Yayınlanan bildiri şu şekilde:

ASKON olarak İsrail’in Gazze’ye dönük yeniden başlattığı  alçakça ve zalimane saldırılarını kınıyoruz. Zaten zor şartlara mahkum edilen Gazze halkı, hayat mücadelesi verirken, yeni yerleşimcilere fiili imkanlar oluşturmak gerekçesiyle işgallerine devam etmek isteyen İsrail, karşı duruşları terör olarak değerlendirip katliam yapmaya devam etmektedir. 

İsrail’in yeni yerleşim alanları oluşturmaya zaten hiçbir durumda hakkı yoktur. Bu haksızlığı protesto etmek gibi son derece doğal bir sivil hakkı, terör diye niteleyip bomba yağdırmak tam anlamıyla zulümdür.

Bu mübarek ramazan günlerinde orada yaşayan Müslüman insanlara karşı yürütülen bu sistematik yıldırma politikalarını ve uygulamalarını şiddetle kınıyor ve İsrail’in bu tutumunu lanetliyoruz.

Ey İsrail, Uluslararası kurumlardan ve güçlerden aldığın destek ve bulduğun yüzle mazlum insanlara karşı yürüttüğün bu zulüm için artık geri sayım başlamıştır. Artık senin yaptıkların yanına kar kalmayacaktır.

Ona destek veren küresel kuruluşlar, sizlerde bu yaptıklarınızdan utanacaksınız. Hakkaniyetli davranışa bir gün sizlerde muhtaç olacaksınız. Hiç şüphesiz bu gücünüz her zaman sizinle olmayacaktır.

Kendinizi güçlü gördüğünüz konumda hakka ve hukuka riayet etmeyen bu tavrınız, zulmün bir gün size dönmesini sağlayacaktır. Yol yakınken daha insani tavırlar takınmalısınız.

İslam ülkelerinin liderleri, en azından surat asma hakkınızı kullanamaz mısınız?

Mısır darbesinin İsrail’e vermiş olduğu eşsiz destek, onun için tarihe geçen kara leke olarak kalacak ve asla silinmeyecektir. Bunu insanlık vicdanı da Müslüman vicdanı da asla affetmeyecektir.

Yoksa Ortadoğu’da kasıtlı olarak çıkarılmış olan yeni kargaşanın böyle bir zulmü perdelemek gibi bir görevi de mi vardı? 

Kim ne yaparsa yapsın, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak ve mazlumların sesi de bir yerlerden mutlaka duyulacaktır. Bu zulümler ortadan kalkacaktır. 

Ancak, gücü elinde bulundurup, çözüm üretme imkanı olup da, sadece ekranlardan sahip çıkmakta aynı şekilde kabul edilemez.  Tekrar tekrar söylüyoruz. Afganistan’dan Libya’ya, Pakistan’dan Sudan’a İslam coğrafyasındaki kaosun sebebi Siyonizm’dir. 28 Şubat Postmodern Darbesinin, 11 Eylül İkiz Kuleler Saldırılarının ve Mısır’daki darbenin ardında da  Siyonizm vardır. Bugün, Suriye’de ve Irak’ta yaşanan savaşın tetikleyicisi Siyonist İsrail’dir. Yaşadığımız coğrafyada yeni yeni devletçiklerin kurulmasını planlayan Siyonist İsrail’dir. Birleşmiş Milletler, ABD ve Avrupa Birliği İsrail’in hizmetindedir. Türkiye’nin ABD, Avrupa Birliği ve İsrail ile stratejik ortaklığı ise kendi ayağına kurşun sıkmaktan başka bir şey  değildir. Kahrolsun İsrail demekle İsrail kahrolmaz.İsrail ancak güçten anlar.

Tüm dünyanın başına, bir musibet olan İsrail, işgal ettiği topraklardan sökülüp atılacaktır. Bunun yolu İslam Birliği’dir. Türkiye’nin yeri Avrupa Birliği değil İslam Birliği’dir.. Üye ülkelerin ikişer yıl süreyle üstlendikleri D-8 dönem başkanlığı,  bu yılın son çeyreğinde yapılacak  zirveyle 16 yıl sonra tekrar Türkiye'ye geçecek. Sekiz ülkenin dönem başkanlıklarını tamamlamasının ardından sıranın tekrar Türkiye'ye gelmesiyle, D-8'in tarihinde de bir anlamda ikinci bir dönem başlayacak. Artık Türkiye'nin önderliğinde D 8 ler harekete geçirilmeli  ve bu örgütün çalışıyor hale getirilmesi gerekmektedir.

son olarak  İsrail küstahlığının, İsrail şımarıklığının, İsrail aşağılık davranışlarının karşılığını er ya da geç bulacaktır.Filistinli kardeşlerimize sabır ve metanet dilerken, zalim İsrail’e de lanet beddualarımızı iletiyoruz. dedi.