Tarımsal Üretime Yeni Fidanlar, Genç Fikirler Gerek

Tarımsal Üretime Yeni Fidanlar, Genç Fikirler Gerek

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Konya Milletvekili Adayı Celil Çalış, “Tarım bir ülkenin en önemli dinamiğidir. Tarım, anayasal güvence altına alınması gereken bir milli güvenlik konusudur” dedi.

Genç kuşağın tarıma yönlendirilmesi gerektiğini ve daha da önemlisi üretimdeki genç kuşağın üretimde tutulması gerektiğini belirten Çalış: “ Sosyal projeler içerisinde gençlerimizi tarımda tutabilmek, gençlerimizi tarım yaparken zevk alabilecek teknolojik gelişmeler oluşturmamız gerek. Şu anda Konya’da arazi toplulaştırması Konya’nın bir ucunda başladı. İyi niyetli bir başlangıç. Ama eksikleri var. Bunlar giderilmesi gerekir. Daha geniş tarım alanları, daha modern tarım metotlarıyla bu işi yapmamız gerekiyor. Modern tarım dediğimiz, hem bitkisel alanda hem de tarım alanlarında oluştururken tekniğe uygun, tekniği anlayabilen insanlarla yapmamız lazım. Bu teknik dediğim olay otomasyon olayıdır, kontrol olayıdır. Bunu belli bir olgunluğa erişmiş insanlara anlatmak zor. Otomasyonlu olan tarım teknikleri gençlere kabullendirmek lazım. Konya’da 50 yaş altındaki insanların tamamı akılı cep telefonu kullanıyor. Şu anda tarımda modernizasyon dediğimiz olaylar da bu olayların benzeridir. Topraktaki nem ihtiyacının uzaktan algılanabilmesi, ne zaman sulamaya başlanılabileceği, ne zaman gübre verilmesi gerektiğini, ne zaman ilaç verilebilmesi gerektiğini olayı uzaktan algılama ile yönlendirilme alakasıdır. Bunu da insanlara kabul ettirmek belli bir yaştan sonra çok zor. Çiftçilerimizi veya genç çiftçilerimizi yönlendirme olayı aslında burada yatıyor. İnsanlarımıza sosyal yapının oluşturulması ve çiftçiliğin sevdirilmesi anlamını buradan harekete geçirip teknoloji ile tarımsal istihdamı buluşturduğumuz zaman insanlarımızı bu bölgede yaşar duruma getiririz. Günümüzde maalesef üretim bölgesinde bulunan gençlerimizin bazıların sırf evlilik sorunu ile ilgili sebeplerden dolayı şehirlerde asgari ücret karşılığında çalışmak zorunda kaldığını biliyoruz. Bu konuda tek çözüm kırsal alanlarının cazibesinin, altyapı olanaklarının artırılması ve sosyolojik çalışmalardır” dedi.

tarimsal-uretime-yeni-fidanlar,-x-(1).jpg

TARIMDA SAĞLIK VE SOSYAL GÜVENCE SAĞLAYACAĞIZ

Kırsalda yaşayan bireyleri etkileyen birçok çevresel faktörün bulunduğunu belirten Çalış; “Üretim bölgesinden kaçan insanlarımızın en büyük sorunu, en önemli mazeretleri sağlık ve sosyal güvencedir. Üretim bölgesinde yaşayan insanların sağlık ve sosyal güvencelerinin devlet tarafından karşılanması lazım. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile birlikte, insanları o bölgede tutup, sağlık ve sosyal güvencelerini ihtiyaçsa giderip, bu mazereti ortadan kaldıracağız. Bu yapı ile üretimden çıkıp, şehirlere yük olacak insanları üretim bölgelerinde tutup, şehirlere yük olmalarını engelleyeceğiz. Tarım Bakanlığı'nın Milli Tarım Projesi kapsamında önemli projeleri var ancak uygulanabilirlikleri çok zor. Geçtiğimiz yıllarda ortaya konan köye dönüş projesi ile köye dönenlere 30 bin TL teşvik verildi. Bu yıl da 300 koyun projesi oluşturuldu. Bunlar iyi niyetli ancak uygulanabilirliği çok zor projeler. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına bağlı Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu ve Tarım Bakanlığının kendi vermiş olduğu desteklemelerde çok fazla prosedür var. Bu prosedürler insanları kredi almaktan, sulamaya teşvik, hayvancılığa teşvik ve diğer alanlarda teşvik ve destek alımlarından uzaklaştırıyor, caydırıyor. Bu noktada yeni mezun ya da genç dediğimiz insanları üretime yönlendirmek için hem hazine arazilerinin bu insanlara kiralanması hem de hayvancılık boyutunu değerlendirdiğimiz zaman işletme kurup, işletebilmesi konusunda, devletin projelerde biraz daha önünü açacak şekilde prosedürler üretmesi gerekiyor. Gençlerimizin hem hayvansal üretim hem de bitkisel üretim konusunda teşvik edilmesi sonucunda üretime, tarımsal istihdama çok ciddi katkı sağlanılacağını, yeniliklerin önünün açılacağına inanıyorum” diyerek, üretici açısından destek ve hibe projelerinin daha uygulanabilir hale getirileceğini belirtti.

TARIMDA MALİYETİN YÜKSEK OLMASINA KARŞIYIZ

Çalış, tarımsal sorunlara farklı boyutlarıyla ve farklı bakış açılarıyla baktıklarını söyleyerek “Tarımdaki sorunlardan bahsettiğimiz zaman akla gelen ilk sorun girdi maliyetlerin yüksek olması ve elde edilen ürünlerin pazarlanmasında istenilen fiyatlara alıcı bulunamamasıdır. Üretimi kısıtlayan en önemli etkenlerden biri de yağış dengesizliği. Bizim Konya ve İç Anadolu Bölgesi için yağış dengesizliği, yağışın yeterli olduğu yerlerde de sulama suyunun imkanının yetersiz olduğu gibi konular akla gelir. Ancak tarımdaki en önemli tehdit ve tehlike istihdamla ilgilidir. Tarım nüfusunun giderek yaşlanmasını, yeni nesilden de tarıma olan talebin net bir şekilde azaldığını görüyoruz. Bu sorunların bakanlığın ürün destekleri ile çözülemeyeceği, insanların tarımda kalması konusunda sosyal yapıyı destekleyecek projeler oluşturması gerektiği açıktır. Bu projeleri sadece Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından beklemek haksızlık olur. Çiftçinin tüm sorunlarını Tarım Bakanlığı çözsün, Tarım bakanlığı bu işi halletsin düşüncesinde değiliz. Çünkü insanların yaşam durumu, aile durumu ve tüm etkenleri ortaya koyduğumuz zaman sosyal alan öne çıkıyor. Bu da sadece Tarım Bakanlığı'nın sorunu değil. Bu konularda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı doğrudan ortak hareket ederek, insanları doğduğu yerde doyurup sosyal politikalar oluşturulmalıdır” dedi.

tarimsal-uretime-yeni-fidanlar,-x-(2).jpg

YÜKSEK GİRDİLERİ DÜŞÜRECEĞİZ

Hayvancılıkta yaşanan sorunlara da değinen Çalış: “Hayvancılıkta en önemli sorun yem girdisidir. Hayvanlar yem yiyerek et ve süt verecek. Özellikte Türkiye’de ve Konya’da büyükbaş hayvancılık konusunda sıkıntı yok. Olması gereken hayvan varlığı yeterince var. Hayvancılıkta küçükbaş konusunda sıkıntı yaşıyoruz. Koyunculuktan ciddi anlamda uzaklaştık ve yaşadığımız et sorunu küçükbaş hayvancılık sorunu ile alakalı. Bu konunun üzerine gidilmesi gerekir. Bunun üzerindeki giderken mera alanındaki sorunların çözülmesi ve mera alanında kontrollü mera hayvancılığının tekrar yapılması gerekli. Koyunculuk faaliyetinde bulunacak girişimci bulunsa bile o işi yürütecek çoban bulmak çok zor. Organize Hayvancılık Bölgesi ile ilgili bir adım atılmıştı. Bu bölgenin doldurulması, tarım ve hayvancılığın bir bütün içinde yeniden planlanması gerekir. Bu nokta da çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi.

EKONOMİK KALKINMANIN TEMELİ TARIMDIR

Sadece tarım ve hayvancılıkta problem yaşamadığımızı dile getiren Çalış: “Geçtiğimiz 16 yıla baktığımız zaman tarım ve milli eğitim noktasında çok ciddi sorunların olduğu aşikâr. Yapmış olduğumuz birçok değerlendirmede ekonomik kalkınmanın temelinin tarım olduğu ifade ettik. Tarım bir ülkenin en önemli dinamiğidir. Tarım anayasal güvence altına alınması gereken, milli güvenlik konusudur. Şu anda yaşadığımız adaylık sürecinde Konya’da tüm partiler içerisinde tarımı temsil eden tek milletvekili adayı benim. Bu da Milliyetçi Hareket Partisinin bu memleketin nüvesi olduğunu, tarıma ne şekilde önem verilebildiğini ortaya koymuştur. Şu an Türkiye genelinde 7 tane tarım insanı Milliyetçi Hareket Partisinde seçilebilecek konumdadır. Konya’ya tarım ve hayvancılık şehri diyoruz. İktidarın ve muhalefetin Konya’da tarıma verdiği değer açık bir şekilde orta. Çıkan bu sonuç bizlerin çalışma alanını biraz daha kolaylaştırıyor. Biz hem kamu çalışanı olduğumuz dönemde hem de sivil toplum kuruluşu başkanı olduğumuz dönemde çiftçilerimiz ile her zaman gönülden, gözden birbirini anlayabilen insanlarız. Çiftçi de olmam sebebi ile çiftçinin derdini biliyorum. Sorunlarını da biliyorum. En önemlisi çözüm önerilerini de biliyorum. Bu zamana kadar değerlendirme ve tavsiye konusunda idik. Allah nasip ederse ve halkımızda bize teveccüh gösterirse yetki makamında olacağız ve daha gür bir sesle, artık bu işi ne olursa olsun başaracağız. İstihdamı, tarımdaki verim politikalarını, üretim politikalarını, pazarlama politikalarını, suyu ve toprağı en iyi şekilde dile getireceğiz. Gece uyumayacak, gündüz oturmayacağız ve kendimizi bu konulara adayacağız. Üreticinin ihtiyacı kabul edilene kadar hem şahsım hem de parti yetkililerine aktaracağımız bilgiler ile partimiz politikalarını en aktif şekilde ortaya koyacağız. Bu seçim hem Konya’da hem de Türkiye’de tarımın yanında olan tek partinin Milliyetçi Hareket Partisi olduğu bir kez daha ortaya koyduklarını” aktardı.

24 HAZİRAN’DAN SONRA TÜRKİYE İLERLEMESİNİ DAHA DA HIZLANDIRACAK

Çalış, 24 Haziran seçimleriyle ilgili olarak değerlendirmede bulunarak; “24 Haziran seçimleri ile ilgili birçok değerlendirme var, bana göre bu seçim mecburiyet seçimi. Çünkü 2011 yılında yapılan referandum sonucunda Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilsin mi denildi, 2015 yılında cumhurbaşkanı halk tarafından seçildi. En son 16 Nisan tarihinde de referandum ile Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemine geçilsin mi? diye soruldu. Bunlar gerçekleşti. Bu Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemi ile birlikte eski parlamenter sistem yönetimi devam ediyor. Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemi devam ediyor. Bu ikilik kargaşa oluşturdu. Ve bu kargaşanın çözümü noktasında yaklaşık 2 yıldan beri yaşamış olduğumuz 15 Temmuz’dan bu yana gelen süreç içerisinde Türkiye kendi içerisindeki çok önemli bir ihaneti bertaraf etti. Türkiye'yi işgal girişimine karşı Fırat Kalkanı ve Afrin Zeytin Dalı Operasyonlarını gerçekleştirdik. Terörle mücadeleye aralıksız devam ediyoruz. Ekonomimize yönelik saldırılar var. Kendi içimizdeki siyasetle mücadele ediyoruz. Siyaseten başarı elde edemeyen insanlar kendi ülkesini başka yerlere şikayet etmek ve orada çözüm aramak gibi çaresizliğe düşüyorlar. Türkiye artık yeni sistemde, farklı bir yönetim sistemi ile önümüzdeki 2023, 2053, 2071 hedeflerin anlamsız olmadığını, liderimiz Devlet Bahçeli'nin 20 yıldan beri söylemiş olduğu önce ülkem sonra partim ve sonra ben anlayışının ne olduğunu son iki yılda iyi anlamış oldu. Genel Balkanımız Devlet Bahçeli kendisini ve partisini bu memleket için feda edebileceğini ortaya koydu” diyerek; “Şu anda Cumhur İttifakı gönüllerde yerini aldı. Cumhur İttifakı'na yönelik tabandaki çok ciddi memnuniyeti bazı bürokrat ve siyasi kesim hazmedemedi. Çünkü bunlar bugüne kadar vesayetçi anlayış içinde bürokrasiyi, yönetimi, kadroları ellerinde tuttular. Ama Milliyetçi Hareket Partisi gerçeği var. Milliyetçi Hareket Partisi, çok ciddi bir kendi gücü olan, insan gücü olan, karakterli insanlardan oluşmuş ve son 15 yılda ciddi anlamda dışarıda bırakılmış bireyleri barındırıyor. Bilgi ve beceresi ile en önemlisi vatan-millet sevgisi ile yanıp tutuşan insanlar önümüzdeki beş yıl içerisinde bu devletin yönetiminde görev alacaklar. Vesayetçi kesim bunu paylaşmak istemediğinden dolayı ciddi bir şekilde son bir yıldır bu Cumhur İttifakını bozmak için ellerinden geleni yaptılar. Liderlerimizin almış olduğu kararlar ile birlikte çırpınışlarının beyhude olduğu ortaya çıktı. Şu anda toplum gönlünde yer alan Cumhur İttifakı inşallah sandıktaki teveccühünü alıp, önümüzde en kısa vade olan 2023 hedeflerine ulaşma noktasında, engelleri aşıp çalışmalarına bu vizyonla devam edecektir” dedi.

HER ZAMAN VATANDAŞIN YANINDA OLACAĞIZ

Seçim döneminde olduğu gibi seçimlerden sonra da hep sahada olacaklarını, geçmişte olduğu gibi gelecekte de ulaşılabilir olacaklarını belirten Çalış: “Saha çalışmaları kapsamında teşkilatlarımız ile birlikte köylerimize, mahallemize gidiyoruz. Vatandaşın birinci derdi seçimlerin bitmesinin ardından ziyaret edilmemeleri. İnsanlarımız seçim döneminde ziyaret edilmiş, sonrasında ziyaretler yapılmamış. İnsanlarımızın siyasetçilerimizden en çok istediği şey ulaşılabilir olmaları. Dertlerini anlatmak ve sonucunda olumlu-olumsuz dönüş almak istiyorlar. Yöneticilere ulaşım ve güven noktasında çok ciddi sorunların olduğunu gördük. Teknolojik gelişmeler sayesinde insanlar sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımları okuyabiliyorlar. İnsanlar sosyal medyayı çok etkili bir şekilde kullanıyorlar ve her şeyden haberleri var. İnsanlarımız üretimde kalmak istiyor. Özellikle gençlerimiz üretimde kalmak istiyor. Ancak girdi fiyatlarının sürekli yükselmesi üreticilerimizi düşündürüyor. Vatandaşlarımız ürettikleri ürünlerde yaşanan fiyat oynaklıklarının spekülasyon yapan firmalar tarafından yönlendirildiği düşüncesindeler. Devletin üretici lehine taraf olmadığını ve kendi hallerinde bir şeyler gerçekleştirebildiklerini ifade ediyorlar”. Biz ülke olarak “Tarımsal üretimle tarımsal turizmi iç içe koymalıyız. Konya turizmi Mevlana çevresinde dönmekten kurtulmalı. Bugün kültür varlıkları açısından birçok ilçemizde önemli kültür varlıklarımız var. Bunlar değerlendirilip Antalya ve Ürgüp yolu üzerindeki uzak doğu bölgelerine geçiş döneminde Konya’nın sadece yemek yemekten öteye geçirilip, farklı bir turizm yapısı oluşturulmalı. Kırsal turizm diye bahsettiğimiz Ilgın, İsmil ve Seydişehir’de bulunan sıcak termal suların faaliyete geçirilerek hem sağlık turizmi hem de kesme çiçeklik vb. ilk tufanda elde edilecek olan ürünlerde gelir kaynağı olacak şekilde seracılıkta kullanılması gerekli. Turizm sadece dini turizm olarak değil, sağlık turizmi, kırsal turizm ve tarımsal turizm olarak genişletip, aslında bütünlüğü oluşturup, Konya menfaatine her alanda tanıtıma katkı sağlamalıyız. Konya şehri büyüme bakımından Türkiye’nin sorunsuz illerinden biri. Son 20 ve 30 yıla baktığımız zaman şehrin Çumra, Karapınar, Karatay bölgesine büyümesi hem mesleki açıdan hem de şehircilik açısından uygun değil. Doğada gerçekleşen bir olay 20, 30 ve 50 yılda tekrarlanabilir. Yapılara göre de uzun vadeli inşatlar buna göre yapılır. Yapılan barajlar, göletlerde 500 yıllık doğa olayına göre değerlendirilir. Şehirlerin de tarım bölgelerinden uzak tutulup, geçmiş yıllarda yaşanan doğa olaylarını dikkate almak lazım. Konya şehircilik ve belediyecilik anlamında altyapı sorunu olmayan bir şehir. Konya’nın en büyük tehlikesi şehrin ovaya doğru büyümesidir” diyerek şehirleşirken tarım alanlarının korunmasının gerektiğini belirtti.