M. Mustafa Özdemir

M. Mustafa Özdemir

Türkiye borç batağında mı?

 

Türkiye borç batağında mı?

 

Uzun süredir yolum düşmedi…

Eskiden Ankara otogarı AŞTİ’de sık sık şöyle bir anons yapılırdı:

Sayın vatandaşlarımız; çığırtkanlara ve dilencilere itibar etmeyiniz!

Türkiye’de AK Parti 16 yıldır iktidarda.

Muhalefet tam 16 yıldır ekonomi batıyor, ülke elden gidiyor diye çığırtkanlık yapıyor…

Onlar çığırtkanlık yaparken Türkiye tam 3,5 kat büyüdü

16 yıllık süreçte sadece küresel krizin olduğu 2009’da büyüme rakamı eksi oldu.

Diğer tüm yıllarda Türkiye artı yönde büyüdü.

Üstelik çoğu kez de büyüme rekorları kırdı.

2018 ilk çeyrek büyüme rakamı 7,4 olarak açıklandı.

Kemal bey 7,4 büyüdük de ne oldu? diyor ayrı bir konu…

Daha dün Türkiye’nin “5 aylık turist girişi”nde rekor kırdığı açıklandı.

Dünyadaki 10 mega projenin 6’sında Türkiye’nin imzası var.

Önceki gün dünyanın en büyük havalimanlarından 3. havalimanına Sayın Cumhurbaşkanı iniş yaptı.

F 35’te ilk teslimat gerçekleşti.

Uçuruma doğru giden Türkiye’de en son gelişmeler!

***

Türkiye’yi durdurmak için özellikle Gezi olaylarıyla başlayan ve devam eden süreçte büyük bir saldırı başlattılar.

Bunlar ekonomiyi olumsuz etkiledi mi, etkiledi…

Yavaşlamalar oldu ama asla yıkılmadı ve ayakta kaldı.

Hatta bazı krizlerden güçlenerek çıktı.
Bugün bu ülkenin ordusu 2 ülkede aktif olarak operasyonda!

Bu ülke daha kısa süre önce darbe girişimine maruz kaldı!

Türkiye’yi “hadi uç git” diye rahat bırakmayacaklar.

Bugün de zamana zaman sıkıntılar yaşanıyor, yarın da yaşanacak.

Ne zamana kadar, Türkiye oyunu kendisi kuracak kadar büyüyene kadar.

***

İnanınız bu ülkeyi bölebilirler, ne de ekonomiyi çökertebilirler.

Değil Recep Tayyip Erdoğan, namuslu 40 yıllık bir esnafa teslim etseniz inanınız bu ülke batmaz.

Ama şu iki özellik olduğu sürece: Bir; vatanını, milletini her şeyden üstün tutacak, yerli ve milli ruha sahip olacak. İki; gerektiğinde bu uğurda ölmeyi göze alacak kadar cesur olacak.

Dolayısıyla muhalefetin, felaket çığırtkanlıklarının halk nezdinde bir karşılığının olmadığını düşünüyorum.
Yollar, köprüler, barajlar, hastaneler, okullar, tüneller… Avrasya, Yavuz Sultan Selim, Gebze Köprüsü, KOP.. Her şey ortada…

Bunları elin oğlu, 50- 60 yıl, 70-80 yıl önce yapmış…

80 yılda ülkeyi Türkiye’yi ancak 3. dünya ülke seviyesine getiren 3 sente, 1 paket margarine muhtaç eden kafa yapısından “yıkacağım” demekten ve “çığırtkanlık” yapmaktan başka bir şey de beklememek gerek.

 

2018_04_borc_batagi_864-001.jpg

TÜRKİYE BORÇ BATAĞINDA MI?

Muhalefetin bir yaygarası da Türkiye borç batağında…

Bunu özellikle “sıfırcı”  süper mini muhalefet çok dillendiriyor.

Birincisi; borç tek başına hiçbir şey ifade etmez.

Aslında borç gücün de göstergesidir.

Çünkü gücün ve itibarın kadar borçlanabilirsin.

Neyse konumuz bu değil.

***

Bir kere borç milli gelire orana göre hesaplanır.

Geçtiğimiz günlerde Anadolu Ajansı IMF verilerinden bir haber yaptı.

ABD’nin kamu borcu 22 trilyon dolar. Türkiye’nin borcunun 88, milli gelirinin 22 katı.

Japonya’nın borcu Türkiye’ninkinin 48 katı.

Çin’inki Türkiye’nin 28 katı.

***

AK Parti ülkeyi borç batağına sürükledi söylemi kandırmacadır.

AK Parti döneminde bilakis borç artmamış, azalmıştır

AK Parti iktidarda geldiğinde yüzde 65-70’ler seviyesinde olan Milli Gelir/Borç oranı bugün yüzde 30-35’ler düzeyinde inmiştir.

Borç yükseldi diyen mini muhalefetin gelirin oransal olarak daha fazla yükseldiğini söylemesi beklemek saflık olur!

Tabi asıl saflık milleti cahil yerine koymaktır.

 “75 TL gelir-50 TL borç” bir tarafta “450 TL gelir-150 TL borç

Hangisi borçlu, hangisi daha zengin?

“Biz sizi hiç yanıltmadık” deyip, daha oy isterken yanıltmak da maharet ister doğrusu!

Kendi işyerinde, fabrikanda böyle mi hesap yapıyorsun?

Bir siyasetçinin her zaman  rakamlarla konuşması gerekir.

YENİ SİSTEM KALKINDIRACAK

Yeni sistemin ülkeyi kalkındıracağına inanlardanım.

Bu sistem sayesinde AK Parti-MHP-BBP aynı safta buluştu.

Yine bu sistem sayesinde Türkiye’de kutuplaşmanın babası iki parti, CHP ile Saadet (bakmayın siz kutuplaşmadan şikayet ettiklerine) yan yana geldi.

 “Erdoğan sen neymişsin be” demeden de geçemiyor insan

Bu sistem sayesinde yüzde sıfır küsurluk, yüzde 1’lik, 2’lik partiler mecliste temsil edilebilecek.

Ancak bu sistemde seçilen başkana oy veren ittifakın mecliste de çoğunluğu sağlaması şart.

Yoksa makine çalışmaz, dişliler durur.

Yani demem o ki; 24 Haziran’da Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanlığına seçildiği halde Cumhur İttifakı TBMM’de çoğunluğu alamazsa o zaman  Mart 2019’da yerel seçimle birlikte erken genel seçime gidilir.

Aradan geçen süre de Türkiye’nin aleyhine kayıp aylar olur.

 

SÖZ MİLLETİN

Siyasiler söyleyeceğini söyledi.

Urfa’daki elim olay dışında olgun, seviyeli bir kampanya yürütüldü. Tepede sert sözler söylense de halkımız her zaman sağduyuludur.

Konya’da da Saraçoğlu’ndaki saldırı dışında saldırı dışında kötü bir olay yaşanmadı.

Bu iki olayın faili de HDP…

Milletimiz onun değerlendirmesini sandıkta yapacaktır.

Şimdi söz sırası Millette…

Ben bu aziz milletin kararında her zaman hayır olduğunu inananlardanım.

Milletin kararını herkes öpüp baş üstüne koyacak.

Kazanan, kaybeden millete hakaret etmeden, şapkayı önüne koyup muhasebe yapacak.

Bir de bu seçim yerel değil, genel seçim olduğu unutulmamalı.

Yerelle ilgili hesaplaşmalar Mart 2019’a bırakılmalı..

Seçimler, ülkemize ve tüm insanlık alemine hayırlı olsun.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.