Selçuk’ta Kültürel Miras Konuşuldu

Selçuk’ta Kültürel Miras Konuşuldu

Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitü Müdürü ve Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Bahar, ‘Tarihin Rehberliğin Konya’da Kültürel Miras’ konulu konferans gerçekleştirdi.

 

 

Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde gerçekleşen konferansa Selçuk Üniversitesi Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Necmi Uyanık, dekan yardımcıları, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.

     

 PROF. DR. UYANIK, “TARİH VE SANAT BİLGİSİNE SAHİP OLMALISINIZ”

 

Konferansın açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. Necmi Uyanık, “Rehberlik mesleği kutsal bir meslektir. Rehbelik mesleğinin insanın içindeki öğrenme arzusuyla başlayan ve insanı, doğayı, çevreyi, bilgiyi tanımak gibi önemli amaçları vardır. Rehberlik çok okuyan mı bilir çok gezen mi bilir’e büyük bir anlam katıyor. Mevcut medeniyetin bize sunmuş olduğu imkânla önce medeniyetimizi, kendimizi tanıyacağız ve bu medeniyetin tarihini başkalarına anlatacağız. Çünkü güçlü ve hoşgörülü bir medeniyetin, kültürel mirasın merkezinde yaşıyoruz. Seyyid Hüseyin Nasr’ın söylediği gibi; Mevlana yanı başınızda. Kuyunun başındasınız ama bu kuyunun bu suyun değerini bilmiyorsunuz. Biz önce kendimizi tanıyacağız Konya’yı tanıyacağız ve değerini bileceğiz. Dünyanın farklı yerlerine gittiğimizde Hindistan’da Kutub Minar’da sanat tarihi ile tarihin önemini, Tac Mahal’de tarihin ve kültürün önemini, El Hamra Sarayı’nda imanın sanata ve taşa nasıl yansıdığını görmüş oluruz. Rehberlik mesleği için ciddi anlamda tarih ve sanat bilgisine sahip olmak gerekir. Ve bu bilgiyi birçok farklı bakış açısıyla değerlendirmeniz gerekiyor. Bu açıdan bu konferansın alanınıza önemli bir katkı sunacağını düşünüyorum” dedi.

 

  PROF. DR. BAHAR, “ARTIK BİLİMDE AYRILIK YOK”

 

Selçuk Üniversitesi Turizm Fakültesi’nin daveti için teşekkür eden Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Üyesi ve Türkiyat Araştırmaları Enstitü Müdürü Prof Dr. Hasan Bahar, kültürel miras hakkında önemli bilgiler verdi. Prof. Dr. Bahar, kültür ile turizmi birbirinden ayırmanın zor olduğunu belirterek, “Dünyada turizm ile öne çıkan ülkelerin kültürde, kültürüne sahip çıkan ülkeleri olduğunu görüyoruz. Eğer turizm yapacaksınız kültürünüze sahip çıkmamız gerekir. Kemik, taş, metal olarak ayırdığınız zaman bir koleksiyoncu oluyorsunuz ama bunları kimlerin kullandığı niçin kullandığı gibi soruları yöneltince bir kültür adamı olursunuz. Kültür medeniyetin merkezi olan burada kendi köyümüzü evimizi hanemizi yani özümü yabancılarda öğreniyorduk. Eğer siz kendi coğrafyanızı kendi medeniyetiniz tanımazsanız nasıl bir yol izleyebileceksiniz. Bu yüzden bizler çevremizdeki doğayı insanları ve tarihimizi tanımamız gerekir. Tarihçi, turizmci, psikolog, sosyolog, coğrafya hata fen bilimleri bile artık kültür ve sanat alanının içinde artık bilimde ayrılık yok" diye konuştu.