Şakir Tuncay Uyaroğlu

Şakir Tuncay Uyaroğlu

Türkçenin Korunmasıyla İlgili Kanun Teklifi

 

İş yeri adları, kıyafetlerin üzerindeki yazılar, ürün adları, motorlu araçların üzerindeki yazılar

A. Aşağıda adı geçen meslek erbaplarına ve ilgililere üniversitelerimizin Türk Dili ve Edebiyatı bölümlerinde görev yapan akademisyenler tarafından, en az 30 iş günü süreyle yoğun bir Türkçe (İmla, noktalama, anlatım bozuklukları, cümle bozuklukları, anlam kusurları ve dil yanlışları, güzel konuşma ve güzel yazma, kompozisyon kuralları) programı sunulmalı ve sonrasında da en az bir tanesi kompozisyon şeklinde olmak kaydıyla sınavlar yapılmalıdır.

Sınavlarda; branşı Türk Dili ve Edebiyatı olan öğretmenler için en az 95 puan, diğer branş öğretmenleri ve meslek grupları için ise en az 90 puan alma şartı uygulanmalıdır. Bu konuda asla müsamaha gösterilmemelidir.

Türkçe programına tabi olacak yükümlüler

a. Reklam ajansı çalışanları ve sahipleri

b. Büyük işletmelerin reklam ve halkla ilişkiler uzmanları

c. Basın dünyasının bütün fertleri

ç. MEB bünyesindeki bütün öğretmenler

d. Türkçeyle ilgili eksikleri dikkate alınarak, MEB bünyesindeki bütün Türk Dili ve Edebiyatı ve Türkçe öğretmenleri

Aziz meslektaşlarımızın bir kısmının hâlâ “ki” bağlacı ile “-ki” aitlik ekini ve “da / de” bağlacı ile “-da / -de / -ta / -te” hâl ekini birbirinden ayıramadıklarını üzülerek müşahede ediyorum. Sakın bana üniversitelerdeki Türkçe uzmanlarını hiç sormayın.

Söylemeye utanıyorum ama, Üniversitemdeki bazı arkadaşlarım da aynı durumdalar. Bana bayram tebrik mesajı gönderen Türk Dili Okutmanı arkadaşım “Saygı değer hocam, bende sizin bayramınızı tebrik ederim.” şeklinde yazarsa diğerleri ne yapsın? Malumunuz olduğu üzere kokma ihtimali olan ürünlerin üzerine tuz dökeriz. Ya tuz da kokarsa…

e. YÖK bünyesindeki bütün akademisyenler

f. Bütün devlet memurları

g. Bütün devlet memuru adayları

h. Milletvekili adayları

ı. Belediye başkanı adayları

i. Bütün özel radyo ve televizyonların sunucuları ve spikerleri

(Diğer meslek gruplarından farklı olarak bu kişiler, TRT spikerlerinden diksiyon dersleri almalıdırlar.)

B. Giyim firmalarının sahipleri; ürettikleri giyeceklerin üzerine, Türk örf, âdet ve ahlakına, İslam inancına aykırı sözler yazmamaları ve resimler basmamaları konusunda önce uyarılmalı, uyarının dikkate alınmaması durumunda bu ürünler toplatılmalı ve ilgili firmaya işyeri kapatma cezası uygulanmalıdır.

Elbette; giyeceklerin üzerindeki çirkin, iğrenç ve tiksinti verici sözler Türkçe olsa bile, dilimize aittir diye sineye çekilmemelidir. Bütün giyim firmaları; ürünlerinin üzerindeki yazı ve resimler için Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan onay almalıdır.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı; ürün adları; dilimize, kültürümüze ve inancımıza ters düşen ürün yazıları konusunda birinci derecede yetkili ve sorumlu kurumdur.

C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkçenin yozlaşmasını engelleme konusunda; Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve Türk Dil Kurumu ile eşgüdüm hâlinde çalışmalıdır.

Ç. Dil konusunda yetkili tek kurum Türk Dil Kurumu’dur. Türk Dil Kurumu’ndan görüş alınmadan ve Kurum yetkilileriyle istişare edilmeden bir yola girilmemelidir.

D. Yerel yönetimlere iş yeri adlarına müdahale yetkisi verilmelidir.

E. Yabancı sermaye ürünleri hariç, Türkiye’de Türk firma sahipleri tarafından üretilen bütün Türk mallarının adları Türkçe olmalıdır.

F. Yabancı sermayeli kuruluşlar hariç, bütün Türk firmalarının adları mutlaka Türkçe olmalıdır.

İş yeri adını Batı dillerine ait kavramlarla oluşturan işletme sahiplerine, en ağır cezaî müeyyideler uygulanmalı ve iş yeri ruhsatları iptal edilmelidir.

G. Araçların üzerinde bulunan –hangi dile ait olursa olsun- bütün yazı ve resimler, trafiğin sağlıklı seyri açısından sildirilmeli, üzerinde yazı ve resim bulunan araçlar trafikten men edilmeli ve bu araçların muayeneleri kesinlikle yapılmamalıdır.

Ancak firmalara ait reklam ve tanıtım amaçlı “giydirme” araçlar istisna tutulmalıdır.

H. Bütün motorlu araçların fabrika çıkış modelleri, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün bilgisayarlarına yüklenmelidir. Trafik kontrolleri esnasında, araçların son durumu ile fabrika çıkış modelleri arasında fark tespit edilirse, bu araçlar trafikten men edilmelidir.

Çünkü; piyasa “araç” kılığından çıkmış, trafikte serseri mayın gibi dolaşan, potansiyel suç makinesi ve garabet timsali araçlarla doludur.

I. Onlarca, yüzlerce yıldır kullanılagelen Batı ve Doğu kökenli kelimeler, Türkçeleşmiş şekilleriyle kullanılmaya devam edilmeli ve bu kelimelerin asli şekilleriyle kullanılmasına asla rıza gösterilmemelidir. “Türkçeleşmiş Türkçedir.” felsefesiyle hareket edilmelidir.

İ. “Türkçenin çekilmediği yerler vatandır.” düsturuyla hareket edecek ve millî şuura sahip bir gençlik yetiştirilmelidir.

J. Son 30 yıl içerisinde Türkçeye giren -İngilizce başta olmak üzere- Batı kökenli kelimeler için Türk Dil Kurumu’nun teklif ettiği 3500 civarında kelimeye mutlaka sahip çıkılmalıdır.

K. “A” maddesinde zikredilen Türkçe programları için, dilimizi ustalıkla kullanan yazar ve şairlerin; hayatta iseler bizzat kendilerinden, değillerse eserlerinden mutlaka istifade edilmelidir.

L. Ülkemizde mutlaka bir dil birliği sağlanmalı ve “Yaşayan Türkçe”ye ait olan kelimeler tercih edilmelidir. Türk dünyasında kullanılan ve Türkçe olan kelimelerin Türkiye Türkçesine de alınması sağlanmalıdır.

M. Yaygın ve yerel bütün kitle iletişim araçlarında TRT kalitesinde nefis Türkçe kullanımı sağlanmalıdır.

N. Yaşayan şair ve yazarların bütün masrafları Devlet tarafından karşılanarak, bu güzel insanların eğitim kurumlarımızda konferans vermeleri ve gençlerimizle söyleşmeleri sağlanmalıdır.

O. Türkçeyi katleden bütün sanatçı, sunucu ve spikerlere yayın yasağı getirilmeli ve Türk Diline ve kültürüne ters düşen bütün albümler toplatılmalıdır.

Ö. 1983–84 öğretim yılından itibaren Üniversitelerin bütün bölümlerinde okutulan Türk Dili dersiyle ilk ve orta öğretimde okutulan Türkçe, Türk Dili ve Edebiyatı, Dil ve Anlatım derslerinin müfredatları gözden geçirilmeli ve kitabî bilgilerden ziyade; kusursuz, mükemmel, dört dörtlük ve güzel bir Türkçe konuşmanın ve yazmanın incelikleri bu derslerde öğretilmelidir.

P. Üniversitelerde okutulan “Türk Dili” dersi haftada 2 saatle sınırlı kalmamalı ve meslek yüksekokullarında iki yıl boyunca haftada 4 saat, fakültelerde dört yıl boyunca haftada 3 saat, İletişim Fakülteleri, Hukuk Fakülteleri ve öğretmen yetiştiren bütün fakültelerde ise dört yıl boyunca haftada 4 saat okutulmalıdır.

R. İlk, orta ve yüksek öğretimdeki bütün öğrencilerimize olağanüstü ihtimam gösterilerek; Türkçeyi eksiksiz öğrenmeleri sağlanmalı ve msn, chat ve mesaj dilinden kurtarılmaları mutlaka temin edilmelidir.

S. Bütün sağlık kurumlarında “ambulans”ların üzerindeki dil kirliliği giderilmeli ve bu araçların üzerine en kısa zamanda güzellik abidesi olan “cankurtaran” ifadesi yazılmalıdır.

Dünya dillerinden hiçbirinde bu araç isminin bu kadar güzel bir biçimde karşılanmadığı asla unutulmamalıdır.

Ş. “Türkçeyi Koruma Kanunu” yürürlüğe girdiği andan itibaren, bütün firmalara kanunla ilgili hükümleri yerine getirmeleri için 30 gün süre verilmeli, bu süre içinde iş yeri ve ürün adlarının Türkçeleştirilmesini sağlamaları, dilimize ve kültürümüze ters düşen yazı ve resim basılı ürünlerini piyasadan çekmeleri ve bu ürünleri uygun hâle getirdikten sonra piyasaya tekrar sürmeleri, eğer düzeltme imkânı yoksa bu ürünleri imha etmeleri istenmelidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum