TBMM Başkanı Çiçek: (3)

TBMM Başkanı Çiçek: (3)

"Siyaset hukukunun yeni baştan ele alınması gerekiyor"

TBMM (AA) - TBMM Başkanı Cemil Çiçek, siyaset hukunun yeni baştan ele alınması gerektiğini belirterek, yeni Anayasa ihtiyacının Türkiye'nin önünde durduğunu kaydetti. Çiçek, TBMM İçtüzüğü, Siyasi Etik, Siyasi Partiler ile Seçim yasalarının da çıkarılması gerektiğini söyledi.  

Çiçek, düzenlediği basın toplantısında, 24. Dönem 4 Yasama Yılı'nı değerlendirirken,  etkin ve verimli yeterli denetim yapılamamasının nedenlerinden birinin araştırma önergelerinde yaşandığını belirterek, yüzlerce ifade edilen öneri bulunduğunu ancak bunlardan bir kaçının rapora bağlandığını ve Genel Kurul'da  henüz görüşülemediğini kaydetti.

Çiçek,"Bir konuyu araştırıp bu kadar azaman imkan harcanıp o raporun süratle Genel Kurul'da görüşülmesi gerekiyor. Süresi içinde görüşülemediği takdirde, Genel Kurul'un da onayı da çıkmadığ ıiçin istifade edilecek rapora dönüşmüyor. Dönüştüğünü kabul edilip raporun sonuçlarını denetleme imkanı yok. Geçmişte de kararı bağlanmış Meclis'te bir çok görüşülmüş araştırma konuları var; diyelimki o sorunla ilgili 15 öneri teklifi edilmiş kaçı yerini getirilip, kaçı neden yerine getirilmemiş. Meclis araştırmasının sonuçlarının hükümetler tarafından ne ölçüde kabul görüp tedbire dönüştüğü, yapılamayanların neden yapılamadığı hususu bilgi olarak Meclis'e dönememekte. Onun için de araştırma komisyonu raporlarından istenen sonuç yeteri kadar hasıl olamamaktadır" diye konuştu.

 Denetimin etkin ve verilmli yapılamaması, yasama süreçlerinin uzun ve karmaşık olmasının en önemli sebeplerinden birinin TBMM İçtüzüğü'nün günün ihtiyaçlarına yanıt vermemesi olduğunu belirten Çiçek, bunun grupların mutabık kaldığı husus  olduğunu vurguladı. "Artık yeni Türkiye, yeni ihtiyaçlar, teknoloijinin getirdiği imkanlar ortadayken eski usulle bilgiye ulaşmak, soruları cevaplandırmak ve buna  uygun neticeler elde etmek mümkün değil" diyen Çiçek, kaliteli yasama ve denetim faayiliyeti açısından İçtüzüğün mutlak surette değiştirilmesi gerektiğini anlattı. Bunun her dönem gündem geldiğini, herkesin konuştuğunu ama ortak sonuca ulaşamadığını kaydeden Çiçek, geçmiş dönemde konuyla ilgili olarak dört siyasi  parti temsilcilerinin uzun bir çalışma yaptığını, hazırlanan çalışmanın gruplarca benimsenmediği için  kaldığını, kendi döneminde ihtiyacın daha açık ve aleni haline geldiği için yeni bir İçtüzük Komisyonu kurulduğunu ve uzun çalışma yapılarak 21 madde hariç anlaştıklarını söyledi.  

Çiçek, esas anlaşılması gereken gerilye kalan 21 madde olduğuna işaret ederdek, şöyle konuştu:

"Kendilerinin de arzusuyla, işin içinden gelen ve İçtüzük uygulamasının sıkıntılarını bire bir yaşayan grup başkanvekillerinden ikinci bir komisyon kurduk, yurtdışı uygulamalarına da baktılar, 4-5 madde dışında anlaşmış gözüküyorlar. Demek ki yoğun çalımayla 5-10 günlük süre içinde bu 4-5 maddeyi de karara bağlayabilirlerse bu dönem hiç olmazsa birlikte uzlaşarak bir içtüzük metni ortaya koyma imkanı var. Bu olmadığı sürece rakamlar önümüzdeki dönem daha da artacak. Herkes denetim yapıyor gözükecek, bu denetimden bir şey çıkmayacak, kanunlar süretle çıkmak durumunda kalındığında  torba yasa gibi İçtüzük ile ihtilafı baştan belli bir kısım yöntemlere tevessül edilecektir. Benim teklifim şudur, Meclis açılınca kendilerinden bir kez daha rica edeceğim; Biz bunları çok konuştuk. Geldiğimiz noktada bu 4-5 maddeyi de eğer uzlaşarak çıkarabalirlerse... İstiyorlarsa bir kısım hükümleri bu dönem, değilse hiç olmazsa 25. Dönem Parlamentosu böyle bir sıkıntıyı geride bırakmış olur. Hepimiz kabul ediyoruz ki herkes İçtüzüğü eline alıp konuşuyor ama hiçkimsenin söylediği çoğu zaman da içtüzüğe uygun değil sadece genel başlık söyleniyor. Bugün fiili içtüzük uygulamalarıyla biz Meclis'i yönetmek durumunda kalıyoruz ama bunun da beraberinde ne kadar sakınca getirdiği, Meclis'te zaman zaman yaşanan gerginliklerin kurallar ihtiyaçlara yanıt vermediği için fiili durumlar sebebiyle çok sayıda İçtüzük uygulamaları ortaya çıkıyor. Bu da çeşitil açılardan beraberinde sorunlar meydana getiriyor."

 

-"Parlamenter diplomasi..."

 

Çiçek,  günün koşullarında  paralementoların bir ülkenin siyasetin savunulmasında ve dünya kamuoyuna anlatılmasında, ülke siyasetine yönelik tehdit, çaba ve gayretlerin önlenmesinde en önemli enstrüman olduğuna işaret ederek, "Belki TBMM kamuoyu önünde  yeteri kadar gözükmüyor olabilir, yaptığı en önemli  faaliyetlerden biri de parlamenter demokrasidir. Meclisimiz 13 uluslararası kuruluşa üyedir. Ülkemizin dış politikasında gündem konuları neyse, dünyanın gündem konuları neyse, buna yönelik çaba ve faaliyet göstermekte, hatta bazı arkadaşlarımız bu kuruluların başkanlığına kadar yükselme başarısını göstermiştir" dedi.

Türkiye'nin gündeminde bir çok konu bulunduğunu, bir kısmının "milli politika" olduğunu, bunların başında Kıbrıs konusu geldiğine dikkati çeken Çiçek,  bunun her platformda konuşulması, tartışılması ve Türkiye'nin tezlerinin anlatılmasının bir çok açıdan önem arzettiğini söyledi. 

Son zamanlarda güncelliğini daha da artan şekilde koruyan Filistin ve Karabağ meselesinin Türkiye'yi ilgilendirdiğini vurgulayan Çiçek, şöyle konuştu:

"Ayrıca 2015'e giderken  devletçe ve milletçe üzerinde yoğun şekilde durduğumuz sözde soykırım karalamalarına karşı milletimizin hukukunu korumak ve gerçek neyse bunu dünyaya anlatmak bakımınan hem Meclis Başkanlığı hem de uluslararası komisyonlarında görev yapan arkadaşlarımız olarak yoğun çabanın içerisindeyiz. 2015'e giderken Ermeni diasporası tüm dünyada hedef kurum olarak parlamentoları almıştır. Parlamentolar uluslararası bir mahkeme değildir. Parlamentolar hiçbir zaman tarihçiler kurulu da değildir. Geçmişte yaşanan ihtilafların çözüm yeri parlamentolar olamaz. Parlamentolar bugünü ve geleceği sağlama alma, barışa katkı sağlamak üzere varolan kuruluşlardır. Eğer parlamentolar geçmiş olaylara yönelik karar alma durumunda alacaksa, o zaman her ülke politikasını beğenmediği başka ülke için parlamentolarından bu ve benzeri kararları çıkardığında bu hiçbir zaman barışa hizmet etmez, ilişkilerin gelişmesine katkı sağlamaz.  Gerçek bu olmasına rağmen Ermeni diyasporasının gerek eyalet meclislerinden gerekse ulusal meclislerinden karar çıkarma gayretinde olduğunu biliyoruz. Biz de milletimizin hukukun korumak, milletimize karşı yapılan bu bühtana, iftiraya karşı tarihi gerçeği ortaya çıkarmak bakımından bir yöntem önerdik. Meclis'in 2005 yılında aldığı karardır. Kimin elinde ne varsa arşivlerini açsın, bilgisini ve belgesini ortaya koysun ve bilim adamlarından oluşan kurul gerçeği araştırıp ortaya koysun, biz sonucu kabullenmeye hazırız. Parlamentolar bu işin içine girmesin.  Bunu anlatabilmek için yoğun  çabaya girmeye ihtiyaç var. Şugünlerde yaptığımız en önemli faaliyetin başında bu geliyor. Muhataplarımıza bunu anlatmaya çalışıyoruz. Ümit ediyoruz ki bize verilen sözler tutulur, bu iş parlamentoların işi olmaktan çıkar. Buna rağmen o tür yollara girebilecek ülkeler varsa, o yönde de yoğun çaba sarfetmeye çalışıyoruz.  Meclis'in en önemli faaliyetlerinin başında parlamenter diplomasi geliyor." 

Çiçek,  müzecilik faaliyeti olarak geçen yıl milli sarayları 1 milyon 274 bin kişinin gezdiğini, kültürün tanıtılması açısından bunun önemli olduğunu söyledi. Meclis olarak yaptıkları faaliyetlerde eksiklik, yanlışlık olabileceğini, kamuoyu eleştirisine en fazla açık kuruluş olduklarını anlatan Çiçek, "Geçen yıl 1 yıllık süre içinde TBMM'yi 451 bin 752 kişi ziyaret etmiştir. Bu bir rekordur. Dolayısıyla vatadaşın içinde bir kuruluştur. Vatandaş niye, niçin gelir bunu çok iyi biliyorsunuz. Cumartesi günleri gerçekleştirilen halk günü uygulaması devam ediyor, 4 bin 191 ziyaretçi gelmiş. Bir yılda 83 bin 734 öğrenci gelmiş, 2 bin 81 yabancı konuk ve 5 bin 920 milletvekili misafiri olmak üzere  Meclisimize gelmiştir. Kurtuluş Müzesini gezen ziyaretçi sayisısı ise 249 bin 456 olmuştur" dedi. 

 

-"Kaliteli demokarsi için kaliteli siyaset hukukuna ihtiyaç var"

 

Çiçek, kaliteli demokrasi için kaliteli siyaset hukukuna ihtiyaç olduğunu vurgulayarak, "günün ihtiyaçlarına cevap vermiyorsa,  demokratik açıdan beraberinde bir çok sakınca taşıyorsa, hele hele  ya demokrasinin askıya alındığı ya yeterince olmadığı dönemde dönemde düzenlemiş yasalarsa,  sonuçtan kalite beklemek çok doğru olmaz" dedi. Bunun tüm siyasi patilerin kabul ettiği bir husus olduğunu belirten Çiçek, "Siyaset hukukuunun yeni baştan ele ealınması gerekiyor. Şunun şurasında çok fazla zaman kalmadı. Siyaset hukuku denilince en evvel Anayasa akla gelir. Bunun için çok iyi bir çalışma yapıldı. Dünyada hiç örneği olmayan bir yöntemle çalışma başlattık. İyi başlattık ama iyi bitiremedik. Ama kayıp değildir çünkü ilk kez bu yöntemle bir anayayasa yapıyoruz. Toplumun ne düşündüğünü ilk kez bu yöntemle biz öğrenmeye çalıştık, kayıtlarımıza aldık. Önemli bir hazırlık çalışması yapıldı. Yeni anayasayı yapacak olan siyasi partilerin bu çalışma sonunda kendilerinin görüşlerini bütünlük içinde ifade eden anayasa taslaklarını sunmuş oldular. Herhangi bir özgürlük, anayasal konuda A, B, C partisi ne düşünüyor, bunu 2011'de sadece slogan olarak biliyorduk. Şimdi  nasıl bir düzenleme yapılması gerektiğini kendi imzalarıyla bildirmiş oldular. Bu kazanımdır" diye konuştu.

Yapılan çalışmayla ancak 60 maddede uzlaşma sağlandığını, geri kalan üçte ikilik kısmının çalışma gerektirdiğine işaret eden Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ümit ediyorum ki 25. Dönem'de...Türkiye'de bu ihtiyaç her geçen gün daha açıktır ve alenidir. Bunun çok daha fazla ötelenmesi mümkün değlidir. Mutlak süretle yaşadımız sorunlar anayasayla itrtibatlı olduğuna göre, yeni anayasa ihtiyacı bugünden çok daha fazla 2015 Haziran'ı itibarıyla Türkiye'nin gündemine gelecektir. Yeni bir anayasa yapılmadığı taktirde siyaset hukukumuzun omurgasında ciddi çürükler, ciddi çatlaklar var. Bunun üzerine sağlıklı bir demokratik siyasi hayatı inşa etmede ciddi zorluklar var. Şu arada mümkün olur mu bilemiyorum ama bir şey daha ortaya çıktı; uzlaşarak yeni anayasa yapmayı dört siyasi partimiz, sürece katılan partilerin görüşbirliği şeklinde anladı. Ama ortaya çıkan metne bakıldığında. bugünkü Parlamento yapısını göz alarak ifade etmeye çalışıyorum; dört siyasi partinin biraraya gelerek uzlaşamayacağı, üzerinde ittifak edemeyeceği çok madde var. Mesele sistem meselesi...Bir partimiz başkanlık, iki partimiz parlamenter sistem istediğine göre; kim nereden vazgeçecek ve nasıl bir orta yol bulacak? Sistem meselesinde anlaşma olamayınca ona dayalı düzenlemelerde de görüşbirliğini sağlamak mümkün değil. Üç partimiz verdikleri anayasa teklifinde 'Türk milleti' kavramını kullanmıştır ama bir partimiz buna karşıdır. Böyle olunca kim fikrinden vaçgeçecek de nasıl olacak  görüşbirliği olacak? Belki ne olduğu, ne olmadığı, aradan geçer sürede nelerin mümkün olduğu, nelerin mümkün olmadığı ortaya çıkmış oldu. Meclis'te tüm siyasi partilerin evet diyebileceği bir anayasayı bu yöntemle yapmanın mümkün olamayacağı, belki ileride değişik yöntemler bulunarak mesela kuvvetli çoğunluk olabilir, alternatif çözümler olabilir. Bu ve benzeri yöntemlerle yeni bir anayasa yapım sürecinin başlaması gerektiğini iifade etmek istiyorum.  Bu olmadığı takdirde karşılaştığımız sorunları konuşmaya devam ederiz. Gerginliklerin temelinde bu anayasa  olduğu şahsi kanaatimdir." 

 

-"Çıkardığmıız yasa beklentilere yanıt vermedi"  

 

Çiçek, bu dönem siyasi gerinliklerin TBMM Genel Kurulu'nda çokça yaşanıldığı dönem olduğunu; bunun en önemli nedeninin İçtüzüğün ihtiyaca yanıt vermemesi olduğunu söyledi.  Çiçek, "İçtüzüğü başkası yapacak değli, bu Parlamento yapacak. Kural yanlışsa ihtiyaca yanıt vermiyorsa, kuralı değiştirmek ve ihtiyacı karşılayacak düzenlemeleri yapmak Parlamento'nun görevidir. Bu kadar soru önergeleri var; ya zamanında yanıtlanmıyor ya da yanıtlar beklentiyi karşılamıyorsa o zaman bunun da gündeme gelmesini sayın milletvekili doğru buluyorsa, o zaman konuşulan kanun üzerinden bir vesile söylemeye çalışıyor. Halbuki biz kanunları müzakere etmek yerine dışarıdaki gündemi konuşuyoruz. O da yasama sürecine bir kısım zorluklar getiriyor. Yaşadığımız gerginliklerde İçtüzüğün çok etkin, belirleyici rolü olduğunu kabul etmeliyiz" dedi. 

Demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurları siyasi partilerse demokratik siyasi partiler yasasına ihtiyaç olduğunu belirten Çiçek,  "Yoğun çaba göstererek adını ettiğimiz ama içini bir türlü dolduramadığımız demokratik bir siyasi partiler yasasını çıkarmamız lazım.  Zararı yok onun da uygulamasını gelecek dönem yapalım ama sadece lafını edip bir türlü düzenlemesini yapamazsak geçmiş dönemden şikayet etmemize gerek kalmıyor. Kaliteli demokratik siyasi hayat için siyaset hukukun kaliteli, demokratik olması gerekiyor. Mevzuatın bugunkü ihtiyacı karşılamadığı, beraberinde bir çok tartışmayı getirdiği, milletvekilleri ve Meclis ile ilgili dışarıda çok fazla karikatürize şekilde değerlendirmeler yapıldığı;  parmak kaldıran, parmak indiren,  sadece kafa sallayan gibi çok da hoş ve doğru olmayan nitelemeler yapılıyor. Mart sonuna kadar zaman var,  hiç olmasa bunun çıkması lazım" diye konuştu. 

Siyasi Etik Yasası'nın da çıkması gerektiğini belirten Çiçek, "Yasa çıkmadığı takdirde milletvekilleriyle ilgili olumsuzlukları hepimiz biliyoruz.  Başka ülkelerde olduğu gibi yasanın çıkaması lazım. Bununla ilgili hazırlık partilerimize gönderildi. Eğer netice alınmak isteniyorsa, bu dönemde çıkarılabilecek yasalardan biridir" değerlendirmesinde bulundu.  

Seçim Yasası'nın bir başka husus olduğuna dikkati çeken Çiçek, partilerin bunu sadece seçim barajı üzerinde durduğunu kaydetti. Seçim Yasası'nın sadece barajdan ibaret olmadığını dile getiren Çiçek, ama seçim mevzuatının, uygulamalardan YSK ve ilçe seçim kurularının yapılarına kadar pek çok sıkıntı yaşandığını söyledi. Mevzuat yerli yerine oturmadığı için YSK'nın ilke kararlarıyla en demokratik hakkın kullanımının karara bağlanmaya çalışıldığını anlatan Çiçek, barajların da ötesinde vatandaşın tercihini en iyi şekilde yansıtacak, seçime göle düşürmeyecek mevcuat ve teşkilatlanmaya ihtiyaç olduğunu kaydetti.  

Çiçek, yurtdışındaki vatandaşların ilk kez Cumhurbaşkanı seçiminde bulundukları yerlerden oy kullanma imkanına sahip olduğunu, ancak bu imkanın yeterince kullanılamadığını söyledi. Daha önce gümrüklerde oy kullanıldığını, bunun şikayet konusu olduğunu hatırlatan Çiçek, Türkiye'ye bakış açısı açısından oy kullanmanın önemli olduğunu, özellikle yurtdışındaki üçüncü neslin Türkiye aidiyetinin, Türk milletine ve devletine bağlılığının ve demokrasiye inancının teyit edilmesi ve kuvvetlendirilmesi bakımından oy kullanmasının çok önemil olduğunu vurguladı. 

"Ancak çıkardığımız yasa maalesef beklentilere yanıt vermedi. Hem siyasi partiler, hem de vatandaşlarımız açısından çok daha yüksek katılım beklenirken beklentinin çok altında kaldı. Bu da hayalkırıklığına sebep olmuş vaziyette" diyen Çiçek, bunun nedenleri arasında  oy kullandıkları ülkede çıkarılan zorluklar geldiğini kaydetti. Çiçek, "Bunu vatandaşlarımıza bildirmemiz lazım. Çünkü fatura Türkiye Cumhuriyeti ve bize bize çıkarılıyor. Mevzuat gerekiyorsa, TBMM olarak bu eksikliği süretle gidermemiz gerekiyor. Bu olmadığı takdirde bu kez vatandaşlarımız daha büyük sukütu hayale uğrayacak,  kırgınlıklar artacaktır. O nedenledir ki seçimle  ilgili bu kısmın başka bahara bırakmadan çözümlenmesi gerekiyor. Bunun için bir Anayasa değişikliği  de gerekebilecektir.  Çünkü seçimlere bir yıldan az kala seçim mevzuatındaki değişiklikler bir sonraki seçime kalacaktır. Bizim vatandaşlarımızın 2019'a kadar anlayışla karşılaması zor olur, kırgınlıklar artar. Onların taleplerine kulak tıkamadığımızı göstermek bakımından Bayram sonrası bir çalışma yapılabilir. Bu eksikliğin de bir an evvel giderilmesi gerekiyor" dedi. 

(Bitti) 

Kaynak:Haber Kaynağı