Şili’deki madencilerin kurtarılışını insanlık adına sevinçle, ülkemiz adına hüzünle izledik. İnsan yaşamına verilen değer gözlerimizi yaşarttı. Kendi kendimize hayıflandık  ve sorduk; bizde niye insanın değeri bu kadar ucuz diye kendimizden nefret ettik.. 

Kendi kedimize düşündük; Acaba inanç değerlerimizde?  insan yaşamına karşı  bir duyarsızlık mı var diye sorduk, hiç te öyle olmadığını gördük. İnanç sistemimizde en kıymetli değerin insan olduğunu gösteren ilahi emirlerle bir kez daha  okuduk bir ,kez daha  okuduk. Kim” bir cana kıyarsa bütün insanları öldürmüş gibi olur. Her kim bir canı kurtarırsa bütün insanları kurtarmış gibi olur.”   İlahi emri tek başına her şeyi anlatmaya yeterde artardı bile.

Demek ki inanç değerimizin en merkezine insan konmuştu onu yaşatma alemi yaşatmakla eş değerdi. Pekala Neden o zaman bizde insan hayatı bu kadar  değersiz…

Neden  o zaman  85 öğrencimizin öldüğü bir depremle yerle bir olan yurt binasını çürük yapan müteahhit 3,5 yılla  kurtuluyor...

Neden Aşırı hızdan, alkollü araç kullanmaktan ölüme sebebiyet veren kişiler bir gün güle yatmadan salıveriliyor neden, neden…

Zonguldak kömür işletmelerini düşünün oradan gelen kara haberlerle büyümedik mi?  şilideki olayı düşünün, bizdeki madencileri düşünün.   Türkiye de Grizu patlaması haberini duyduk mu kaç madencimiz öldü diye endişelenmiyor muyuz? 

Tüm bunlar verilecek tek cevap olabilir. 

Türkiye’deki   yasaların insan odaklı olmadığını  sadece mevcut sistemin yaşaması için  olduğu gerçeği.. Bunun kim aksini söyleyebilir hangi ülke trafik kazalarında bizim ülkemizdeki kadar insan ölüyor, hangi ülkede resmi kurumlarca açılan çukurlara insanlar düşüyor, hangi ülkede en ufak bir sarsıntıda en önce resmi daireler yıkılıyor, hangi ülkede bizdeki kadar maden göçük altında kalıyor… Yeter ki sistem yaşasın ölen ölür kalan sağlar bizim…

BAŞÖRTÜSÜ…

Şu günlerde televizyon kanallarının tek gündem maddesi var başörtüsü. .. Birçok kanalda hep tanıdığımız simalar. 

Bu tartışmalar beni sıkmaya başladı. Kenan Evren’le başlayan tartışma aradan geçen 30 yıla rağmen hala devam ediyor… Binlerce genç kız mağdur edilmiş binlerce hanım kardeşimizin geleceği karartılmış birileri hala konuyu politika malzemesi yapıyor diye suçlama yapıyor…

Milletin inanç değerlerini yasaklamakla, yok saymakla bir yere varılamayacağını gördük. Şimdiye kadar milletin inanç değerlerine laiklik adına karşı duranlar ne oldu? Baskı ve yasaklama bu ülkeye ne kazandırdı? Silah zoruyla bu işin olmayacağını baskı sonucu bir yere varılamayacağını gördünüz?

Hala niye karşı duruyorsunuz; yok başörtüsüymüş yok türbanmış bundan size ne kardeşim kim nasıl kapatırsa kapatsın bırakın insanlar inandığı gibi yaşasın…