"Türkiye, Esed politikasını değiştirmez"

"Türkiye, Esed politikasını değiştirmez"

Prof. Dr. Derman:- "Rusya, Esed'in geleceğini garantileme peşinde, Türkiye ile masaya oturtarak Esed'i legalize etmeye çalışıyor. Ama Türkiye buna inanıyor olsaydı zaten başından beri Suriye rejimi ile iş birliği yapardı. Türkiye, Esed politikasını değişt

İSTANBUL (AA) - GÜLSÜM İNCEKAYA - Ankara Kriz Araştırmaları Merkezi (ANKASAM) Rusya Danışmanı Prof. Dr. Giray Saynur Derman, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un, Türkiye'nin Suriye'deki güvenlik çıkarlarının Esed rejimiyle doğrudan diyalogla korunabileceğine dair açıklamasının taktiksel olduğunu belirterek, "Rusya, Esed'in geleceğini garantileme peşinde, Türkiye ile masaya oturtarak Esed'i legalize etmeye çalışıyor. Ama Türkiye buna inanıyor olsaydı zaten başından beri Suriye rejimi ile iş birliği yapardı. Türkiye, Esed politikasını değiştirmez." dedi.

Lavrov'un açıklamalarını AA muhabirine değerlendiren aynı zamanda Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi olan Prof. Dr. Derman, etik olarak başından beri Suriye rejiminin karşısında duran Türkiye'nin yerel yönetimle ile iş birliği yoluna gitmeyeceğini söyledi.

Prof. Dr. Derman, Zeytin Dalı Harekatı'nda, Afrin'de Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile bir iş birliği içinde hareket eden Türkiye'nin "yağmurdan kaçarken doluya yakalanma" şeklinde bir politika yürütmeyeceğine inandığını belirti.

Rusya'nın, PYD'nin Cenevre ve Astana görüşmelerine katılması konusunda ısrarcı davrandığını hatırlatan Giray Saynur Derman, "Cumhurbaşkanımız ve Dışişleri Bakanımız bu konuda net bir tavır sergilemiş, böyle bir durum oluştuğu takdirde masaya oturmayacaklarını açıklamışlardı. Dışişleri Bakanı Lavrov'un o dönemde yaptığı görüşmeler ve açıklamalarla bu sorun çözülmüştü." diye konuştu.

- "Rusya, Suriye'de var olan yerel yönetimin sürmesini istiyor"

Prof. Dr. Derman, Rusya'nın Esed konusunda ısrar etmesine karşın Türkiye'nin "Bölgenin geleceğini halka bırakalım.'' politikası izlediğini, bununda iki ülke arasında başından beri var olan bir sorun olduğunu hatırlatarak, şu değerlendirmelerde bulundu:

''Rusya, Türkiye'nin başından beri yürüttüğü Esed politikasını gözden geçirmesini, Türkiye'nin yararına vurgu yaparak ifade etmeye çalışıyor. Çünkü, Rusya, Suriye’de var olan yerel yönetimin sürmesini istiyor. Yani Suriye’nin geleceğinde mevcut yönetim olsun gibi bir politika sürdürüyor.

Türkiye ise bu bölgede güvenliği sağlayalım, bölgeyi ve halkı PYD terör örgütünden arındıralım, bölgenin geleceğini halka bırakalım, bunu da mevcut yönetime değil, daha güvenilir başka bir yönetime bırakalım. Çünkü yıllardır halkını göçe, ölüme sürükleyen Esed rejimini zaten istemiyor. Esed'in iktidarda kalmaya devam etmesi bölgeye huzur ve istikrarın gelmeyeceğini Suriye halkı da Türkiye de biliyor.

Dolaysıyla Türkiye, Suriye iç savaşının başından beri izlediği politikayı değiştireceğini düşünmüyorum. Rusya Türkiye’yi bu yöne çekmeye çalışıyor. Bana göre Rusya ile iş birliği doğru ama eğer Suriye'deki yerel yönetimle sürdürelim derse dış politikamız açısından yanlış bir karar vermiş oluruz. Zaten Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun bu yönde bir karar alacağını sanmıyorum."

- "Rusya Esed konusunda ısrar ederse Türkiye'yi karşısına alır''

Türkiye'nin Esed ile iş birliği yapması konusunda Rusya'nın ısrarcı davranması ya da Türkiye’ye bu konuda baskı yapmasının söz konusu olmayacağını ifade eden Derman, şöyle konuştu:

"Çünkü ABD ile Türkiye ilişkilerinde bir normalleşme başladı. Öte yandan İran’ın durumu henüz netlik kazanmış değil. Ayrıca Suriye başta olmak üzere birçok konuda İran-Rusya-Türkiye ilişkileri şu an için iyi gidiyor. Dolayısıyla Rusya, Türkiye’yi doğrudan karşısına alacak bir yönetim şeklinde ısrarcı davranmaz diye düşünüyorum.

Ama böyle bir seçenek olur mu, Türkiye kabul eder mi ya da Türkiye'yi buna mecbur edebilir miyiz gibi taktiksel bir manevralar yapıyor. Afrin'deki PYD yapılanmasına yapılan operasyon sonrası olası Menbiç'e bir harekat öncesi Rusya bu manevra ile Türkiye ile Esed rejimi arasında bir diyalog süreci yakalama kaygısı güdüyor gibi bir durum söz konusu. Yani Türkiye ile Suriye rejimini aynı masaya taşımak istiyor.

Dolayısıyla Lavrov'un açıklamasını da bu bağlamda değerlendirmek, yorumlamak lazım. Açık ve net bir şekilde ortada ki, Rusya, Esed'in geleceğini garantileme peşinde.Türkiye ile masaya oturtarak Esed'i legalize etmeye çalışıyor. Ama Türkiye buna inanıyor olsaydı zaten başından beri rejimi ile iş birliği yapardı. Türkiye Esed politikasını değiştirmez. Ama Türkiye buna inanıyor olsaydı zaten başından beri Esed rejimi ile iş birliği içinde olurdu. Türkiye Esed politikasını değiştirmez."

Prof. Dr. Derman, ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson'in Türkiye ziyaretinden sonra Rusya'nın ardı ardına bu tür emrivaki içeren açıklamalar yapmasının Türkiye-ABD ilişkilerinin normalleşmesi ile ilgili olduğunu kaydetti.

ABD ile oluşan olumlu durum karşısında Rusya'nın klasik hamlelerinden birini yaptığına vurgu yapan Derman, şunları kaydetti:

"Çünkü Rusya, Türkiye'nin ABD ile ilişkisinin kötü olması durumunda kendine yaklaşacağını düşünüyor ve bunun hesabını yapıyor. Aynı şekilde ABD de Rusya ile ilişkilerin kötü gitmesi durumunda Türkiye ile yakın ilişki kurabileceğini. Dolayısıyla iki ülke bu anlamda birbirine güvenmiyor. Tabii ki Türkiye her iki ülkeye de inanmıyor. Ama şu anda Rusya ile bir müttefiklik içinde. Fakat şunu da göz ardı etmemekte fayda var. O da Türkiye bir NATO üyesi. Rusya ile bir işbirliği içinde olabilir ama doğrudan da ABD'yi karşısına almak istemez. Dolayısıyla Rusya taktiksel davranıyor ve 'Eğer siz ABD ile iş birliği yapıyorsanız o zaman biz çekiliriz.' şeklinde bir blöf politikası yürütüyor."

- ''Rusya, Türkiye'yi kendi safında tutmaya çalışıyor''

Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM) Başkanı Prof. Dr. Mehmet Seyfettin Erol ise Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov'un açıklamasının "Türkiye ile ABD arasında başlayan normalleşmeye Rusya'nın bir tepkisi" olarak nitelenebileceğini söyledi.

Türkiye-ABD arasında başlayan normalleşmeden rahatsız olan Rusya'nın Türkiye'yi kendi safında tutma telaşına kapıldığını belirten Prof. Dr. Erol, "Rusya bu yakınlaşmasından oldukça kuşkulu. Dolayısıyla yaptığı açıklamalar da bu telaşın yansıması. Aslında Rusya, buna benzer bir çıkışı 2012'de de denemişti ve PYD/YPG/PKK terör örgütünü Türkiye'ye karşı kullanmıştı. Türkiye'yi bölgede daha zor bir duruma sokmak için Suriye'nin kuzeyinde sistematik bir şekilde Esed rejimi ile birlikte bir güç oluşturmuş ve PYD/PKK'ya alan açmıştı. Bir anlamda bölgede ikinci bir Kandil açmıştı. Bunu da Türkiye'ye karşı kullanmıştı. Rusya'nın bu son hamlesinden Türkiye'yi terör üzerinden kendisi ile iş birliğine mecbur etmek istediğini anlamak zor değil." diye konuştu.

Erol, Rusya'nın yeni hamlesiyle Türkiye'yi Esed rejimi ile masaya oturtmaya zorladığını, Esed'i Türkiye nazarında legalleştirmeye, meşru bir lider konumuna getirmeye çalıştığını savundu.

Rusya'nın Türkiye'yi birtakım emrivakilere zorlamaya çalıştığını belirten Erol, "25 Kasım krizi, daha sonra 27 Haziran'da ilişkilerin normalleşmesinden sonra Rusya'nın bu tür emrivakileri başlamıştı. ABD ise Rusya ile gerilimi fırsatlara çevirmeye çalışıyordu. Şu anda yaşanan durum da buna benzer bir durum. ABD ile yaşanan gerilim ve sonrasında gelişen normalleşmeyi bu kez Rusya fırsata çevirmeye çalışıyor. Rusya, Türkiye'nin AB ve NATO'dan kopmasını ve tamamen kendisine bağlı, kolayca kontrol edebileceği bir ülke olmaya zorluyor. Ama Türkiye'nin bu tür emrivakileri kabul etmeyeceğini en net Rusya'nın bilmesi gerekiyor." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin İngiltere ile yaşadığı "Musul kimde kalacak?" krizinde Rusya'nın bu krizi değerlendirmeye ve Musul üzerinden Türkiye ve bölgede nüfuz alanı oluşturma arzusuna kapıldığını hatırlatan Prof. Dr. Erol, şunları aktardı:

''Türkiye Musul'u kaybetme pahasına Rusya'nın bölgede nüfuz sahibi olma hedefine engel olmuştu. Rusya bu tarihsel deneyimlerinden hareketle daha önce Esed konusunda Türkiye'ye yaptığı emrivakiler tekrarlamamalı. Çünkü, Türkiye'nin Esed net bir politikası var ve bu konuda taviz vermez.

İran Türkiye'nin bölgede gerçekleştirdiği operasyonlardan içten içe rahatsız. Rusya'da Türkiye'nin daha fazla Suriye'nin içlerine ilerlemesini istemez. Çünkü Türkiye'nin orada geniş bir alanı kontrol altında tutması Rusya ve İran'ın bölge politikaları açısından istemedikleri bir şey. Dolayısıyla eğer Rusya veya Rusya-İran ikilisi Esed konusunda Türkiye'ye baskı yaparsa Astana süreci tehlikeye girer. Çünkü Türkiye bir yandan bölgede ABD'nin sınırlamalarıyla uğraşırken bir yandan da bölgede müttefiklik yaptığı Rusya ve İran'ın sınırlamaları kabul edemez.

Dolayısıyla Türkiye, Rusya ve İran ile yeniden konuşmak ve Astana sürecinin tehlikeye düşmesini engelleyecek bir çözüm bulmak zorunda. Bölgede Türkiye'siz bir politika yürütmeyeceğini anlayan ABD bile Türkiye ile uzlaşmak zorunda kaldı.''

- "Israr ederlerse Türkiye yeni yol haritası çizer"

Prof. Dr. Seyfettin Erol, mevcut şartların Türkiye'nin çok yönlü bir denge politikası izlemesini zorunlu hale getirdiğini, Türkiye'nin ise bu zorunlu politika doğrultusunda müttefikleri ile masaya oturacağını söyledi.

Türkiye'nin hiç bir bloka, oluşuma bağlı kalmadan politika yürütmek istediğine vurgu yapan Erol, şu değerlendirmelerde bulundu:

''Türkiye her halükarda Rusya'ya, ABD'ye ve İran'a şu mesajı veriyor: 'Kendi bağımsız politikalarımı yürütmek istiyorum ve bu bağlamda da bütün devletlerle iş birliğine açığım. Ama beni doğrudan doğruya tek bir tarafa mahkum edecek hiçbir ilişkiyi de kabul etmiyorum.'

Dolayısıyla ABD'nin, Rusya'nın ve İran'ın anlaması gereken bu. Bu konuda ısrar olursa Türkiye bu kez kendisi ile birlikte çalışacak yeni güçlerle masaya oturur ve sahayı yeniden dizayn etme yoluna gider. Hem diplomatik alanda hem de askeri anlamda. Türkiye'deki güç, buna fazlasıyla yeter. Ve bu gücün farkında olan dünyadaki bütün aktörler, Türkiye ile iş birliği yapacak konumda. Son dönemde Almanya'nın Türkiye'ye yaklaşımının altında bu yatmakta.

Orta Doğu'ya yerleşmeye çalışan bir Çin var. Türkiye ile çalışmayı tercih edecek bir ülke. ABD hatasını telafi etmeye çalıştı ve Türkiye ile birlikte çalışmak istiyor. Ama Türkiye şunu söylüyor; 'Ey Rusya ve İran, burada eğer benim politikamı anlarsanız ben sizinle birlikte çalışmaya devam ederim ama bana sıkıntı çıkarırsanız, ben oturur kendi yol haritamı çizerim.' Türkiye'yi yeni bir yol haritası çıkarmak zorunda bırakmamalılar."

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :