Prof. Dr. Ramazan Altıntaş

Prof. Dr. Ramazan Altıntaş

Sivas’tan kelamcılar geçti!

29–30 Haziran 2007 tarihinde İlahiyat Fakülteleri XII. Kelam Anabilim Dalı Eğitim-Öğretim Meseleleri Koordinasyon Toplantısı ve İslam’da Âhiret İnancı konulu sempozyum Sivas’ta yapıldı.  Ünlü kelam bilgini İbn Hümâm es-Sivâsînin memleketinde onu anmak ve onun manevi hatırasını yaşatmak bizim için duygusal anların da yaşanmasına vesile oldu.

Kelam koordinasyon toplantısına ve İslam’da ahiret inancı konulu sempozyuma 22 İlahiyat Fakültesi’nden Kelam Anabilim Dalı mensuplarıyla birlikte değişik disiplinlere mensup hocalarımızın da katılmaları ayrı bir çeşni oluşturdu. Katılımcılar arasında Diyanet İşleri Başkan yardımcısı Doç. Dr. Fikret Karaman, Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Prof. Dr. M. Saim Yeprem, Diyanet İşleri Başkanlığı kadın kolları başkanı Ayşe Sucu, Prof. Dr. Bekir Topaloğlu, Prof. Dr. Hüseyin Atay, Prof. Dr. Şerafeddin Gölcük, Prof. Dr. Süleyman Toprak, Prof. Dr. A. Saim Kılavuz, Prof. Dr. Hayati Hökelekli, Prof. Dr. İlyas Çelebi, Prof. Dr. Ramazan Altıntaş, Prof. Dr. Mevlüt Özler, Prof. Dr. İlhami Güler vb. gibi yüze yakın ilahiyatçı akademisyen katıldı.

“İslam’da Âhiret İnancı” konulu sempozyum Sivas Ticaret ve Sanayi Odası’nda gerçekleştirildi. Bu sempozyum her ne kadar Kelam Anabilim Dalı mensupları arasında tasarlanmışsa da özellikle Cuma vaazında Doç.Dr. Fikret Karaman Bey’in dile getirmesi halkımızın büyük katılım göstermesine neden oldu. Özelden genele açılma, ulusal bir sempozyum havasına taşındı. Dinleyicilerden aldığımız olumlu tepki, doğrusu bizi çok mutlu etti.

Toplantının sempozyum kısmı, üç oturum halinde gerçekleşti. Her oturumda bir bildiri sunuldu ve bu bildiri üzerine birçok ilahiyatçı tartışma yaptı. Böylece bir konu, enine-boyuna tartışılmış oldu.

İslam’da Âhiret İnancı konulu oturumun ilk bildiri sahibi Doç. Dr. Cağfer Karadaş olup “İslam Düşüncesinde Âhiret İnancı’nın Temellendirilmesi” üzerinde durdu. Karadaş, bildirisinde âhiret hayatı, âhiret hayatının temellendirilmesi, ruh-beden ilişkisi, kabir azabı gibi konular üzerinde Kur’an ve sünnetten hareketle mufassal bir sunum yaptı. Bunun üzerine çok renkli ve seviyeli tartışmalar yapıldı.

İkinci oturumun bildiri sahibi Prof.Dr. Hayati Hökelekli idi. Hökelekli’nin bildirisinin başlığı: “Dini Hayatın Bütünlüğü Açısından Âhiret İnancının Psikolojik Temelleri” adını taşıyordu. Dr. Hökelekli, bildirisinde; “hayat ölümle, ölüm de ahiret düşüncesiyle anlam kazanmaktadır. Ölüm ötesi bir bakış açısına sahip olmayan kimselerin yaşadıkları boşluk ve anlamsızlık duygusu, tutarlı ve sürekli bir kimlik kazanımını imkânsız duruma sokmakta, huzursuzluk ve stres dolu bir hayata, kendinden kaçış ya da kendini yok edici tekniklere mahkûm etmektedir. Ölümü ve sonrasını da içine alan bir bakış açısı inanan insanları hedefleri ve görevleri belli bir yaşam tarzına sahip kılmakla, hayatla barışık ve uyumlu hale getirmektedir” dedi. Ayrıca, Dr. Hökelekli konuşmasını şöyle sürdürdü:  “Ahiret inancı; hastalık, bir yakının ölümü, doğal felaketler, sakatlık, yaşlılık gibi dramatik olayların yol açtığı acı ve sıkıntılarla başa çıkmada güçlü bir telafi ve teselli vasıtası olarak işlev görmektedir. Küçük ya da büyük her iş ve davranışının hesabını kıyamet günü Allah’ın huzurunda vereceği bilgi ve inancına sahip kimse üzerinde bunun etkisi, davranışlarını içsel bir kontrole tabi tutma ve derin bir sorumluluk duygusu içerisinde hareket etme şeklindedir.”

Son bildiri sahibi Prof. Dr. Şaban Ali Düzgün’e aitti. Dr. Düzgün bildirisinde   “Modern Batı Düşüncesinde Ahiretle İlgili Felsefi Tartışmalara değindi.. Batı hayat tarzının ‘ölümden kaçış’ üzerine oturduğunu dile getiren konuşmacı, modern zamanlarda hiçbir ahlaki ilke tanımayan hedonist yaşam tarzlarının insanı mutlu etmeyeceğine vurgu yaptı. Ölüm olgusunun insanı ve hayatı anlamlı kılacağını değişik örneklerle dile getirdi.

Sonuç olarak söylemek gerekirse, biz inanıyoruz ki, bir kültür ve medeniyet şehri olan Sivas’ta gerçekleştirilen bu kültürel etkinlik, kadim bir sultanşehir olan Sivas’ın muhteşem tarihi misyonuna dönüşüne tanıklık etmektedir. Adeta Sivas tarihi ve kültürel dokusuyla yeniden ete-kemiğe bürünmektedir. Bu tür bilgi şölenlerine ev sahipliği yapmak, maddi-manevi anlamda katkıda bulunmak bir İslamlık borcunun yanında aynı zamanda bir insanlık borcudur da.

Başarılı geçen bu sempozyumda, tüm emeği geçenleri kutluyoruz.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.