Selçuklu Sarayı kazıları konuşuldu
Yaşayan Konya Hafızası İkindi Sohbetlerinde bu hafta Konya Müze Müdürü Yusuf Benli “Konya Selçuklu Sarayı Kazıları ” konulu slayt eşliğinde bir konferans verdi
Konya Büyükşehir Belediyesi ile Konya Fikir, Sanat, Kültür Adamları Birliği Derneği ve SÜ Selçuklu Araştırmaları Merkezinin ortaklaşa düzenlediği Yaşayan Konya Hafızası İkindi Sohbetlerinde bu hafta Konya Müze Müdürü Yusuf Benli “Konya Selçuklu Sarayı Kazıları ” konulu slayt eşliğinde bir konferans verdi. Kültür Bakanlığı ile Konya Büyükşehir Belediyesi arasında 2008 yılında yapılan protokolle Alaaddin Tepesi’ndeki kazılara başlandığına dikkat çeken Yusuf Benli “Niebuhr 1766 yılında çizdiği planda 21 m. yüksekte bir höyük olan Alaaddin Tepesi’nin etrafında bir sur duvarının bulunduğundan bahsetmektedir. Selçuklular Konya’ya yerleştiklerinde bu surları yeniden değerlendirerek iç kaleye dönüştürmüştür.
ALAADDİN TEPESİ’NDEKİ KAZI ÇALIŞMALARI
Texier 1835’te iç kalede sarayın olduğunu belirtir. Yapı etrafı balkonlarla çevrili dışa taşan büyük tuğla konsollar üzerine oturan kare şeklindedir. Kesme taş duvarlar üzerinde yükselen köşkün güney cephesinde aslan heykeli bulunmaktadır. Türk Tarih Kurumu tarafından Remzi Oğuz Arık başkanlığında 1940 yılında Alaaddin Tepesi’nde kazı çalışması başlamıştır. Bu çalışmalar sırasında Selçuklu sarayının tespiti için 2.Kılıçarslan Köşkü’nün etrafında da kazı çalışması yapılmıştır.” dedi. Tepedeki İlk yerleşimin MÖ 2000’e kadar uzandığını, kazılarda 2.Kılıçarslan Köşkü’nün Konya iç kalesine ait bir burcun üzerine kurulduğu tespit edildiğini, Mahmut Akok tarafından 1941 yılında köşk ve sarayın restitüsyonu yapıldığını belirten Benli, 1961yılında 2.Kılıçarslan Köşkü’nün üstü betonarme bir kabuk ile kapatıldığını söyledi.
KILIÇARSLAN KÖŞKÜ’NÜN KORUNMASI ÇABALARI
Benli, “Konya’da 700 civarında höyük bulunmaktadır. En büyük höyüklerden birisi de Alaeddin Tepesi’dir. Konya Büyükşehir Belediyesi’nin başvurusu üzerine 2008’de Selçuk Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesindeki görevli öğretim üyeleri Kılıçarslan Köşkü kalıntısının üzerini örten betonarme kabukta oluşan çatlama ve hasarlar incelenme sonucu bir rapor olarak düzenlendi. Heyetin yaptığı değerlendirme raporunda betonarme yapının zaman içinde çatlama ve bozulmaların olduğu, demirlerde korozyon oluştuğu belirtilmiştir. Kabuk örtünün köşk kalıntısını yağmur, kar gibi etkilerden koruyamadığı, kerpiç malzemede yüzey aşınmaları ve rutubetlenmeye bağlı olarak dökülmeler görüldüğü rapora yazıldı. 2009 yılında Konya Büyükşehir Belediyesi ile Kültür ve Turizm Bakanlığı arasında düzenlenen protokol doğrultusunda 2.Kılıçarslan Köşkü’nün üst betonarme kabuğun kaldırılması, restorasyon ve koruma projesinin hazırlanması için 2010 yılında Konya Müze Müdürlüğü tarafından kazı çalışmaları yapılmıştır.” dedi.
KAZI ÇALIŞMALARINDA İKİNCİ KÖŞK BULUNDU
Benli, müze çalışanlarının yaptığı kazı çalışmalarında sarayın iki köşkten oluştuğu tespit edilmiştir. Köşkün üzerine oturduğu duvar, batı yönünde 16 metre sonra aynı mimari özelliklere sahip ikinci köşk ile birleşmektedir. Kazı çalışmaları sonucunda Köşkün doğusunda Texier gravüründe görünen duvar ve buna bağlı kuzeye doğru uzanan temel kalıntıları görülmüştür. Yapılan kazı çalışmalarında köşke ait temel kalıntılarının güneye doğru uzandığını söyledi.
KÖŞKTE BÜYÜK YIKIMA SEBEP OLAN YANGIN
Köşkün güney doğusunda tespit edilen galerideki toprak dolgusu alınırken bol miktarda alçı, tuğla ve çini parçalarına rastlandığını söyleyen Benli, tespit edilen çini ve alçıların üzerinde yoğun yangın tabakasının bulunmasının köşkte çıkan büyük bir yangın sonucu köşkün güneyinde bir yıkılmanın olduğunu göstermektedir. Sunumunda köşk ve burçların 3D denemeleri üzerinde durarak sırlı Sgrafitto tekniğinde sırlı figürlü kaplar, at figürlü kilit, aslan başlı kapı tokmağı, ejder başlı kap kulpu, askılı kandil, çan bulunmuştur. Buluntulardan da anlaşılacağı üzere ikinci köşk ile Kılıçarslan köşkü aynı döneme tarihlendirilmekte olup sarayın iki burçlu olduğu görülmektedir. Yusuf Benli konuşmasının sonunda 2010-2015 yılları arasında yapılan kazı çalışmaları ile ilgili çekilen videolar eşliğinde dinleyicilere bilgi verdi. Alınan karar gereği açığa çıkarılan duvarların batıya doğru devamının açığa çıkarılması için hazırlanan proje doğrultusunda kazı çalışmalarına devam ettirildiği belirtildi. Benli’nin konuşmasından sonra Mimar Orhan Arda, Gazeteciler İhsan Kayseri ve Seyit Küçükbezirci Alaaddin Tepesi’nde yapılan kazılar hakkında görüşlerini açıkladılar. Program sonunda Yusuf Benli’ye Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk ve İslâm Sanatları Tarihi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yaşar Erdemir tarafından günün anısına hediye takdim edildi.