"Sevgi, uyuşturucuyla mücadelede en büyük adım"

"Sevgi, uyuşturucuyla mücadelede en büyük adım"

Temiz Toplum Derneği, uyuşturucu ile mücadele ederek 2020'ye kadar Türkiye'nin bütün illerinde, temiz bir alan oluşturma vizyonuyla çalışmalarını sürdürüyor- Temiz Toplum Derneği Genel Başkanı Bilal Ay:- "Uyuşturucu madde ile mücadele eden bir derneğiz. 2

İSTANBUL (AA) - AYŞE BÜŞRA ERKEÇ - "Temiz bireyler, temiz sokaklar, temiz toplum ve temiz bir dünya" sloganıyla yola çıkan Temiz Toplum Derneği, uyuşturucu ile mücadele ederek 2020'ye kadar Türkiye'nin bütün illerinde, temiz bir alan oluşturma vizyonuyla çalışmalarını sürdürüyor.

Dernek, fiziksel, duygusal, fikir oluşumu, ruhsal ve siyasal bağlamda sağlıklı bir toplum oluşturmayı hedefleyerek, doğuştan gelen paklığın devamını sağlamak adına toplumun daha sağlıklı, neşeli, işlevsel ve farkındalığı yüksek bir şekilde hareket edilebileceğinin bilincini taşıyor.

Şartlar oluşturulduğu zaman her bireyin iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan, yararlıyı zararlıdan ayırt edebileceğinin bilinciyle sportif, sosyal, sanat ve kültür faaliyetlerinin yanı sıra sağlık alanında da aktif rol almayı hedefleyen dernek, bu kapsamda çeşitli yayın ve araştırma dosyası hazırlayarak ilgili kurum ve kuruluşları bilgilendiriyor.

Uyuşturucu ile mücadele konusunda da çalışmaları olan dernek, okul çevrelerinde öğrencileri hedefine alan uyuşturucu tehlikesine karşı, "Temiz mikrofon kampüslerde", "Her insan bir dünyadır", "Temiz bir dünya sohbetleri, yarışmaları, yayınları ve araştırmaları" konu başlıkları altında okul aile birliği ile iş birliğiyle ailelerle buluşup, konferans ve seminer programları düzenliyor.

- "Annelerin çığlıklarını gördük ve çaresizliğine şahit olduk"

Temiz Toplum Derneği Başkanı Bilal Ay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, uyuşturucu ile mücadele kapsamında dernek bünyesinde sanat evleri, spor kompleksleri, rehabilitasyon merkezleri ve uyum köyleri oluşturmayı planladıklarını belirterek, "Uyuşturucu madde ile mücadele eden bir derneğiz. 2014'de uyuşturucu nedeniyle kendinden geçmiş gençlerimizi görünce bu noktada bir adım atılması gerektiğine inandık ve konferans, seminerler düzenlemeye başladık. O zaman kurumsal kimliğimiz yoktu fakat işin profesyonelleriyle yani psikolog, sosyolog ve narkotik birimleriyle bir araya gelerek, kitleleri uzmanlarla buluşturduk, bilgilenmelerine vesile olduk." diye konuştu.

Bu süreçte çeşitli vakalara rastladıklarını aktaran Ay, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Annelerin çığlıklarını gördük ve çaresizliğine şahit olduk. Bunları görünce kurumsal bir çalışmanın kaçınılmaz olduğunun farkına vardık ve iki buçuk sene önce Temiz Toplum Derneğini kurmaya karar verdik. Yeni doğmuş bir bebeği düşünün, kucağınıza alıyorsunuz, günahı yok. Ama bu çocuklar büyüyor ve aralarından vatan hainleri, hırsızlar, yolsuzlar, madde bağımlıları ve uyuşturucu satıcıları çıkabiliyor. Bunların sorumlusu biziz. Sorumlusu anne-baba, sokak, okul ve televizyondur. Biz isteyerek veya istemeyerek tertemiz doğan bireylerin kirlenmesine sebep olmuşuz.

Bir mücadele ortaya koyulacaksa bunu da hep beraber, omuz omuza vermek gerekir diye düşündük. Dernek bünyesinde kurumsal yapıyı oluşturduk. İki buçuk yıldır merkezine uyuşturucuyu alan bir çalışma trafiği yönetiyoruz. Vakalarla görüştüğümüzde, uyuşturucu tuzağına düşen ve bağımlı genç ve ailelerle buluştuğumuzda, 'Biz bu bataklığı kurutmak istiyorsak gençlerimizi, çocuklarımızı bu bataklığa sürükleyen problemleri ortadan kaldırmamız lazım' dedik. Bu noktada da aileyle, sokakla ve okullarla ilgili 14 farklı masa oluşturduk."

- "500 bin insandan, 200 bini bağımlı"

Ay, sokaktaki problemlerin önüne geçebilmek için gençlere "Uyuşturucudan uzak dur!" demenin yeterli olmadığını dile getirerek, "Son günlerde kadın cinayetlerindeki artış çok üzücü boyutlara geldi. Maalesef, aile kurumumun irtifa kaybettiğini hep beraber görüyoruz ki Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) rakamlarına göre son 10 yılda 1 milyon 151 bin 591 çiftin boşandığını görüyoruz. Bununla alakalı da 'Mutlu Aile Güçlü Türkiye' adında bir proje gerçekleştirdik. İnşallah bunu da en kısa sürede Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'na sunacağız. Ailedeki problemleri çözüm önerilerimizi atılacak küçük adımlarla, büyük problemlerin önüne nasıl geçileceğini ilgili muhataplarla paylaşacağız." dedi.

İstanbul'da 500 bine yakın gencin, maddeye ulaştığını vurgulayan Ay, şöyle devam etti:

"Yani 20 milyonluk şehirde gayri resmi nüfus ile birlikte, her 40 kişiden birisi direkt uyuşturucu ile muhatap olan 500 bin insandan bahsediyoruz ve bunların 200 bini bağımlı. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Bundan 10-20 yıl önce şahitlik ettiğimiz olumsuzlukları, bugün sokağımızda görüp, gözlemleyebiliyoruz ve ne yazık ki uyuşturucu artık kanıksanmış durumda. Problemler de her geçen gün büyüyor. Elbette çözüm önerilerimiz var, aile olarak bağlarımızı biraz daha sıklaştıralım.

Özellikle teknolojinin hayatımıza girmesiyle beraber aile üyeleri birbirinden uzaklaştı. Dernek olarak geçen yıl 'Sofra Hareketi' projesi başlatmıştık. Aileler, akşam yemeğinde aynı sofra etrafında buluşabilsin çünkü bakıyoruz annenin dizisi, babanın sosyal medya grupları, çocuğun ise oyunları var. Evladımız okuldan geliyor ve kendi odasına çekiliyor dolayısıyla yemeklerde bile bir araya gelemiyoruz. Aile bir araya gelirse birbirlerinden haberdar olur. Bir anne-baba çocuğu ile aynı sofraya oturursa ve çocuğun morali bozuksa bu fark eder. Üzerinde kötü bir koku varsa, vücudunda yanıklar varsa görür, gözleri kanlanmışsa bunu gözlemleyebilir. Bu noktada ailelere, 'Yeni okul döneminde çocuklarınızla daha fazla zaman geçirmelisiniz' diyoruz."

- "Çocuğunuzu, içinde bulunduğu çevre şekillendirir"

Temiz Toplum Derneği Başkanı Ay, çocukları tehlikeden uzak tutmak için bir araya gelmenin de yeterli olmadığını, onlara değerli olduğunu ve koşulsuz sevgiyi hissettirmenin önemini anlatarak, "Sevgi ve değer vermek belki de uyuşturucu ve diğer olumsuzluklarda problemin büyük bölümünü çözmemizi sağlayacak adımdır. Diğer bir yanlış da aileler, 'Çocuğum iyi yetişti, olumsuz bir davranışta bulunmaz' diyor ama çevre faktörünü unutuyorlar. Siz çocuğunuzu ne kadar iyi yetiştirirseniz yetiştirin, içinde bulunduğu çevre onu şekillendirir." dedi.

"Benim çocuğum asla yapmaz" fikrinin unutulması gerektiğini anımsatan Ay, şunları kaydetti:

"Tehlike, her birimiz için tehlikedir ve el birliğiyle tedbirli olabilmemiz gerekir. Ayrıca diğer bir yanlış da 'Çocuğu okula gönderdim, tüm sorumluluk okul idaresinde ve öğretmende' dersek yine problemlere kapı açmış oluruz. Aynı şekilde okuldaki öğretmen ve yöneticiler de 'Çocuk okuldaki eğitimini tamamladı evine gitti, artık sorumluluk ailesinde' derse yine problemlerin önüne geçilemez. Okul, aile ve çevre unsurlarını birbirine entegre edebilmek lazım. Aile çocuğuyla ilgilendiği gibi okuldayken de öğretmenleriyle ciddi bir iletişim oluşturmalı. Bu noktada okul, öğretmen ve çevreyle bağları sıkılaştırmak gerekiyor. Çocuğumuz kimlerle arkadaşlık ediyor, okuldan çıktığında nerelere uğruyor, kimlerle muhatap oluyor? Bunları bilirsek problemleri büyük ölçüde çözmüş oluruz.

Yine bizim çocuklara tavsiyemiz, 'Problemlerden uzak durun' noktasında oluyor ama ailelerin de çocuklara, 'Hayır' diyebilme yeteneğini kazandırması gerekiyor. En samimi arkadaşı çocuğumuza bir teklifle geldiğinde çocuğumuz onun olumsuz olduğunu bildiğinde, 'Hayır, ben bu adımı atmayacağım, ben bu etkinliğe katılmayacağım' diyebilmeli."

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :