Salih Sedat Ersöz

Salih Sedat Ersöz

Terörün her türüne lanet olsun

Tedhiş, yıldırma, korkutma, gasp, hakka tecavüz, saldırma gibi anlamlara gelen terör ülkemizin ve tüm dünyanın en büyük sorunu.

30 yılı aşkın süredir terör eylemlerinde bulunan ülkemizin baş belası PKK bir yandan, İslâm adını kullanarak terör faaliyetlerinde bulunan DAEŞ diğer yandan olmak üzere, ülkemizi kıskaca alma ve dış güçlere peşkeş çekme gibi hain girişimlerini ara vermeden sürdürüyorlar.

Bunlara bir de PKK ile birlikte hareket eden FETÖ eklendi. FETÖ’nün amacının ne olduğunu 15 Temmuz’da açıkça gördük ve yaşadık.

Bu her üç terör örgütü de dış güçlerin maşası konumundadır ve Türkiye düşmanı küresel güçlerin emriyle hareket etmektedir. Onlar tarafından beslenmekte, silahlandırılmakta ve Türkiye’miz üzerine gönderilmektedir. 

Şeref ve haysiyet yoksunu hainler, kalleşler, alçaklar geçtiğimiz günlerde İstanbul’da bir kere daha gerçek yüzlerini gösterdiler.

Ülkemizi Suriye’ye çevirme girişimleri İnşallah sonuç vermeyecektir. Devletimiz ve milletimiz elbirliği ile bu zor günleri de atlatacaktır.  

***   ***   ***

Yıllardır Suriye’de,  aylardır Halep’te bir devlet terörü uygulanıyor.

Arkasına Rusya ve İran’ı da alan Beşar Esed zalimi kendi halkını çocuk, yaşlı, kadın, ihtiyar demeden katletmeyi sürdürüyor.

Bağımsız kaynaklara göre, Suriye’de bugüne kadar 470 bin insan hayatını kaybetti.  Milyonlarca insan vatanını terk etmek zorunda kaldı.

Bilhassa son günlerde Halep’te çok acılar yaşandı. Bomba düşmeyen ev, yıkılmayan bina kalmadı.

Gözyaşları sel olup aktı Halep’te… İniltiler, feryatlar, ahlar arşı âlâyı inletti. Halep’te bir vahşet yaşanıyor, Halep’te insanlarla birlikte insanlık ölüyor. Ve dünya sessiz…

Türkiye’nin uzun süredir gösterdiği çabalar sonuç verdi ve Halep’te ateşkes ilan edildi. Ama ne yazık ki, kısa süre sonra bozuldu.  İnşallah ateşkes kalıcı olarak sağlanır ve zulüm son bulur.

***   ***   ***

Terörün başka çeşitleri de var. Mesela trafik teröründe savaş gibi canlar kaybediyoruz.

Herhangi bir sebeple insanlar arasında meydana gelen şiddet, hak tecavüzleri ve saldırılar da bir terördür. Bu yolla da çok sayıda insanımızı ya kaybediyoruz veya yaralanmasına sebebiyet veriyoruz.

Gün gelir, terör örgütleri zayıflatılır, mağlup edilir ve onların uyguladığı terör faaliyeti sona erdirilir. Gün gelir anlaşma ile savaşlar biter, devlet terörü sona erer.

Ancak insanımız arasındaki şiddet, hak tecavüzü ve saldırıların bitmesi daha zordur. Bu tür terörün bitirilmesi, birbirimize olan saygıdan geçer.

Bizim toplumumuzda maalesef saygı, sevgi, muhabbet ve kardeşlik duyguları çok zayıf olduğu için bu tür terör hareketlerinin bitmesini beklemek abesle iştigaldir.

Her an bir tedhiş, beklemediğiniz bir anda bir saldırı ile karşı karşıya kalabiliyorsunuz.

***   ***   ***

Alın size bir devlet kurumunda yaşanan bir olay: Kurumun adının zedelenmemesi için vermiyorum.

Bir Daire Başkanı, kurumun otoparkında arabasının önüne park etmiş arabayı göstererek, sonradan şube müdürü olduğunu öğrendiği şahsa “şu arabayı çektirir misiniz?” diyor.

Aldığı cevap oldukça sert bir ses tonu ile şöyledir: “Telefonla konuşuyorum, güvenliğe söyle.”

Güvenliğe söylemek için geriye döndüğü anda şahıs bağırmasını sürdürüyor: “Yaptığın çok ayıp, telefonla konuştuğumu görmüyor musun?”

Kısa süren tartışma arasında bir anda müdürün personeli geliyor ve Daire Başkanının yakasına yapışarak kuvvetle sıkıyor ve hakaretler ederek bağırıp çağırıyor.

Neye uğradığını şaşıran ve olayı, ilgili Daire Başkanına iletmek için odasına giden, yakasına yapışılan Daire Başkanı maalesef odadan kovuluyor.  Devlet kurumu değil de örgütmüş gibi davranılıyor. Çirkinlik üstüne çirkinlik…

İlgili Daire Başkanı, kendisi için çok kıymetli makam odasını insanlık, kardeşlik, saygı gibi ulvi kavramların üzerinde gördüğü için o değerli makam odasında olayın konuşulmasına tahammül edemiyor. Sanki Cumhurbaşkanlığı Makamı…

“Burası makam, makam” diye haykıran Daire Başkanının bir de Allah korusun Belediye Başkanı falan olduğunu düşünün, herhalde makam odasının önünden hiç kimsenin geçmesine müsaade etmeyecektir.

Sonuçta bir memurun, bir Daire Başkanının yakasına yapışması gibi bir olay ört bas edilmiş ve o kem, çirkin davranışta bulunan memur koruma altına alınmıştır.

Bir Şube Müdürü, bir Daire Başkanına saygıdan ve edepten yoksun bir şekilde; “telefonla konuşuyorum görmüyor musun? güvenliğe söyle” diyebiliyorsa, arkasından onun memuru tam bir terörist tavrıyla Daire Başkanının yakasına yapışıp, hakaretlerle bağırıp çağırıyorsa ve de olayı soruşturmakla görevli ilgili kurumun Daire Başkanı, bırakın soruşturmayı hiç dinleme zahmetinde bile bulunmadan mağdur Daire Başkanını “makam sevgisiyle” kovabiliyorsa burada saygıdan, muhabbetten, kardeşlikten, huzurdan bahsetmek mümkün değil… Bir Daire Başkanına bu şekilde davrananlar, diğer vatandaşlara nasıl davranırlar acaba? Şimdi kimi kime şikâyet edebilirsiniz?

İşte bu da bir başka terör çeşidi… Burası sözün bittiği nokta… Burası insanlığın bittiği nokta… Her türlü terör hareketine, terör girişimine lanet olsun.  Sağlıklı ve mutlu yarınlar efendim.  

 

Önceki ve Sonraki Yazılar