"Türk bayrağı her kapıyı açıyor"

"Türk bayrağı her kapıyı açıyor"

Seyyah-insani yardım gönüllüsü Mutlu:- "Yeleğinizde bulunan Türk bayrağı her kapıyı açıyor. Ellerine yalanlar tutuşturulup toprakları sömürülen bu insanlara siz, 'Toprağınız sizin, biz destek olmaya geldik.' anlayışını veriyorsunuz çünkü. Osmanlı geçmişim

İSTANBUL (AA) - SEFA MUTLU - Yoksul ve mazlum coğrafyalara insani yardım ulaştırmak için on binlerce kilometre yol kat eden, Afrika ve Asya'da onlarca ülkeye ayak basan Seyyah-insani yardım gönüllüsü Hacı İbrahim Mutlu, "Yeleğinizde bulunan Türk bayrağı her kapıyı açıyor. Ellerine yalanlar tutuşturulup toprakları sömürülen bu insanlara siz, 'Toprağınız sizin, biz destek olmaya geldik.' anlayışını veriyorsunuz çünkü. Osmanlı geçmişimiz bizi, onların yanında ayrı bir yere yerleştiriyor." dedi.

Sosyal sorumluluk ve gönüllü çalışmaları kapsamında birçok projede yer alan, aynı zamanda restorasyon işleriyle uğraşan iş adamı Mutlu, tecrübelerini AA muhabiriyle paylaştı.

İnsani yardım kavramına farklı baktığını dile getiren Mutlu, "İnsani yardım denildiğinde benim aklıma İsmet Özel'in tabiriyle 'Gidilecek yer ne kadar uzak olabilir ki?' sorusunu sorma cesareti ardından, kendimizi 'uzun yola çıkmaya hükümlü' saymak gelir. Ahmet Arif’in, 'Gel beraber alalım nefesimizi, sensiz boğazımdan geçmiyor.' dediğini duyduğunuz çadırlar, kamplar aklımıza gelir. Kamplarda sıradanlaşmış ölümleri gördüğümüz, yatacak yeri olmayan hasta çocuklarla karşılaştığımız, empati kurarak, 'ben de çocuk sahibiyim' düşüncesine kapıldığımız, bizi derinden etkileyen bu küresel manzaraları yok etme gayretine insani yardım diyorum." değerlendirmelerinde bulundu.

Mutlu, genel olarak bir ülkede, özelde ise o ülkede bulunan bir köyde ya da kampta yapılan yardım çalışmalarının asıl amacının ezber bozmak olduğunu aktararak, bu sayede dünyaya anlatılanların bir masaldan ibaret olduğunu anladıklarını söyledi.

- "Ne ile karşılaşacağınızı tahmin edememek, aslında o insani yardımın ecir derecesi"

İnsani yardımlar sonrasında bazı "kriter"lerin kendiliğinden ortaya çıktığını aktaran Mutlu, şöyle devam etti:

"Vaktimiz az, işimiz çok.' dediğiniz bir coğrafyaya gidiyorsunuz. Sizi mazlum bir coğrafyada ihtiyaç sahibi bir insan da bekleyebilir, Mesela Hartum'da hayvan bağlasanız durmayacak, farelerin cirit attığı bir karakolda sorguya çekilmek de bekleyebilir. Ne ile karşılaşacağınızı tahmin edememek aslında o insani yardımın ecir derecesi bence. Bir kampta yediden yetmişe yaptığınız yardımların tatlı yorgunluğu ile girdiğiniz otelde yumuşak bir yatak beklerken, banyosu olmayan tuvaletinin ise kapısı olmayan bir oda bile sizi hiçbir şeyi umursamaz hale getiriyor. Yapılan çalışmanın ecrini düşündüğünüzde. Diğer taraftan yol demenin zor olduğu araç güzergahlarında ilerledikçe, kargaşa ve savaşlar nedeniyle perişan insanlar, yıkılmış ama insanların yine de zoraki kaldığı evler, barınaklar, yol kenarında gördüğünüz sıradanlaşmış ölümler ya da ölümü bekleyenler, yatacak yeri olmayan çocuklar sizi daha da dinçleştiriyor."

- "Türk bayrağı her kapıyı açıyor"

Mutlu, mazlum ve yoksul coğrafyalarda değişen Türkiye algısı hakkında da değerlendirmelerde bulunarak, şunları kaydetti:

"Yeleğinizde bulunan Türk bayrağı her kapıyı açıyor. Ellerine yalanlar tutuşturulup toprakları sömürülen bu insanlara siz, 'Toprağınız sizin, biz destek olmaya geldik.' anlayışını veriyorsunuz çünkü. Osmanlı geçmişimiz bizi, onların yanında ayrı bir yere yerleştiriyor. Türkiye'nin altyapı yatırımları, okul, hastane, havaalanı yönetimi, askeri eğitim ve sivil toplum etkinliklerine kadar uzanan küresel yardımları, klasik ihtiyaç yardımlarını aşmıştır, ezber bozmuştur. Türkiye 'nin Afrika'da açtığı imam hatip liseleri mezunlarını veriyor artık. Bu kalkınma yardımları İnsani yardımlara ek olarak, Türkiye'yi uluslararası anlamda 'cömert ülke' haline getirmiştir. İnsani yardım, mağdurların hayatlarını devam ettirebilmeleri ve acılarını dindirmek için yapılırken, kalkınma yardımları insanların ekonomik kalkınmasına katkı sağlamak amacıyla yapılıyor. Yani Türkiye bu konuda ezber bozmuştur. İkindi namazını kılmak için girdiğiniz bir mescidde bulunan ve Arapçayı sizden iyi bilen Filistinli, Sudanlı, Mısırlı ve Afganistanlı insanlar 'You are Ottoman' deyip imamlığa sizin geçmenizi istiyorsa; Kenya'da askeri araçla giriş yaptığınız derme çatma vali konağında, sizi gördüğünde ayağa kalkan, kollarını açarak size samimiyetle sarılan bir valinin makam masasında yan yana duran bir Türk ve bir Kenya bayrağı görüyorsanız; Türkiye'nin dünya Müslümanları için ne kadar önemli olduğunu ve son dönemde büyük bir sıçrama gerçekleştirdiğini, sadece diğer coğrafya Müslümanlarının değil, Türk insanının da bunun farkına varması gerektiğini Kenya'daki bir vali anlatıyorsa; Türkiye algısını görüyorsunuz."

İnsani yardımları götürdükleri yerlere 'Ben geldim değil, Türkiye'den geldik diyoruz.' şeklinde ayak bastıklarını anlatan Mutlu, Türk insanın samimiyetinin bütün mazlumlarca bilindiğini kaydetti.

Mutlu, ilk ve son seyahatlerini değerlendirdiğinde kendisindeki duygu düşünce değişikliklerinin farkında olduğunu anlatarak, insani yardım konusunda gönüllülüğün ve sosyal sorumluluğun esas olduğunu söyledi.

Bir süre sonra insanın kendisini yola çıkmaya hükümlü gibi hissettiğini dile getiren Mutlu, "Sonra bir bakıyorsunuz ki seyyah olmuşsunuz." dedi.

Mutlu, konuşmasının devamında insani yardım alanında dünyanın en ücra köşelerine gitmeyi, mazlumlara el uzatmayı amaçlayanlara tavsiyelerde bulundu.

- Genç yaşlarda gönüllülük

Bu kapsamda gençlik yıllarında yapılan gönüllü çalışmaların önemine işaret eden Mutlu, şunları söyledi:

"Bunda dinamizmin etkisi de var. Sizin yardımınıza ihtiyacı olan o kadar çok insan varken sizin enerjinizin az olması işleri zorlaştırabiliyor. Yaşı büyüklerdeki deneyim ile gençlerdeki enerjiyi birleştirdiğinizde işler hızlı yürüyor. Şimdiki gençlerin bizim dönemlerden farklı olduğu kesin. Onlara bir duvar olmadan, önlerine bir set olmadan destek vermek gerekir. 'Çok şey biliyorum, çok şey yaşadım.' anlayışı onların bizden uzaklaşmasına sebep olur sadece. Ben de onlara bir kefesinde samimiyet ve bir kefesinde disiplin taşıdığımız çalışma ölçüsünün, yaptığımız işlerin iyi yönde anlatılmasını, güzel ifadelerle konuşulmasını sağlayacağını, belki de hayatımızdaki dönüm noktalarından biriyle buluşturacağını söyleyebilirim. Bir bakarsınız büyük bir sivil toplum kuruluşunun çalışmalarında bulursunuz kendinizi ve gönüllülük esasıyla çalışan samimi insanlarla tanışırsınız. Sonrasında bu gönüllü kuruluşta sosyal sorumluluk projelerine adım atıyor olursunuz. İnsanların, yaşadıkları sokaktan mahalleye, şehirden ülkeye ve en nihayetinde tüm dünyaya değer katma arzusu ve insanlığa karşı sorumluluk bilinci size de sirayet ettiğinde, bunun, sizin için neden bir dönüm noktası olduğunu anlarsınız bir anda. Anadolu insanını fıtratında faydalı olma, bir gayeye bağlanma gibi değerler vardır." ifadelerini kullandı.

İnsani yardımlar için ziyaret ettiği onlarca ülkeyi ve buralarda yaşadıklarını "İyilik Yolunda Uzaklar Yakın" ismiyle kitaplaştıran Mutlu, bu sayede gençlere sosyal sorumluluk ve gönüllülük gibi değerleri aşılamaya gayret ettiğini söyledi.

Mutlu, kitabında söz konusu ülkelerdeki halklar, hayat şartları ve yapılması gereken insani yardımlar hakkında bilgilere de yer verdiğini ifade ederek, bu alanda yazılı bir eser bırakmanın kendisini son derece memnun ettiğini sözlerine ekledi.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :