozacak yöntemlerle desteklenmeye ihtiyacı var." diye konuştu.


- "Enflasyonun varlığı faizlerin düşmesinin önündeki en önemli engellerden biri"

Erdal Bahçıvan, finansman maliyeti ve enflasyona ilişkin soru üzerine, yüksek seyreden döviz kuru artışlarının etkisinin kademeli olarak enflasyon rakamlarına yansıdığını ifade etti.

Türkiye gibi başta enerji olmak üzere temel birçok konuda dışa bağımlı olan bir ülkede döviz kuru artışlarının kendini son bir yıldır enflasyonda parça parça gösterdiğini ve enflasyonun çift haneli rakamlara ulaştığını vurgulayan Bahçıvan, bugün açıklanan enflasyon rakamlarının ise nispeten biraz sevindirici olduğunu söyledi.

Enflasyonda son ayların en düşük aylık artışının gerçekleştiğini aktaran Bahçıvan, "Bu da enflasyonda göreceli de olsa tekrar düşüş eğilimine girdiğimizi gösteriyor. Ama ne kadar düşüş trendine girsek de kabul etmek lazım ki hala daha 9-10'lar mertebesinde seyreden bir enflasyon dünya ortalamasının üstünde ve Türkiye'nin hak ettiği bir enflasyon oranı değil. Enflasyonun olduğu bir ortamda reel faizleri nereye kadar çekerseniz çekin belli bir bandın altına getirmek çok kolay ve rahat olmuyor. Enflasyonla ilgili olarak ümidimiz o ki tekrar kurda son haftalarda kendini göstermeye başlayan istikrar, enflasyonda bizi en azından belli bir oranın üzerine çıkmayı önleyecek bir rahatlama yaratacak." değerlendirmesinde bulundu.

Enflasyonun en temel kaynağı olan ve yıllardan beri çözülemeyen tarımsal ürünler konusunda da daha güçlü birtakım adımların atılmasını beklediklerini kaydeden Bahçıvan, bunların belli oranlarda bir iyileşme sağlayacağını ancak Türkiye'nin enflasyon konusunda asıl en önemli çözümünün toplumsal verimlilikten geçtiğini vurguladı.

Bahçıvan, "Enflasyonun varlığı bizim için faizlerin düşmesinin önündeki en önemli engellerden biri. Bu süreç devam ettiği müddetçe ne yazık ki bu konuda yüksek faiz ödeme gerçeği karşımızda duruyor. Bunun temel çözümünde de normal piyasanın finans kısırlığı içindeki bir tabloyla karşı karşıya bırakmayarak sanayinin temel yatırıma dönük finansman ihtiyaçlarını farklı kaynaklardan besleyerek bir çözüm bulmamız gerekiyor. Yoksa bu faiz oranları ve bu öz kaynak, yabancı kaynak dengesiyle yeni bir kaynak oluşturarak güçlü sanayi yatırımları beklemek çok rahat ve kolay olmuyor." şeklinde konuştu.


- "İSO 500'ün faaliyet karlılığı yüzde 9,4'e yükseldi"


İSO Başkanı Bahçıvan, İSO 500'deki kar artışına ilişkin soru üzerine de, şunları söyledi:

"Burada toplam karların değerlendirilmesi noktasında şu gerçeği görmemiz lazım; bazı şirketlerimizin varlık satışları, bazı şirketlerimizin kendi hisse senetleri içindeki birtakım değişimler faaliyet sonrasındaki karları farklı şekilde etkileyebiliyor. Bu iki güçlü şirketimizden geldiği zaman da bu denge farklı boyutlara gidebiliyor. O nedenle biz mümkün olduğu kadar son yıllarda toplam karlılıktan ziyade faaliyetlerden elde edilen karları vurgulamak istiyoruz. Bir iki şirketimizin ortaya koyduğu gerçeğin ana tabloyu etkilememesi noktasında faaliyet karları İSO 500'ün çok daha sağlıklı analizi için daha güçlü fırsat sunuyor. O nedenle bizim için en önemli nokta faaliyet karlarında geçen yıla göre yüzdesel artış oranı. İSO 500'ün 2015'teki faaliyet karlılığı yüzde 8,7 iken, geçen yıl yüzde 9,4 olmuş. Burada asıl dikkat edilmesi gereken oran bu. Tabii ki buradaki artış da azımsanmayacak bir artış."

Bahçıvan, mevcut tabloda, şirketlerin bilanço yapıları içinde aktiflerinin ve iş hacimlerinin büyümesini kendi öz sermaye ve kaynaklarından yapmak yerine dışarıya ihtiyaçları olduğunun ve bunun her yıl arttığının görüldüğünü söyledi.

Bahçıvan, bunun yatırımlara dönük ve bir şekilde gelecek yıllarda büyümeyi artıracak bir borçlanma olması durumunda bundan endişelenmemek gerektiğini ancak duran varlıkların artmaması halinde bu borç artışının yeni yatırımlardan ziyade mevcut işletmeyi döndürdüğünün bir göstergesi olduğunu kaydetti.


- "Türkiye, sanayinin vazgeçilmezliğini kavradı"


Erdal Bahçıvan, Türkiye'deki sanayicinin müteşebbislik heyecanının koşullar ne olursa olsun varlığını sürdürdüğünü, belli dönemlerde biraz ivme kaybettiğini ancak bayrak yarışının devam ettiğini belirtti.

Bazı teşvikler ve dokunuşlarla taçlandırılması halinde sanayinin geleceğe daha güçlü şekilde taşınabileceğini ifade eden Bahçıvan, sanayi ile ilgili arka arkaya adımların atıldığını, teşviklerin ve reformların getirildiğini anlattı.

Bahçıvan, "Şunu çok net söyleyebiliriz ki; Türkiye tekrar siyaset anlamında üretim ekonomisini, sanayi ekonomisini, sanayinin vazgeçilmezliğini kavramış vaziyette. Türkiye gibi hedefleri büyük olan 80 milyonluk bir ülke sanayisiz olamaz. Bu konuda niteliğe yönelik de çok farklı bir teşvik çalışma var." dedi.

Ar-Ge konusunda verilen teşviklere rağmen yapılan çalışmaların yetersiz olduğunu vurgulayan Bahçıvan, sanayicilere bu konuda sitem etti.

Bahçıvan, petrokimya, ağır metal, nükleer enerji gibi sanayinin farklı alanlarında büyük projeler gerçekleştirildiğini ifade ederek, "Bunların her biri Türk sanayisinde artık bir kabuk değişiminin ve yeni bir atılım olabileceği noktasında bize işaretler vermekte. Ben sanayi noktasındaki ümidimizi ve umudumuzu geçtiğimiz dönemden çok daha güçlü bir şekilde koruyorum." diye konuştu.

Sanayinin ülkenin farklı coğrafyalarına yayılmasına ilişkin bir soru üzerine Bahçıvan, İstanbul'un kendine ait olan sanayi kültürü, ekosistemi ve birikimi olduğunu, bunun gözardı edilemeyeceğini söyledi. Bahçıvan, diğer vilayetler ve bölgeler ne kadar gelişse de İstanbul'un sanayideki öncü rolünü sürdüreceğini vurguladı.


- Yerli otomobil


İSO Yönetim Kurulu Başkanı Bahçıvan, yerli oto konusunda İSO'ya gelen bir talep veya çalışma olup olmadığına ilişkin soru üzerine, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile TOBB arasında geçen diyaloğu hatırlattı.

TOBB'un bu konuda çalışma başlattığını hatırlatan Bahçıvan, kendilerinin de bu konudaki görüşlerini ve değerlendirmelerini sunacağını bildirdi.

Bahçıvan, Türkiye'nin en doğru teknoloji ile geleceği kapsayacak şekilde kendine ait otomobili üretmesi temennisinde bulundu.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :