"Türkiye için en kötüsü geride kaldı"

"Türkiye için en kötüsü geride kaldı"

Başbakan Yardımcısı Şimşek:"Altını çiziyorum Türkiye’yle ilgili kötümser olmayın, evet zor dönem ama büyük oranda geride kaldı. Evet, dünyada sıkıntılar var ama biz dünyanın karşı karşıya kaldığı tuzaklara düşmek istemiyoruz, içimize kapanmak istemiyoruz,

İZMİR (AA) - Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, "Altını çiziyorum Türkiye’yle ilgili kötümser olmayın, evet zor dönem ama büyük oranda geride kaldı. Evet, dünyada sıkıntılar var ama biz dünyanın karşı karşıya kaldığı tuzaklara düşmek istemiyoruz, içimize kapanmak istemiyoruz, dışa açık, karşılıklı menfaat üzerinde, rekabetçi şekilde yolumuza devam etmek istiyoruz, kendimize güveniyoruz." dedi.

İzmir Ticaret Borsası tarafından bir otelde düzenlenen Borsa Söyleşilerine katılan Şimşek, Türkiye'nin geçen yıl küresel krizin ardından yaşanan artçı şokların yanı sıra içerden ve dışardan bir çok sorunla karşı karşıya kaldığına işaret ederek, Türkiye'nin bu şoklara karşı büyük bir direnç gösterdiğini, bu direncin önceki 10 yılın başında yapılan reformlarla sağlandığını vurguladı.

Küresel kriz ve Avrupa borç krizinin Türkiye'nin pazarını ciddi bir şekilde hırpaladığını, 2007'de Avrupa Birliği'ne yüzde 57 oranında olan ihracatın, 2012'de yüzde 38'e kadar düştüğünü hatırlatan Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İşin özü şu: Türkiye için en kötüsü geride kaldı. Bu coğrafyada büyük öngörülerde bulunmak kolay değil ama muhtemelen. Darbe girişiminin bertaraf edilmesi, ondan sonrasına ilişkin devlete çöreklenmiş yapının önemli ölçüde ayıklanmış olması önemli. Suriye'deki, Irak'taki boşluktan yararlanan bölücü terör örgütüne yönelik olarak güvenlik güçlerimizin olağanüstü çabasıyla tehdidin bertaraf edildiğini düşünüyorum. O strateji o hendeklere gömüldü. Bu önemli çünkü Suriye'deki bir takım çabaları herhalde Türkiye'de sahnelemek istiyorlardı. Güvenlik güçleri vatandaşa zarar vermeden o tehditi bertaraf etti.

Geriye doğru baktığımızda kolay olmayan bir dönemdi ama önümüze bakmamız lazım. O nedenle de 16 Nisan aradan çıktıktan sonra Türkiye tekrar yoğun bir şekilde kaldığı yerden yapısal reform günlerine dönecek, dönmek durumunda. Türkiye'nin iyi bir yol haritası var, gerek mikro anlamda gerekse makro anlamda bütün reform alanlarına ilişikin önemli çalışmaları yaptık. Bu çalışmaların bir kısmı hayata da geçti. Ümitvar olmak lazım ama onu destekleyecek tabii ki adım lazım."

- "Anayasa değişikliği de bir reform"

Yapılan reformlara ve reel sektöre verilen desteklere dikkati çeken Şimşek, tasarruf oranı düşük olduğu için otomatik katılımlı bireysel emeklilik sisteminin hayata geçirildiğini, sistemin zamanla daha da oturacağını bildirdi.

Şimşek, "Ortalık toz dumanken bazı tedbirler etkili olmuyor. Belirsizlik biraz azalınca bakıyorsunuz ki teşvikler, tedbirler çok güçlü etkiye sahipmiş. 16 Nisan'dan itibaren ülkemiz sadece reform günlerine dönmeyecek, bence anayasa değişikliği de bir reform." diye konuştu.

Başbakan Yardımcısı Şimşek, anayasa değişikliğiyle parlamenter sistemde yeteri kadar kurulamayan uzun soluklu istikrarlı hükümetlerin önünün açılmış olacağını belirterek, yargı konusunda ABD, Fransa ve Almanya gibi ülkelerde uygulanan sistemlere benzer bir uygulamanın öngörüldüğünün altını çizdi.

- Korumacılık rüzgarları

Küresel kriz sonrası dünya ekonomisinin de zor bir dönemden geçtiğini, korumacılık politikalarının ağırlık kazanmaya başladığını anlatan Şimşek, son G20 Toplantısı'nda ABD’nin sonuç bildirgesine korumacılığı ima eden açıklama konması için diretmesi nedeniyle daha önce alınan "ticarette korumacılığın olamayacağı" yönündeki ifadelerin sulandırıldığını söyledi.

Avrupa’nın da bir seçim döneminden geçtiğine işaret eden Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Avrupa'daki söylemlere, görüntülere baktığınız zaman acaba 1. Dünya Savaşı öncesine mi döndük, ırkçılık, yabancı düşmanlığı… Hatta İslamofobi konusunda Ortaçağlara mı gidiyoruz diye sorduğumuz oluyor.

Bu tehditler bertaraf edildikten sonra Türkiye, demokratik standartlarını, hukuk devletini iyileştirme, güçlendirme çabalarına kaldığı yerden devam edecek. Başımıza bu felaketler gelmese olağanüstü hal niye getirilsin ki ? Ben inanıyorum ki en kötüsü geride kaldı. Normalleşme açısından önemli bir eşikteyiz. Anayasa değişikliği de bu anlamda bir katalizör. Biz ancak daha çok demokrasi daha çok hak ve özgürlük, daha çok dışa açıklıkla daha müreffeh bir ülke haline geleceğiz, biz içe kapanmayacağız."

- "İçimize kapanmak istemiyoruz"

Avrupa ile yaşanan sürtüşmelere rağmen Gümrük Birliği güncellemesinin kabul edildiğini, Körfez ülkeleriyle bölgesel anlamda bir serbest ticaret anlaşması üzerinde konuştuklarını anlatan Şimşek, eğitimde de reform çabalarının devam ettiğini, okul öncesi eğitim ve tam gün eğitimin zorunlu olacağını dile getirdi.

"Yabancı dil eğitimi konusunda da 5. sınıfta acaba full bir yıl hazırlık sınıfı yapabilir miyiz diye ciddi ciddi tartışıyoruz." diyen Mehmet Şimşek, İzmirliler’in bu dönemde rahat olması ve ihracata, istihdam seferberliğine yoğunlaşması gerektiğini vurguladı.

"Türkiye’yle ilgili kötümser olmayın, evet zor dönem ama büyük oranda geride kaldı." diyen Şimşek, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Evet, dünyada sıkıntılar var ama biz dünyanın karşı karşıya kaldığı tuzaklara düşmek istemiyoruz, içimize kapanmak istemiyoruz, dışa açık karşılıklı menfaat üzerinde, rekabetçi şekilde yolumuza devam etmek istiyoruz, kendimize güveniyoruz. Geçmişte Türkiye bunu başardı, 2000’li yıların başında önemli reformlar yapıldı, tekrar yaparız, tekrar sınıf atlarız, bir sonraki sınıf üst gelir grubu.

Bu kötümser havayı yıkmak da İzmir’e düşüyor. Türkiye tekrar güçlü, yüksek büyüme patikasına oturacak en ufak bir tereddüdüm yok. Sadece bizim hızlı bir şekilde iç ve dış şoklardan sıyrılıp normal bir döneme girmemiz lazım. Bunun da yakın olduğuna inanıyorum."

Başbakan Yardımcısı Şimşek, Ortadoğu’da mezhep ve etnik kimlik eksenli fay hatlarının komşu ülkeler ve güçlü ülkeler tarafından kullanıldığını, Türkiye'nin bu coğrafyaya ancak daha çok demokrasi, hak ve özgürlükle, kardeşlik hukuku ve üniter yapı içinde istikrar gelebileceğine inandığını, diğer tüm alternatiflerin yıkım ve savaş getireceğini sıklıkla dile getirdiğini hatırlattı.

İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli ise Türkiye'nin 16 Nisan’da hükümet etme sistemi değişikliği için halk oylamasına gideceğine dikkati çekerek, "Sonuç ne olursa olsun, 17 Nisan sabahı yeni bir reform iradesini heyecanla ortaya koymaya ve uygulamaya hızlıca başlamak durumundayız. Çünkü dünya, bizim algıladığımızdan hızlı değişiyor." dedi.


AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :