Sümbül Efendi'de aşure kaynatıldı

Sümbül Efendi'de aşure kaynatıldı

İSBEK Yönetim Kurulu Üyesi Çıtlak:- "Gelin beraberce hamlıklarımızı pişirelim, güzelce tatlanalım ve burada bu aşı şifa niyetine içerken, şuradan rızıklandığımız hangi topraklar üzerinde olduğumuzu unutmayalım"

İSTANBUL (AA) - Sümbül Efendi Merkez Tekkesi'nde aşure kaynatıldı.

İstanbul Bilim Sanat Kültür ve Eğitim Derneği (İSBEK) tarafından Fatih Kocamustafapaşa'daki Sümbül Efendi Merkez Tekkesi'nde gerçekleştirilen etkinlikte, büyük kazanlar içinde aşureler kaynatıldı, ilahiler okundu.

İSBEK Yönetim Kurulu Üyesi, araştırmacı-yazar M. Fatih Çıtlak, yaptığı açıklamada, İstanbul'da ilk aşın Sümbül Efendi Merkez Tekke Ocağı'nda piştiğini ve İstanbullulara dağıtıldığını söyledi.

Merasimleri olmayan ülkelerin, toplumların muhakkak diğer toplumların kültürleri altında kaybolup gideceğini anlatan Çıtlak, "Merasimlerini yaşatmayan toplumlar, tarih sahnesinden silinmeye mahkumlardır. Merasimler kültürümüzü, özümüzü yansıdır. Gerçekten de bizim medeniyetimize aitse yani dejenere olan kültüre ait değilde bizim medeniyetimize aitse merasimler toplumların bekası için önemli bir yer teşkil eder." diye konuştu.

İstanbul'un kendine ait bir medeniyeti, örfü ve adeti olduğunu vurgulayan Çıtlak, şunları kaydetti:

"İstanbul'un Mekkesi, Fatih Camisi'dir, Medinesi Eyüp Sultan Camisi'dir, Kerbelası da Sümbül Efendi Camisi'nin olduğu, daha doğrusu Hz. Hüseyin'in kızlarının bulunduğu Çifte Sultanlar Kocamustafapaşa'dır. Bundan dolayı da aşure, Kerbela şehitlerinin, o facianın yaşandığı tam sene-i devriyesinde ilk aş burada kaynar. Fakat nasıl kaynar, oturup burada keyif yapmak değildir murat. Oturalım da bir eğlence düzenleyelim değildir. Madem ki matemdir, madem ki burada murat olan maneviyattır, işte bu maneviyat için Sümbül Efendi'de aşlar besmelerle, Fatihalar ile açılır. Zemzem suyundan buğdayının yıkanmasına kadar her safhasında ayetler okunur, şifa duaları okunur, tevhidler getirilir. İstanbul'da ilk aş; Sümbül Efendi'de pişer."

Aşurenin birlik ve beraberlik için çok önemli olduğunu aktaran Çıtlak, "Yemekte nohutu, fasulyeyi, şekeri bir arada görmeyiz. Nasıl oluyor hepsi bir kaynıyor, ayrı bir tat oluyor. Gelin beraberce hamlıklarımızı pişirelim, güzelce tatlanalım ve burada bu aşı şifa niyetine içerken, şuradan rızıklandığımız hangi topraklar üzerinde olduğumuzu unutmayalım." ifadesini kullandı.

15 Temmuz'da meydanlarda bir duruş sergileyenlerin mayasının bu ocaklarda çalındığını vurgulayan Çıtlak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Böyle bir medeniyetin yetiştirdiği toplumu dünya üzerinde göremeyeceğimizi biliyoruz. İşte burada tehvidlerle beraber aş kaynatacak herkese, kim olduğuna bakılmadan Allah için kapısı çalınacak, o muharrem gün hatırlatılacak, Hz. Hüseyin Efendimiz hatırlatılacak, ehlibeytin üzerimizdeki hakkı hatırlatılacak. Ehlibeyt zulme karşı el pençe divan durmadı, kendilerine çok güzel mutemer olabilirdi ama olmadı. Onlar bir şeyleri düzeltmek için meydana çıktı, mücadele etti. Bir uyanış vardı, bir ideal vardı. İşte bunların hepsi bugün aşure oldu kazana girdi. İnşallah sonra da insanların kursağından helal lokma olarak akacak hem de muhabbet olarak kalplerinde yer bulacak. Burada ilahiler okunuyor. İlahilerde Yunus Emre, Mevlana, Hacı Bektaş, Hacı Şabani Veli, Hasan, Hüseyin var. İşte bizim coğrafyamızda bu mayanın çalındığı yer bu ocaklar."

Kaynatılan yaklaşık 3 bin kilogram aşure, yarın dağıtılmak üzere soğutulmaya bırakıldı.

İstanbul'un fethinden sonra Sümbül Efendi Tekkesi'nde başlayan aşure kaynatma geleneğinde ilahiler, dualar okundu.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :