"Türkiye'de her yirmi kişiden birinde uyku apnesi var"

"Türkiye'de her yirmi kişiden birinde uyku apnesi var"

Prof. Dr. Karadeniz: - "Uyku apnesi, Türkiye'de toplumun yaklaşık yüzde 5'inde görülmektedir"- "Hastaların bu durumu bir hastalık olarak değerlendirmemesi nedeniyle tanı konma süresi 8-10 yılı bulmaktadır"

İSTANBUL (AA) - İstanbul Üniversitesi (İÜ) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Derya Karadeniz, uyku apnesinin Türkiye'de toplumun yaklaşık yüzde 5'inde görüldüğünü belirterek, "Hastaların bu durumu bir hastalık olarak değerlendirmemesi nedeniyle tanı konma süresi 8-10 yılı bulmaktadır.'' dedi.

TEVA tarafından 16 Mart Dünya Uyku Günü dolayısıyla Taksim'de bir otelde düzenlenen toplantıda konuşan Prof. Dr. Karadeniz, uykuda nefes kesilme sayısının saatte 5'in üstünde olması durumunda tıkayıcı tipte uyku apnesi sendromunun söz konusu olduğunu söyledi.

Uyku apnesinin 3 temel bulgusunun horlama, hastanın eşi tarafından teyit edilen apne ve gündüz aşırı uyku hali olduğunu aktaran Karadeniz, "Uyku apnesi, Türkiye'de toplumun yaklaşık yüzde 5'inde görülmektedir ve 1 milyondan fazla insanın etkilendiği bilinmektedir. Hastaların bu durumu bir hastalık olarak değerlendirmemesi nedeniyle tanı konma süresi 8-10 yılı bulmaktadır. Uyku apnesi, en sık 40 ile 65 yaşları arasında ve daha sıklıkla kilolu erkeklerde görülmektedir. Erkeklerde kadınlara göre 2-3 kat daha sık saptanmasına karşın menopoz sonrasında menopoz öncesi döneme göre 4 kat fazla izlenmektedir. Çocuklarda ise uyku apnesi yüzde 1-4 oranında görülür.'' diye konuştu.

- "En sık şikayet gündüz aşırı uyku hali"

Karadeniz, Uyku apnesi hastalarının en sık şikayetinin gündüz aşırı uyku hali olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:

''Bu nedenle gündüz uykululuk çeken hastalar, uyku apnesi açısından uzman bir hekim gözüyle değerlendirilmelidir. Uyku sırasında tekrarlayan uyku bölünmeleri nedeniyle hastalar derin uyku evresine geçemediği için yataktan yorgun kalkarlar, gün boyu aşırı uyku ihtiyacı hissederler. Oluşan aşırı uykululuk kişilerin günlük aktivitelerini de olumsuz yönde etkiler. Hastaların öğrenme becerileri azalır, hafızaları ve refleksleri zayıflar, dikkatleri azalır. Hastalar, başlangıçta televizyon seyretmek, gazete okumak gibi pasif bir iş esnasında uyuklarken ilerleyen dönemlerde araba kullanırken bile uyuyakalıyorlar. Özellikle ticari araç ve otobüs sürücüleri uyku apnesi açısından sorgulanmalı ve tanı konulursa tedavi edilene kadar araç kullanmamaları önerilmelidir. Gündüz aşırı uykululuğu ülkemizde işten çıkarmalara yasal zemin oluşturabilmektedir.''

- ''Uyku apnesi hastalarında horlama yakınması var''

Gece belirtilerinin başında horlama geldiğini belirten Karadeniz, horlamanın, nefes yollarında daralmanın bir göstergesi olduğunu kaydetti.

Karadeniz, hastaların başlangıçta zaman zaman horlarken giderek daha şiddetli ve sürekli horlamaya başladığını vurgulayarak, ''Uyku apnesi hastalarının hemen tümünde horlama yakınması vardır. Uykuda az sayıda hava yolu obstrüksiyonunun meydana geldiği horlama durumları basit horlama olarak tanımlanmaktadır. Hemen her gece olan horlamaya ise horlama alışkanlığı denmektedir.'' ifadelerini kullandı.

Göğüs Hastalıkları ve Uyku Bozuklukları Uzmanı Prof. Dr. Çağlar Çuhadaroğlu ise Türkiye'de uyku apnesi tanısının polisomnografi tetkikinin yapılmasını gerektirdiğini belirterek, ''Bu tetkik yalnızca uyku laboratuvarlarında yapılıyor. Nöroloji, göğüs hastalıkları ve psikiyatri, uyku bozuklukları için başvurulması gereken temel branşlardır.'' dedi.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :