Türkiye Katılım Bankaları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Utku:

Türkiye Katılım Bankaları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Utku:

"(Referandum) En azından bir belirsizlik ortadan kalktığı için özellikle daha uzun vadeli yatırım içeren ve Türkiye'ye gelme kararlarının alınabileceği bir döneme gireceğiz"-“Katılım bankacılığının pazar payı 2003 yılından bu yana yüzde 2'nin altından yüz

İSTANBUL (AA) - MURAT BİRİNCİ - Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB) Yönetim Kurulu Başkanı ve Albaraka Türk Genel Müdürü Melikşah Utku, "(Referandum) En azından bir belirsizlik ortadan kalktığı için özellikle daha uzun vadeli yatırım içeren ve Türkiye'ye gelme kararlarının alınabileceği bir döneme gireceğiz." dedi.

AA muhabirine Türkiye ekonomisi, Albaraka Türk ve katılım bankacılığı konularında değerlendirmelerde bulunan Utku, piyasadaki "referandum geçsin, bakarız" havasının mart ayındaki yatırım kararlarını ve süreçlerini ciddi anlamda etkilediğini ancak referandumun geride kalmasıyla ertelenen bu yatırımların hayata geçme ihtimalinin arttığını söyledi.

Bu dönemde Albaraka Türk olarak sendikasyon nedeniyle yurt dışında roadshow yaptıklarını anlatan Utku, "Yabancı yatırımcılarla ve bankacılarla fikir teatisi yaptık. Onlarda referandumun 'bekle-gör' simgesi dışında iktisadi olarak herhangi bir sonucunun olacağını, kararlarına etki edeceğini görmedik. Görüşmelerde yatırımcıların referandum sonucundan ziyade ülkenin iktisadi gelişimine, dünyadaki siyasi gelişmelere ve Türkiye'nin buna vereceği tepkilere bakacakları anlaşılıyordu." ifadelerini kullandı.

Utku, Türkiye'nin yabancılar açısından çok ciddi bir potansiyel taşıyan, ekonomik derinliği olan ve girişimci nüfusa sahip bir ülke olduğuna dikkati çekti.

Bu açıdan Türkiye'ye her zaman ilginin olduğunu ifade eden Utku, "En azından bir belirsizlik ortadan kalktığı için özellikle daha uzun vadeli yatırım içeren ve Türkiye'ye gelme kararlarının alınabileceği bir döneme gireceğiz." dedi.

Melikşah Utku, Türkiye ekonomisine yönelik raporlarda öne çıkan dış finansman zorluğu yorumlarına değinerek, Albaraka'nın geçen hafta gerçekleştirdiği 213 milyon dolarlık murabaha sendikasyonunu böyle bir endişenin anlamsız olduğunu ortaya koyan bir gelişme olarak nitelendirdi.

Geçen yılki 260 milyon dolarlık sendikasyonun geri ödemesi olduğunu ve yüzde 100'ünü döndürmediklerini aktaran Utku, "Buna karşılık biz bu sene 200 milyon dolar taleple çıktık, 213 milyon dolarla kapattık. Bu şu demek: kalan bakiyeyi kendi cebimden ödeyeceğim. Hani ‘Siz Türkiye'yi nakit sıkıntısı, döviz sıkıntısı içinde görüyorsunuz ama ben bir Türk bankası olarak rahatlıkla cebimden ödeyerek borcumu azaltma yoluna gidiyorum' mesajı vermek istedik. Türkiye ile çalışan yatırımcılar, finansçılar tarafından da böyle bir işlemin yapılmış olduğu duyulmuş oldu.” şeklinde konuştu.


- "İlk çeyrekte sektörden hızlı büyüyoruz"


Melikşah Utku, katılım bankacılığının 2003 yılından bu yana çok hızlı bir şekilde büyüdüğünü ve pazar payının yüzde 2'nin altından yüzde 6’nın üzerine çıktığını söyledi.

Son iki yıl hariç de bankacılık sektöründen 1,5-2 kat hızlı büyüdüğüne dikkati çeken Utku, katılım bankacılığının daha fazla büyüme potansiyeline sahip olduğunu vurguladı.

2016’da sektördeki en büyük oyuncunun devre dışı kaldığını anlatan Utku, “Bu bankanın müşterilerinin önemli kısmı katılım bankacılığı içerisinde kaldı ama bir kısmı da çıktı. Buna rağmen katılım bankaları pazar payı kaybetmedi." dedi.

Utku, normalde ticari bankalarla çalışan insanların özellikle 2009 yılından itibaren katılım bankalarıyla çalışmaya başladığını, bu müşterilerde faiz hassasiyetinin bir miktar daha düşük olması nedeniyle son dönemde yükselen mevduat faizlerini tercih edebildiklerini söyledi.

Katılım bankalarının böyle bir imkanının bulunmadığını belirten Utku, şunları kaydetti:

"Genelde şöyle bir argüman var. 'Katılım bankalarının getirileri ile mevduat faizleri hep aynı seviyelerde' diye. Öyle bir şey olmadığı son iki yıldır ortada. Hala geçmişte yaptığımız yatırımların getirilerini müşterilerimizle paylaştığımız için katılım bankalarının getirileri mevduat faizleri gibi artmıyor. Artması mümkün değil. Faiz hassasiyeti olmayan özellikle ticari mevduatlar da katılım bankalarından çıkıp ticari bankalara geçti. Bu hareketliliğe rağmen katılım bankaları pazar payı kaybetmedi. 2017'ye de böyle bir dinamikle girdik ve ilk çeyrekte sektörden hızlı büyüyor olduğumuzu göreceğiz. 2017 sonunda hızlı bir şekilde sektör olarak pazar payımızı artırıyor olduğumuzu göreceksiniz.

Kamunun katılım bankacılığına girmesini müspet bir gelişme olarak görüyoruz. Katılım bankacılığı ülke ekonomisi nezdinde daha ciddi bir pay alacaksa, bunu tek başına özel bankaların yapması mümkün değildi. Birincisi kamunun devreye girmesi, özel sektör tarafından karşılanamayan alanların da katılım bankacılığı eliyle karşılanması anlamını da taşıyor. Bu bakımdan önemli bir adım. İkincisi, kamunun bu işe girmesiyle mevzuat yapıcıların da katılım bankacılığını daha ciddi anlamda değerlendirmesini, dikkate almasını beraberinde getiriyor. Üçüncü olarak da katılım bankacılığının kamuoyu nezdinde algısını, itibarını hızlı bir şekilde yayılmasına ve artmasına imkan sağlıyor."


- "Kamu rekabeti personelde kendini gösterdi"


TKBB Yönetim Kurulu Başkanı Utku, kamunun sektöre girişinin rekabeti de beraberinde getirdiğini, bu rekabetin önemli kısmının da personelde ortaya çıktığını belirtti.

Sektörde yetişmiş elaman sayısının dört beş bankayla sınırlı olduğu için yeni bankaların personel açısından rekabet ettiğini söyleyen Utku, "Bu da aslında arzulanabilir, güzel bir gelişme. Birçok üniversitede faizsiz bankacılıkla ilgili dersler verilmeye başladı. Enstitülerin, araştırma gruplarının oluşturulduğunu da görüyoruz. Sektöre kalifiye eleman yetiştirme açısından önemli bir gelişme." diye konuştu.

Utku, Türkiye ve faizsiz bankacılığın yatırım açısından hep ilgi alanı bulunduğunu belirterek, faizsiz finans konusunda sadece Körfez'de değil, Avrupa'da özellikle İngiltere'de, Rusya'da ve Çin'de giderek artan bir merak ve yatırım ilgisi olduğunu dile getirdi.

Bu konuda her ülkenin gerek özel sektör marifetiyle, gerek kamu üzerinden bu alanda gelişmelere açık ve istekli olduğunu ifade eden Utku, "Bu da yatırımcıların iştahını artırıyor. Körfez bölgesinden zaten Türkiye'ye yönelik yakınlık ve ilgi var. Hem bankacılık hem sigortacılık hem de sermaye piyasası araçları olarak sürekli yeni arayışlara sebep oluyor. Şartlar elverdikçe bunların gerçekleşeceğini görüyor olacağız." değerlendirmesinde bulundu.


- "Gayrimenkul sertifikası faiz bankacılığa uygun bir model"


Utku, katılım bankacılığının bazı ülkelerde Türkiye gibi ayrı bir lisans gerektiğini, bazı ülkelerde de normal bir bankacılık lisansı içerisinde pencere olarak yapma imkanı olduğunu anlattı.

Bu alanda ciddi potansiyel gören bankaların ayrı bir lisans alarak tamamen faizsiz nitelikte de çalışabildiğini belirten Utku, "Mevzuat izin verdiği takdirde Türkiye'de de benzer yapıları görebiliriz. Burada önemli olan şeffaflık. Süreçlerin içerisine kesinlikle diğer faizli süreçlerin girmemesi lazım. Türkiye'deki bankalar da özellikle yurt dışı üzerinden özellikle kredi tarafında, müşteriye fon kullandırma tarafında bu yöntemlere aracılık ediyor. Burada önemli olan şey fon toplama tarafının da İslami olması." dedi.

Utku, Türkiye Varlık Fonu'nun faizsiz enstrümanları da tercih etmek istediğini ancak burada en temel sıkıntının faizsiz sermaye piyasası ürünlerinin henüz gelişmemiş olması olduğunu aktardı.

Özellikle altyapı projeleri gibi uzun vadeli projelerde menkulleştirme imkanlarının, sermaye piyasası ürünlerinin ve piyasaların gelişmiş olması durumunda banka ve yatırımcıların bu işlere girebileceklerini ifade eden Utku, şöyle devam etti:

"Burada da ciddi bir arzu ve çalışma olduğunu biliyoruz. Tabii tek başına yetmiyor. Piyasaların da derinliğinin olması lazım. Bu konuda bize de görevler düşüyor. Varlık Fonu da dahil olmak üzere kamunun şirketlerin ihtiyacı olan uzun vadeli proje finansmanına yönelik altyapı yatırımına yönelik ürünlerinin bankacılık kredilendirme dışı ürünlerle, metotlarla finanse edilmesi, geliştirilmesi yönünde ciddi çalışmalar var. Orada biz de elimizi taşın altına koymak durumundayız. Açıkçası öyle bir niyetimiz de var.

Gayrimenkul sertifikası faizsiz bankacılığa uygun bir model. Albaraka, olarak dört tane gayrimenkul yatırım fonu için izin aldık. İkisini fiilen varlıklarıyla birlikte kurmuş durumdayız. Bunlar üzerinden gayrimenkul sertifikası ihracı yapabilecek durumdayız. Bizim bitmiş olan kar-zarar projelerimizi bu fonun içine aktardık."


- "Eli yüzü düzgün portföy sunmak lazım"


Melişah Utku, Kredi Garanti Fonu'nun hem reel sektörü rahatlatan hem yeni kredi imkanlarını artıran hem de bankacıların elini sermaye olarak rahatlatan bir ürün olduğunu vurguladı.

Bankaların sermaye olarak rahatlatıldığında elinde kullanılmaya hazır yeni kaynaklar oluşacağını ve bu kaynakların yine reel sektöre kredi olarak yönlendirebileceğini ifade eden Utku, üstelik bu kredilerin batık kredi oluşturmasının da mümkün olmadığını, bu portföylerde Hazine garantisinin yüzde 7 ile sınırlandırıldığını söyledi.

Utku, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bu şu demek; siz portföy oluşturuyorsunuz ve bunun en fazla yüzde 7’si batak olabilir. Devlet daha fazlasını garanti etmiyor. Etmediğine göre daha eli yüzü düzgün bir portföy sunmam lazım. Ben banka olarak neye tahammül edebileceksem, KGF'ye de o tahammül sınırı içerisinde bir portföy sunmam lazım. Bu bankaların çalışmak istediği ancak çalışmakta zorlandığı şirketleri bir araya getirip portföy olarak sunmasına, buna karşılık da boşalan sermaye kaynaklarını yeni krediler vermesi için kullanabilecekleri bir mekanizma geliştirdi. Batık kredileri artırmak değil, bilakis kaliteli kredilerle yaşaması gereken şirketleri bir araya getiren iyi bir model oldu. Bugün hemen yansımayabilir ama ticarete, büyümeye, istihdama kesinlikle pozitif etki yapacaktır."


- "Türkiye'nin dış ticaretinde önemli yer tutan bölgelerde açılım yapacağız"


Utku, Albaraka'nın 2013'te başlattıkları Simurg adlı dönüşüm programını 2016 yılında tamamladıklarını belirterek, "2017 ciddi anlamda kendimizi göstereceğimiz bir yıl olacak." dedi.

2016'ya kadar büyümeye devam ettiklerini ancak daha çok içerikle uğraştıklarını anlatan Utku, süreçleri, organizasyonu ve altyapıyı yenilediklerini, şu anda çok hızlı bir şekilde yeni teknolojilere, yeni iş tarzlarına, yeni piyasalara atılabilecek kabiliyetleri, yetkinlikleri ve kapasiteyi oluşturduklarını dile getirdi.

Utku, 2017'nin bu kapasiteyi hayata geçirme yılı olacağını ve daha farklı bir şube modelinde büyüme hedeflerinin bulunduğunu ifade etti.

Türkiye dışında halihazırda Kuzey Irak'ta bir şubeleri olduğunu söyleyen Utku, "Bölgede büyümeyi arzu ediyoruz. Türkiye dışında baktığımız farklı bölgeler var. Dijital bankacılık tarafından hızlı bir şekilde yer edinme ve öncü olma çalışmalarımız var. Türkiye'nin dış ticaretinde önemli yer tutan Afrika, Türki Cumhuriyetler, Kuzey Irak, inşallah düzelirse Suriye, Doğu Avrupa ve İngiltere’de önemli açılımlar yapmayı düşünüyoruz." diyerek sözlerini tamamladı.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :