Tarihi binalar Konya’ya  kazandırılmayı bekliyor

Tarihi binalar Konya’ya kazandırılmayı bekliyor

Konya’nın zengin tarihi arasında bulunan eski Polis Mektebi ve ilk İmam Hatip Okulu binası ile Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın evinin bulunduğu alan Konya tarihine kazandırılmayı bekliyor

Konya tarihinde önemli yere sahip olan eski Polis Mektebi ve Konya’nın ilk imam hatip okulu binası olma özelliğiyle tarihi anısı olan binanın aslına uygun kullanılması bekleniyor. Şems-i Tebrizi Mahallesi Dr. Abdullah Salim Sokakta bulanan Eski Polis Mektebi, binası görsel güzelliği ve mimari yapısıyla Konya’nın en dikkat çeken yapıları arasında bulunuyor. Tarihi kaynaklara göre önce Ermenilere ait olduğu belirtilen bina, Cumhuriyet yıllarından önce Ermeni Lisesi olarak hizmet verdi. Ermenilere ait olduğu söylenilen bu bina 1916 göçüyle boş kaldı. 1916 göçünden sonra boşaltılan Cananyonlar Ermeni Okulu’nda kısa bir süre eğitim faaliyeti devam etti. 1916 yılından sonra devlet hazinesine devredilen tarihi bina 1923 yılına kadar kapısı kilitli kaldı.

eski-polis-okulu--(5).jpg

 

ANADOLU’NUN İLK POLİS MEKTEPLERİNDEN BİRİ OLDU

Şems-i Tebrizi Mahallesi Dr. Abdullah Salim Sokakta bulanan Eski Polis Mektebi, Cumhuriyet Hükümeti İstanbul Polis Mektebi’nin iyileştirilmesi ve geliştirilmesi amacıyla 1923 yılında Konya Polis Mektebi olarak açıldı. Tarihi kaynaklarda yer alan bilgilere göre, Konya Polis Mektebi’nde 6 aylık sürelerde eğitim veriliyordu. Bazı senelerde ise  iki dönem yapılıyordu. Konya Polis Mektebi’nde yaklaşık 8 yıl içerisinde 12 devre eğitim yapıldı. Eğitim yapılan 8 yılda Türkiye’ye 1 Başkomiser, 4 Komiser, 17 Komiser Muavini, 287 Polis Memuru, 358 Stajyer olmak üzere toplam 667 kişi buradan mezun oldu. 1 Şubat 1924 yılında hizmete giren ve 12 devre halinde Emniyet Teşkilatına personel yetiştiren Konya Polis Mektebi, yeteri kadar öğretim kadrosu olmaması ve ülkenin içinde bulunduğu ekonomik zorluklar nedeniyle 4 Mayıs 1931 yılında kapatılmak zorunda kalındı.

KONYA’NIN İLK İMAM HATİP OKULU  

Polis Teşkilatının 1931 yılında kapatılmasından sonra Polis Mektebi binası 20 yıl boş kaldı. Daha sonra Hacıveyiszade Mustafa Kurucu Hoca’nın Konya’ya kazandırdığı Merkez İmam Hatip Okulu projesi ortaya çıktı. Okulun ilk temelleri atıldığı sırada okula kayıt olan ilk öğrenciler yaklaşık yarım dönem bu binada Konya’nın ilk imam hatip öğrenimini gördüler. 1952 yılının ilk aylarında boş kalan bina günümüze kadar ulaşarak tarihi değerini korudu.

HALA BİRİLERİ OTURUYOR!

Konya’daki hatırasını ve önemini yitirmeyen bina hazineden alınarak, 2012 yılında Konya Büyükşehir Belediyesine devredildi. Büyükşehir Belediyesi’nin restorasyon için çalışma yaptığı binanın hala boşaltılmaması ve kullanılıyor olması tepki çekiyor. Vatandaşlar, binanın bir an önce restore edilerek Konya kültürüne kazandırılmasının önemine vurgu yapıyor.

fazil-husnu-daglarca--(1).jpg

FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA’NIN DOĞDUĞU EV ‘TRAFO’ OLDU!

Konya’nın zengin tarihi ve kültürü arasında bulunan Şair Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın doğduğu ev alarak bilinen yerin bugün trafo olarak kullanılması da eleştirilerin odağı oldu. Şükran mahallesi Kadı Mürsel Caminin hemen arkasındaki yer Fazıl Hüsnü Dağlarca’nını annesinin evi olduğu biliniyor. Burada ve aynı mahallede çocukluğu geçen Şair Dağlarca’nın doğduğu evin yerine elektrik trafosu yapılması tarihe yapılan vefasızlık olarak nitelendiriliyor. Bu konuda da önerilerde bulunana tarihçiler, trafo yerine Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın anısının yaşatılacağı kerpiç bir ev yapılmasını dile getirdiler.

fazil-husnu-daglarca--(4).jpg

TRAFODA ŞAİRİN ŞİİRİNDEN ALINTI DİKKAT ÇEKİYOR 

Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın ilk anılarının yeşerdiği yere trafo yapılmasının ardından, şairin hatırası bulunması amacıyla bir şiirinden alıntı dörtlük yazıldı. Şairin hatıra amaçlı olarak şü dörtlük yer verilmiş, “Işırken siz, makineyle çalışırken siz, Uyanık kalır aydınlığım” Doğum yeri Konya olan Fazıl Hüsnü Dağlarca Konya günlerini, yıllarını bir kitabında şöyle dile getiriyor; ''Sokaklar evimdi. Evim, sokaklardı. Demek istediğim evden çok sokaklarda yaşadığımdır. Kendi kendime karar verirdim. Altı yaşında bir turist gibi Konya'yı gezerdim. Hemen hemen her sokakta bulunan bir yatır, evliya kümbeti nedense beni çok ilgilendirirdi. Onlarla ya­kın bir akrabalık duyardım. Üzerlerinde yanan mumlar, kimi yarı, kimi küçülmüş, kimi bitmiş… Beni aydınlatırken başka çevrelerde olurdum. Evdeki yemek zamanını unuturdum. O çocukluk beni bugün bile etkiler." Servet R. Çolak-Memleket