Suriyeli sığınmacı kadınlar çalışmak için destek bekliyor

Suriyeli sığınmacı kadınlar çalışmak için destek bekliyor

Suriye'deki iç savaşın ardından İstanbul'a yerleşen Suriye'nin ilk ve tek astronotu Muhammed Ahmed Faris'in eşi Hind Akil, gerek ülkesinde gerek İstanbul'daki mücadelesiyle hemcinslerine örnek ve destek oluyor - Ülkesinde Esed rejimine karşı gençleri ve k

İSTANBUL (AA) - GÜLSÜM İNCEKAYA - Suriye'deki iç savaşın ardından yerleştiği İstanbul'da sığınmacı kadın ve çocuklara yönelik çalışmalar yürüten Suriye'nin ilk ve tek astronotu Muhammed Ahmed Faris'in eşi Hind Akil, "Bu kadınların çoğu kendi alın terleri ile iş yapmak ve para kazanmak istiyor. Suriyeli kadınlar bunu başarabilecek kapasitede. Ama yine de maddi bir destek olmadan bunu başarmaları çok zor." dedi.

İç savaşın başladığı yıllarda Faris ailesinin hayatına, "İstanbul düşerse Halep var." atasözü yön verdi. "İstanbul düşerse Halep var ama Halep düştü, artık İstanbul var." diye yola düşen Suriye'nin ilk ve tek astronotu 64 yaşındaki Muhammed Ahmed Faris, eşi Hind Akil ve çocukları Halep'in kardeşi İstanbul'a geldi.

Faris ailesi yürüyerek geldikleri Kilis'ten önce Gaziantep'e, sonra Ankara'ya geçti. Muhammed Ahmet Faris, nerede yaşamak istediğini soran Türk yetkililere hiç düşünmeden "İstanbul" cevabını verdi. Altı kişilik Faris ailesi, şimdi Kocamustafapaşa'da iki odalı bir apartman dairesinde yaşıyor.

Hava kuvvetlerinden emekli olduktan sonra büyükelçi atanan kocasının peşinden yıllarca ülke ülke dolaşan, bu sırada da altı çocuğunu büyüten Hind Akil, Türkiye macerasını ve şu anda Türkiye'deki sığınmacı Suriyeli kadınlara yönelik çalışmalarını AA muhabirine anlattı.

Savaştan önce Suriyeli kadınların çalışmak yerine evlerinin hanımı, çocuklarının annesi olmayı tercih ettiğini dile getiren Akil, eşinin mesleği dolayısıyla kendisinin genel Suriyeli kadın profilinden ayrıldığını kaydettii.

Akil, Suriye'deki hayatlarına ilişkin şunları söyledi:

"Evlenmeden önce eşim pilottu. İşi gereği ona destek veren bir kadın olmam gerekiyordu. Ben de her zaman eşime destekte bulundum, her zaman arkasında durdum. Diğer Suriyeli kadınlar gibi ben de çalışmayarak çocuklarımı yetiştirmeye, onları terbiye etmeye ve eğitmeye çalışıyordum. Eşimi, işini iyi yapmasından dolayı Suriye'de en iyi pilot olarak seçmişlerdi. Bu ilk Suriyeli astronot seçilmesinin de önünü açtı. Astronot eğitimi için eşimle birlikte gittiğimiz Rusya'da çok zor günler geçirdik. Eşime bu zor zamanlarında destek verip her defasında daha başarılı olması, daha iyi işler çıkarması için elimden gelen desteği verdim. Bu görevinde başarılı olması için onu yönlendirmeye çalıştım. İlk Suriyeli astronot olma görevi gerçekten bizim için kolay bir görev değildi. İşini en iyi şekilde yapabilmesi için hem onu destekliyordum hem de 5 çocuğumun sorumluluklarını üstlenmiştim. Rusya'da yaşadığımız iki yıl hayatımızın en zor yıllarıydı. Rusya'da her gün sabah sekiz, akşam sekiz saatleri arasında çalışıyordu ve eve geldiğinde artık yorgun ve bitkin oluyordu. Ben her şeye rağmen evde dinlenmesi için bütün ortamı hazırlıyordum. Allah'a şükür bu işi başarıyla tamamladık ve güzel neticelendi."

- "Eşimle çocuklarımın arasında kaldım"

Hind Akil, hava kuvvetlerinden general rütbesiyle emekliye ayrılan eşinin büyükelçi olarak atandığını ve Arap ülkelerinde 20 yıl süren sefaret yıllarının ardından Suriye'ye döndüklerini kaydetti.

Oradan oraya savruldukları bu 20 yıllık süreçte de zor günler geçirdiklerini ifade eden Akil, "Eşim işi gereği birçok ülkede seminer ve sempozyumlara katılıyordu. Bu çalışmalarına ben de katılıyordum. Bu da benim hayatımı ikiye bölüyordu. Çünkü bir yandan çocuklarımla ilgilenmek zorunda kalıyordum. Çünkü çocuklarımın da bana ihtiyacı vardı. Bir anlamda çocuklarım ve eşim arasında kalmıştım. Bir yandan onun başarısı için uğraşıyordum, bir yandan da çocuklarını ihmal etmemeye çalışıyordum. Yani benim şahsi işim, kendi hayatım olmuştu." şeklinde konuştu.

Akil, Suriye'de iç savaşının başladığı yıllarda, kadınların rejime karşı ayaklanmasında büyük rol oynadığını dile getirerek, şunları söyledi:

"Ben de ilk etapta gösterilere, ayaklanmalara katılıyordum. Rejime karşı çıkan gençlere destek veriyordum. Genç kardeşlerimizi yönlendirmede büyük bir etkim oldu. Onları cesaretlendirip diktatör rejimden kurtulmaya çalışıyorduk. Hepimiz Suriye rejiminden bıkmıştık ve bir an önce kurtulmak istiyorduk.

Savaş başladıktan bir yıl sonra Türkiye'ye göç etmek zorunda kaldık. Burada çok farklı bir hayat tarzıyla karşılaştık. Ancak ben ve diğer Suriyeli kadınların eli-kolu bağlı oturmaması gerektiğini düşündüm. Suriyeli bir kadının evde oturup 'Elimden bir şey gelmiyor.' demesi mümkün değildi. Bir şeyler yapmamız gerekiyordu. İş tecrübem olmamasına rağmen Suriyeli kadınların bir arada olması gerektiğine karar verdim. Bu nedenle bir grup oluşturdum ve buna 'Suriyeliler topluluğu' adını verdim. Düzenli bir şekilde toplantılar düzenliyoruz. Parlak Suriyeli gençleri davet edip konuşturuyoruz, ışıkları onların üstüne tuttum."

- Savaş mağduru çocuklara destek

Hind Akil, ekonomik imkansızlıklara rağmen grup sayesinde, Suriyeli çocuklara yönelik etkinlikler düzenlediklerini ve onlara manevi destek sağladıklarını anlattı.

Akil, savaşta anne ve babasını kaybeden Suriyeli yetim çocukları da yalnız bırakmadıklarını ve onları hayata kazandırmak için mücadele ettiklerini dile getirerek, şöyle devam etti:

"Suriyeli çocukların, savaş ortamından geldikleri için psikolojik desteğe ihtiyacı var. Psikolojileri bozuk, ruhen yorgun ve bitkin haldeler. Bu çocukları yeniden yeniden topluma kazandırmaya çalışıyoruz. Bugüne kadar yaklaşık 200'e yakın etkinlik düzenledik. Ayrıca grupta bu çocuklar için bir fon oluşturduk, bu fona gönüllü arkadaşlar maddi katkı sağlıyor. Biriken paraların bir kısmıyla haftanın bir günü çocuklarla bir restoranda buluşuyoruz ve orada birlikte yemek yiyoruz. Onların psikolojik durumlarını düzeltecek, moral verecek faaliyetler düzenliyoruz. Yüzlerinde bir tebessüm oluşturmaya çalışıyorum. Fondaki parayı da çocukların topluma kazandırılabilmesi için çeşitli etkinliklerde harcıyoruz."

- Kadınların maddi destek talebi

Akil, Suriyeli kadınların geçimlerini sağlayabilmeleri için haftada bir pazar tarzında bir kermes düzenlediklerini belirterek, şunları söyledi:

"Burada, kadınlar evlerinde yaptıkları ürünleri satıyor ve para kazanıyor. Suriyeli kadınlar, iffetlerini koruyarak zor şartlar altında bile yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor. Suriyeli bir kadının sığınmacı olsa bile kendini ispatladığına şahit oluyoruz.

Her projenin olduğu gibi bizim projelerimizin de maddi ve manevi desteğe ihtiyacı var. Türkiye’de çalışıp para kazanmak isteyen çok sayıda Suriyeli kadın olmasına rağmen bunun için gerekli projeleri destekleyecek finansa sahip değiliz. Suriye'den ayrıldıktan sonra Esed rejimi bütün mal varlığımıza el koyduğu için kadınlara yönelik projeleri gerçekleştirmek için kaynağım bulunmuyor. Çok istememe rağmen benim maddi destek imkanım yok. Ben kendi imkanlarımla ayakta durmaya çalışıyorum. Düzenli bir merkezimiz bile yok. Gençlerle kafelerde restoranlarda buluşabiliyoruz. Dolayısıyla kadınlara destek verecek büyük bir projeye şu anda kalkışmam mümkün değil. Bu kadınların çoğu kendi alın terleri ile iş yapmak ve para kazanmak istiyor. Suriyeli kadınlar bunu başarabilecek kapasitede. Ama yine de maddi bir destek olmadan bunu başarmaları çok zor."

- "Suriyeli kadınları aciz görmekten vazgeçsinler"

Hind Akil, gerekli destek verildiği takdirde Suriyeli kadınların büyük başarılara imza atacağına inandığını aktardı.

Batı medyasının gösterdiği gibi Suriyeli kadınların asla aciz olmadığını vurgulayan Akil, "Dünya, Suriyeli kadınları aciz görmekten vazgeçsin. Dünyanın Suriyeli kadınlardan öğrenecek çok şeyi var. Sabır gibi, iman gibi. Yabancıların düşündükleri gibi Suriyeli kadınlar asla zayıf değildir. Kocasının hükmü altında kalacak kadın da değildir. Çok zor şartlar altında bile çok güzel işler çıkarabilecek bir yapıları var Suriyeli kadınların." dedi.

Akil, dünyadaki bütün kadınlara, Suriyeli kadınlarla omuz omuza durmaları ve onlara destek vermeleri çağrısında bulunarak, "Suriyeli kadınlar savaş öncesi ve savaş sonrası zor şartlara katlanmış, mücadele etmiş, yaşamını devam ettirmiş yani her koşulda başarı ile çalışabilecek, aldığı işin üstesinden gelecek kadınlardır." diye konuştu.

- "Her Suriyeli kadının bir şehit yakını olduğu unutulmamalı"

Hind Akil, Türkiye'de kendilerini hiçbir zaman gurbette hissetmediklerini ve Avrupa'ya gitmeyi hiç düşünmediklerini ifade ederek, Türk basınına da Suriyeli kadınlar konusunda daha hassas olmaları çağrısında bulundu.

Akil, sözlerini şöyle tamamladı:

"Avrupa'dan çok bize teklif geldi. Çağıran, davet eden çok ülke oldu. Avrupa’ya gitmeyi düşünmedik. Hem yaşam tarzı hem de dini anlamda Türkiye'de kalmayı tercih ettik. Burayı kendi vatanımız gibi kabul ettik. Türk basınından Suriyeli kadınların zayıf noktalarını haber malzemesi yapmamasını, biraz da kadınların başarılarını sayfa ve ekranlarına yansıtmasını bekliyoruz. Çünkü onlar her şeye rağmen hala dimdik ayakta duruyorlar. Doktor kadınlarımız var, mühendis kadınlarımız var, her sektörde çalışan kadınların nasıl ayakta durduklarını göstersinler. Basının bunları daha çok ön planda tutmasını istiyorum. Türk basını, Suriyeli her kadının ya bir şehit annesi ya bir şehit eşi ya bir şehit kardeşi ya da rejim hapishanelerindeki bir tutuklunun yakını olduğunu unutmamalı."

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :