Tahir İle Zühre Cami ve Türbesi

Tahir İle Zühre Cami ve Türbesi

Konya'nın tarihi eserlerini arasında olan Tahir ile Zühre Cami ve Türbesi hem banisiyle hem de hikayesiyle görenlerin ilgisini çekiyor

tahir-ile-zuhre-cami-(1).jpg

tahir-ile-zuhre-cami-(9).jpg

tahir-ile-zuhre-cami-(4).jpg

tahir-ile-zuhre-cami-(33).jpg

 

Konya tarihinde Anadolu Selçuklu Döneminin en uzun kariyerine sahip politik kişiliklerden biri olan Sahip Ata Fahreddin Ali, yaklaşık 40 yıllık devlet görevi sırasında dönemin en önemli yapılarından bazılarının da baniliğini üstlenmiştir. Sahip Ata, inşa ettirdiği günümüze ulaşan on yedi, bugün var olmayan on yapısıyla, dönemin yönetici grubu içinde en fazla bina inşa ettiren kişidir ve bu haliyle “Ebu’l-Hayrat” unvanını da hak etmektedir. Onun yapıları, bugünkü durumlarıyla tekil yapı olarak görülebilir. ‘Tahir ile Zühre’ diye de bilinen Konya Sahip Ata Mescidi, Çeşmesi, Karamanoğulları tarafından yıkılan Darü’l-Huffazı ile birlikte Sahip Ata’nın Konya Kalesinin Çeşme Kapısı civarında yaptırdığı bir baş- ka külliyesidir.

Sahip Ata, Tahir ile Zühre mescidi olarak bilinir. Ayrıca Arzu ile Kanber ve Dön Baba Mescidi olarak da bilinir. Kitabesi olmayan yapı, Sahib Ata Fahreddin Ali tarafından yaptırılmıştır. 13. yüzyıl sonuna tarihlendirilmektedir.

tahir-ile-zuhre-cami-(21).jpg

tahir-ile-zuhre-cami-(48).jpg

tahir-ile-zuhre-cami-(36).jpg

tahir-ile-zuhre-cami-(34).jpg

 

KUBBEDEKİ 4 İSİM

Beyhekim mahallesinde olan ve bugün Zafer Medanı (Gedavet Parkı) çıvarında olan  Türbe halk hikayelerine geçmiş Tahir ile Zühre'ye aittir Tuğla örtülü bir kubbe olarak yapılmıştır Mescidin doğusunda tuğla mozaiklerle küçük portale oradan çapraz kubbeli bir dehlize oradan da bir kapı ile mescide geçilmektedir. Türbenin alçı relyeflerle süslü bir mihrabı vardır. Yapı mescid, türbe ve medhal olmak üzere üç bölümden meydana gelmektedir. Mescid ve türbe kubbe, dikdörtgen planlı medhal kısmı ise basık tonoz örtülüdür. Mescidin esas cephesi doğudadır. Buradaki büyük oranda tahrip olmuş, çini mozaik bordürlerle çevrili, sivri kemerli bir kapı ile medhal kısmına girilir. Bu mekanın güneyinde tahrip olmuş çini mozaik bir mihrap bulunur. Kuzey doğudaki türbeye mescidin içinden geçilir. Mescid kare planlı olup, üzeri Türk üçgenleriyle geçilen kubbe ile örtülmüştür. Mescidin en dikkate değer bölümleri mihrabı ile kubbe merkezindeki çini madalyonudur. Mihrap, alçı ve çiniden yapılmış olup, geometrik ve rumi motifleriyle süslenmiştir. Kubbe merkezindeki çini madalyonda kufi yazı ile Muhammed, Ebubekir, Ömer, Osman ve Ali isimleri yazılıdır.

 

tahir-ile-zuhre-cami-(22).jpg

tahir-ile-zuhre-cami-(41).jpg

tahir-ile-zuhre-cami-(7).jpg

tahir-ile-zuhre-cami-(13).jpg

KONYA’DAKİ EŞSİZ MİMARİ

Konya Tarihi kitabı yazarı İbrahim Hakkı Konyalı, Tahir ile Zühre Cami ve Mescidi ile ilgili olarak şöyle demiştir: “Mabedin asıl kapısı sağ tarafından doğuya açılır. Kapının yanlarını ve üstünü zengin istaiaktitler, mavi, mor ve siyah çiniler süsler, kapının üstünde camiyi yapanı, yaptıranı ve yapıldığı tarihi gösteren hiç bir kitabe yoktur. Bu kısmın beşikörtüsüne yakın olan şakfi tuğla ile o kadar güzel işlenmiştir ki ben Konya'da böyle bir tuğla işçiliğine rastlamadım. Kandil yerinde siyah ve mavi çinilerden yapılmış göbek görülür. Burada da alçı istalaktitli bir de mihrapçık vardır. Bu son cemaat yerinden Mabede açılan kapı sonradan kapatılmıştır. Şimdi burası ev sahibinin izbesi - kiları halindedir. Mabedin istalaktitli mihrabı fevkalade güzeldir, istalaktitlerin yanlarında mavi, üstlerinde mor çiniler kullanılmıştır. Daha üstte parça halinde çiniler görülür. Mihrabın sağındaki ve solundaki çini parçaları yok olmuştur. Tek ve sağır kubbesinde tuğlaların zikzaklı bir surette kullanılmasından güzel bir şekil doğmuştur. Şimal tarafına da bir kapısı vardır. Mabedin solunda ve son cemaat yerinin ittisalinde küçük kubbeli bir kısım vardır. Kapısı Mabede açılan bu kısım türbedir, içeride iki yatır vardır. Tahir ile Zühre denilen bu iki zatın sandukalarının başuçlarında erkek serpuşları görülür. Türbenin doğuya açılan penceresinin üstünü ve diğer taraflarını mavi ve yeşil sırçalar sarar. Burada altışar yıldız şeklinde mavi çiniler görülür. Mabedin Kubbe askılıklarında seda aksini temin için küpler kullanılmıştır. Kubbenin kandil asılacak yerinde de çiniler vardır. Kubbeye kufi hat ile ve beyaz çini ile Lafza-i Celal ve sülüs ile Muhammed, Ebubekir, Ömer, Osman ve Ali yazılmıştır. Mabedin içinde ve şamdanlık üzerinde kırık bir mezar taşı vardır. Bu taşın türbedeki gömülü olanlardan birisine ait olması çok muhtemeldir. Maalesef yarısı yoktur. Eğer tamam olsaydı Mabedin karanlık tarihi üzerine Projektör tutabilirdi. Taşın bir tarafında Selçuk süsüyle yazılıdır.. Mabette 17 şamdan vardır.

tahir-ile-zuhre-cami-(4)-001.jpg

tahir-ile-zuhre-cami-(44).jpg

tahir-ile-zuhre-cami-(50).jpg

tahir-ile-zuhre-cami-(13)-001.jpg

Mabet; Plan itibariyle Sırçalı Medreseye  çok benzemektedir. . İçinde oturan Sütçü Mehmed diyorki: bu mabedi 60 sene evvel kayın pederim Şeyh Ali satın almıştır bizim mülkümüzdür. 60 seneden beri de burada ibadet edilmez. Buraya, Dönbaba Tekkesi denildiği gibi; Tahir ile Zühre, Arzu ile Kanber Tekkesi'de denilir. Bu isimler yenidir. Bu adı uyduran adam da yakın zamana kadar sağ imiş. Selçuk paralarının üstüne Sır ile Hurşid'i koyduran hükümdarla sevgilisinin burada metfun olduğu rivayetini de meşhur mümizmat Ahmet Tevhid Bey Merhum'dan dinlemiştim.

Bize kadar asıl bünyesinde ve hüviyetinde derin değişiklikler hasıl olmadan gelebilen bu Mabedin çok iyi saklanması lazımdır. Mabet; Konya Kalesinin kapılarından Çeşme Kapısı'nın önünde yapılmıştır. Bu semt Selçukîler devrindeki Konya'nın en eski bir semti idi. Kapı çeşmesinin arkasında askeri mektep idaresi bir lağım kazdırırken beş metre yerin altından 594 tarihli bir mezar taşı çıkmıştır” Servet R. Çolak – Memleket