Seninle herşeye varım ben !

Kadınlar için yakın dövüş kursları öneriyorum dikkatinizi çekerim savunma tekniği değil ... Kadına şiddete hayır , haftası etkinlikleri içinde oldukça düşünme değerlendirme fırsatım oldu. Yıllardır hem avukat olarak mesleki alanda, hem de güncel hayatta karşılaştığım onca olaydan sonra böyle bir noktaya gelmiş olmam şaşırtıcı değil aslında.

Hani adamın biri çok ünlü bir ressama porteresini yaptırmak istemiş. Sanatçı oldukça uçuk bir fiyat söylese de vaz geçmemiş. Sonunda anlaşıp pozu ayarlamışlar. Beş dakika sonra ressam “Tamam , bitti” deyince şaşıran müşteri hemen itiraz etmiş: “Ne yani ben onca parayı beş dakikalık bir çalışmanız için mi ödüyorumİ?” diye sormuş. Ressam beş kelimelik kısacık cevapla yetinmiş : “ 40 yıl artı 5 dakika...”

Düşünce alanında da bazen böyle uzun bir geçmişe sahip veri birikimi kısa sürede nihai bir noktaya ulaşıyor sanırım. Şu anda ne yapılırsa yapılsın sonuçlarını ancak uzun yıllar sonra alabileceğimiz bir çaba içerisindeyiz. Elebette çok ciddi samimi ve fedakar işler yapıldı aşamalar kayd edildi. Ancak bunlardan hemen karşılık beklemek saf dillik olur. Madem konu bedensel güç farkı doğrudan ordan başlamak lazım.

Ağır kan kaybı geçiren bir hastaya pekmez içirip vücudun onu kan yapmasını bekleyebilir miyiz? Hem de kanamayı acilen durduran bir tampon yapmadan. Kabul edelim ki toplumumuz bu konuda ağır  yaralı . Kan akarken , hastaya şurup içirmeye çalışıyoruz. Bence önce tampon yapalım. Açılan kurslara yapılan programlara bu anlamda sorunlu erkeklerin katıldığı hiç görülmemiş. Geliyorsa sorunu yoktur zaten. Bu yüzden kadınlara verilen kurs listesine yakın dövüş teknikleri eklenmelidir. Bunu fark etse bile hiçbir yetkili açıkça söyleyemez. O yüzden yazar olarak tüm eleştirleri göze alıp soruyorum: Eşi iyi derecede tekvando bilen bir adam sizce ona el kaldırmaya cesaret eder mi ? Lütfen tüm samimiyenizle düşünün ve unutmayın merhametten maraz doğuyor. Tıpkı iyiliğinden, eşliğinden , anneliğinden , fedakarlığından dolayı her dönemde tüm dünyaya fark atan Anadolu kadının bu gün düştüğü durum gibi... Madem ki :

Seninle her şeye varım ben 
Sen benim uğurlu yolumsun 
Yıldızlara yürürüm senle 
Sen iste canım senin olsun 

Sen her şeysin 
Canımı canına katabilirsin 
Cayarsam senden 
Beni şu ateşe atabilirsin ...

Diyoruz nikah akitlerinde , “herşey” erkekler için de “herşey” olsun...

 Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında düzenlenen “Medyada Kadın Algısı” konulu önemli bir toplantıdaydık. Konya'da yapılan çalışmalar değerlendirildi yeni hedefler belirlendi. Ve kadına şiddet temalı resim ve fotoğraf yarışmaları sonuçları açıklanarak ödüller dağıtıldı. Umulmadık güzellikte eserler vardı. Kazanan ve katılanları tebrik ederim.

Büyükşehir Belediyesi Aile Destek Merkezi’nin faaliyetleri ile “Öfke ve Şiddet Diyalektiğinde Kadın” projesi kapsamında yapılan çalışmaların ele alındığı toplantıda konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, şiddetin ruhlardaki anarşinin bir yansıması olduğunu, insanın kendisiyle barışık hale gelmesi sağlanmadan asla terörün, şiddetin ve anarşinin bitirilemeyeceğini dile getirdi.

Programa katılan İl Müftüsü Prof. Dr. Müftü Ali Akpınar da, İslam dininin şiddetin her türlüsüne her zaman her yerde karşı olduğunu belirterek, yaşanan şiddet olaylarının temelinde cehalet olduğunu vurguladı. Ve insanın öfkesini yenmesi ile ilgili Abbasi Halifesi ile sevisle görevli kız arasında geçen Kuran ayetleri ile devam eden çok güzel bir diyaloğu anlattı.

Benim yazar olark tanıdığım ve : Özgecanı ben öldürdüm yazısı ile gözlerimizi yaşla doldurup bir kez daha kendimizi sorgulamamızı sağlayan kıymetli arkadaşım Cemil Paslı beyefendi de toplantıdaydı. Ama önce  unutamadığım o yazsının girişini paylaşmak isterim:

 Hiç hatayı sağda solda aramadım.

Nefsime döndüm ve dedim ki;

Özgecan’ı sen öldürdün.

Ey Rabbim affet ! Özgecan’ı ben öldürdüm...

Bu kadar yazdım,çizdim,projeler yaptım ama sesimi duyuramadım.

Cemil bey, Konya Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdür Yardımcısı olarak çaba ve çalışmalarına yakından tanık olduğumuz şahsiyetlerden iken böyle yazmıştı...

Başarılarını beklediğim yeni görevi  Basın Yayın Enformasyon Konya İl Müdürlüğünde de epeyce fark yaratacağına eminim . Bahs ettiğim toplantıda ise :

”Karanlık , ışığın olmadığı yer şiddet ise sevginin bulunmadığı alan demektir. Bu durumda ışıktan ve sevgiden bahs edelim. Işık yaydıkça karanlık , sevgi aşıladıkça şiddet yok olacaktır.” görüşüne vurgu yaptı. Bu bizim temel medeniyet felsefemizin özeti aslında ve katılmamak mümkün değil.

Gerçekten tüm kurumlar işbirliği içinde çok önemli faaliyetler yaptı ve yapmaya devam ediyor. Bu çalışmalarda bir çok insan gönüllü ve samimi çaba gösteriyor. Umuyorum önümüzdeki yıl da ışığı artırarak karanlığı azatlmaya daha da geniş katılımlarla devam ederiz.

Benim yukarıda dikkatinize sunduğum öneri buna zıt gibi gözükse bile geçici bir süre için gerekli tedbirlerden olarak değerlendirilmeli ve hafife alınıp espiri konusu yapılmamalı.

Evet iki insan “seninle her şeye varım ben !” sözü verirken iki tarafın sorumlukluk yüklenimi de eşit olmalı ki sözleşme sahih olsun. Tek taraflı “döver de sever de” ayrıcalığının bizi getirdiği nokta ortadayken  acilen adalete dönelim.

cemil-pasli.jpg

 

mm-001.jpg

tahir.jpg

untitled-020.png

untitledsdfs.png

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum