Türkiye'de Bölgesel Rekabet Edebilirliğin Geliştirilmesi Projesi

Türkiye'de Bölgesel Rekabet Edebilirliğin Geliştirilmesi Projesi

Kalkınma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Güven:- "AB'nin istediği katılımcı yaklaşımı tekrardan tesis ettik"- OECD Güneydoğu Avrupa Birim Başkanı Kisielwska:- "Türkiye'de rekabet edebilirliği düşük bölgelerin, lokomotif hale getirilmesi için çalışıyoruz"

ANKARA (AA) - Kalkınma Bakanlığı ile İktisadi İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) işbirliğinde yürütülen "Türkiye'de Bölgesel Rekabet Edebilirliğin Geliştirilmesi Projesi"nin kapanış konferansı Ankara'da yapıldı.

Kalkınma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ramazan Güven, konferansta yaptığı konuşmada, küreselleşme ile ülkelerin kendi bölgelerinin avantajlarını rekabete dönüştürmek için birlikler oluşturduğunu ve bu kapsamda Avrupa Birliği (AB), Kuzey Amerika Ülkeleri Serbest Ticaret Anlaşması (NAFTA) ve Güneydoğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN) gibi birliklerin kurulduğunu bildirdi.

Bölgesel ve küresel entegrasyonlardan sonra ülkelerin kendi rekabet stratejilerini uygulamaya başladığını vurgulayan Güven, "AB korumacı iç fiyat yapısı ile kurduğu büyük konsorsiyumlarla küresel yarışta geri kalmamaya çalışır. Ayrıca üye ülkeleri kendi ortak uyum politikası ile onların rekabet güçlerini geliştirmeye ve rekabet yarışında geride durmamaya çalışır." ifadelerini kullandı.

Güven, Türkiye'nin de bu organizasyonlar içinde yer aldığını ve 2000'li yıllardan sonra küresel ve bölgesel entegrasyonlarda etkin rol oynamaya devam ettiğini kaydetti.

Türkiye'nin geliştirdiği politikalarla başta strateji belgeleri olmak üzere plan ve program yaparak kurumsal yapılarda uygulanmaya başlandığını belirten Güven, bu doğrultuda gerekli merkezi, yerel ve bölgesel kurumların kurulduğunu söyledi.

Güven, makro ve mikro düzey arasında ara yüz olacak stratejilerin eksikliğine de vurgu yaparak, şunları kaydetti:

"Bunun için bölgesel geliştirme stratejisi oluşturduk. Sonra kurumlarda planlar geliştirdik. Bunları uygulayacak bölge kalkınma idareleri ve kalkınma ajanslarımızı kurduk. Böylece yukarıdan aşağıya yapılanmamızı gerek entellektüel gerekse kurumsal düzeyde tamamlamaya çalıştık. Bölgesel gelişme ile temel amacımız bölgeler arası gelişmişlik farklarının azaltılması, aynı zamanda bölge içinde gelişmişlik farklarının azaltılması olarak belirlendi. Bunlar bizim kalkınma planlarımızda ve bölgesel gelişme ulusal stratejimizde yer alıyor. Biz yukarıdan aşağıya yapılanmayı tamamlarken, bu sefer bilginin akışını da aşağıdan yukarıya doğru çevirdik. Yereldeki kuruluşların ve uygulayıcı birimlerin katkıları ile elde ettiğimiz bilgiyi yukarıya taşıdık ve yukarıdan aşağıya doğru tekrar bunu entegre ettik. Böylece AB'nin istediği katılımcı yaklaşımı da tekrardan tesis etmiş olduk."

Türkiye'nin 2023'te dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girmeyi ve kişi başına milli geliri 20 bin dolar seviyesine çıkarmayı hedeflediğini anlatan Güven, bunun için yatırım ortamının iyileştirilmesine, teşviklerin artırılmasına, insan kaynaklarının ve Ar-Ge uygulamalarının genişletilmesine çalışıldığını ifade etti. Güven, bütün çalışmaların ülkenin, bölgelerin ve yerelin rekabet gücünü geliştirmek için yapıldığını belirtti.

OECD Güneydoğu Avrupa Birim Başkanı Marzena Kisielwska, Türkiye'de Bölgesel Rekabet Edilebilirliğin Geliştirilmesi Projesi kapsamında, ülkede rekabet edebilirliği düşük olan bölgelerin lokomotif hale getirilmesi için çalıştıklarını belirterek, programla Türkiye'nin ekonomik olarak büyüme ve kalkınmasına katkıda bulunacaklarını söyledi.

Ekonominin daha dengeli bir şekilde ihracata yönlendirilmesi gerekliliğine dikkati çeken Kisielwska, "Endüstriyel yapının artırılması, yabancı yatırımcıların desteklenmesi, büyük şirketlerin fırsatlardan yararlanması için çalışmalar yapılması ve bunun için hükümetin işbirliği içinde çalışması gerekiyor." ifadesini kullandı.

Avrupa Komisyonu Yetkinlik Merkezi Makro Bölgeler ve Avrupa Bölgesel İşbirliği, Bölgesel ve Kentsel Politikalar Müdürlüğü Birim Başkanı Andrea Mairate, bölgeler ve ülkeler arasında farklılıkların giderilmesinin önemine vurgu yaparak, "Bölgeler, ülkeler arasında farklılıkların giderilmesi ve daha fazla uyumun bir ülkenin içerisinde sağlanması önemli." dedi.

Bölgesel kalkınmaya verilen desteklerin bölgesel rekabeti artırması açısından önemli olduğunu kaydeden Mairate, rekabet edebilirliğin inovasyonla güçlendirilebileceğini, bunun için kamunun desteğinin alınmasının ve bütün paydaşların birlikte çalışması gerektiğini dile getirdi.

Mairate, yatırımlara uzun vadeli destek verilmesi gerektiğini hatırlatarak, "İnovasyon, yeni yaklaşımların, yeni ürünlerin getirilmesini kapsar. Pazarlama, markalama, yeni iş modellerin belirlenmesi için kullanılabilir. Her yerde inovasyon uygulanabilir." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye iş çevresi gelişimi ve rekabetçilik alanında çok büyük gelişme gösterdiğini anlatan Mairate, bölgesel gelişme açısından bakıldığında ise bölgeler arasında farklılıklarının OECD ülkelerindeki farktan çok yüksek olmasının ulusal düzeyde rekabet edilebilirliği zayıflattığını kaydetti.

- Projenin temel çıktıları

OECD ile 2014 yılından itibaren uygulanan 2 milyon avro bütçeli söz konusu proje 22 ayda tamamlandı. Kalkınma Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, proje kapsamında yer alan 4 bileşen çerçevesinde elde edilen temel çıktılar özetle şöyle:

"- Bölgelerin rekabet edebilirliklerini etkileyen faktörlerin mukayeseli analizine ve temel politikaların belirlenmesine imkan veren standart bir çerçeve oluşturulmuştur. Bu çerçevede, Düzey-2 bölgeleri bazında genel bir bölgesel rekabet edebilirlik endeksi geliştirilmiştir.

- Çalışmanın ikinci bileşeni kapsamında, 26 Düzey-2 bölgesi için karşılaştırmaya imkan veren standart bir yöntemle rekabet edebilirliği yüksek ve gelecekte rekabet potansiyeli taşıyan sektörler tespit edilmiştir.

- Üçüncü bileşen ile ulusal ve bölgesel düzeydeki strateji ve politika dokümanları arasındaki uyumun ne düzeyde olduğunu tespit etme amacıyla temel strateji dokümanları ve bölge planları analiz edilmiş, önümüzdeki dönemde hazırlanacak dokümanlar arasındaki uyumun nasıl geliştirilebileceği konusunda öneriler geliştirilmiştir.

- Son bileşen ile pilot olarak seçilen makine ve kimya sektörlerinin ve sektörlerle ilgili stratejilerin değerlendirilerek, mekansal boyutun analiz ve politika çerçevesine dahil edilmesi ve diğer sektörlerde de kullanılabilecek bir yöntem geliştirilmesi amaçlanmıştır. Söz konusu sektörler, yapıları, üretim ve dış ticaret göstergeleri, Ar-Ge ve yenilik durumları ile sektörle ilgili politika çerçevesi yönünden incelenmiştir."

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :