TEYAD’da kutsal değerler ve terörle mücadele konuşuldu
Cuma sohbetlerinde, Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Konya Şubesi Başkanı Süleyman Ege ve bir önceki dönem İl Müftüsü Prof. Dr. Ali Akpınar terörle mücadele ve kutsal değerler hakkında bilgi verdi.
TEYAD’da kutsal değerler ve terörle mücadele konuşuldu
Tüm Eğitim Yardımlaşma Araştırma Derneği (TEYAD)’ın bu hafttaki Cuma sohbetlerinde, Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Konya Şubesi Başkanı Süleyman Ege ve bir önceki dönem İl Müftüsü Prof. Dr. Ali Akpınar terörle mücadele ve kutsal değerler hakkında bilgi verdiler.
EGE, TERÖRLE MÜCADELE VE GAZİLİĞİ ANLATTI
Tüm Eğitim Yardımlaşma Araştırma Derneği (TEYAD)’ın Cuma sohbetlerinde Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Konya Şubesi Başkanı Süleyman Ege “Terörle Mücadelenin Önemi” üzerinde durdu. Ege: ”Terör; etnik, mezhepsel, dinî değerler üzerinden vatanın bölünmez bütünlüğünü kastederek nefret dili ve korkuyu yaymak ister.” dedi. Ege, Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde çeşitli birliklerde (Kahramanmaraş, Diyarbakır, Hakkari, Antalya ve Ankara) terörle mücadele, iç güvenlik istihbarat ve karargah birimlerinde görev yaptığını, 1997 yılında PKK terör örgütüne karşı yürütülen sınır ötesi operasyonda yaralanarak 2004 yılında Türk Silahlı Kuvvetlerinden Malül Gazi olarak emekliye ayrıldığını,2009 yılından beri Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği kurucu üyesi ve yöneticisi olduğunu belirtti. “2847 sayılı kanunla kurulan dört dernekten birisiyiz. Derneğimizin kuruluşu Çanakkale Savaşı’na dayanır. Muharip gaziler, savaşa katılıp sağ dönenlerdir. Malul gazi ise savaşta bedeninden herhangi bir duyuyu kaybedenlerdir.” dedi.
SAVAŞLARDA ARTIK SİVİLLER DE HEDEF
Konya’da muharip gazi olarak Kore Savaşı’na katılan 30, Kıbrıs Barış Harekatı’na katılan 360 gazi olduğunu sözlerine ekleyen Ege,1. Dünya Savaşı’nda ölen 16 milyon insandan %15’inin sivil olduğunu, 2. Dünya Savaşı’nda ölen 65 milyon insandan ise %65’inin siviller olduğunu günümüzde sivil kayıpların %95’ler civarında olmasının savaşın acımasız yüzünü gösterdiğini belirtti.
CENNET ÇUKURU
“Dünyada 40 civarında şehitliği olan bir milletiz” sözlerinin ardından Musalla Mezarlığı’ndaki “Cennet Çukuru” hakkında bilgi veren Ege, Bizanslıların yakaladıkları akıncıları o dönemde bataklık olan yere attıklarını, Konya’nın fethedilmesinden sonra bölgenin bu adla anıldığını söyledi ve “Canları pahasına bu yurdu bize emanet edenlere karşı nefret dilini hakim kılmak isteyen bölücü unsurlara karşı yılmadan TSK personeli mücadele vermektedir.” dedi.
HAYALİ KAHRAMANLARDAN GERÇEK KAHRAMANLARA
Hayalî kahraman Rambo ile büyüdüklerini, son Afrin operasyonunda gerçek kahramanların ortaya çıktığını, burada Çanakkale ruhunu gördüğünü belirten Ege; “Devlet ve millet bir olduğu zaman kimse bir şey yapamaz. Gazilerin bir yanı toprağa gömüldü, diğer yarısı da gömülmeyi bekliyor. Güneydoğu Sendromu’nu her şehit cenazesinde yaşıyoruz.” dedi.
Terörle mücadele ederken yaşadıklarını anlatan sohbetlerinde Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Konya Şubesi Başkanı Süleyman Ege’nin ardından Türkiye Muharip Gaziler Derneği Konya Şube Başkanı Mustafa Buğur da Ekrem Şama’nın “Bu Bayrak “ şiirini okudu.
AKPINAR, KUTSAL DEĞERLER İÇİN YAPILAN MÜCADELEYİ ANLATTI
Tüm Eğitim Yardımlaşma Araştırma Derneği (TEYAD) nin Cuma sohbetlerinde NEÜ İlahiyat Fakültesi Tefsir Ana Bilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Ali Akpınar “Kutsal Değerlerimiz İçin Yapılan Mücadelenin Önemi” üzerinde durdu.
KUTSAL, EL-KUDDÛS İLE İRTİBATLI OLANDIR
Ömer Lütfi Ersöz’ün Cengiz Numanoğlu’ndan “Şehitler Diyor ki” isimli şiirini okumasından sonra 2014-2018 yılları arasında Konya İl Müftülüğü görevini üstlenen Prof. Dr. Ali Akpınar, El-Kuddûs; temiz-pak olan, manevî kir ve kusurlardan arınmış olan anlamına geldiğini sadece zât-ı İlâhî için kullanıldığını belirtti.
KUTSAL PEYGAMBER ŞEHİRLERİ
Akpınar, göklerde ve yerde olan her şeyin Melik ve Kudüs olan Allah’ı tesbih ederken o her şeyin mutlak kemâl sahibi olduğunun üzerinde durduktan sonra “O, hatadan, kusurdan, eksiklikten, acizlikten, değişimden, fanilikten ve ona yakışmayan her türlü sıfattan uzak ve temizdir. Mukaddes emanetler peygamberimize ve harameyne ait olanlardır. ‘Arz-ı mukaddes’ Allah’ın yüce katından çıkmıştır. Peygamberler Allah’ın habercileridir, peygamberimiz de diğer peygamberlerin öncüsüdür. Mekke, Medine ve Kudüs kutsal şehirlerdir, bunlar ilâhî kaynakla beslenmiştir.”dedi.
ESAS YURDUMUZ CENNETTTİR
Şiâr kelimesine vurgu yapan Akpınar dinin gerçekleştirmesini emrettiği hususlar şiâr’dır. Dört şiâr; Kur’ân, Kabe, peygamber ve namazdır. İnsan yaratıldıktan sonra yeryüzünde sınava tabi tutuldu. Yeryüzü “Dâru’l-İslâm “ nitelendirilirken Cennet: Dâru’s-Selâm ifade edilirken asıl ve kalıcı yurdumuz burasıdır. Elmalılı’ya göre hac, ezan, cemaatle namaz, cuma-bayram namazları, camiler-minareler şiârdır. Hûd suresi 61. ayette “Allah'a kulluk edin; O'ndan başka tanrınız yoktur; sizi yeryüzünde yaratıp orayı imar etmenizi dileyen O’dur.” buyrulur.
VATANSIZ İNSAN RUHSUZ CESETTİR
İnsanın doğduğu, yerleşip yaşadığı ve defnedildiği yer vatan olarak adlandırılırken İnsanlar doğdukları yahut yaşadıkları yere nispet edilerek Mekkî, Medenî, Bağdâdî, Dımeşkî, Mısrî, Konevî isimlerini kullanmışlardır.Akpınar vatanından uzakta olmak, yolculuk, bir sıkıntı sebebi sayıldığını söyledi: “Tarih boyunca yurdundan edilmek, sürgün, insan için en büyük ceza sayılmış, insanlar vatanlarından ayrı düşme, vatanlarında özgürce yaşama haklarının ellerinden alınma endişeleriyle yaşamışlar, yurtlarını kaybetmemek için her şeylerini ortaya koymuşlardır. Kur’ân-ı Kerim’de beled 9, belde 5 -bilâd 5 defa olmak üzere 19 kere yurda, vatana atıfta bulunulur. Cenab-ı Allah beled üzerine 2 kere yemin edilmiştir.”dedi.
Bakara suresi 246. ayette “İnandığı gibi yaşayabileceği yer asıl vatandır. Memleketimizden ve çocuklarımızdan uzaklaştırıldığımıza göre niye Allah yolunda savaşmayalım?” denilir.
VATAN SEVDASI ÜZERİNE ŞİİRLER
“İstiklal Marşı’nda: Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda / Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda. / Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hüda / Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.
Arif Nihat Asya; ‘Ezanımdan alışıp tekbîre / Buldunuz mutluluk, imanımla...Vatan ettim sizi ey topraklar /
Beş vakit damgalayıp alnımla.’ mısralarında vatan kavramına vurgu yaparken Hz. Peygamber 53 yıllık yurdu Mekke'den çıkarılmak zorunda bırakıldığında Mekke'ye dönüp şunları söylemiştir: "Vallahi! Ey Mekke, biliyorum ki sen, Allah'ın yarattığı yerlerin en hayırlısı ve Allah'a en sevgili olanısın! Eğer senin halkın beni, senden çıkarmamış olsaydı, senden çıkmazdım!" yakarışı, Fetih suresinde; ‘Kur’ân’ı sana farz kılan Allah, şüphesiz seni döndürülecek yere döndürecektir. And olsun ki Allah, peygamberinin rüyasının gerçek olduğunu tasdik eder. Ey inananlar! Siz, Allah dilerse, güven içinde, başlarınızı tıraş etmiş veya saçlarınızı kısaltmış olarak, korkmadan Mescid-i Haram'a gireceksiniz. Allah, sizin bilmediğinizi bilir. Size, bundan başka, yakın zamanda bir zafer verecektir.’ şeklinde müjde veriliyordu.
‘Allahım! Mekke'yi bize sevdirdiğin gibi Medîne'yi de bize sevdir! Allahım! Medîne'yi bize rızkı bol ve ferah bir yurt kıl!’ diyen Mekke doğumlu Peygamberimiz, Medineli olmuş, kabri de Medine’dedir.”
Akpınar konuşmasının sonunda vatanı için canını feda edenleri hayırla yad ederken Cezaevi Vaizi Mehmet Uslu’nun Kur’ân-ı Kerim tilaveti sonrası hatim duası yapıldı. Prof. Dr. Ali Akpınar’ın yaptığı toplu duanın ardından TEYAD Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Oğuz ve Üyesi Ömer Lütfi Ersöz tarafından katılımcılara günün anısına hediyeleri takdim edildi. Haber Merkezi