Selman ve Zaid, 21. yüzyılın iki Lawrence’ı

Selman ve Zaid, 21. yüzyılın iki Lawrence’ı

Yeni Şafak yazarı İbrahim Karagül, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman ve BAE Veliahtı Muhammed bin Zaidiçin, "21. yüzyılın iki Lawrence’ı" nitelemesi yaptı.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman ve BAE Veliahtı Muhammed bin Zaid, ilk kez büyük açık verdi, fena yakalandı. 

Bugüne kadar, bu ikilinin Yemen’den Libya’ya, Somali’den S. Arabistan’a bir çok ülkede yürüttüğü örtülü operasyonlar özgüvenlerini ve şımarıklıklarını o kadar artırdı ki, bütün coğrafyada rahatça at koşturacaklarını sandılar.

Ne de olsa ABD/İngiliz istihbaratı, İsrail istihbaratı arkalarındaydı, onlarla beraber çalışıyorlardı, onlar adına bölgeyi dizayn ediyorlardı. Onlar adına terör örgütleri yönetiyor, onlar adına S. Arabistan iç siyasetini dizayn ediyor, onlar adına para trafiğini kontrol ediyor, onların saha yapılarına çalışma alanı sağlıyor, onlar adına suikastler düzenliyorlardı.

Erdoğan’ı devirme senaryoları, Selman ve Zaid’in patronları..

Bu ikilinin, 15 Temmuz’da zirveye ulaşan Türkiye’yi yönelik saldırıların tamamında yer alması, gönüllü olması, yeni bir Arap milliyetçiliği dalgası oluşturarak Türkiye’yi bölgede sınırlamaya dönük çokuluslu senaryonun ihalesini alması, Erdoğan’ı devirmeye dönük içeride ve dışarıda yürütülen projelere aktif biçimde katılması, bu senaryoların kirli işlerini üstlenmesi Türkiye tarafından biliniyordu.

Ama bütün bölgesel hesapların farkında olan Türkiye, bu ikiliye göre hareket etmiyor, daha üst bir akılla olanlara, olacaklara müdahil olmaya çalışıyor, Selman ve Zaid’den çok patronlarıyla uğraşıyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şahsını hedef alan örtülü hareketlere karşı bile son derece sakin, dikkatli, ihtiyatlı hareket edildi. Türkiye, iki kontrolsüz adam tarafından provoke edilmek istendi ama buna müsaade etmedi.

21. yüzyılın Lawrence’ları, Türkiye’yi durduramazsınız

Açık söyleyelim; Selman ve Zaid, Birinci Dünya Savaşı sonrasının ikinci coğrafya dizaynının bölgesel temsilcileridir. Zamanımızın Lawrence’ıdırlar. Kudüs’tür, Mekke’dir, Müslümanlık’tır, tarihtir, coğrafyadır onların umurunda bile değil. Onlar birilerinin bölgesel projesini yürütürken, S. Arabistan’ın bile imhasına yol açacak girişimlere imzalar atmıştır.

Bu amaç doğrultusunda Suriye’de, Irak’ta, Yemen’de hatta Türkiye içinde terörü fonlamışlar, silah sağlamışlar, cinayetlere ortak olmuşlardır. Suriye’nin kuzeyindeki terör koridorunun en büyük finansörleridir. Kendilerince Türkiye nüfuzunu bir yerde durdurmaya çalışmaktadırlar. Oysa o proje onların değil başkalarınındır ve Müslüman dünyayı paramparça etme hesaplarının sadece bir cephesidir. Onlara “Türk yayılmasını durdurun” talimatı verilmiş onlar da buna inanmış, salakça gönüllü olmuştur.

Erdoğan’ı hedef aldılar: Afrin’de büyük darbeyi Selman ve Zaid yemiştir..

Bu yüzden Fırat Kalkanı’nda ve Afrin Operasyonu’nda en ağır darbeyi PKK ve ABD/İsrail kadar değil, Selman ve Zaid yemiştir. Fırat’ın Doğu’suna yönelik operasyonlar onlara daha da ağır darbeler indirecektir. Patronlarının bile Türkiye’ye gücü yetemediği düşünülünce, on yıldır bu alanda verilen mücadele göz önüne alınınca Selman ve Zaid’in kirli hesaplarının hiçbir yere varamayacağını herkes görecektir.

Bu ikilinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın canını çok yaktıklarını biliyorum. Çok kötülükler yaptıklarını biliyorum. Daha kimse bunları tanımazken bir buçuk yıldır tehlikeye dikkat çeken yazılar yazıyorum. “Er geç duvara toslayacaklar, sonları çok kötü olacak” diye yazdım kaç kez. Şimdi o oluyor işte.

Türkiye’de yeni ‘muhalefet’ ve ‘müdahale’ planı yapıyorlardı

Bugünlerde Türkiye içinde, Batılı patronları ile bir tür “yeni muhalefet ve müdahale”nin altyapısını oluşturmaya çalışıyorlardı. Maalesef bazılarımız bilerek ya da bilmeyerek bu tuzağa düştü hala farkında değil. Ülkemizin büyük mücadelesine, coğrafya ve küresel ölçekte yaşadığımız büyük hesaplaşmaya rağmen, “içimizden” birilerinin küçük hesaplara boğulup söz konusu senaryolara yaklaşmasının derin acısını duyuyordum.

Şimdi rüzgar onlara karşı esmeye başladı işte. Cemal Kaşıkçı olayı ile bir şeyler patladı. Artık bu gizli ajandanın daha sıkı takipçisi olacağız.

İki Truva Atı, Kaşıkçı olayında yakayı ele verdi, onlar için yol bitmiştir

İstanbul’un göbeğinde bir muhalifi vahşice öldürüp Türkiye’yi rencide etmeyi, gözden düşürmeyi, Ankara’dan intikam almayı, Arap/Müslüman muhalifler için Türkiye’nin sığınak olmasının önüne geçmeyi planlamışlardı. Ellerine yüzlerine bulaştırdılar, rezil oldular. Vahşetlerini gizleme imkanı bile bulamadılar. Patronları İsrail istihbaratının taktiklerini bile tam uygulayamadılar.

Onlarca kişi, uçaklar, araçlar bir kişi için seferber oldu. Kendi konsolosluklarında Kaşıkçı’ya tuzak kurdular. Ama her şey açığa çıktı, üstünü örtemediler. Selman’ın ve Zaid’in en güvendikleri adamları, İsrail istihbarat taktikleri, Mısır istihbaratının cinayet tecrübeleri yeterli olmadı.

İki lider, iki Truva Atı, coğrafyayı imhaya dönük projelerin tetikçisi çok kötü yakalandı. Kaşıkçı olayı sonrası, geçmiş günahları da ortaya serilecek. Türkiye’ye karşı ve bölgede yürüttükleri kötülükler bir bir ortaya çıkarılacak. Hayatları boyunca bu dosyalar onları takip edecek. Cinayetler, suikastler, örtülü operasyonlar, para trafikleri üzerlerine yapışıp kalacak.

Türkiye eline müthiş bir kart geçirdi, medya yönetimi mükemmel

Bugüne kadar sessizliğini, akilliğini, ağırbaşlılığını koruyan Türkiye, iki liderin kendisine ve Erdoğan’a yönelik suç dosyasının intikamını almak için eline büyük bir kart geçirdi. Kötülüğe ve düşmanlığa karşı çok etkili bir bilgi geçirdi. Dikkat ediyorum da, ABD ve dünya medyası, olayla ilgili bilgi aktarımı konusunda son derece etkili bir şekilde bilgilendiriliyor.

Türkiye çok ciddi bir medya/enformasyon yönetimi yapıyor. Devlet son derece dikkatli, akıllı hareket ediyor. İşlerin nereye varabileceğini, olayın Selman ve Zaid’i nasıl zorlayacağını görmüş durumda. Bir akıl yönetimi söz konusu.

ABD basını ve yönetimi, dünya basını ve siyasi çevreleri iki lideri fena sıkıştıracak. Belki de onlar için rüyanın sonuna gelindi. Suç dosyaları, iddialar, kanıtlar, uluslararası yargılama yolları tartışmaları başlayacak.

Kötülüklerinin tutsağı olacaklar, Türkiye bunun hesabını sormalı

Türkiye, Selman ve Zaid’den yaptıklarının hesabını bu yolla sormalı. Ülkemize karşı işledikleri cürümlerin hesabını istemeli. En önemlisi de bütün bölgeyi bu iki kontrolsüz adamın kötülüklerinden kurtarmanın yolunu göstermeli, imkanını ortaya sermeli.

Para ile her şeyi yapabileceklerini, herkesi satın alabileceklerini sanıyorlar. Para olmazsa tehditlerle, şantajlarla, cinayetlerle yola devam edebileceklerini sanıyorlar. Bu sefer böyle olmayacağını muhtemelen görecekler. Muhammed Bin Selman ve Muhammed Bin Zaid için yolun sonu görülmüştür. Er ya da geç, duvara toslayacaklar, er ya da geç, kendi kötülüklerinin tutsağı olacaklar.

 

Bizim dosyalarımız hazır! Yüzyıl sonra herkes aynı yerde

Bizim dosyamız hazır. Biz onları; sadece Cemal Kaşıkçı olayından değil, 15 Temmuz dahil, ülkemize karşı terörü finanse etmeleri dahil, PKK ve DEAŞ’ı silahlandırmaları dahil, Suriye’nin kuzeyinde ülkemize karşı yürüttükleri savaş dahil, Cumhurbaşkanı’na suikast girişimini de içeren çokuluslu saldırılardaki ortaklıkları dahil çok şeyden sorumlu tutacağız.

Bakalım Türkiye ile uğraşmak, bu ülkeye karşı gizli savaş yürütmek nasıl oluyormuş!

21. yüzyılın Lawrence’ları, coğrafyayı birleştirmeye çalışan Türkiye ile hesaplaşmaya girişti. Yüzyıl sonra herkes aynı yerde. Ama hesabı yanlış yaptılar. Yüzyıl sonra biz yükseliyoruz, onlar çöküyor. Yani kaybedecekler..