Tan, Filistin yönetiminin 1967 öncesi sınırları istemesi konusunda ise şunları söyledi:

İsrail fiilen Filistin topraklarının tamamına sahip olduğu için 1967'de BM'nin kabul ettiği sınırları reddediyor. BM'nin Filistin lehine aldığı 100'ün üzerinde kadar olmasına rağmen İsrail bunları uygulamıyor. BM de kararlarının arkasında duramıyor ve yaptırım yapamıyor. Halbuki İran'a karşı tüm yaptırımları uygulamıştı. Bu da Batı'nın ikiyüzlülüğünü gösterir.

Avrupa Adalet Divanı şimdi Hamas'ı terör örgütü listesinden çıkardı. 2006'da Halit Meşal Ankara'ya geldiği zaman Avrupa ve ABD köpürmüştü. Şimdi Avrupa Ankara'nın seviyesine geldi. 2-3 sene içinde El-Kaide'nin de terör örgütü olmadığına karar verirse şaşırmam.

İsrail'in yaptıklarının IŞİD'den bir farkı yok

Bence Netanyahu'nun şaşırdığı nokta Avrupa'nın ekran önünde Filistinlilerin hoşuna gidecek laflar etse de arka planda İsrail'in lehine hareket etmesinin ardından Hamas'ı listeden çıkarmasıdır. Netanyahu'nun kabul edemediği nokta bu. Bugüne kadar Avrupa'nın verdiği desteğin giderek azalması.

Batı'nın üst aklına karşı Müslümanların üst aklı

Sovyetlerin yıkılmasının ardından yerli halklar Batı'nın sömürü düzenine karşı çıkmaya başladı. Batı BOP'la eski sömürü düzenini güncellemek istedi ama beceremedi. Yerli halklar Arap Baharı'nda gördüğümüz gibi sömürü düzenine karşı çıkmaya başladı.

Bugüne kadar Batı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da dediği gibi bir üst akılla siyasi, ekonomik ve askeri olarak birleşip İslam Coğrafyası üzerinde egemen olabiliyordu. Ama artık İslam Dünyası da Türkiye'nin de liderlik etmesiyle karşı bir üst akıl oluşturmaya başladı. Bu birliktelik yüzde 100 değil henüz ama hızla gelişiyor, hızla birliktelik artıyor.

Avrupa mecburen zeytin dalı uzatıyor

Avrupa kendi içindeki bu birlikteliğin dağıldığını, İslam Dünyası'nın da birleştiğini gördüğü için zeytin dalı uzatıyor. 1967 sınırlarına dönülsün demelerinin nedeni de bu. Avrupa'nın uzattığı bu zeytin dalı samimiyetsizdir ama Müslümanlar ve İslam Dünyası için iyidir.

Taliban'ın tek bir merkezden yönetilmediğini ve bazı Taliban üyelerinin İstihbarat örgütleriyle işbirliği içinde olduğunu belirten Tan Pakistan'ın Taliban konusunda yaşadıklarıyla Türkiye'nin PKK konusunda yaşadıklarının birbirine çok benzediğini iddia etti. Tan Taliban'ın yaptığı son okul baskını hakkında işe şunları söyledi:

Pakistan'da Taliban Türkiye'de PKK

Taliban gibi uluslararası hale gelmiş örgütleri tek bir noktadan yönetmek mümkün değildir. Nasıl ki Türkiye'de PKK'nın tamamı Abdullah Öcalan'ın kontrolünde değilse Taliban'dan tek bir merkezin kontrolünde değil. Dolayısıyla Taliban içerisinde de çeşitli istihbaratların emrinde olanlar vardır. 

Okul baskını CIA operasyonudur

Bu bir CIA operasyonudur ama Taliban eliyle yaptırılmıştır. Birinci amaçları Taliban ve IŞİD gibi örgütleri kan döken, cani örgütler gibi göstermektir. Batı'da  bu örgütleri İslami Terör Örgütü olarak gösterdikleri için amaçları topyekûn bütün Müslümanları cani göstermektir.

Diğer bir taraftan Pakistan Başbakanı göreve geldiğinde Taliban sorununu çözeceğine dair bir irade koydu. Bu yılın Ocak ayında bir heyet kurarak görüşmelere başladı. Görüşmelere başladıktan sonra sabotajlar yaşanmaya başladı. Tıpkı Türkiye PKK sorununu çözmek için ortaya bir irade koyduğunda Paris'te 3 PKK'lı kadının öldürülmesi gibi...

2 Haziran'da Celalabad'da 3 Türk'ü öldürdüler. Afganistan Taliban'ı bu cinayeti üstlenmedi. Yine Haziran ayı içerisinde Karaçi Havaalanında Taliban eylem yaptı.  O sırada Pakistan Başbakanı İstanbul'da toplantı yapıyordu. Havaalanını basan teröristler THY uçağını aramışlardı.

Bu Türkiye Pakistan ilişkilere yapılan bir sabotajdır. Okul baskını da Pakistan Hükümetinin Taliban sorununu çözmeye yönelik attığı adımlara yönelik bir sabotajdır.

Onlar bunu yaparken ABD ve Küba 55 yıllık düşmanlıklarını ortadan kaldırdı. Kim bunu sağladı. Papa Francis.Batı kendi içinde bütünleşirken İslam dünyasının parçalamaya çalışıyor. Tüm Müslümanların bu tip olaylara karşı uyanık olması gerekiyor.

kanalahaber.com