Türkiye Ekonomi Zirvesi

Türkiye Ekonomi Zirvesi

Başbakan Yıldırım: (4)- "Amerika Birleşik Devletleri'nde devam eden bu yargı ve burada gelişen olaylar Türkiye'ye ve ülkemizin küresel ölçekteki ekonomik ilişkilerine zarar verme noktasına gelmiştir. Buna asla ve asla müsaade edilmemelidir. Davanın tarafl

İSTANBUL (AA) - Başbakan Binali Yıldırım, Rıza Sarraf davasına değinerek, "Amerika Birleşik Devletleri'nde devam eden yargı ve burada gelişen olaylar Türkiye'ye ve ülkemizin küresel ölçekteki ekonomik ilişkilerine zarar verme noktasına gelmiştir. Buna asla ve asla müsaade edilmemelidir. Davanın tarafları orada baskı altında tutulmakta, ülkemiz ve menfaatlerimiz aleyhine ifade vermeye zorlanmaktadır. Sanık olarak açtığınız, daha duruşma başlamadan tanığa dönüşmüştür. Bunun adalet neresindedir? Bütün bunlar dünyanın gözü önünde cereyan etmektedir. Türkiye'yi zor durumda akılları sıra bırakacak ifadeleri almak suretiyle ve bu şekilde bir sonuca ulaşma gayretleri beyhudedir. Yapılan işin adı insan hakları ihlalidir." dedi.

Yıldırım, Hilton Bomonti Otel'de düzenlenen "Türkiye Ekonomi Zirvesi"nde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin uluslararası ekonomik ilişkilerinde hukuka aykırı herhangi bir işlemin ne geçmişte söz konusu, ne de şimdi mevcut olduğunu söyledi.

Türkiye'nin bütün kurumlarıyla sağlıklı bir şekilde çalışan bir hukuk devleti olduğunu dile getiren Yıldırım, şöyle devam etti:

"Her ülkede hatalar olabilir. Hataları düzeltmek de hukuk devletinde yine ülkeyi yönetenlerin sorumluluğundadır. Amerika Birleşik Devletleri'nde devam eden bu yargı ve burada gelişen olaylar Türkiye'ye ve ülkemizin küresel ölçekteki ekonomik ilişkilerine zarar verme noktasına gelmiştir. Buna asla ve asla müsaade edilmemelidir. Davanın tarafları orada baskı altında tutulmakta, ülkemiz ve menfaatlerimiz aleyhine ifade vermeye zorlanmaktadır. Sanık olarak açtığınız, daha duruşma başlamadan tanığa dönüşmüştür. Bunun adalet neresindedir? Bütün bunlar dünyanın gözü önünde cereyan etmektedir. Türkiye'yi zor durumda akılları sıra bırakacak ifadeleri almak suretiyle ve bu şekilde bir sonuca ulaşma gayretleri beyhudedir. Yapılan işin adı insan hakları ihlalidir."

Bu hukuk ayıbını suistimal ederek Türk bankaları hakkında kriz söylentileri çıkaranlar ve bunu yapanların geçmişte olduğu gibi yine sukutu hayale uğrayacağını vurgulayan Yıldırım, Avrupa Birliği'nin (AB) Türkiye'nin 50 yıllık hedefi olduğunu, bu hedefinde de zerre kadar şaşma olmadığını kaydetti.

Yıldırım, AB'nin katılım öncesi yardımlarda kısıtlama kararı aldığını belirterek, şöyle konuştu:

"Sanki büyük bir işmiş gibi, büyük bir gürültüyle patırtıyla kamuoyuna duyurdular. Neymiş? 105 milyon avro verilen katılım öncesi desteklerde kesintiye gitmiş. 105 milyon avro nedir kardeşim? Türkiye'nin ekonomisi içinde ne anlam ifade eder. Türkiye'nin tek bir projesi 3 milyar avro. Türkiye artık eski Türkiye değil. Olsa ne olur, olmasa ne olur. Türkiye milyar dolarları, avroları yatırım için geleceği için harcayabilecek bir ekonomik potansiyele sahiptir. Türkiye bugüne kadar AB hedefine ne kadar sadakat gösterdiyse bundan sonra da aynı şekilde devam edecektir. Tabi bu tek taraflı olmaz. Karşı tarafın da aynı şekilde gelecek vizyonunu belirlemesi, hangi yönde gideceğine karar vermesiyle de ilgilidir. 'Türkiye'yle mi AB yoluna devam edecek, yoksa kendi içine kapanıp yeni bir gelecek mi belirleyecek.' bunu belirleme işi, bu karar bizim kararımız değil AB'nin kararı olacaktır. Bu kararlarını verdiği anda biz de ona göre hareket edeceğiz."

- "AB ile ilişkiler normale dönmeye başladı"

Başbakan Binali Yıldırım, son bir iki yılda Avrupa'daki seçimler ve Türkiye'deki referandum esnasında yaşanan gerginlikler sonucu ilişkilerin istenilen düzeyde olmadığını belirterek, bunun geçici bir durum olduğunu gördüklerini, şimdi peyderpey ilişkilerin normale dönmeye başladığını söyledi.

Türkiye'yi aydınlık yarınlara taşımaya kararlı olduklarını dile getiren Yıldırım, 2023 hedeflerine emin adımlarla götürmeye de kararlı olduklarını anlattı.

Yıldırım, kısa bir süre önce orta vadeli plan yapıldığını ve yürürlüğe koyulduğunu belirterek, bu planın esasını yatırım, üretim, istihdam ve ihracatın oluşturduğunu, planın dört temel üzerinde yapıldığını kaydetti.

Başbakan Yıldırım, 2018-2019-2020 için büyüme oranının 5,5'un altında olmayacağını ifade ederek, faiz ve enflasyonda tek haneli rakamlara indirilmek için gerekli gayreti çabayı göstereceklerini, bunun herkesin işi olduğunu, tek başına hükümetin, tek başına kişilerin işi de olmadığını vurguladı.

Finans, reel ve kamu sektörüyle hep beraber işveren, işçiler bir araya gelerek ülkenin menfaatlerini esas alarak küçük vadeli hesapların erteleneceğini belirten Yıldırım, "İkinci plana atacağız ve böylece bölgemizde yıllardan beri büyük bir mücadele veren ülkemizin bir yandan bölgenin istikrarına katkı sağlaması, Suriye'de, Irak'ta, diğer bölgelerde akan kanın durdurulması, kalıcı çözüme buralarda uğraşılması için aktif katılımımız devam ederken diğer yandan da ekonomik büyümemiz, refahımızın artması yönündeki çabalarımızı sürdüreceğiz." diye konuştu.

Yıldırım, Türkiye olarak iş dünyasının önünü açacak, sektörü bir anlamda güvenceye kavuşturacak toplumsal sözleşmelere imza atıldığını ve bunlara devam edileceğini ifade ederek, milletin 15 Temmuz'da demokrasinin ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha cümle aleme gösterdiğini, bu sorumlulukla küresel krize rağmen son 10 yılda ortalama her yıl yaklaşık 1 milyon vatandaşa iş aş ve aş sağlandığını anlattı.

Son bir yılda istihdamda 1 milyon 300 bin kişiye iş bulunduğunu dile getiren Yıldırım, "AB üyesi 28 ülkenin genelinde gençlerin iş gücüne katılım oranı son 10 yılda yüzde 2,5 azalmışken, Türkiye'de ise bu 5.8 oranında artış göstermiştir. Yılın ilk yarısında yüzde 5.1'lik büyümenin 3.9'u yatırımlardan ve ihracattan gelmektedir. Bu neyi gösteriyor? Büyümenin kalitesini gösteriyor. 2017 başında bir ihracat seferberliği başlattık ve Eximbank'ın sermayesini 10 milyara çıkardık. Bunun anlamı, ihracatçı sayısı daha artsın, ihracat miktarımız daha artsın, pazar çeşitliliğimiz daha da fazlalaşsın. Sonuçları ortada ihracat artmaya devam ediyor ve inşallah geçmiş yıllardaki 156 milyar doları yakalamayı hedefliyoruz. Bu sene en azından o rakama erişmiş olacağız." şeklinde konuştu.

- " 55 teknoloji geliştirme bölgesi faaliyete girdi"

Başbakan Binali Yıldırım, bugün dünyanın en büyük 250 müteahhitlik kuruluşu içinde 45 Türk firmasının yer aldığını anlatarak, bu sayıyla Çin'in ardından ikinci sırada yer aldıklarını söyledi.

Türkiye'nin kabiliyetini gösteren bir başka gelişmenin de 2016 yılında müteahhitlik sektöründe proje hacmi bakımından dünya devleri Almanya ve Japonya'yı da geride bıraktığını dile getiren Yıldırım, turizmin tekrar toparlandığını anlattı.

Turizmde yılın 9 ayında bir önceki yıla göre yüzde 29'luk artış sağlandığını vurgulayan Yılrdırım, "Hala 2015 öncesi noktaya gelmiş değiliz, bunun için gayret ediyoruz. 69 adet teknoloji geliştirme bölgesi ilan ederek bunların 55 tanesini faaliyete soktuk. Türkiye artık katma değeri yüksek teknoloji üretebilen güçlü bir ekonomiye geçsin istiyoruz." diye konuştu.

Yıldırım, demir ipek yolunun Bakü-Tiflis- Kars hattını hizmete açtıklarını hatırlatarak, bu sayede ulaşılacak pazarın büyüklüğünün 31 trilyon dolar olduğuna vurgu yaptı.

Uzakdoğu'dan Avrupa'ya açılan ulaşım koridorunda "Orta koridor" diye nitelendirdikleri bu güzergahın tam da Türkiye üzerinden geçtiğine dikkati çeken Yıldırım, şöyle devam etti:

"Milli savunma sanayinde yerlilik oranını yüzde 60'ın üzerine çıkardık. Türkiye'ye yaptığımız bölünmüş yollar, otoyolların yanı sıra şimdi de yerli otomobil yapmak için Türk firmaları işbirliği içine girdi, birlikte bu sorumluluğu üstlendiler. enerjide dışa bağımlılığı azaltacak hamleleri de gerçekleştiriyoruz. Nükleere dayalı Mersin-Akkuyu nükleer santrali inşallah bu yıl başlamış olacak ve 2023 hedeflerimiz içinde 4480 megavat ilave bir güçle hizmete alınmış olacak."

Başbakan Yıldırım, bunların saymakla bitmeyeceğini, eğitim ve sağlık ile birçok alanda Türkiye'nin 2023 hedeflerinin bir çoğunu şimdiden yakalamış gibi gözüktüğünü aktararak, "Türkiye, güven veren yatırım fırsatları ve yükselen yıldızıyla oluşturduğu cazibe merkezi yapısını korumaya devam edecek böylece bölgede istikrar unsuru olarak kalmaya devam edecektir. Yarınlarımızın bugünden daha da güzel olacağını bir kez daha altını çizerek ifade etmek istiyorum." dedi.

Bu toplantının ülke ekonomisi ve yatırımcılar için hayırlara vesile olmasını dileyen Yıldırım, bu programın hazırlanmasında Ciner grubu ve Bloomberg HT olmak üzere katkı sağlayanları tebrik etti.

- Notlar

Zirveye, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan, Başbakanlık Müsteşarı Fuat Oktay, İstanbul Vali Vasip Şahin, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Borsa İstanbul A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Himmet Karadağ ile Ciner Grubu Başkanı Turgay Ciner de katıldı.

Zirve aile fotoğrafının çektirilmesinin ardından sona erdi.

(Bitti)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :