Kanal A'da yayınlanan Kanal A Genel Yayın Yönetmeni Alper Tan'ın moderatörlüğünü yaptığı 'Sivil Düşünce' programının daimi konukları gazeteci yazar Celal Kazdağlı ve Tamer Korkmaz Türkiye-İsrail ilişkilerinin düzelmesi yolunda atılan adımların uzun vadede etkilerine dair değerlendirmelerde bulundular.

İSRAİL İLE GELİNEN NOKTAYA TARİHİ AÇIDAN BAKILMALI!

İsrail'e karşı alınan tavrın bozulmasının Türkiye'nin stratejik olarak izlediği yola zarar verebileceğini ifade eden Tamer Korkmaz, "İsrail ile yaşanan olayları değerlendirmeden önce olaya geniş bir açıdan bakmamız gerekir. 6 Eylül 2007 tarihinde Konya tatbikatında, İsrail uçakları Suriye'de bir binayı vurup tekrar Konya'ya dönmüştü. Bu olayın o zaman yorumu, Türkiye ve Suriye arasındaki iyi olan ilişkileri bozmaya yönelik bir atraksiyon olduğu yönündeydi.

Türkiye kapalı kapılar ardında bunun hesabını sordu, bunu bu tarihten sonra meydana gelen ilişkilerden çok rahat bir şekilde anlayabiliriz. Ama o tarihte yaşananlar Türkiye'nin Suriye ile ilişkilerini bozmaya yetmedi.

Üstelik bu zaman zarfında Suriye ile İsrail rejimi arasında bir kayıkçı kavgası olduğunu ama gerçek bir husumet olmadığını gösterdi.

One münite olayından bugüne kadar gelinen süreçte, cumhurbaşkanı ve başbakanın duruşu takdire şayandı. Bundan İsrail'e karşı Türkiye'nin bağımsız durmasından rahatsız olan yerel hangi çevreler varsa rahatsız oldular. Bu çevreler İsrail ile anlaşmadan bugün gayet memnunlar.

Türkiye'nin Mavi Marmara olayında yaptığı tavrı yanlış bulanlar çok açık gerçekleri çarpıttılar. Mağdur olan Türkiye'yi suçlu, zalim İsrail'i haklı gördüler.

Türkiye böyle bir hadisede uluslararası sahada saldırıya uğradı. Uluslararası sularda saldıran İsrail'i haklı görmek uluslararası sulara tecavüz edilmesini baş tacı yapmaktır, terör destekçisi İsrail'in yandaşlığını yapmaktır" şeklinde konuştu.

Türkiye İsrail'den 3 madde konusunda istediğini alamadı

Türkiye-İsrail görüşmelerinin başlangıcından bu yana bir takım gelişmeler yaşansa da asıl 3 madde üzerinde çok önemli gelişmelerin de bugün de kaydedilemediğine vurgu yapan Korkmaz, "Netenyahu bugün Roma'daki konuşmasında, 'Türkiye'yle kötü ilişkiler İsrail'i zayıflattı' diyor. 31 Mayıs 2011'den bu yana İsrail'in bu uluslararası hukuka aykırı saldırısından dolayı Türkiye'yle ilişkilerinde İsrail'in bölgede ve dünyada düştüğü yer açıkça ortada. Kendisi de bunu ifade ediyor.

Şimdi 6 yıl sonra Türkiye'yle anlaşma açıklanıyor. Türkiye İsrail'den tam istediğini alabildi mi diye soracak olursak biraz geçmişe dönmemiz gerekir. Netenyahu önce özür diledi 2013'te. İkinci madde 20 milyon dolar tazminattı. Son madde ise abluka ve ambargo.

Bu konularda istenilen ve hedeflenenler cumhurbaşkanının ve Netenyahu'nun da açıklamasına bakarsak bütün bu süreçte bazı gelişmeler yaşansa da özellikle ablukanın kaldırılması konusunda istenenler tam anlamıyla alınamamıştır" dedi.

Türkiye-İsrail anlaşması kamuoyunu uzun süre meşgul edecek

Kamuoyunun Türkiye-İsrail anlaşmasına dair tartışmalarının uzun süre devam edeceğini söyleyen Kazdağlı da, "Türkiye'nin zorlandığı nokta 2003'ten bu yana politika olarak İslam coğrafyasını almışsınız ve yanına da Suriye'yi eklemişsiniz, birden bunu özne olmaktan çıkarıyorsunuz Sisi'li Mısır, İsrail , ABD , Esad Bunu anlatmak kolay değil. Bugün cumhurbaşkanının ve başbakanın anlatmakta zorlandığı konu buydu.

Türk kamuoyu da Türk milleti de, dış politikayı desteklerken, İslam coğrafyasını, Filistin'i gördü. Kamuoyunda bu tartışmalar yakın süreçte yaşanacaktır. Çok kolay kabul edilebilecek bir anlaşma gibi görünmüyor" şeklinde konuştu.